SAYIN BAKAN: Değerli basın mensupları, bugün dost ve kardeş ülkeden çok yakın bir meslektaşımı bir dostumu, bir kardeşimi ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Kazakistan Dışişleri Bakanı Sayın Yercan Kazıkhanov, 3 Nisan 2011 tarihinde yapılan erken Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Kazakistan Dışişleri Bakanlığı görevine gelmesine müteakip ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmektedir. Bu bizim için büyük bir onur. Kazakistan’ın bize verdiği değerin ve Yercan Beyin şahsen gösterdiği dostluğun bir nişanesidir. Bu açıdan ben kendilerine tekrar hoş geldiniz diyorum.
Özellikle Yercan Bey, babası da 10 yıl Türkiye’de Anadolu Üniversitesinde akademisyenlik yaptığı için Türkiye’yi yakinen tanıyor. Muhterem pederlerine, Türk eğitim hayatına katkıları dolayısıyla selamlarımızı iletmesini rica ediyorum. Bu sene özel bir yıl. Bu sene, bir çok dost ve kardeş Türki Cumhuriyetler gibi Kazakistan’ın bağımsızlığını kazanmasının 20nci yılı. Biz son dönemde Kazakistan’ın özellikle uluslararası alanda sağladığı başarılardan dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz. Biliyorsunuz Asya’da güven artırıcı önlemler teşkilatı CICA’nın dönem başkanlığını Kazakistan üstlenmişti. Geçen sene biz devir aldık. Daha sonra AGİT Dönem Başkanlığını üstlendiler. Bu sene de İslam Konferansı Örgütü Dışişleri Bakanları toplantısına ev sahipliği yaptı. Kazakistan’ın uluslararası alanda görünürlüğünün, etkisinin artması bizim için Türkiye’nin etkinliğinin artmasına eşdeğerdir. O bakımdan Türkiye’nin Kazakistan’la ilişkileri son derece özeldir. Son derece derindir. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in 2009 tarihinde Türkiye’ye yaptığı ziyarette imzaladığımız Stratejik Ortaklık Anlaşması bunun çerçevesini çizmektedir. Bunu daha ileri düzeylerde bir işbirliğine dönüştürmeye kararlıyız. Yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi benzeri yapılanmayla önümüzdeki dönemlerde daha da ileri adımlar atacağız. Zaten üst düzey ziyaretler son dönemde çok arttı. Kazakistan benim en sık ziyaret ettiğim ülkelerden biridir. Bugün, değerli kardeşim Yercan Beyle önümüzdeki dönemin planlamasını yaptık. Biraz önce imzaladığımız anlaşmalar da bunun işareti. Özellikle iki Bakanlık arasında 2012-2013 ortak çalışma programı ve diplomatik kadroların yetiştirilmesine yönelik faaliyetler önem taşıyor. Biz bugün konuları ele alırken ikili ilişkiler bağlamındaki hususları detaylı olarak konuştuk. Özellikle bakanlıklarımız arasındaki işbirliğini daha da ileriye götürme kararı aldık. Ekonomik alanda önemli hedefler koymuştuk. 10 milyar dolarlık ticaret hacmi hedeflemiştik. 2009’daki küresel krizde dış ticaretimiz 3 Milyar Dolar’dan 1.7 milyar Dolar’a düştü. Bu sene toparladık. Geçen sene 3.2 milyar Dolardı. Bu sene ilk altı ayda 2 Milyar Doları geçtik. Bu sene sonuna kadar ise 4 Milyar Doları geçip 5 milyar Dolara yaklaşmayı ve 10 milyar Dolarlık hedefi en kısa zamanda gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz. Türkiye, Kazakistan’da 4’ncü yatırımcı ülke konumunda. Birçok ortak çalışmalarımız var. Türk şirketlerinin Kazakistan’da üstlendiği taahhütler 14 milyar Dolara yaklaştı. Dolayısıyla çok yoğun bir ekonomik ilişkiler ağımız var. Bunu daha da ileriye götüreceğiz. Bugün ulaşım alanında enerji alanında yapılabilecek ek çalışmaları gözden geçirdik. İkili düzeyde ve siyasal alanda yapacağımız işbirliği çalışmalarını ele aldık. Biz, birçok dost ülkenin olduğu gibi Kazakistan’ın uluslararası alandaki her türlü çalışmasını destekliyoruz. Ben kendilerine de defaatle tekrar teyiden söyledim. Türkiye’nin yurtdışındaki bütün temsilcilikleri Kazak kardeşlerimizin kendi temsilcilikleri gibi değerlendirebilecekleri temsilciliklerdir. Diplomatlarımız arasında sadece eğitim alanında değil, ortak çalışma düzeyinde de daha yoğun bir değişim programı düşünüyoruz.
