1. İnsan Hakları: Ulusal Hedefler ve Gelişmeler
İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi amacı doğrultusunda ülkemizde
2000’li yılların başından itibaren demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün
güçlendirilmesi ile temel hak ve özgürlüklere saygının tam olarak
sağlanması alanlarında kapsamlı reform süreçleri hayata geçirilmiştir.
Bu süreçte, 2001 yılından bu yana hayata geçirilen çok sayıda yasal ve
Anayasal düzenlemeyle mevzuatımız, vatandaşlarımızın demokratik hak ve
temel özgürlüklerinin güçlendirilmesi doğrultusunda, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi (AİHS) hükümleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM)
içtihadı başta olmak üzere, taraf olduğumuz Avrupa Konseyi (AK) ve temel
Birleşmiş Milletler (BM) insan hakları sözleşmeleri ile AGİT belgeleri ve
Avrupa Birliği (AB) müktesebatıyla uyum boyutu da göz önünde tutularak
iyileştirilmiştir.
Anayasanın 90. maddesine getirilen değişiklikle temel hak ve özgürlükler
konusundaki ulusal yasaların uluslararası insan hakları sözleşmelerinde yer
alan hükümlerle farklılık içermesi halinde uluslararası sözleşmelerde yer
alan hükümlerin geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Kişi hak ve hürriyetlerinin daha iyi korunmasını sağlamak ve AİHS
hükümlerinin uygulanmasını daha etkin kılmak amacıyla getirilen Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuru yolu ise 23 Eylül 2012 tarihinde yürürlüğe
girmiştir.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ile Kamu Denetçiliği Kurumu
(ombudsmanlık) da 2012 yılından bu yana çalışmalarıyla, ülkemizde
demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin güçlendirilmesine
katkıda bulunmaktadır. TİHEK, 10 Ekim 2022 tarihinde Ulusal İnsan Hakları
Küresel Ağı (GANHRI) Akreditasyon Alt Komitesi tarafından B statüsünde
akredite edilmiştir.
Reform çalışmalarında özellikle yargının etkin ve hızlı işleyişi ile temel
hak ve özgürlükler alanında ilerleme kaydedilmesi alanlarına öncelik
verilmektedir.
2019-2023 yıllarını kapsayan “Yargı Reformu Stratejisi” belgesi,
stratejinin hazırlanmasında AK ve AB’nin de görüşlerine başvurulmuş; AK,
BM, AGİT ve AB standart ve normları dikkate alınmıştır.
Ayrıca, Adalet Bakanlığı, yerli paydaşların yanı sıra AK ve AB tarafının da
görüşleri alınmak suretiyle 2021-2023 yıllarını kapsayan İnsan Hakları
Eylem Planı’nı yayınlamıştır.
Her iki belgenin uygulanmasına yönelik olarak geçtiğimiz yıllar içinde
muhtelif yargı paketleri kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Anılan iki
belgede öngörülen hedeflere önemli ölçüde ulaşılmış olup, bu doğrultudaki
faaliyetler devam etmektedir.
Her iki belgenin yenilenmesine yönelik çalışmalar Adalet Bakanlığımızın
eşgüdümünde sürmektedir.
BM üyesi tüm ülkelerin insan hakları durumunun beş yılda bir İnsan Hakları
Konseyi (İHK) bünyesinde diğer devletler tarafından gözden geçirildiği
Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (EPİM) kapsamında ülkemizin üçüncü
tur incelemesi Ocak 2020’de Cenevre’de gerçekleştirilmiştir.
2. Uluslararası İnsan Hakları Mekanizmalarıyla İşbirliği
Türkiye’nin Avrupa Konseyi (AK), Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa
Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) mekanizmalarıyla insan hakları
alanında yürüttüğü yapıcı işbirliği, kesintisiz biçimde ve kararlılıkla
sürdürülmektedir.
