DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları, Avrupa Birliği Dış
İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu
Başkan Yardımcısı Sayın Kaja Kallas’ı ülkemizde ağırlamaktan duyduğum
memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Kendisine bir kez daha huzurlarınızda hoş
geldiniz diyorum. Bugün kendisiyle, başta dış politika ve güvenlik konuları
olmak üzere, çok kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdik ve aynı zamanda
Türkiye-AB ilişkilerinin bugünü ve yarınıyla da ilgili önemli konuları ele
alma imkanımız oldu. Kendisi gerçekten son derece tecrübeli ve başarılı bir
siyasetçi. Ben daha önce de başka yerlerde buluştuğumuzda kendisine
başarılar dilemiştim, ama bu sefer basın önünde kendisine bu yeni görevinde
üstün başarılar diliyorum, eminim kendisi bu görevinde çok başarılı olacak.
Değerli basın mensupları, bildiğiniz gibi AB üyeliği Türkiye için stratejik
bir hedeftir. Bu konudaki siyasi irademizi Cumhurbaşkanımız 2023 Mayıs’ında
tekrar seçildiğinde bir kez daha yinelemişti. Biz şimdi Avrupa Birliği’nin
Türkiye’nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir vizyon sunmasını
bekliyoruz. Geçmişte bazı Avrupalı liderler Türkiye’nin üyeliği konusunu
kendi ülkelerinin iç siyaset malzemesi haline getirmişlerdi. Maalesef bunun
sonucunu biz jeostratejik birtakım kayıplarla hem Avrupa Birliği hem
Türkiye olarak ödemek zorunda kaldık. Oy kazanmak amacıyla yapılan kimlik
siyaseti öngörülebilir ve rasyonel bir anlayışın yerini aldı. Neticede bu
durum Türkiye’nin önündeki liyakate dayalı üyelik sürecini ortadan
kaldırmış oldu.
Küresel sistemde ve bölgemizde yaşanan son gelişmeler Türkiye ve Avrupa
Birliği arasındaki iş birliğinin önemini bir kez daha göstermektedir.
Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye olan yaklaşımını önyargısız, gerçekçi ve
liyakat esaslı bir çizgiye çekmesi her iki tarafın da yararına olacaktır.
2024 Aralık ayındaki AB Genel İşler Konseyi’nde alınan bazı kararları
olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. AB ile bir süredir Türkiye-AB Yüksek
Düzeyli Ekonomik Diyaloğunun yeniden başlatılması ve Avrupa Yatırım
Bankası’nın ülkemizdeki faaliyetlerinin önünün açılması konularını
görüşüyoruz. Bu kararların süratle hayata geçirilmesi ve ülkemize yönelik
kısıtlayıcı tüm tedbirlerin bir an önce kaldırılması yönündeki beklentimizi
bugün kendisiyle tekrar paylaştım. Bu anlayışla, Yüksek Düzeyli Siyasi ve
Sektörel Diyalog Toplantıları ile Ortaklık Konseyi toplantılarının yeniden
başlatılması için Avrupa Birliği’nin gerekli iradeyi göstermesini
bekliyoruz. Yerleşik istişare mekanizmalarından da tam olarak istifade
etmeliyiz.
Diğer taraftan, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerine vakit
kaybetmeden başlanılmalıdır. Böylece Türkiye-AB ilişkilerinde yeniden
dinamik bir gündem oluşturulması mümkün olacaktır.
Bizim için diğer öncelikli konu vize serbestisi diyalogunda ilerleme
sağlanmasıdır. Görüşmemizde vatandaşlarımızın vize süreçlerinin
kolaylaştırılması beklentimizi de mevkidaşımın dikkatine getirdim. Bu iki
konuda da çalışmalara başlayarak süratle sonuç almamız önem taşımaktadır.
Buna ek olarak Avrupa Birliği ile göç iş birliğimizin adil yük ve
sorumluluk paylaşımı temelinde sahadaki yeni gerçeklere göre güncellenmesi
gerekmektedir.
