27 Aralık 2006, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık TAN´ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

 

TAN:  Değerli arkadaşlar, bugünkü basın brifingimize hoşgeldiniz. Hepinizi her zaman olduğu gibi en içten sevgiyle selamlıyorum. Bugün benim için özel bir gün. Bundan tam üç yıl önce sizlerle beraber bu salonda bu basın brifinglerini düzenlemeye başladık. Bugün son gün. Sizlere veda etmek üzere buradayım. Sizler vasıtasıyla bütün basın camiasına televizyonlara, gazetelere, radyolara hepsine bana gösterdikleri içten sevgi, destek ve anlayış için hepinizin huzurunda en güçlü şekilde teşekkür ediyorum. Bana destek veren diğer kamu kurumu ve onların çalışanlarına, bu arada tabiatıyla değerli meslektaşlarıma, benimle birlikte çalışan ve sizlere sorularınızın cevaplandırılmasında yardımcı olmaya gayret eden bütün arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Eğer sizler olmasaydınız,  bu aile olmasaydı ben de burada bu görevi layıkı şekilde yapamazdım. O yüzden sizlere en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Sizlere bu veda çerçevesinde bir şekilde allahaısmarladık derken, sizleri yeni görev yerime de bekliyor ve sizleri orada da ağırlamayı arzu ediyorum. Mutlaka hepiniz bir vesileyle oraya geleceksiniz ve hep birlikte bu günleri de anarak değerli çalışmalarınızdan orada da faydalanma imkânı bulacağız.

Bütün bunları söyledikten sonra müsaade ederseniz kısa bir açıklama yapacağım ve ondan sonra sorularınız olacaksa onları da cevaplandırmaya gayret edeceğim.

Rusya Federasyonu’nun Karadeniz Uyumu Harekatı’na katılımına ilişkin anlaşma, Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Rafet Akgünay ile Rusya Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Elbrus Kargiyev arasında bugün gerçekleştirilen Nota teatisiyle yürürlüğe girmiştir. Böylece, Karadeniz’de ortaya çıkabilecek asimetrik riskleri caydırmak ve önlemek amacıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızca 1 Mart 2004 tarihinden bu yana yürütülmekte olan Karadeniz Uyumu Harekatı’na Rusya Federasyonu da resmen dahil olmuştur.

Karadeniz Uyumu Harekatı Karadeniz’e sahildar tüm devletlerin iştirakine açık olup, esasen diğer sahildar ülkeler de eşzamanlı olarak Harekata katılmaya davet edilmişlerdir.

Bu çerçevede, Ukrayna Karadeniz Uyumu Harekatına iştirake yönelik protokolü imzalama aşamasına gelmiş, Romanya da anılan Harekata katılım konusunda siyasi düzeyde karar almıştır.

Benim açıklamam bundan ibaret sorularınız olacaksa bunları cevaplandırmaya gayret edeyim.

…………..

SORU: Namık Bey, bugün  Amerikan basınından aktarmalı şekilde Türk basının da yer aldı. Amerikan Kongresinde demokratların çoğunluğu ele geçirmesiyle beraber Ermeni soykırımına ilişkin bir kararını önergenin çıkartılması olasılığının güçlendiği ifade ediliyor. Bu yorumları nasıl görüyorsunuz ve bunların önlenmesi için Türk Dışişleri Bakanlığı neler yapmakta?

CEVAP: ABD’de Kasım ayında gerçekleştirilen seçimler sonrasında Ermeni çevrelerinde bu tür beklentilerin ortaya çıktığını biz de gözlemlemekteyiz. Hepinizin bildiği üzere, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler çok boyutlu ve stratejik niteliktedir. Gayet kapsamlı konuları ihtiva etmektedir. Bu çerçevede, Ermeni lobilerinin ve Ermeni çevrelerinin bir nevi oy avcılığı yapma arayışı içerisinde oradaki siyasi gelişmeleri istismar etme gayretlerini de üzüntüyle izlemekteyiz. Bu tür çabalara karşı bugüne kadar ABD yönetimi gayet sağduyulu bir yaklaşım içerisinde olmuştur. Biz ABD yönetiminin bundan sonra da  bu anlayışı sürdüreceğine inanıyoruz. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler bu tür birtakım küçük hesapların çok ötesinde öneme sahiptir. Biz yönetim ile bu konuda çok kapsamlı ve yararlı bir işbirliği yapmaktayız. Gerekli bilgilendirmeler her düzeyde gerçekleştirilmektedir. Elbette bundan sonra da bu yöndeki girişimlerimizi sürdüreceğiz. Biz ABD’den sağduyulu yaklaşımı önümüzdeki dönemde de sürdürmesini beklemekteyiz. Bu konuda herhangi bir şüphemiz yoktur.