A) Avrupa Konseyi (AK)
1990’lı yılların sonlarından itibaren ivme kazanan ve 2000’li yıllardan
itibaren ileri noktalara ulaşan ülkemizdeki kapsamlı reform süreci, AK’la
olan ilişkilerimizi doğrudan etkilemiştir. Ülkemizdeki kapsamlı Anayasa
değişiklikleri ve reform paketleri, ölüm cezasının kaldırılması, işkenceyle
mücadele, ceza ve tevkifevi reformu, düşünce ve ifade özgürlüğü, dernek
kurma ve toplanma hürriyeti, din özgürlüğü, yargının işleyişi, sivil-asker
ilişkileri, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar ve yolsuzlukla mücadele
gibi alanlarda kaydedilen önemli ilerlemeler, AK nezdinde etkili ve güçlü
bir üye ülke konumumuzu pekiştirmiştir. Ülkemiz, AK Bakanlar Komitesi Dönem
Başkanlığını Kasım 2010-Mayıs 2011 arasında üstlenmiştir. Dışişleri eski
Bakanımız Milletvekili Sayın Mevlüt Çavuşoğlu 2010-2012 döneminde AKPM
Başkanlığını yürütmüştür. Böylece tarihte ilk kez bir Türk Milletvekili
AKPM Başkanı olmuştur. Gerek AK Bakanlar Komitesi Dönem Başkanlığımız
gerekse Sayın Çavuşoğlu’nun AKPM Başkanlığı süresince, ülkemiz AK’nın rolü,
görünürlüğü ve etkinliğinin artırılmasına önemli katkılarda bulunmuştur.
Türkiye halihazırda, 226 AK sözleşmesinden 120’sine taraf olup 31
sözleşmeyi imzalamıştır. Ülkemiz, taraf olduğu AK Sözleşme ve protokolleri
bakımından 46 AK ülkesi arasında, birçok AB üyesi ülkenin önünde on beşinci
sıradadır.
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yanısıra Avrupa
Konseyi’nin, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele, işkence ve kötü muamelenin
önlenmesi, yolsuzluk, kara para aklama ile terörle mücadele gibi birçok
farklı alanı kapsayan denetim ve insan hakları mekanizmalarıyla da yakın
işbirliği yapmaktadır. Bu çerçevede, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi
(AİÖK), Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) ve AK
İnsan Hakları Komiseri ile yakın işbirliği sürdürülmekte, anılan
mekanizmaların tavsiyeleri ve yayımladıkları belgeler dikkate alınmaktadır.
Öte yandan, AK ile işbirliği halinde yürütülen projelerle, yüksek yargı
organları dahil olmak üzere, Bakanlıklarla, ilgili konularda kamu
görevlilerine, sivil toplum kuruluşlarına, öğrencilere, bireylere ve
toplumun geneline yönelik geniş kapsamlı bilgilendirme, bilinçlendirme ve
eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmektedir.
Türkiye-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) İlişkileri:
Ülkemizin AK’la işbirliğinin önemli bir boyutunu Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi teşkil etmektedir. Türkiye, 1953’te yürürlüğe giren Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) denetim sürecine ilişkin bireysel başvuru
hakkını 1987’de ve AİHM’nin zorunlu yargı yetkisini 1990’da kabul etmiştir.
Anayasamızın 90. maddesinde, usulüne göre yürürlüğe giren uluslararası
antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve bunlar hakkında anayasaya aykırılık
iddiasında bulunulamayacağı, ayrıca temel hak ve özgürlüklere ilişkin
uluslararası antlaşmaların kanunlarımızla aynı konuda farklı hükümler
içermesi halinde uluslararası antlaşma hükümlerinin geçerli olacağı güvence
altına alınmıştır.
Sürekli değişip gelişen uluslararası insan hakları normları ile dinamik bir
yapıya kavuşan Türk hukuk sisteminde, AİHS ve AİHM içtihatları da,
hukukumuzun kaynakları arasındaki yerini almıştır.
B)
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Mekanizmaları
1948’de “insan haklarının anayasası” olarak kabul edilen “İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi”, insanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve
özgürlükleri tanımlar; her insanın yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye,
kötü muameleye ve onur kırıcı cezalara tabi tutulamayacağını ilan eder.
Bildirge, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda uluslararası
toplum tarafından sürdürülen çabalara yol gösterici işlevini bugün de
sürdürmektedir. 1948’de kabul edildiği tarih olan 10 Aralık her yıl “Dünya
İnsan Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır.
Ülkemizce, 2023 Aralık ayında bahsekonu Bildirge’nin kabulünün 75.
yıldönümünün idrak edilmesi amacıyla Cenevre’de düzenlenen yüksek düzeyli
etkinliğe katılım sağlanmış ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin
anılan yıldönümü vesilesiyle öncülük ettiği girişim kapsamında önümüzdeki
döneme yönelik insan hakları alanında taahhütlerde bulunulmuştur.