Bölgesel konuları ele aldık. Özellikle şu konunun altını çizmek istiyorum. Türkiye ile Kazakistan, ortak bir Asya stratejisi konusunda birlikte çalışma kararlılığındadır. Bugün bunun üzerinde durduk. CICA’da dönem başkanlığını üstlenmemiz sonrasında da bunu daha de derinleştirmiştik. Bundan sonra da Türkiye ile Kazakistan’ın Asya’daki gelişmeleri birlikte değerlendirerek önemli iki Asya ülkesi olarak konuları birlikte ele alma kararlılığı vardır. Bundan sonra bu konuda da daimi olarak çalışacak heyetler oluşturacağız. İslam Konferansı Örgütü’nde Kazakistan Dönem Başkanlığı’nda her türlü desteği vereceğiz. Kazakistan bu sene Türk Dünyası Türk İşbirliği Konseyi’nin Dönem Başkanlığını ve ev sahipliğini yapacak. Bu da Kazakistan’ın hem Türk dünyasında hem İslam dünyasında hem Avrasya’da hem de küresel alanda ne kadar etkin olduğunu gösteren bir gelişmedir. Biz bütün bu alanlarda Kazakistan’a destek vereceğiz. Kazakistan’ın 2017-2018 BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini destekliyoruz. Biliyorsunuz, 2015-2016 dönemi için de biz adayız. Böylece ümit ediyoruz ki Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri her dönemde BM Güvenlik Konseyi’nde bulunabilsinler. Bütün bu platformlarda Kazakistan’la işbirliğini sürdüreceğiz. Ayrıca, Orta Asya’daki dengeler bağlamında Afganistan konusunu ele aldık. Kafkasya’daki gelişmeleri ve Ortadoğu’daki gelişmeleri kısmen ele aldık. Akşam yemekte daha kapsamlı olarak bunları gözden geçireceğiz. Afganistan’la ilgili Türkiye’nin organize etmekte olduğu bölgesel toplantılara Kazakistan’ın katılma arzusunu duymaktan da büyük bir memnuniyet duyduk. Dolayısıyla bütün bu alanlarda stratejik işbirliğimizi gerçekleştireceğiz. Ben tekrar değerli dostuma kardeşime hoş geldiniz diyor ve Dışişleri Bakanlığı görevinin hayırlı olmasını diliyorum. Dışişleri Bakanlığı döneminde bütün imkânlarımızla yanlarında olacağımızı bir kez daha teyit etmek istiyorum. Hoş geldiniz.
KONUK BAKAN: Sayın Bakan dilerseniz konuşmama önce Kazakca başlamak isterim. Saygıdeğer beyler ve bayanlar. Türkiye tarafından gösterilen sıcak misafirperverlikten dolayı şükranlarımı sunmak istiyorum. Ayrıca Müslüman alemin kutsal ramazan ayının hepimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Biliyorsunuz, Türkiye Avrasya’da stratejik müttefikimiz ve en önemli ortaklarımızdan birisidir. Bu, Dışişleri Bakanı olarak Türkiye’deki ilk ziyaretimdir. Bu sene biliyorsunuz Kazakistan’ın bağımsızlığının 20. Yıldönümünü kutlamaktayız. Bununla birlikte iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerde de tam 10 yıl olmuştur. Bugün esasında meslektaşım Sayın Ahmet Davutoğlu ile verimli istişarelerde bulunduk. İki ülke arasındaki işbirliğinin bugünkü durumunu, geleceğiyle ilgili birçok konuları değerlendirdik. Görüş alışverişinde bulunduk. Ayrıca Kazakistan ve Türkiye her alanda çok verimli bir şekilde işbirliğinde bulunmaktadır. Ekonomik açıdan en önemli hedefimiz iki ülke arasındaki ticari hacmini 10 milyar Dolara kadar yükseltmektir. Ülkelerimiz arasında bir hükümetler arası karma komisyon kurulmuştur. Karma komisyonun bu sene Kasım ayında Ankara’da 6’ncı toplantısının yapılması öngörülmektedir.
Ayrıca, biliyorsunuz Türk Konseyi kurulmuştur. Türk Konseyinin ilk zirvesi de bu yılın Ekim ayında Kazakistan’da düzenlenecektir. Cumhurbaşkanımız Nazarbayev’in, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül için özel davetiyesini getirdim. Ayrıca Eylül ayında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Kazakistan’a bekliyoruz. Ziyaret esnasında ekonomi alanındaki işbirliğinin yanısıra siyasi konularda ele alınacaktır. Kazakistan Cumhuriyeti Meclis Başkanı Oral Muhammedcanov ’un bu sene Türkiye ziyaretleri düşünülmektedir.