SORU: Namık Bey, sanatçı Tarkan’ın Afganistan’da bulunan abisi Hakan Tevetoğlu’ndan yaklaşık üç gündür haber alınamadığına ilişkin haberler var basında. Buna ilişkin bir bilgi geldi mi size. Büyükelçilik ne gibi temaslar da bulunuyor bunun için?

CEVAP: Bu konuda somut bir bilgim yok. Ancak öğrendiğim kadarıyla; oradaki temsilciliğimiz bu konuda bilgilendirilmiştir. Önümüzdeki saatlerde gerekli girişimleri yapacaktırlar. Sonuç alındığında da sizlere bilgi sunacağız.

SORU: Namık Bey, bu Pazartesi günü Mekke’de Irak’taki Şiilerin ortaklaşa düzenlediği bir toplantı olduğu biliniyor ve buna komşu ülkelerin  de davet edildiği ancak sadece Türkiye’nin davet edilmediğine yönelik haberler var. Bu konuyu nasıl değerlendiriyor Türkiye acaba?

CEVAP: Değerli arkadaşım, bundan birkaç gün önce bu konuda sizlere gerekli açıklamaları yaptık. Bunu siz de biliyorsunuz. Bu aşamada onlara ilave edecek bir unsur yok.

SORU: Namık Bey, İran’ın nükleer çalışmalarından dolayı BM Güvenlik Konseyi birtakım yaptırımlar alma kararı aldı. Buna Türkiye’nin yaklaşımına ilişkin yorumlarınızı alabilir miyim? BM kararı ve İran’ın buna tepkisine ilişkin?

CEVAP: Bu konuda da yine sizlere zamanında gayet ayrıntılı bilgi verdik. Biz BM kararlarına saygılıyız. Bunu hepiniz biliyorsunuz. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde politikamızı belirleyeceğiz. Biliyorsunuz, İran’ın nükleer projesine ilişkin her düzeydeki temaslarımız bu sorunun İran’la diplomatik yoldan çözümü çerçevesinde olmuştur ve bundan sonra da bu şekilde devam edecektir.

SORU: Namık Bey biliyorsunuz Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in idam cezası onaylandı. Bu konuda bizim değerlendirmemiz olacak mı acaba?

CEVAP: Sizlere defaten açıkladığımız üzere Irak’ta bizim önceliğimiz,  bu ülkenin huzuru, güvenliği ve istikrarıdır. Bu yöndeki çabalarımızı hepiniz bilmektesiniz. Bütün bunları dikkate alarak hareket edilmesi yönündeki beklentimiz her zaman güçlü bir şekilde dile getirilmiştir. Başından beri söylediğimiz üzere bu konu Irak’ın bir iç meselesidir ve iç hukuku çerçevesinde ortaya çıkmıştır. Buna bizim karışmamız veya bir müdahalemiz ve bunun ötesinde bir yorumda bulunmamız mümkün değildir.

SORU: Namık Bey, Irak Meclisi’nin bir çağrısı vardı, Türkiye’deki Kürtlere yönelik bir konferans düzenlenmesi ile ilgili Irak’ta. Bu konuda ki Türk Dışişleri’nin değerlendirmesini öğrenebilir miyiz acaba?

CEVAP: Sorunuzu pek anlayamadım.

