Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Ortak Basın Toplantısı, 3 Eylül 2023

İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI HÜSEYİN EMİR ABDULLAHİYAN-…

(Farsça Konuşma ve Simultane Tercüme)

(https://youtu.be/6mQFFkFOZaM)

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ederim.

Değerli basın mensupları, bugün Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı sıfatıyla ilk kez İran’ı ziyaret ediyorum. Daha önce çeşitli vesilelerle, malumunuz çok kez ziyaretim sözkonusu olmuştu. Bugün başka bir sıfatla buradayız. Bu vesileyle Dışişleri Bakanı değerli dostum, kardeşim Hüseyin Emir Abdullahiyan’a ve arkadaşlarına göstermiş oldukları misafirperverlikten, evsahipliğinden ve profesyonelliklerinden dolayı çok teşekkür etmek istiyorum.

Değerli basın mensupları, bildiğiniz gibi Türkiye’yle İran arasında yüzyıllara dayanan derin, tarihi ve kültürel bağlar bulunmakta. İki ülke uzun yıllardır barış içerisinde yan yana yaşamakta. Özellikle son günlerde ve son aylarda ortaya koyduğumuz dayanışma, deprem vesilesiyle bir kez daha kendisini gösterdi. İran Hükümetinin ve halkının ülkemizde yaşanan depremde ve sonrasında ortaya koyduğu güçlü dayanışmadan dolayı kendilerine tekrar teşekkür etmek istiyoruz. Bu ortaya koydukları tavır güçlü dayanışmamızın ve dostluğumuzun önemli bir nişanesidir.

Bulunduğumuz coğrafyadaki gelişmeler ve krizler İran’la işbirliğimizin önemini her gün bir kez daha göstermektedir. İkili ilişkilerimizi Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi gibi kurumsallaşmış diyalog mekanizmalarıyla daha da ileri taşımak arzusundayız. Biliyorsunuz, Sayın Reisi’yi 8. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı için ülkemizde ağırlamayı bekliyoruz, inşallah kendileri Türkiye’ye gelecekler, Sayın Cumhurbaşkanımızla buluşacaklar. Bugün de bu toplantının hazırlıkları kapsamında kardeşim Hüseyin’le verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Kendisi de ifade ettiler, ikili ve bölgesel işbirliğimizi karşılıklı yarar anlayışıyla daha da geliştirme arzusunda olduğumuzu teyit ettik. Ortak sınır güvenliği, terörizmle mücadele, ticaret, ulaştırma, yükseköğretim gibi pek çok konuda müzakere ettik, görüşlerimizi paylaştık. Terörle mücadele konusunda da beklentilerimizi birbirimize aktardık. Özellikle PKK-PJAK tehdidinin ortadan kaldırılmasıyla ilgili hassasiyetlerimizi gündeme getirdik.

İkili ticaret hacmimiz pandemi sonrasında artış eğiliminde. Bu ivmenin sürdürülebilmesi için atılacak adımları görüştük. 30 milyar Dolar hedefine ulaşmak için gerçekten somut konular neler olabilir? İlgili arkadaşlarımızla beraber bunları çok detaylı ve uzun görüştük. Sınır ticareti, tarım, hayvancılık, enerji, lojistik yollar gibi çok değişik konularda ülkelerimizin pozisyonlarını, yaptığımız hazırlıkları ve fikirlerimizi paylaştık.

Ayrıca firmalarımızın ve vatandaşlarımızın karşılaştığı sorunların ne şekilde aşılabileceğini de çok olgun bir şekilde masada tartıştık. Tüm bunları yakın zamanda düzenleyeceğimiz Karma Ekonomik Komisyon Toplantısında ayrıca etraflıca ele alacağız.

