Sayın Bakanımızın İstanbul Somali Konferansı Sonrası BM Genel Sekreteri ile Yaptığı Ortak Basın Toplantısı, 22 Mayıs 2010


BAKANLIK SÖZCÜSÜ:
İstanbul Somali Konferansı’nın sona ermesi vesilesiyle düzenlediğimiz basın toplantısına hoş geldiniz. Öncelikle program akışı hakkında sizlere bilgi sunmak isterim.

İlk sırada Türkiye Cumhuriyeti ile Somali Geçici Hükümeti arasında Askeri Alanda; Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Çerçeve Anlaşması imzalanacaktır. Sözkonusu anlaşmayı Türkiye Cumhuriyeti adına Genelkurmay Dış İlişkiler ve Uluslararası Güvenlik İşleri Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Çetin, Somali adına ise Somali’nin Ankara Büyükelçisi Hilal Muhammed Aden imzalayacaklardır. Bunun ardından Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-moon ve Somali Cumhurbaşkanı Sayın Şeyh Şerif Şeyh Ahmet basına hitap edeceklerdir. En sonunda varsa sorularınızı alacağız. Buna göre ilk önce imza törenimizi gerçekleştiriyoruz.

(İmza törenini takiben) Sayın Bakan, Sayın Genel Sekreter, Sayın Cumhurbaşkanı, buyursunlar efendim

SAYIN BAKAN: Somali Başkanı Sayın Şeyh Şerif Şeyh Ahmet, BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-moon, değerli basın mensupları, bugün gerçekten İstanbul’da tarihi bir inisiyatife ve konferansa daha şahitlik ediyoruz. Dost ve kardeş Somali halkına ve Somali’ye duyduğumuz saygıyı Somali’nin geleceği ile ilgili niyetlerimizi ortaya koyan, Somali’nin refahı, istikrarı, barışı için katkılarımızı ifade eden bir konferansın sonuna geldik. Bugün İstanbul’dan güçlü bir mesaj Somali halkına, Afrika’ya ve uluslararası topluma iletilmektedir. Ben bu vesileyle bu konferansın organizasyonunda, Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşmesinde büyük katkıları olan ve bütün konferans süresince her türlü güçlü desteği bize vermiş olan BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-moon’a teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Yine bu vesileyle Cumhurbaşkanı Sayın Şeyh Şerif Şeyh Ahmet önderliğinde, geçici federal hükümete bu konuda gerçekleştirdikleri inisiyatif için ve şu anda Somali’de gösterdikleri gayretler için teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Gerçekten Türkiye’nin, BM’in ve Somali’nin ortak çabalarıyla bugün bu güçlü mesajı dünya kamuoyuna iletmek istiyoruz ve bir İstanbul Deklarasyonu’yla bugünkü toplantıyı noktalıyoruz.

Nedir bu güçlü mesajın içindeki temel unsurlar?

Birinci unsur, kardeş ve dost Somali’nin geleceği ile ilgilidir. Demin söylediğim gibi, bugün bir masa etrafında buluşan bütün devletler ki 55 devletten 12 uluslararası kuruluştan temsilci katılmıştır, Somali’nin geleceği ile ilgili ortak bir iradeyi sergilemişlerdir. Biz Somali’nin müreffeh, barış içinde bir ülke olarak yükselmesini istiyoruz. Somali’deki siyasi reform sürecinin geçici hükümet önderliğinde Sayın Şeyh Şerif Şeyh Ahmet’in liderliğinde bir an önce kapsamlı bir ulusal uzlaşıyla yürütülmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz.

Yine Somali’nin güvenliğinin temin edilmesinin, Somali’deki çocukların, kadınların, masum insanların her gün güvenlik endişesiyle yaşamamasını temin etmek için güvenlik konusundaki desteğimizi Somali’ye ifade ediyoruz. Çünkü Somali’nin güvenliği artık sadece Somali’nin güvenliği ile sınırlı değil, bütün Doğu Afrika’nın, Hint Okyanusu’nun seyr-ü seferin güvenliği ile de ilgilidir. Biraz önce Türkiye Cumhuriyeti’nin Somali ile imzaladığı anlaşma da bunun bir örneğini teşkil etmektedir.

