DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları, Latin Amerika ve
Karayipler’deki en önemli ortaklarımızdan Venezuela’nın Dışişleri Bakanı
Sayın Yvan Gil’i ülkemizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum,
kendisine hoşgeldiniz diyorum.
Sayın Gil, Sayın Cumhurbaşkanımızın göreve başlama törenine katılan
Cumhurbaşkanı Sayın Maduro’ya refakaten geçtiğimiz aylarda Ankara’ya
gelmişti. Daha sonra kendisiyle Azerbaycan’da Bağlantısızlar Hareketi
toplantısında bulunduğum esnada tekrar biraraya gelme fırsatım oldu.
Bildiğiniz gibi Venezuela ile güçlü ve köklü ilişkilerimiz var.
İlişkilerimiz son yıllarda artan üst üste temas ve ziyaretlerle ivme
kazanmış durumda. Sayın Cumhurbaşkanımızın Venezuela ziyaretini önümüzdeki
dönemde gerçekleştirme hususunda çalışmalarımız devam ediyor.
Cumhurbaşkanımızın ziyareti öncesinde hazırlık çalışmalarında bulunmak
üzere benim de bir ziyaretim söz konusu.
Bugün Sayın Gil’le ikili gündemimizdeki konuları etraflıca görüştük.
İlişkilerimizi tüm boyutlarıyla ele aldığımız Ortak İşbirliği Komisyonunun
dördüncü toplantısını en kısa sürede ülkemizde gerçekleştirmeyi arzu
ediyoruz.
Bugünkü görüşmelerimizde ekonomi ve ticaret alanında önümüzdeki dönemde
atılabilecek somut adımları istişare ettik. Ticaret hacmimiz geçtiğimiz yıl
yüzde 27 artarak 1 milyar dolara ulaştı. Tabi ki bu rakam Sayın
Cumhurbaşkanlarımız tarafından tespit edilen 3 milyar dolar hedefine
yaklaşmaktan biraz uzak kalıyor. Biz bu rakamı 3 milyar dolara çıkartmak
için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede bugün
imzaladığımız yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması bu
hedefi yakalamamıza büyük katkı sağlayacaktır.
Bugün ayrıca enerji, turizm, ulaşım, kültür ve kalkınma alanlarındaki
ilişkilerimizi etraflıca ele alma imkanımız oldu. Enerji işbirliğimizi
geliştirmek istiyoruz. Turizm alanında tecrübe paylaşımı ve ortak proje
imkanlarını değerlendirdik. Kendileri Sayın Turizm Bakanımızı Venezuela’ya
davet ettiler, bu davete tabii ki en iyi şekilde icabet edilmesi
sağlanacaktır.
Türk Hava Yolları’nın Venezuela’ya gerçekleştirdiği uçuşlar ülkelerimiz
arasında bir köprü vazifesi görmekte. Biliyorsunuz Türk Hava Yolları’nın
Karakas’a uçuşları haftada 7 sefer. Kasım ayından itibaren Türk Hava
Yolları uçuş sayısını 8’e çıkartacak.
Ayrıca, eğitim alanındaki işbirliğimizi de ilerletme konusunda çeşitli
adımlarımız var. Toplam 79 Venezuelalı öğrenci kardeşimiz Türkiye
burslarından faydalandılar. Biz hem burstan faydalanan öğrenci sayısını
artırmak istiyoruz, hem de Türkiye’deki üniversitelerde eğitim alan burs
dışı öğrenci sayısını da artırmak istiyoruz.
Maarif Vakfımızın da üçüncü okulu geçtiğimiz yıl Karakas’ta faaliyete
geçti.
Yunus Emre Türk Kültür Merkezi için bize bir bina tahsis edilmişti, bunun
için kendilerine müteşekkiriz. En yakın zamanda Merkezimizi de orada
açacağız.
Ülkemizin isminin Karakas’ın kalbinde yer alan önemli caddelerinden birine
verilmesinden de büyük memnuniyet duymaktayız.
Kalkınma Ajansımız TİKA’ya Venezuela’da yeni projeler gerçekleştirme
konusunda davetleri bulunmakta. TİKA Ofisinin de orada açılması için
kendilerinin daveti var.