Değerli basın mensupları, Sayın Kallas ile bölgedeki gelişmeleri de ele
aldık. Ukrayna’da yaklaşık dört yıldır devam eden savaşın artık bir dönüm
noktasına yaklaştığını görüyoruz. Bu kapsamda, kalıcı ve adil bir çözüm
için diplomasinin yegane seçenek olduğuna inanıyoruz. Savaşın bir an önce
sona erdirilmesi için müzakere sürecinin yeniden canlandırılmasına yönelik
girişimlere destek vermeye hazırız.
Bugün Gazze’deki ateşkesi ve Filistin’deki son durumu da değerlendirdik. Ne
yazık ki İsrail’in saldırılarının devam ettiğini görüyoruz. İsrail’in
ateşkese tam olarak uyması gerekmekte. Bu konuda uluslararası topluma büyük
bir sorumluluk düşüyor. İnsani yardımların ulaştırılması ve Gazze’nin
yeniden imarı da uluslararası toplumun önceliği olmalıdır. Bu konuda Avrupa
Birliği ile beraber çalışmaya hazırız.
Sayın Kallas ile ayrıca Suriye'deki gelişmeleri de ele aldık. Siyasi,
ekonomik, güvenlik ve insani yardımlar ekseninde kapsamlı bir değerlendirme
yaptık. Suriye’nin güvenli, istikrarlı ve müreffeh bir ülkeye dönüşebilmesi
için ortak çalışmalarımızı sürdürme yönünde mutabık kaldık. Suriye’nin
geleceği ve halkının yararı için yeni yönetimle yakın bir ilişki tesis
edilmesi büyük önem taşıyor. Tüm muhataplarımıza da bunu telkin ediyoruz.
Suriye’de ekonomik istikrarın tesisi ve yeniden imarı bölgemizin istikrarına
önemli katkı sağlayacaktır. Milyonlarca Suriyelinin ülkelerine geri
dönmesini mümkün kılacaktır. Bu kapsamda, Suriye’ye uygulanmakta olan
yaptırımların kaldırılması gerektiğini tekrar vurgulamak istiyorum.
Değerli basın mensupları Suriye’deki yeni yönetime ve tüm Suriyeli
kardeşlerimize terörle mücadele alanında verdiğimiz desteği sürdürmekte
kararlıyız. Zira, PKK ve DEAŞ dahil Suriye’de terörle mücadele konusu aslen
yeni yönetimin sorumluluk alanına girmiş durumda. Biz de desteğimizi
vermeye hazırız. Suriye’nin kuzeydoğusundaki kampların idaresi bağlamında
da yeni yönetime destek vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu
noktada, tüm ortaklarımızdan haklı beklentimiz PKK terör örgütünün
Suriye’deki uzantılarıyla kurdukları ilişkileri sonlandırmalarıdır.
Avrupa Birliği’nin ilişkilerimizin sürdürülebilir şekilde güçlendirilmesi
için gerekli adımları atacağına ve daha cesur davranacağına olan inancımızı
değerli mevkidaşıma ilettim. Nitekim Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri,
bazı üye ülkelerin dar siyasi çıkarlarına rehin edilemeyecek kadar derin ve
çok boyutludur. Avrupa’nın istikrar ve refahı için Türkiye ve Avrupa
Birliği birlikte çalışmalıdır.
Ziyaretleri için bir kez daha Sayın Kallas’a ve ekibine çok teşekkür
ediyorum.
AB DIŞ İLİŞKİLER VE GÜVENLİK POLİTİKASI YÜKSEK TEMSİLCİSİ VE AVRUPA
KOMİSYONU BAŞKAN YARDIMCISI KAJA KALLAS- [SİMULTANE TERCÜME]
https://youtu.be/2fdxssgNYCU?si=ArH9yn0hFlW3Q8ZR&t=415
SORU- Benim sorum Sayın Yüksek Temsilci Kallas’a olacak.
