Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati ile Ortak Basın Toplantısı, 5 Ağustos 2024

MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI BEDİR ABDULATİ- [SİMULTANE TERCÜME] https://youtu.be/ZzOKlfhbNao

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları, Kahire’yi yeniden ziyaret etmekten büyük memnuniyet duyduğumu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Mısır Dışişleri Bakanı değerli dostum, kardeşim Sayın Bedir Abdulati’ye sıcak ev sahipliği için çok teşekkür ediyorum. Bakanlık görevinin kendisine tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Eminim ki Sayın Bakanla ikili ilişkilerimizi daha da güçlendirmek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz.

Değerli arkadaşlar, bölgemizin bir ateş çemberine döndüğü bugünlerde Mısırlı kardeşlerimizle yakın istişare içerisinde olmaya özen gösteriyoruz. Değerli mevkidaşımla hem ikili konuları hem bölgemizdeki vahim gelişmeleri görüştük. Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi’nin ülkemize yapacağı ziyaret esnasında Birinci Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı da yapılacak. Mevkidaşımla bu toplantının hazırlık çalışmalarını da ele aldık.

Malumunuz bu sabah Sayın Sisi tarafından kabul edildim. Kendisine Sayın Cumhurbaşkanımızın selamlarını ilettim. Kendisini en kısa zamanda Ankara’ya beklediğimizi de ifade ettim.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Şubat ayındaki tarihi Kahire ziyareti ilişkilerimize muazzam bir ivme kazandırdı, bundan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ekonomiden kültüre, çevreden eğitime kadar uzanan çok geniş bir yelpazede ilişkilerimizi geliştirme hususunda azimliyiz. Mevcut ticari ve ekonomik iş birliğimizi daha ileri seviyelere taşıyacağımıza inanıyorum. Serbest Ticaret Anlaşmamızın kapsamının genişletilmesine ve Mersin-İskenderiye Ro-Ro seferlerinin tekrar başlatılmasına yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Bugünkü görüşmemizde yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesine ve kolaylaştırılmasına dair önerilerimizi kıymetli mevkidaşımla paylaşma imkânı buldum. Ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmini önümüzdeki 5 yıl içinde inşallah 15 milyar Dolara yükseltmeyi kararlaştırmıştık. Bu hedefi en kısa sürede yakalayacağımıza inanıyoruz.

Değerli meslektaşımla ayrıca stratejik önemi haiz enerji konularını da ele aldık. Enerji alanında Mısır’ı uzun vadeli, güvenilir bir ortak olarak telakki ediyoruz. LNG ve nükleer enerji başta olmak üzere bu sektördeki potansiyelimizi de konuşma imkânımız oldu. Eğitim ve kültür alanındaki iş birliğini de önemsiyoruz. Mısırlı öğrenci kardeşlerimize Türkiye’de daha fazla burs imkanı sağlamayı planlıyoruz.

Değerli basın mensupları, bugünkü görüşmemizde tabii ki bölgesel konuları da ele alma imkânımız oldu, değerli kardeşim de bunu tafsilatıyla kendi konuşmasında izah ettiler. Tabii ki Gazze’deki son durumu ele aldık. İsrail’in saldırganlığı bölge için büyük bir tehdit. Gazze’de son 10 ayda tüm dünyanın gözü önünde 40 bin Filistinli katledildi. Değerli kardeşimle, Gazze’de vahşetin durması için önümüzdeki dönem de neler yapabileceğimizi istişare ettik. Ateşkes müzakerelerinde arabulucu olarak Mısır’ın Katar’la birlikte yürüttüğü çalışmaları takdirle karşılıyoruz, gerçekten çok yoğun mesai harcadılar. Bizler de Mısırlı ve Katarlı kardeşlerimize bu konuda her türlü desteği vermekten çekinmedik. Ancak gelinen noktada, şunu açıkça belirtmem gerekiyor, müzakerelerde Filistinliler yapıcı bir yaklaşım sergilerken, oyunbozanlık yapan taraf hep İsrail olmuştur. İsrail bununla da yetinmemiş ateşkes görüşmelerinin başmüzakerecisini kalleşçe bir suikastla öldürmüştür. İsrail’in Tahran’da yaptığı bu alçaklığı burada bir kez daha lanetliyor, Filistin davasının önemli isimlerinden şehit İsmail Haniye’yi rahmetle anıyorum. Bu suikast şunu açıkça ortaya koymuştur: Netanyahu barış istemiyor. Netanyahu tüm bölgeyi ateşe vermek istiyor. İsrail şiddet ve yayılmacılık peşinde koşuyor.