İnsan haklarına geniş bir açıdan yaklaşan, insan onuruna saygıyı dış
politika önceliklerinin bir unsuru kılan Türkiye, insan haklarına ilişkin
Birleşmiş Milletler (BM) müktesebatına ve anılan kuruluşla insan hakları
alanında yürüttüğü işbirliğine özel önem atfetmektedir. Yılda üç kez
Cenevre’de düzenlenen ve insan hakları konularının ele alındığı BM İnsan
Hakları Konseyi (İHK) toplantılarına ülkemizce aktif katılım
sağlanmaktadır.
Türkiye, BM çerçevesindeki temel insan hakları sözleşmelerinin 16’sına
taraftır. Taraf ülkelerin BM sözleşmelerine uyumu ilgili komiteler
(sözleşme mekanizmaları) tarafından denetlenmektedir.
BM’nin ayrıca çeşitli alanlarda ülkelerin uluslararası insan hakları
normlarına uyumunu denetleyen ve tavsiyelerde bulunan, BM İnsan Hakları
Konseyi özel süreçleri olarak bilinen sözleşme dışı mekanizmaları
bulunmaktadır (özel raportörler, özel temsilciler, çalışma grupları).
Ülkemiz 2001 yılından bu yana özel mekanizmalara açık davette bulunan
ülkelerden biridir. Özel Raportörler ve Temsilciler ülkemizi bu çerçevede
ziyaret edebilmektedirler.
Diğer taraftan, ülkemizin İstanbul’un bir BM merkezi haline getirilmesi
çabaları ve kadın haklarına verilen önem doğrultusunda BM Cinsiyet Eşitliği
ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi’nin (BM Kadın) yeni Avrupa ve Orta Asya
Bölge Ofisi 2014 yılından bu yana İstanbul’da faaliyet göstermektedir.
C)
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) İnsani Boyut
Esasen bölgesel bir güvenlik forumu olan AGİT, aynı zamanda katılımcı
devletlerin demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı
alanlarındaki çabalarına destek veren bir teşkilat konumundadır.
AGİT bünyesinde Daimi Konsey ve Bakanlar Konseyi toplantılarının yanı sıra,
her yıl Varşova’da İnsani Boyut Uygulama Toplantısı (HDIM) ve Dönem
Başkanı'nın tasarrufuyla üç Ek İnsani Boyut Uygulama Toplantısı (SHDM)
düzenlenmektedir.
AGİT, katılımcı devletlere insan hakları alanındaki yükümlülüklerinin
hayata geçirilmesine katkıda bulunmak üzere oluşturulan üç uzman kuruma
sahiptir. Bunlar Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR), Milli
Azınlıklar Yüksek Komiseri (MAYK) ve Medya Özgürlüğü Temsilcisi’dir (MÖT).
AGİT’in insani boyut faaliyetleri kapsamında yabancı düşmanlığı, İslam
karşıtlığı, hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık konularındaki hassasiyetlerimiz ve
işbirliği ihtiyacı, AGİT bünyesinde ülkemiz tarafından dile
getirilmektedir.
Bu bağlamda, AGİT Dönem Başkanlığını yürüten ülkeler tarafından 2004
yılından bu yana din temelli ayrımcılıkla mücadele alanında atanan Özel
Temsilcilerin çalışmalarına da destek verilmektedir (Müslümanlara Karşı
Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi; Irkçılık, Yabancı
Düşmanlığı, Hıristiyan ve Diğer Dinlere Mensup Kişilere Yönelik Olanlar da
Dâhil Olmak Üzere Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi; Yahudilere Karşı
Ayrımcılık ve Anti–Semitizmle Mücadele Özel Temsilcisi).
AGİT bölgesinde Müslümanlara yönelik hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık konularını
yakından izlemek, bu alanda yürütülen çabaların eşgüdümünü sağlamak, bu
çerçevede katılımcı ülkelerin yanı sıra, AGİT Dönem Başkanlığı, AGİT
kurumları, ilgili uluslararası örgütler ve sivil toplum kuruluşları ile
işbirliği yapmak, AGİT ülkelerine ziyaretler düzenleyerek rapor hazırlamak
gibi görevleri yürüten Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla
Mücadele Özel Temsilciliği görevini 25 Ocak 2024 tarihinden bu yana
Büyükelçi Evren Dağdelen Akgün yürütmektedir.