AB’nin Suriye’ye yönelik yaptırımlarının kaldırılmasına yaklaşımını biraz
daha açabilir misiniz? 27 Ocak’ta yapılacak Dışişleri Bakanları Konseyi
Toplantısı’nda bu konuda herhangi bir karar alınacak mı? Ayrıca,
yaptırımlara yönelik ABD’nin esneklik sağladığı alanların ötesinde
esneklikler söz konusu olacak mı? Ve muhtemel kararda yaptırımlar konusunda
atılacak adımlar şarta bağlanacak mı?
AB DIŞ İLİŞKİLER VE GÜVENLİK POLİTİKASI YÜKSEK TEMSİLCİSİ VE AVRUPA
KOMİSYONU BAŞKAN YARDIMCISI KAJA KALLAS- [SİMULTANE TERCÜME]
https://youtu.be/2fdxssgNYCU?si=gy3OWaTOBQD0DjlK&t=776
SORU- Benim sorum Sayın Hakan Fidan’a olacak. Efendim, Amerika Birleşik
Devletleri’nde Donald Trump yeni bir kabineyle tekrar göreve geldi, yeni
bir dönem başladı. Siz de Rubio’yla bir telefon görüşmesi
gerçekleştirdiniz. Türkiye’nin yeni dönemde Amerika Birleşik Devletleri
Hükümeti’nden beklentileri neler olacak? Nasıl bir ilişki kurulması
hedefleniyor?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Teşekkür ederim. Değerli arkadaşlar, yani her
seçim sonrası iktidara gelen yeni hükümetle yeni bir sayfa açılması
gerekiyor. Özellikle, Amerika’da Demokratlarla, Cumhuriyetçiler arasında
birçok konuda büyük farklılıkların olduğunu hesaba katarsak, bölgemize
yönelik ve Türkiye’ye yönelik politikalarda da birtakım farklılıkların
olmasını beklemek mümkündür diye düşünüyoruz. Bizim Amerika’yla olan
ilişkilerimiz ve beklentilerimiz genel itibariyle, iktidarda olan partiden
ve görüşten bağımsız olan, devletten devlete stratejik ilişkiler ve
beklentiler. Bunların başında iki ülkenin de birbirinin güvenliğine ciddi
miktarda hassasiyet duyması, ekonomik ilişkileri ilerletmemiz, her türlü
alanda iş birliği yapmamız, özellikle Türkiye’yi ilgilendiren bölgesel
sorunları çözmede beraber hareket etmemiz… Bunlar önemli konular.
Türkiye’nin güvenlik hassasiyetine özellikle Suriye’de ve Irak’ta bizim
istediğimiz oranda hassasiyet gösterilmemesi, bunların yanlış fiillerle
pratiğe yansıtılması, aramızda bir güven bunalımına ve krizine sebep
olmuştu. Ama biz diğer ilişkilerimizde de yaptığımız gibi bu ilişkimizde de
bu sorun alanını bir paranteze alıp bununla ilgilenirken diğer iş
birliğinde bulunduğumuz alanları da genişletme yolunda önemli adımlar attık.
Amerika, Türkiye’nin önemli ve stratejik bir partneri. Bu konudaki ilişki
modalitesi devam edecektir. Biz yeni yönetimden de açıkçası, ifade ettiğim
gibi, bir önceki yönetim döneminde kalan, başta CAATSA yaptırımları gibi
yaptırımlar olmak üzere, diğer problemli alanların ortadan kaldırılmasını
ve Türkiye’yle Amerika Birleşik Devletlerinin tam iş birliği potansiyelinin
ortaya çıkmasını bekliyoruz. Cumhurbaşkanımız buna açık, bunu müteaddit
defalar ifade ettiler, ama zaman zaman Amerika’daki siyasetin
Türkiye-Amerika ilişkilerinin belli boyutlarını rehin aldığını da
görebiliyoruz. Bu da hayatın bir gerçeği, bunu aşarak yolumuza devam
edeceğiz arkadaşlar.
* Interpress deşifresidir.