Görüşmelerimizde enerji alanındaki işbirliğimize ve bölgesel kalkınma projelerine de değindik. Her iki tarafta da muhtelif ikili meseleleri karşılıklı anlayış, iyi komşuluk ve işbirliği temelinde diyalog yoluyla çözümleme konusunda güçlü bir arzu var, bütün arkadaşlarımız bu şekilde çalışıyorlar. Ayrıca ikili ilişkilere ilaveten bölgesel konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Biliyorsunuz Türkiye ve İran bu bölgenin iki büyük ülkesi. Bu büyüklük beraberinde de sorumluluk getiriyor. Bu sorumluluk, bölgemizdeki barışın ve istikrarın sağlanmasını bize mecbur kılan bir sorumluluk. Bu çerçevede konularımızı ele aldık.

Başta Suriye, Irak, Filistin, Güney Kafkasya, Yemen ve Afganistan olmak üzere, ayrıca Ukrayna ve Libya konularını da masaya yatırdık. Suriye konusunda, kendileri de ifade ettiler, daha derinlikli neler yapılabilir o konuyu ele aldık. Bizim, Türkiye olarak, Suriye konusundaki pozisyonumuzun ne kadar net olduğunu biliyorsunuz değerli arkadaşlar. Suriye Hükümetinden ve onlarla yapacağımız işbirliğinden beklentilerimiz net. Bunlar özellikle, Suriye Hükümetinin ülkemizdeki mültecilerin sağ salim gönüllü ve onurlu bir şekilde ülkelerine geri dönmesini temin edici adımlar atması. Ülkede, ilave mültecilerin ülkemize gelmesini önleyecek tedbirler alınması.

Üçüncü ve son olarak da terörle mücadelede, özellikle PKK terörünü yok etmede ülkemizle işbirliğine önem vermesi ve PKK terörünü Suriye gündeminden çıkarma yolunda bizimle beraber çalışması. Bunlar bizim için olmazsa olmaz konular, kendilerinin de olmazsa olmazları var, biz bunları anlıyoruz. Özellikle İran ve Rusya katılımıyla da dörtlü formatta konularımızı tartışıyoruz.

Diğer taraftan, Irak konusunda da yoğun görüşmelerimiz oldu, özellikle Irak’ın istikrarı ve kalkınması ve terörle mücadele konuları. İslamofobiyle ilgili konuları değerli dostumla görüştük. Biliyorsunuz son zamanlarda özellikle Avrupa’da, kutsal kitabımız olan Kuran’ı Kerim’e yönelik, İslami değerlere yönelik saldırılar artmış durumda, bunu biraz da kasıtlı bir şekilde yapıyorlar. Buna yönelik İslam İşbirliği Teşkilatı çatısında neler yapabiliriz? Ne türden tavırlar alabiliriz? İki Müslüman ülke olarak bunun da görüş alışverişinde bulunduk.

Ayrıca biz, Türkiye olarak, İran ve Suudi Arabistan arasında varılan mutabakatı da destekliyoruz, bunu ilk yapıldığı zaman da söylemiştik, şimdi de söylüyoruz. Özellikle kendileri de söylediler, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye bölgenin güçlü ve büyük, sorumlu ülkeleri. Bu ülkelerin barış ve istikrar içerisinde olmaları bölge halkları için de fevkalade önem taşımakta. Ayrıca nükleer anlaşma müzakerelerinin devam etmesini de önemli buluyoruz, bu konuda da kendilerinden bilgi aldık, onun için de ayrıca teşekkür ediyorum, son gelişmeleri bizlerle paylaştılar.

Ben tekrar kardeşim Emir Abdullahiyan’a şahsıma ve heyetime gösterdiği misafirperverlik için teşekkür ediyorum.

SORU- [SİMULTANE TERCÜME] İlk önce Sayın Emir Abdullahiyan’a soru soruyorum. Bölgemizin kuzeybatısında su sıkıntısı vardır. Bu mesele, bu alanda çevresel sorunlar oluşturmuştur. Bu müzakerelerde, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanıyla yapmış olduğunuz bu görüşmelerde neler üzerinde durdunuz? Özellikle bu alanda bilgi almak istiyorum.

İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI HÜSEYİN EMİR ABDULLAHİYAN- [SİMULTANE TERCÜME] Bu önemli konu bugünkü toplantımızda önemli bir yer alıyordu. Daha önce de açıklık getirmiştim, geçen seneden itibaren ortak bir teknik komitenin oluşturulması üzerinde mutabık kalmıştık. Bu komite de, İran’dan teknik bir grup Türkiye’ye seferde bulunacak olmuştu. Bugün çok önemli anlaşmalara vardık. Kardeşim Sayın Hakan Fidan ile görüşmemde bu görüşmelerin devamını istedik. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin Aras Nehri üzerine dikkat çekmesini, aynı zamanda örf olarak ve çok uzun yıllardır bu nehrin o bölgede akmasıyla ilgili olarak teveccüh etmelerini istedik. Bu mesele üzerinde de mutabıkız. Çok yakın bir gelecekte teknik alanda da görüşmeler gerçekleştirilecektir. Türkiye’de, İran’ın kuzeybatısında bulunan eyaletlerimizin suya ulaşmasını engelleme veya azaltma gibi bir niyetin olmadığını da biliyoruz. Çok teşekkür ediyorum Türkiye Cumhuriyeti’nin bu meseleyle ilgili özel teveccühlerinden dolayı. Çok teşekkür ediyorum.

SORU- [SİMULTANE TERCÜME] … Kerkük’te bir karargah binasının KDP’ye teslim edilmesinin ardından, buradaki Türkmen ve Arap gruplar bu konuya karşı çıkmaktalar. Hatta çıkan gelişmeler dolayısıyla geçtiğimiz gün bu kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Türkiye olarak bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz ve Türkiye’nin bu konuya yaklaşımı nedir?

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi Kerkük etnik ve mezhepsel kompozisyon olarak Irak’ın küçük bir modelini teşkil etmektedir. Bu bakımdan Kerkük’ün huzuru ve istikrarı Irak’ın bütününün huzur ve istikrarına doğrudan etki etmektedir. Kerkük’ü barış içinde bir arada yaşama kültürünün sembolü olarak görüyoruz. Irak’ta Başbakan Sayın Sudani liderliğinde kurulan Hükümet ülkeye bir istikrar getirmiş durumda. Özellikle kendisinin ve Hükümetinin uzun vadeli altyapı ve üstyapı yatırımları konusunda verdiği çabaları destekliyoruz. Bunun Irak’ın bugünü ve geleceği için ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Böyle bir dönemde Irak’ın asli ve kurucu unsurları arasında yer alan Türkmen soydaşlarımızın ana yurdu konumundaki Kerkük’te can kaybıyla sonuçlanan gerginliklerin ortaya çıkmasını üzüntü ve büyük kaygıyla karşılamaktayız. Bu tür gerginliklere mahal verilmemesi gerektiği yönündeki görüş ve telkinlerimizi, sorumlu konumda bulunan Irak makamlarıyla zamanında paylaştık. Bu konuyla ilgili, gerek Sayın Başbakanla, gerek Erbil yönetimiyle kriz esnasında temaslarım oldu.

Bu çerçevede, şehirde son dönemde artış gösteren PKK mevcudiyetine de süratle son verilmesini Irak makamlarından talep ediyoruz. Kerkük yakın zamanda büyük acılar ve katliamlar yaşamış kadim bir şehirdir. Bu şehirdeki hassas toplumsal dengelerin korunması, temsil ve idarede tüm toplumsal kesimlere eşit söz hakkı verilmesi gerektiğini değerlendirmekteyiz. Biliyorsunuz bu çerçevede, şehirde tüm kesimlerin eşit bir şekilde temsilinin sağlanması ve idareye katılımı formülünü uzun zamandır destekliyoruz. Bildiğiniz gibi, Türkmen soydaşlarımızın hak ve menfaatlerinin korunması Irak’a yönelik politikamızın ana unsurları arasında yer almaktadır. Türkmen halklarının siyasi pazarlıklara konu edilmesine karşı durmaya ve Türkmenleri her alanda desteklemeye devam edeceğiz.

Teşekkür ediyorum.

* Interpress deşifresidir.