Ayrıca, savunma sanayi alanında işbirliğimizi ve potansiyelini görüştük.
Konut ve gemi inşası konularında etraflıca görüşmelerimiz oldu.
Gördüğünüz gibi her alanda gelişen ve derinleşen ilişkilerimiz mevcut.
Ayrıca, Sayın Bakanla görüşmemizde tabii ki bölgesel ve küresel gelişmeleri
de ele alma imkanımız oldu. Türkiye olarak Venezuela’ya yönelik tek taraflı
yaptırımlara ve dış müdahalelere karşıyız. Venezuela’da hükümet ile
muhalefet arasında gerçekleşen diyalog sürecine destek veriyoruz. Bu konuda
her zaman yapıcı bir rol oynamaya hazır olduğumuzu Sayın Bakana da ifade
ettim.
Latin Amerika ve Karayipler açılımımızın kurumsallaştırılması ve
yapısallaştırılması dış politika önceliklerimiz arasında. Bu bağlamda
Venezuela ile işbirliğimizin daha da yoğunlaşarak süreceğini şimdiden
söylemek istiyorum.
Ziyareti için tekrar mevkidaşıma çok teşekkür ediyorum.
Sağ olun.
VENEZUELA DIŞİŞLERİ BAKANI YVAN GİL- Sayın Bakan Hakan Fidan, İstanbul’da
bugün heyetimizi ağırladığınız için çok teşekkür ediyoruz.
Nicolas Maduro adına Erdoğan hükümetine en içten, en kalbi selamlarımızı,
sevgilerimizi ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Sizin de çok güzel dile getirdiğiniz gibi, ilişkilerimizi daha iyi
seviyelere getirmeyi hedefliyoruz. Türkiye ve Venezuela’nın geçtiğimiz yıl
ticaret hacmi 1 milyar dolar idi, fakat yakın bir süre içerisinde
Venezuela’nın Türkiye’nin Latin Amerika’da en önemli ortağı olacağını
düşünüyorum.
Sizin de bahsettiğiniz enerji olsun, turizm olsun, eğitim olsun, tarım
olsun, bilim teknik olsun, bütün alanlarda, bizim altyapımızı,
yapılarımızı, endüstrilerimizi, petrol, petrokimya ve gaz alanlarında
kalkınmamızı geliştirmek için en önemli ortağımız olduğunuzu bilmenizi
isteriz. Bu yıl dördüncü Ortak İşbirliği Komisyonu toplantımızda bu
projeleri ele almayı hedefliyoruz. Bu toplantı çerçevesinde farklı
bakanlıklardan teknik komisyonlar oluşturacağız ve bu konuları ele alacağız.
Özellikle turizm konusunda, ulaşım konusunda, enerji ve tarım alanlarında
çalışmalarımızı yapacağız ve bu işbirliği gündemimizi somutlaştırıp gelecek
potansiyelimizi keşfedeceğiz.
Bugün burada ikili yatırım anlaşmasını imzaladık. Bu bizim ekonomik alanda
Türkiye ve Venezuela arasında imzaladığımız üçüncü anlaşma. Bu anlaşmalar
sayesinde Türk yatırımcılara Venezuela’da bir katkı ve garanti veriyoruz.
Venezuelalılara da Türkiye’deki yatırımları için bir katkı ve garanti
sunuyoruz. Bu sayede karşılıklı yatırımları önemli ölçüde artıracağımıza
inanıyoruz.
2017’den itibaren Venezuela’da özellikle Türk yatırımları gıda ve ulaşım
alanlarında artış sağladı. Gübre alanında da Türkiye ve Venezuela’nın çok
önemli alışverişi oldu. Sonrasında yine gıda ve petrokimya alanında çok
önemli işbirliğimiz oldu. Bu alanlarda çok güçlü gelişme sağladık, çok
önemli hizmet yatırımları yapıldı. Türk şirketleri burada aynı zamanda
denizcilik ve havacılık taşımacılığıyla da önemli bir ivme yakaladı.