Değerli arkadaşlar, Gazze’deki vahşet, uluslararası düzenin acziyetini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyenler uluslararası düzenin temellerinin sarsılmasının baş sorumlusudurlar. Ukrayna’da işgali suç sayanlar İsrail işgalciliği karşısında üç maymunu oynuyorlar. Bunu ABD Kongresi’nde Netanyahu’nun ağırlanması hadisesinde de gördük. Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçlamasıyla yargılanan Netanyahu’ya, demokrasinin beşiği olma iddiasındaki ABD Kongresi’nde konuşma yaptırıldığını gördük. Biz şuna inanıyoruz: Savaş suçlularının yeri parlamento kürsüsü olamaz. Savaş suçlularının oturtulması gereken yer ancak ve ancak sanık sandalyesi olmalıdır. İsrail’e destek verenler bu yanlıştan bir an önce geri dönmelidirler. Fundamentalist Netanyahu Hükümetinin bölgede yaptığı provokasyonlar tüm dünya için büyük bir tehdit oluşturuyor. Gazze’deki katliama dur denilmezse sadece bölgemiz değil, tüm dünya ağır bedeller ödeyecek.

Değerli basın mensupları, Mısır’ı ziyaretim kapsamında Kahire’den önce El Ariş ve Refah’ı ziyaret ettim. Bu vesileyle insani yardım faaliyetleri hakkında ilk elden bilgi alma imkânım oldu. Mısır kendi yaptığı yardımların yanı sıra diğer ülkelerin yardımlarının ulaştırılmasında da kilit rol oynuyor. Buradaki havalimanı, liman ve yollarını bizlere açmış olan Mısırlı kardeşlerimize şükranlarımı iletiyorum. Türkiye olarak şu ana kadar Gazze’ye 56 bin tondan fazla insani yardım malzemesi ulaştırdık. Türkiye Gazze’ye en çok yardımda bulunan ülke olmuştur. Bu vesileyle ülkemizle yakın iş birliği ve koordinasyon içinde çalışan Mısır Kızılayı’na, Mısır Sağlık ve Nüfus Bakanlığına ve ilgili tüm kurumlara Sayın Bakanın şahsında teşekkür etmek istiyorum. Öte yandan, İsrail Gazzelilere insani yardım ulaştırılmasından bile ciddi rahatsızlık duyuyor. İsrail yerlerinden ettiği, bombalarla öldüremediği Gazzelileri sistematik biçimde aç, susuz bırakıyor.

Değerli arkadaşlar, bizler gerek Gazze’deki katliamın son bulması, gerekse faillerin yargılanması için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yoğun bir diplomasi yürütüyoruz. İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılandığı sürecin yakın takipçisiyiz. Bu davaya Türkiye olarak müdahil olma kararı almıştık, hatırlayacağınız gibi. İnşallah Çarşamba günü başvuru dosyamızı mahkemeye teslim ediyoruz. Orta Doğu’da barışın yolu gerçek anlamda bir Filistin Devleti kurulmasından geçiyor. Filistinli kardeşlerimizin, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir devleti olmalı, bu onların en doğal hakkıdır. İsrail’in ya da Batılı ülkelerin bu konuda herhangi bir dayatmada bulunmasına karşıyız. Filistin halkı kendi yönünü kendisi çizebilecek, kendi yöneticilerini kendisi seçebilecek güçtedir.

Değerli arkadaşlar, biz sadece Orta Doğu’yla değil, Afrika’yla ilgili konularda da Mısır’la yakın temas ve istişare içinde olmayı, açıkçası önemsiyoruz. Birçok meseleye aynı perspektifken bakıyoruz. Sudan’da devam eden çatışmalar hepimizi derinden üzüyor. Bu zor günlerinde Sudanlı kardeşlerimizin yanında olmaya devam ediyor, resmi kurumlarımız ve STK’larımızla yardımlarımızı sürdürüyoruz. Sudan’ın komşusu olarak bu süreçte Mısır’ın yaptığı katkıları takdirle karşılıyoruz. Biz Sudan’da akan kardeş kanının bir an evvel durması ve krizin suhuletle çözülmesi için her türlü diplomatik girişime katkı sunmaya hazırız, bu konuda da kardeşimle görüş alışverişinde bulunduk.