Yine Somali’nin ekonomik kalkınması yönünde güçlü desteğimizi ifade ediyoruz. Tabii bu toplantı bir donörler konferansı değil. Ancak yarın gerçekleşecek olan ve Somalili iş adamlarıyla gerek Türkiye’den gerek uluslararası iş camiasından işadamlarının katıldığı toplantılarla biz Somali’de işleyen bir ekonomin olması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü işleyen bir ekonominin olmadığı yerde güvenliği temin etmek imkânsızdır. İnsanların iş sahibi olması ve günlük çalışmalarını yürütebilmeleri barış için asgari şartlardır. Biz bu konuda gerek siyasi reform süreci, gerek güvenlik alanında atılacak adımlar, gerekse ekonomik yeniden yapılanma konusunda çok güçlü bir mesajı bugünkü deklarasyonla Somali’deki kardeşlerimize iletiyoruz ve onlara diyoruz ki “bütün bu çabalarınızda uluslararası toplum, bu masa etrafındaki 55 ülke ve tabii dostunuz, kardeşiniz Türkiye olarak, tarihi sorumluluk hissettiğimiz, kaderimiz gördüğümüz Somali’nin yanınızdayız” diyoruz.

İkinci güçlü mesaj, bölgesel sahiplenmeyle ilgilidir. Bugün Afrika ülkelerinden ve özellikle doğu Afrika’dan katılan ülkelerin verdiği destek, Somali’nin komşularının verdiği destekle biz bu bölgenin artık bir istikrarsızlık alanı olmaktan çıkmasını istiyoruz. Aksine bu bölge refahın, ekonomik kalkınmanın, güvenliğin, istikrarın yerleştiği bir bölge olsun istiyoruz. Onun için bütün bölge ülkelerine Somali’ye destek vermeleri çağrısında bulunduk ve onlar da bugün desteklerini ifade ettiler. Somali’nin bu anlamdaki makûs talihinin, 20 senedir süren mücadelesinin bölgede oluşturduğu istikrarsızlığın herkes farkındadır.

Üçüncü boyutu ise, uluslararası topluma çağrıdır ve uluslararası toplumun Somali’deki insanların acılarını, dertlerini, sıkıntılarını paylaşmaları gerektiği konusundaki güçlü çağrıdır. Aslında bugün bu toplantının gerçekleşmiş olması dahi bu güçlü çağrıya hitap etmektedir. Cibuti Barış Süreci çerçevesindeki bu toplantı, bu çerçevede hem Somali’ye hem bölgeye hem Afrika’ya hem de dünyaya Somali halkıyla dayanışma mesajını iletmek üzere yapıldı ve önemli kararlara, bütün bu hedefleri gerçekleştirmek için bir eylem planına dönük olarak bugün bu deklarasyon yayınladı. Ümit ederiz ki, İstanbul deklarasyonu kağıt üzerinde kalmaz, kalmayacaktır. Hepimiz bu deklarasyonun takipçisi olacağız ve hepimiz her zaman Somali’deki kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Onların acılarına sessiz ve kayıtsız kalmayacağız. Oradaki çocukların, insanların kaygılarını dertlerini, kendi derdimiz, kaygımız olarak bilip gerek Somali’nin, gerek doğu Afrika’nın, gerekse Afrika’nın önümüzdeki dönemlerde yükselen bir yıldız haline dönüşmesi için çabalarımızı sürdüreceğiz. Ben katkıları dolayısıyla bütün katılımcılara teşekkür ediyorum ve şimdi sözü BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-moon’a vermek istiyorum.

Buyrun Sayın Genel Sekreter.

BM GENEL SEKRETERİ: Teşekkür ederim Sayın Dışişleri Bakanı. Hepinize iyi günler Sayın basın mensupları. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine ve Sayın Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na bu toplantıya ev sahipliği yaptıkları için teşekkür ederim. Aynı zamanda Somali Başkanı Şeyh Şerif Şeyh Ahmet’e de teşekkür etmek isterim.