Ben şimdi İngilizceye döneceğim. Öncelikle sevgili dostum Sayın Davutoğlu’na misafirperverliğinden dolayı çok teşekkür etmek istiyorum. Türkiye’ye Ankara’ya geldiğim ilk dakikadan itibaren çok sıcak karşılandım. Dolayısıyla kendisine çok teşekkür etmek istiyorum. Aynı zamanda tüm Müslümanlara da Ramazan ayının hayırlı geçmesini diliyorum. Bu Dışişleri Bakanı olarak Türkiye ‘ye yaptığım ilk ziyaret. İlk resmi ziyaretim. Şunu söylemek isterim ki Sayın Davutoğlu’yla yaptığımız görüşmelerde gerçekten çok faydalı görüş alışverişinde bulunduk. Siyasi ekonomik ve insani alanlarda ikili ilişkilere ve işbirliği alanlarına değindik. Tabi ki bizim için ticaret hacmini 10 milyar Dolara yükseltmek çok önemli. Sayın Bakanın da söylediği gibi ticaret hacminde bu yıl bir miktar artış oldu. Bu da oldukça iyi bir trend gibi görünüyor ve bunun daha da artmasını istiyoruz. Aynı zamanda Kazakistan’da bu yıl çok önemli bir zirve yapılacaktır. Almati ‘de Türkçe Konuşan Ülkeler Konsey Toplantısı gerçekleştirilecektir. Orta Asya ülkelerinin devlet başkanları ve Türkiye’nin Cumhurbaşkanı bu zirveye katılacak. Dolayısıyla Sayın Abdullah Gül’ün Ekim ayında Kazakistan’a gelmesini bekliyoruz. Bunun yanı sıra Sayın Başbakanın Kazakistan’a yapacağı önemli ziyareti de bekliyoruz. Bu çok önemli bir ziyaret olacak. Çünkü ikili ekonomik işbirliğimizi ve ilişkilerimizi geliştirecek, ayrıca, yeni ticari işbirliği alanlarını da bize açacak. İkili ilişkilerimiz de doğru yönde ilerliyor diyebiliriz.
Bugün TBMM Başkanıyla bir görüşmem oldu. Kendisine Kazakistan Meclis Başkanı adına davetimizi ilettik. Dolayısıyla Kazakistan Meclisinde de Türkiye Meclis Başkanı’nın gelip konuşmasını bekliyoruz. Dolayısıyla kısaca diyebilirim ki önümüzde büyük işbirliği alanları var. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde ki deneyimini büyük bir saygıyla karşılıyoruz. Özellikle Sayın Davutoğlu’unun kişisel katkıları birçok sorunun çözümünde önemli rol oynamıştır. Dolayısıyla Türkiye’den dersler alıyoruz. Öğreniyoruz. Birlikte işbirliği yapıp, bir çok önemli sorun ve konuda birlikte çalışmak istiyoruz. Teşekkür ederim.
SORU: İki ülke Dışişleri Bakanına da sorum var. Sayın Davutoğlu, Kazakistan’ın uluslararası alandaki imajı konusunda ne söyleyebilirsiniz? Sayın Bakanım (Kazakistan Dışişleri Bakanı) Türk Konseyinin çalışmaları ve geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
SAYIN BAKAN: Bağımsızlığının 20. yılında Kazakistan çok az ülkenin başarabildiği önemli hamleler gerçekleştirmiştir. 20 yılda çok ciddi atılımlar yapmıştır. Başlı başına Astana’nın kurulmuş olması bile büyük başarıdır. Yeni ve modern bir başşehir. Bölgesel politikalarda aktif roller üstlenmiştir. Ama en önemlisi 20 yıl içinde çok az ülke, Kazakistan’ın uluslararası alanda görünürlüğünün arttırdığı başarıyı gerçekleştirebilmiştir. Yani bugün herhangi bir uluslararası foruma gittiğinizde Kazakistan dendiğinde akla CICA’nın daha önceki dönem başkanı, İKÖ’nün şimdiki dönem başkanı, AGİT dönem başkanı, BM Güvenlik Konseyi adayı ve Türk İşbirliği Konseyi başkanı gelmektedir. Şimdi bütün bu vasıfları aynı anda barındırıyor olması ve bunu başarılı bir şekilde yürütmesi Kazakistan’ın hem organizasyon kabiliyetini ortaya koyuyor, hem de uluslararası alanda birçok aktörle aynı anda çalışabildiğini gösteriyor. Bu büyük bir başarıdır. Türkiye olarak bu başarıyla gurur duyuyoruz. Her zaman da kendilerine, daha önce Kanat Bey de çok yakın mesai arkadaşımdı, AGİT dönem başkanlığında bütün imkânlarımızla sizin yanındayız dedik.