SORU:  Irak Meclisi’nde bir çağrı yapıldı. Türkiye’deki Kürtlerin durumuyla ilgili bir konferans düzenlenmesi için. Sanıyorum dün yapıldı bu çağrı ve bunun için bir gün tarih belirlenmesi üzerine konuşulduğu belirtiliyor. Bu konuda Türkiye’nin tutumu nedir?

CEVAP: Bu toplantı Irak’ta mı yapılacak?

SORU: Evet Irak’ta yapılacak.

CEVAP: Gördüğünüz üzere benim bu konuda bilgim yok. Biz kendi politikamızı kendimiz oluşturuyoruz ve başkalarının da tabii ki bizim politikalarımıza müdahale etmesini hiçbir zaman arzu etmeyiz.

SORU: Namık Bey, biliyorum birçok konferans birbirine karıştı ama Suriye’nin de yine Irak konusunda bir konferans toplaması gündemdeymiş. Dün Şam’dan gelen haberlere göre. Hatta Türkiye’yle temas kurulmuş Türkiye biz de katılabiliriz demiş. Böyle bir konferanstan haberiniz var mı?

CEVAP: Hayır, ancak biliyorsunuz bizim komşu ülkeler girişimimiz hala yürürlüktedir. Bu çerçevede, yanılmıyorsam, bugüne kadar 9 tane toplantı yapılmıştır. Bundan sonra da biz bu yöndeki çabalarımızı sürdüreceğiz.

SORU: Namık Bey AB Türkiye’yle müzakerenin başlamasına ilişkin bir başlıkta davet mektubu göndermişti. Sanayi politikalarıyla ilgili olarak. Bu davet mektubu Ankara’ya ulaştı mı ve Türkiye’nin yanıtı iletildi mi?

CEVAP: Doğrudur, mektup bize ulaşmıştır.  Müzakere pozisyon belgemiz istenmiştir. Bu yöndeki çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Ama hepinizin bildiği üzere, bu bizim beklentilerimizi karşılar bir çağrı değildir. Biz, hazır olan dört başlıkta bir çağrı yapılması beklentisi içindeydik. Umuyoruz, AB önümüzdeki günlerde bu yönde daha somut adımlar atacaktır.

SORU: Namık Bey, Irak eski Başbakanı Allawi Dışişleri Bakanımızla görüştü. Irak’ı kurtarma planının olduğunu söylüyordu. Ankara’ya da Barzani’yle görüşün diyalog kurun mesajını verdi. Allawi’nin planına Ankara’nın desteği ne yönde olacak görüşmelerde ne konuşuldu? Bir diğer sorum da Barzani’nin bugün basında yer alan birtakım eleştirileri var. Daha önce de Celal Talabani’nin oldu. Türkiye’nin Irak’ın içişlerine karıştığına yönelik. Türkiye’nin Irak’ın içişlerine karıştığına dair bu yöndeki suçlamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEVAP: Türkiye, Irak’ın içişlerine karışmayı aklından bile geçirmez. Irak’taki durumla ilgili beklentimizi biraz önce sizlere açıkladım. Bizim yegane isteğimiz Irak’ta barış, huzur ve güvenin tesis edilmesi, kendisiyle barışık, komşularıyla barışık bir yönetimin oluşturulması ve bunun istikrar içinde devamıdır. Bunun ötesinde kimsenin içişleriyle veya diğer işleriyle ilgili bir müdahalemiz sözkonusu olamaz.  Böyle bir şeyi asla düşünmedik. Şimdiye kadar da yapmadık. Ancak, Irak’taki gelişmeler Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Türkiye bunlara bigane kalamaz, seyirci olamaz. Zira, Irak’taki ateşin sıcaklığını biz hissetmekteyiz. Dolayısıyla, bu sorunların çözümü, bunların bir an önce hal yoluna koyulması için Irak yönetimine destek olmak amacıyla sadece Türkiye olarak değil bütün komşu ülkelerle birlikte çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bundan sonra da böyle olacaktır. Irak içinden her zaman birtakım sesler çıkabilir. Bizim yaklaşımımız budur. Biz onlara da bu çerçevede cevap veriyoruz.

SORU: Ben de Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’ye dolaylı diplomatik ilişkileri kurmak önerisini sormak istiyorum. Her şeye rağmen diyalog politikamız mı var bu konuda? Yoksa bizim için önemli bir diplomatik olay değil mi?