İstanbul Deklarasyonu bizim çalışmalarımızı özetlemektedir ve bazı net konuları ortaya koymaktadır. Milyonlarca Somaliliyi ilgilendirmektedir. Gün boyunca pek çok lider ve bakanla görüşme fırsatım oldu acaba bugün yaptığımız çalışmaları nasıl uygulayabiliriz diye. Şimdi bu tartışmalar ve görüşmelerden sonra bir aciliyet ortaya çıktı. İki mesajımız net ve tutarlı.

Bir, risklere rağmen BM ve uluslararası toplum Somali’nin tek başına mücadelesine seyirci kalmayacaktır. İkinci olarak da, bazı sorunları hemen el atmazsak, yani karadaki korsanlığa el atmazsak, denizlerdekine de mani olamayız. Somali’de şiddet ve ümitsizliğin sona ermesi, halkın refah ve barış içinde yaşaması ve bunun bölgeye yayılması amaçtır.

Denizdeki korsanlık konusuna gelince, karadaki isyancıların çalışmaları, faaliyetleri, geçici federal hükümete zorluklar çıkarmıştır. Pek çok insani konularda çalışanlar son derece zor ve hatta tehlikeli koşullarda çalışmaktadır.

Geçmişte Somali’yi ilgilendiren pek çok karar alınmıştır. Deklarasyonda tekrar bunlara yer verdik. Şimdi gayretlerimizi iki misline çıkararak, geçici federal hükümet ile uluslararası toplumun bu konuları birlikte aşmaları konusunda mutabakat var.

Sayın Dışişleri Bakanının da belirttiği gibi Cibuti Barış Süreci ve geçici hükümetin çalışmaları rayında gitsin. Geçici federal hükümetin çalışmalarını takdirle karşılıyoruz ve politik ve güvenlik zorluklar yaşadıklarını da biliyoruz. Somali güvenlik kuvvetlerini eğitmeye devam etmeliyiz ama bu eğitimden sonra onlara aylık da ödeyebilmeliyiz. Şimdi daha güçlü bir Somali yaratmak için bir ön ödeme düşünmek durumundayız. AMİSOM’u da takdirle karşılıyoruz. Gene Afrika’da Somali’ye askeri kuvvet temin eden ülkelere teşekkür ederiz. Brundi, Uganda, Gana, Nijerya, Sierra Leone ve Zambiya bu katkıda bulunmuşlardır ve uluslararası topluma da AMİSOM’u maddi olarak destekledikleri için teşekkür ederiz. Burada tabii endişe verici olan durum denizlerdeki korsanlık ve silahlı soygunlardır. Deklarasyon, uluslararası bir fonun oluşturularak yakalanan korsanların adalete teslim edilmesini sağlayacak bir çalışma önermektedir ve umutsuzluk zincirini kırmak istemekteyiz. İş dünyasının sadece Somalili iş önderleri değil, bütün bu alandaki yapılacak telekomünikasyon, alt yapı, ulaştırma, canlı hayvan yetiştirme, balık çiftlikleri, alternatif enerji gibi konulara yönelmelerini öneriyoruz. Tabii bu arada kararlı, uzun vadeli bir çalışma gerekmektedir, uluslararası toplumda. BM olarak uluslararası camia ile Somali halkına bu konularda yardımcı olmaya hazırız.

Teşekkür ederim.

SAYIN BAKAN: Şimdi sözü Sayın Şeyh Şerif Şeyh Ahmet’e veriyorum. Lütfen Sayın Cumhurbaşkanı.
 
SAYIN AHMET: Her şeyden önce Sayın Dışişleri Bakanına çok çok teşekkür ediyorum. Sayın Genel Sekretere de teşekkür ediyorum ve bunu bir fırsat bilerek aynı zamanda bütün ülke ve kuruluşlara da teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Türk halkına, Türk hükümetine bu konukseverlik için, ev sahipliği için çok çok teşekkür ediyorum. Bu konferans gerçekten çok özel bir konferans olmuştur ve buradan başarılı bir şekilde çıktık, bu da Türk hükümetinin gücünü göstermektedir, BM’in gücünü göstermektedir. Hepimiz, hep birlikte Somali halkına yardım edebiliriz. Biz aynı zamanda şunu görmekteyiz, bu konferans Somali hükümetine ve Somali halkına yeni bir ufuk açmaktadır. Somali halkı esasında kendini bu krizin ortasında bulmuştur, kendisi krizi yaratmamıştır. Biz uluslararası toplumdan Somali’deki bu tehlikeye dikkat çekmesini bekliyor ve bir an önce bunun sona ermesini istiyoruz.

