Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Fransuva’nın, 3 Haziran 2013 günü Vatikan’da kabul ettiği, Lübnan’da mukim Ermeni Katolik Kilisesinden bir heyetle görüşmesi esnasında, 1915 olaylarıyla bağlantılı olarak, Ermenilerin konuya ilişkin tek yanlı görüşlerini yansıtan ifadelerde bulunduğu anlaşılmıştır.
Papa’nın, sözkonusu makama seçilmeden önce, Buenos Aires Başpiskoposu olduğu dönemde de, Ermenilerin tarihi kendi açılarından yorumlayan görüşlerine destek veren açıklamalar yaptığı bilinmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son yılları tüm İmparatorluk halkı için trajik bir dönem olmuştur. Türkler, Ermeniler ve diğer milletler büyük acılar yaşamışlardır. Bu dönemin, tüm yönleriyle anlaşılması ve yaşanan çok sayıdaki can kaybının hatırasına gereken saygının gösterilmesi gerekmektedir. Bunun yapılabilmesi için ise güvenilir bir bilgi temeline ihtiyaç vardır. Türkiye esasen bu nedenle, Türk ve Ermeni tarihçilerinin oluşturacağı ortak bir komisyon aracılığıyla, Türkiye, Ermenistan ve ilgili diğer ülke arşivlerinde 1915 olaylarının araştırılması ve bulguların uluslararası kamuoyuyla paylaşılmasını teklif etmiştir.
Ancak, Ermeni tarafının tarihe bakışı, seçici bir şekilde sadece Ermenilerin acısını ele almakta, yaşananları çeşitli şekillerde çarpıtmakta ve bunu Türklerin Ermenilere yaptığı ve esasen uluslararası hukukta açıkça tanımlanmış bir suç olan soykırım olarak takdim etmeye çalışmaktadır.
1915 olayları konusunda hukuki açıdan herhangi bir yetkili uluslararası mahkemenin konuya bakmışlığı sözkonusu değilken ve ayrıca akademisyenler arasında farklı görüşler bulunduğu açıkken, üçüncü taraflardan yetki sahibi şahsiyetlerin tek yanlı yargılarda bulunmak suretiyle tarihi siyasete alet etmemeleri gerekmektedir.
Papalık makamından beklenen de, taşıdığı ruhani makamın sorumluluğu altında, tarihi olaylardan husumet çıkarmak yerine dünya barışına katkı sağlamasıdır.
Vatikan’ın Ankara Büyükelçisi, 7 Haziran 2013 günü Dışişleri Bakanlığı’na davet edilerek, Papa Fransuva’nın ifadelerinin kesinlikle kabul edilemez olduğu, soykırım iddialarına ilişkin görüş ve hassasiyetlerimizle beraber iletilmiş, Vatikan tarafınca ikili ilişkilerimizde onarılması zor sonuçlar doğurabilecek adımlar atılmasından imtina edilmesinin önemi vurgulanmıştır.