İKÖ Dönem Başkanlığında da çok yakın temaslarımız olacak. Kazakistan bulunduğu coğrafyanın hakkını veren bir dış politika takip ediyor. Dünyanın en büyük coğrafyalarından birine sahip. Önemli bir jeopolitik geçiş ülkesi olarak hem enerji alanında jeoekonomik olarak, hem politik olarak doğu batı ilişkilerinde Avrasya güvenliğinde, İslam ve Hıristiyan ilişkilerinde, dini alanlarda birçok önemli girişime öncülük ediyor. Biz, Kazakistan’ın bu başarısıyla da gurur duyuyoruz. Emin olunuz, nerede bir Kazak bayrağının yükseldiğini gördüysek, orada kendi bayrağımız yükselmiş gibi büyük bir kıvanç duyduk ve bundan sonra da bütün imkanlarımız Kazakistan için seferberdir. Her alanda Kazakistan’ın bu görünürlüğünü daha da artıracağız. Ümit ediyoruz ki 2015-2016’deki BM Güvenlik Konseyi Geçici üyeliğimizi 2017-2018’de Kazakistan’a devrederek böyle bir sürekliliği de temin edeceğiz. Orada da birlikte çalışmaya kararlıyız. Tekrar tebrik ediyoruz. Ebediyete kadar Kazakistan’ın başarılı olmasını istiyoruz. 20. Yüzyıl sonlarında başlayarak kurulan Kazakistan’ın 21. Yüzyılda dünya olaylarına en ağırlıklı bir şekilde katkı yapacak ülkelerin başında geleceğine inanıyoruz.
KONUK BAKAN: Bizim muhabirimizin sorusu Rusça olduğundan dolayı bende Rusça cevap vermek istiyorum. Öncelikle meslektaşım Türkiye Cumhuriyeti Sayın Dışişleri Bakanımıza sıcak kelimeleri ve sıcak iltifatlarından ve desteklerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. 2 yıl önce Türk Cumhuriyetlerinin Türk Konseyi kuruldu. Bu, Türk Cumhuriyetleri arasında işleyen çok önemli bir mekanizmadır. Biliyorsunuz Orta Asya bölgesinde Türkiye’nin desteğini her zaman görmekteyiz. Özellikle Türk Cumhuriyetlerine gösterilen destekten dolayı teşekkürlerimizi sunarız. Türk Konseyi ilk zirvesi 20-21 Ekim’de Almatı’da gerçekleşecektir. Bu ilk zirvenin asıl amacı temel belgeleri hazırlamaktır. Ayrıca, Türk Cumhuriyetleri arasındaki işbirliği imkanlarının geliştirilmesi ve bu bağlamda, bu kurulmuş kurum çerçevesinde siyasi, ekonomik ve diğer alanlardaki işbirliği konularını tartışmak. Teşekkürler
SORU : Sayın Bakanım ben size sormak istiyorum. Geçen hafta GKRY hükümeti istifa etti. Etmesi Kıbrıs barış sürecini etkiler mi? Nasıl etkiler? Sizin bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?
SAYIN BAKANIMIZIN CEVABI : Kıbrıs’ta BM denetiminde yürütülen barış görüşmeleri geçici siyasi krizlerden ya da ekonomik krizlerden bağımsız olarak yürümesi gereken, parametreleri belli bir süreçtir. Şu ana kadar zaten çok gecikme yaşanmıştır. Bazen güneydeki seçimler bazen Kuzey’deki seçimler diyerek özellikle de Güney’den sürekli gelen gecikmeler yaşanmıştır. Tabi biz komşumuz olan ülkelerden hiçbirinde ekonomik kriz yaşansın, siyasi kriz yaşansın istemeyiz. Ancak, son krizde göstermiştir ki adada, özellikle elektrik konusunda Kuzey’den sağlanan imkanla, artık barışın önündeki engeller kalkmalı. Burada bu coğrafyada birlikte yaşıyoruz. İzolasyonlarla, Kuzey Kıbrıs’a dönük izolasyonlarla bir yere varmak mümkün değil. Aksine izole ettiğiniz ülkeden destek beklediğiniz durumlar olabiliyor. Onun için hiçbir şekilde yerleşmiş, statik politikalarla bir yere varmak mümkün değil. Hele hele barış görüşmelerini şu veya bu gerekçeyle geciktirmek siyasi ve ekonomik krizleri gündeme getirmek doğru değil. Biz barış görüşmelerinin, GKRY’de yaşanan siyasi ve ekonomik krize rağmen aynı hızla devam etmesine büyük önem veriyoruz. Bu konuda da ciddi bir şekilde müzakerenin yürütülmesini istiyoruz. Her zaman vurguladığımız gibi Türkiye’nin ilk ve öncelikli tercihi bu sene sonuna kadar bir an önce barışı sağlayacak kapsamlı bir çözümün temin edilmesidir. Daha sonra gerekli adımların atılması. Bu yöndeki BM çabalarını destekliyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde bu konuda ciddi gelişmeler olmasını ümit ediyoruz.