Özellikle Türkiye, Somali halkıyla çok yakından ilgilenmektedir. Bu da tabii ki iki halk arasında mevcut tarihi ilişkilerden kaynaklanmaktadır. Türk hükümetinin bu girişimini övgüyle vurgulamak istiyorum. Somali hükümeti ve Türk hükümeti birlikte çalışarak şu andaki duruma son vermek için çaba harcayacaklardır. Bu konferans çok olumlu neticeler verecektir.

Çok teşekkür ediyorum.

SAYIN BAKAN: Biz de teşekkür ederiz. Türk halkının her zaman Somali’nin yanında olacağını ve bundan sonra da her türlü imkanlarıyla Somali’deki güvenlik durumunun, ekonomik durumunun düzelmesi için katkıda bulunacağını tekrar taahhüt ediyoruz. İnşallah Somali halkı parlak bir geleceğe sahip olacaktır. Yeter ki birliğini muhafaza etsin ve iç gerilimlere çatışmalara izin vermesin.
 
Tekrar bütün katılımcılara teşekkür ederim. Şimdi sorular varsa alalım.

SORU: El-Cezire kanalından ben Sayın Şerif’e bir soru sormak istiyorum. 2008 Cibuti Anlaşmasında Afrika kuvvetlerinin yaklaşık 8 bin güçlük bir Afrika gücünün oraya gitmesini istediniz. Şimdi biliyoruz sadece 5 bin Afrika gücü vardır. Yani o zaman bu hususta, bu konferans gerçekten pratikte size bir şeyler verdi mi? Evet destek var, ancak görüyoruz ki manevi destek daha fazladır. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?

SAYIN AHMET: Başlangıçta, Somali ile ilgili görüşler ve verilen vaatler var. Bunların pratiğe dönüşmesi gerekmektedir. Bunlar uygulanmaya başladı, ancak tam istediğimiz gibi değil. Şimdi gerçekten uluslararası düzeyde bunun uygulamaya geçileceği konusunda işaretler alıyoruz, bu da bizi mutlu etmektedir.

SORU: Burada sizden önce Sayın Ban’la birlikte basın toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan, talep gelmesi durumunda Türkiye’nin Somali güvenlik güçlerine de eğitim vermeye hazır olduğunu belirtti. Bu noktada somut görüşmeler yapıldı mı? Az önce imzalanan anlaşmanın böylesi bir taleple ne kadar ilişkisi var, bunu öğrenebilir miyiz acaba?

SAYIN BAKAN: Somali’deki durumun iyileştirilmesi için sadece Türkiye olarak değil bütün masa etrafında bugün toplanan ülkeler Somali’deki güvenlik güçlerinin takviye edilmesi konusunda bir prensip kararına vardık. Gerçekten Somali’nin bugünkü güvenlik şartlarının iyileştirilmesi dışarıdan bir destek olmaksızın biraz zor görünüyor. Bu bakımdan biz güvenlik güçlerinin yetiştirilmesi bağlamında gerekli desteği vermeye hazır olduğumuzu her zaman söyledik. Böylece Somali’de istikrarın sağlanmasına katkıda bulunuruz. Zaten biraz önce imzalanan çerçeve anlaşması da prensipte buna yöneliktir.. Ancak bunun tabii teknik çalışmaları ayrınca yürütülecektir.

SORU: Benim sorum Somali Başkanı Sayın Ahmet’e. BBC Somali Dünya Hizmetlerinde görevliyim. Şimdi Sayın Şeyh Ahmet’e politikayla ilgili sormak istiyorum. Yeni bir Parlamento Başkanı seçileceğini anlıyorum ve yeni bir kabinenin oluşturulacağını öğrendik. Kendisi acaba bize ayrıntı verebilir mi? Teşekkür ederiz.