CEVAP: Biz de Ermenistan’dan kaynaklı, Ermenistan yöneticilerinden kaynaklı birtakım açıklamaları son zamanlarda görmekteyiz. Gerek Dışişleri Bakanı’nın açıklaması, gerek savunma bakanının makalesi bu yöndeki birtakım beyanlardır. Ancak, bu konuda şunu söylemek isterim - daha önce de açıkladık - Sayın Başbakanımız geçen yıl Ermeni Devlet Başkanı Koçaryan’a çağrıda bulunarak Türk ve Ermeni tarihçilerinin katılımıyla 1915 olaylarının araştırılmasına sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak üzere bir ortak tarihçiler komisyonu kurulmasını önermiştir. Ancak, Ermenistan’ın sözkonusu öneriye ilişkin olarak benimsediği olumsuz yaklaşım nedeniyle bu konuda somut bir ilerleme sağlanamamıştır. Ortak Tarih Komisyonu’nun, 1915 olayları hakkındaki yorum farklılıklarının giderilmesini sağlayacak, Türk-Ermeni halkları arasında güven artırıcı önlem işlevini üstlenecek ve bu suretle iki halk arasındaki ilişkilerin gelişmesinin önündeki bir engeli ortadan kaldıracak son derece yararlı bir mekanizma olacağını düşünmekteyiz. Bu çerçevede, ortak tarih komisyonunun Türkiye’yle Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin önemli katkı sağlayacağından da kuşku duymamaktayız. Türkiye, geleneksel dış politika esasları doğrultusunda etrafında barış, huzur ve istikrar kuşağı tesisinde kararlıdır. Bu çerçevede, Ermenistan’la da komşu iki ülke arasında olması gereken şekilde ilişki kurma arzusunu korumaktadır. Ermenistan’la ilişkilerimizi normalleştirmek yönündeki çabalarımızı sürdürmeye niyetliyiz. Tabiatıyla, bu çabalardan sonuç almamız Ermenistan’ın mevcut ikili ve bölgesel sorunların aşılmasında daha esnek ve yapıcı bir yaklaşım içinde, uluslararası hukuka uygun şekilde hareket etmesine bağlı olacaktır. Ermeni Savunma Bakanı’nın son açıklamalarını ve Dışişleri Bakanının beyanlarını yine bu çerçevede değerlendirmeliyiz.

SORU : Namık Bey, bir gazetede Brüksel kaynaklı bir haber vardı. Buna göre Finlandiya ve yanında İngiltere, İspanya, İtalya’nın da bulunduğu bazı ülkeler  Türkiye’nin bir büyük limanını Rum kesimine açması karşılığında dondurulan, şu anda görüşülmeme kararı alınan 8 başlığın hemen anında açılabileceğini teklif ettikleri söyleniyor. Böyle bir teklif Türkiye’ye ulaştı mı? Yoksa bu sadece sızan bir bilgi mi? Ve tabii Türkiye’nin pozisyonu nedir?

CEVAP: Bize böyle bir bilgi ulaşmadı.

SORU : Namık Bey, Ermeni asıllı Türk vatandaşı Bedikyan’ın Azerbaycan’dan sınırdışı edilmesi konusunda Dışişleri Bakanlığının görüşü nedir?  Azerbaycan’dan bilgi istendiğini biliyoruz. Onlardan resmi bir yanıt geldi mi? Bir bilgi ulaştı mı?

CEVAP: Doğrudur, Azerbaycan makamlarından bahsettiğiniz konuda bilgi istedik. Bu girişimin neticesini henüz almamış bulunuyoruz. Aldığımızda sizlere açıklayacağız. Henüz bu girişimimiz cevaplanmamıştır.


Evet, başkaca sorunuz olmadığını anlıyorum, hepinizi her zaman olduğu gibi en içten sevgiyle selamlıyorum ve hepinize en içten duygularla veda ediyorum. Başka bir ortamda sizlerle yeniden biraraya gelmek üzere hepinize sevgiler sunuyorum.