Somali’nin toprak bütünlüğü, birlik ve egemenliğinin muhafazası konusunda da Mısır’la fikir birliği içerisindeyiz. Aynı şekilde Libya’nın da birlik ve bütünlüğünün sağlanmasından yanayız. Libya’nın güvenlik ve istikrarını hep beraber destekliyoruz. Başkanlık ve Parlamento seçimlerinin düzenlenmesi suretiyle devlet kurumlarının birleşmesi gerektiği hususunda da ülkelerimiz arasında tam bir mutabakat mevcuttur. Bu ortak hedefler çerçevesinde Mısırlı kardeşlerimizle Libya konusundaki istişarelerimizi daha da artırma kararı aldık.

Değerli arkadaşlar; huzurlarınızda şunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum: Bölgenin iki güçlü aktörü olarak yakın iş birliği içinde olmakta kararlıyız. İstişare ve koordinasyon içinde davranmamız, ülkelerimizin gücüne güç katacaktır. Bunu başarmamız tüm bölgenin huzur, istikrar, güvenlik ve kalkınmasına katkı sağlayacaktır. Bu anlayışla, önümüzdeki süreçte her alanda birlikte çalışmaya inşallah devam edeceğiz.

Değerli kardeşim Bedir Abdulati’ye ve Mısır makamlarına tekrar misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum. Kardeş Mısır halkına da bu vesileyle en içten muhabbet ve saygılarımı sunuyorum.

SORU- [SİMULTANE TERCÜME]

https://youtu.be/ZzOKlfhbNao?t=1675

MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI BEDİR ABDULATİ- [SİMULTANE TERCÜME]

https://youtu.be/ZzOKlfhbNao?t=1709

SORU- Ankara’da geçen hafta çok sayıda ülkenin katıldığı bir tutuklu takası gerçekleşti, 26 kişi ülkelerine geri döndü. Bu süreç nasıl işledi, kapalı kapılar ardında nasıl bir diplomasi yaşandı? Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Teşekkür ediyorum.

Değerli basın mensupları, bildiğiniz gibi, defaatle hem Cumhurbaşkanımız, hem biz, dış politikamızın ana şiarı olarak ifade ettiğimiz bir konu var, bölgemizdeki her türlü barışçıl girişimi sonuna kadar destekliyoruz ve barışçıl adımları, pratik adımları atmakta da son derece kararlıyız. Bu, zaman zaman arabuluculuk şeklinde de kendini gösteriyor, sorunların çözülmesine arabuluculuk ettiğimiz gibi çeşitli takas konularına da arabuluculuk yapıyoruz. Sözünü ettiğiniz 26 kişiyi 7 ülkeden getirmek, Amerika ile Rusya arasındaki takas, gerçekten Ankara’da şu ana kadar yapılan takasların en büyüğüydü. Daha önce de benzer takaslar oldu, fakat bu en büyüğüydü. Burada Türkiye’ye olan güvenin bir yansımasını görüyoruz. Amerika ve Rusya, Türkiye’yi bu noktada güvenilir bir ortak olarak görmekteler. Milli İstihbarat Teşkilatı sürecin başından itibaren muhatabı olan Amerikan ve Rus gizli servisleriyle bu konuyu koordine etmiştir, yürütmüştür, bu vesileyle ben başka Teşkilat Başkanı İbrahim Bey olmak üzere burada adını veremeyeceğim diğer arkadaşlara da şükranlarımı ve tebriklerimi iletmek istiyorum.

Konunun detayıyla ilgili, bu konuda daha fazla konuşmaya imkânım yok, çünkü olay gizli servisler tarafından yürütülmüş bir süreçtir. Teşekkür ederim.

SORU- [SİMULTANE TERCÜME] Benim sorum her iki Bakana. Şimdi bölgede bildiğiniz üzere bir gerilim var, daha önce görülmemiş bir gerilim var ve bu gerilim aslında bölgesel bir savaşın da habercisi niteliğinde. Belki de eğer böyle bir şey olursa bölgede kapsamlı bir kaos ortamı olacaktır. Sorumuz: Türkiye-Mısır koordinasyonunun ulaştığı noktadan bahsedebilir misiniz, yani böylesi olumsuz bir senaryonun gerçekleşmemesi adına ne yapmaya karar verildi ve bunu sahada nasıl uygulamayı ve nasıl hayata geçirmeyi düşünüyorsunuz?

MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI BEDİR ABDULATİ- [SİMULTANE TERCÜME] https://youtu.be/ZzOKlfhbNao?t=2115

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ediyorum. Sayın Bakanın da gerçekten veciz bir şekilde ifade ettiği gibi Türkiye ve Mısır olarak bölgede savaşın yaygınlaşmaması için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz. Şunun altını çizmek istiyorum: Bizler bölgenin sorumlu ülkeleri olarak bölgemizde olan sorunlara sadece gözlemci kalmayacağız, bölgesel sahiplenme ruhuyla hareket ederek bölgenin sorunlarına yapabileceğimiz çözücü katkıların hepsini yapmak için sistemik bir şekilde çalışıyoruz. Aramızdaki ilişkilerin normalleşmiş olması, stratejik konuları çok rahat bir şekilde konuşuyor olmamız bunun için gerçekten bizim açımızdan bir nimet ve bunun kıymetinin de farkındayız. Başta İsrail yayılmacılığından kaynaklanan bölgesel tehditler olmak üzere Libya, Sudan, Somali gibi birçok konuyu Mısır ve Türkiye kendi arasında seviyeli bir şekilde istişare etmekte.

Gazze’de olan olaylar ve neticesinde vuku bulan yayılma riski ve yayılan alanlara ilişkin uyarılarımızı biliyorsunuz son 10 aydır sürekli yapıyoruz. Özellikle İsrail’e, yaptığı katliamlarda destek veren, ister fiili olarak ister sessiz kalarak, ülkelere de bu uyarılarımızı her zaman yaptık. Ama olay şöyle bir “pattern”e dönüşmeye başladı: İsrail öldürmeye başlıyor, sonra Mısır’a geliyorlar, bize geliyorlar, diğer ülkelere, “taraflara söyleyin savaşa girmesinler.” Tamam. “Hadi girelim.” “Yaygınlaşmasın.” İsrail İran’ın Büyükelçiliğini Şam’da vuruyor, ondan sonra Mısır’a geliyorlar, bize geliyorlar, ilgili taraflara gidiyor Amerikalılar, “aman müdahale edin” işte “müdahale olmasın.” Şimdi yine aynı şekilde İsrail Hamas’ın liderini şehit ediyor ve aynı şekilde geliyorlar aman müdahale… Arkadaşlar, bu artık sürdürülebilir bir “pattern” değil. Biz bu oyunda oynamıyoruz artık. İsrail’in yaptığı her türlü kötülüğü Amerika’nın arkadan süpürmeye çalışması, hafifletmeye çalışması kabul edilebilir bir “pattern” olmaktan çıkmıştır. Artık tasmasını sahipleri eline almalı ve sahip çıkmalı. Bölge daha fazla İsrail provokasyonunu kaldıracak durumda değildir, bunun altını çiziyorum. Bu uyarılarımıza kulak versinler. Bölgenin evlatları olarak, bölgenin insanları olarak bunu söylüyorum. Bölgenin içinden geçtiği duygusal atmosfer, halkın içinde bulunduğu psikolojik durum, her gün ekranda gördüğü bu katledilme resimleri, çaresiz bırakılmış Filistinlilere hiçbir el uzatılmaması, bunun karşısında başka çok lüzumsuz konularda Müslüman ülkelere sürekli bir ders verilir durumda olunması, demokrasi ve insan hakları üzerinden artık tahammül sınırlarını çoktan aşmıştır. Batı her türlü moral üstünlüğünü bu coğrafyada kaybetmiştir, İsrail meselesinden dolayı. Dolayısıyla, bu yeni ışıkta uluslararası sistemin bütün norm ve kurallarını yitirdiği bu dönemde Mısır, Türkiye ve diğer ülkeler arasındaki diplomatik iş birliği, yapıcı iş birliği bölgesel barışı sağlamada daha da önemli hâle gelmiştir. Çünkü uluslararası sistemin çöktüğü bir denklemde, artık bölgenin güçleri olarak, ülkeleri olarak biz, meseleyi gerçekten sahiplenip el birliğiyle elimizden gelen her şeyi yapma gayreti içerisindeyiz, barış adına ve istikrar adına.

MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI BEDİR ABDULATİ- [SİMULTANE TERCÜME] https://youtu.be/ZzOKlfhbNao?t=2560

* Interpress deşifresidir.