SAYIN AHMET: Şimdi tabii ki aslında gazeteciler bizi başka siyasi olaylara çekmek istemektedirler. Bu düzeyde yeni bir parlamento başkanı seçilmesi konusu, bunun için hazırlıklar var. Yeni bir hükümetin kurulması zaten sözkonusu. Daha fazla detay yok. Bunu söyledik. Şimdi de aynı şeyi söylüyorum. Teşekkür ediyorum.

SORU: Abdülaziz Saddam, Reuters. Sorum Sayın Somali Başkanı ve Sayın Türk Dışişleri Bakanına. Sayın Başkana sormak istiyorum. Birkaç gün önce Başbakanı istifaya çağırdınız ve yeniden Başbakan seçtiniz. Bir karışıklık oldu. Başbakanla yeni hükümette de çalışmak istiyor musunuz? Kabinenin bakan sayısını azalttığınızı biliyoruz. Yani ne tür bir kabine oluşturuyorsunuz?

Türkiye’ye de şunu sormak istiyorum: Somali’ye ne vereceksiniz? Askeri güçlerini mi eğiteceksiniz, sayılar nedir? Ne tür taahhütlere girdiniz efendim.

Teşekkür ederim.

SAYIN AHMET: Aslında benzer soruya benzer yanıt vermek gerek. Somalililer pek fazla siyasi kişiliğe sahip değiller. Aslında başka bir yön vardı sanırım. Somali halkı aslında, Somali Başbakanı çok seçkin bir kişidir aslında, çok büyük işler başardı. Olağanüstü işler başardı. Bu gitsin, o gelsin lafları etmek istemiyoruz aslında biz. Kişiler pek önemli değil. Önemli olan liderliktir. Yönetimin ayakta kalmasıdır. Yakında göreceksiniz inşallah güzel şeyler olacak.

SAYIN BAKAN: Bütün imkanlarımızı kullanarak Somalili kardeşlerimize yardım edeceğiz. Tabii güvenlik konusunun iyileştirilmesi çok önemli. O konuda biraz önceki anlaşma ve diğer çerçevedeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ayrıca geçen sene Brüksel’de yapılan donörler konferansına Türkiye 2 milyon dolar taahhütte bulunmuştu bu sene için. Bunun yaklaşık yüzde 60’ı kullanıldı yardım şeklinde ve çalışmalarda. Önümüzdeki dönemde sadece bununla yetinmeyeceğiz. Yarın yapılacak işadamları toplantısında işadamlarımızı daha fazla Somali ile iş yapmaya teşvik edeceğiz. Bu konuda özel sektörümüzü her anlamda teşvik edeceğiz ve ayrıca güvenlik şartlarının iyileştiği bölgelerde TİKA üzerinden Somali’de özellikle tarımın geliştirilmesi, hayat şartlarının iyileştirilmesi konusunda da kapsamlı projeler düşünüyoruz. Bunun için önce alana girebilmek ve çalışabilmek için güvenlik şartlarının iyileştirilmesi büyük bir önem taşıyor. Ayrıca Somali’ye siyasi desteğimizi sürdüreceğiz. Her platformda Somali konusunun gündemde olması ve uluslararası toplumun bugün olduğu gibi Somali’ye dikkatlerinin çekilmesi için her platformu her fırsatı değerlendireceğiz. Somali’nin unutulmasına izin vermeyeceğiz. Somali halkının bütün insanların hak ettiği güvenliğe, özgürlüğe, refaha kavuşması için siyasi desteğimizi her zaman sürdürmeye devam edeceğiz. Ekonomik kalkınma projelerini de aynen Afganistan’da yaptığımız gibi, kapsamlı projeler haline getirmeyi düşünüyoruz güvenlik şartlarının iyileştirilmesine paralel olarak. Siyasi uzlaşı faaliyetlerine de doğrudan katkı sağlayacağız.

Çok teşekkürler.

(Deklarasyonun metni hazır bulunanlara dağıtılmıştır)