Türk Hava Yolları uçuşlarını 7 seferden 8 sefere çıkacak sizin de dile
getirdiğiniz gibi. Türkiye’nin stratejik olarak, jeopolitik olarak Latin
Amerika’da en önemli ortağı Venezuela’dır ve işbirliğimizi daha da
artırmaya çalışacağız.
Sizin de dile getirdiğiniz gibi Sayın Bakanım, biz aynı zamanda çok yönlü
çalışmalarımızı da geliştireceğiz.
Özellikle de Venezuela’ya karşı olan tek taraflı yaptırımlara karşıyız.
Yasa dışı olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin uyguladığı 900 küsur
yaptırım var. Burada Türkiye’nin desteğini hissediyoruz, her zaman bu
yaptırımları kınamıştır.
Biz aynı zamanda küresel barışa duyduğumuz adanmışlığı bir kez daha ifade
etmek istiyoruz. Türkiye ve Venezuela olarak aynı şeyleri savunuyoruz.
Bütün çatışmaların, özellikle de Avrupa’da olan çatışmaların diyalogla
çözülmesini diliyoruz. Latin Amerika’daki ilerici güçler de bunu istiyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bölgemizde çok önemli yatırım ve işbirliği
politikaları geliştirdi, bunlar da son derece önemli. Önümüzdeki aylarda
Sayın Bakanımızın da söylediği gibi Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
Karakas’a ziyaretini bekliyoruz. Bu sayede anlaşmalardaki konular da ivme
kazanacak.
Türkiye’yi biz stratejik bir dostumuz olarak görüyoruz. Türkiye’yi biz
yükselen bir potansiyel olarak ve Sayın Erdoğan’ın liderliğinde güçlü bir
ülke olarak görüyoruz. Barışın ve kalkınmanın garantisi olarak görüyoruz.
Çünkü yeni bir dünya düzeni yükseliyor. Bugün oldukça ümitliyiz. Sayın
Bakan bizi ağırladığınız için çok teşekkür ediyoruz. Önümüzdeki haftalarda
bu fikir teatimizin meyvelerini görmeye başlayacağız.
Teşekkürler.
SORU- Efendim, A Haber’den Hasan Zahid Ezim ben.
Biraz önce yatırımların karışlıklı teşviki ve korunması anlaşmasını
imzaladınız. Bu anlaşmanın iki ülke arasında ne gibi fırsatlar yaratacağını
düşünüyorsunuz? Ve bugün yaptığınız görüşmelerden ne gibi somut sonuçlar
bekliyorsunuz?
Teşekkür ederim.
VENEZUELA DIŞİŞLERİ BAKANI YVAN GİL- Bu adım iki ülke için de çok önemli.
Bu sayede Türkiye’den ve Venezuela’dan şirketlerin ve iş insanlarının
karşılıklı yatırımları geliştirmesi mümkün olacak. Size de söylediğim gibi
2018’den bu yana ticari sözleşmeler üzerinde çalışıyoruz. Anlaşma sayesinde
Türk ürünlerini Venezuela’da satabiliyoruz. Aynı zamanda birkaç yıl önce
yürürlüğe giren bir anlaşma sayesinde de bu hizmetler satılıyor. Şimdi ise
ikili yatırım anlaşması sayesinde bu alanlar ve yatırımcılar yasal bir
koruma altına alınmış olacak. Türk sermayesi Venezuela’ya gelecek, aynı
zamanda Venezuelalı yatırımcılar da Türkiye’ye gelecek. İstedikleri yatırım
alanlarında bunu yapabilecekler. Sadece ulusal kanunlar tarafından değil,
uluslararası kanunlar tarafından da koruma altına alınmış olacaklar.
Bu bir güven mekanizması, yatırımcılar için bir güvenlik anlaşmasıdır. Bu
nedenle, finansal alanda da iki ülke uluslararası pazarda bir güvenlik
çerçevesi kazanacaktır. Bu sayede ticari mallarımızın hızlı bir şekilde
alım ve satımını daha güvenli bir şekilde yapabileceğiz. Bir sonraki aşama
buradaki Türk yatırımcıları teşvik etmek olacaktır. Bununla birlikte çok
farklı kurumlarla, kuruluşlarla irtibata geçtik ve başka bir toplantı daha
düzenleyeceğiz. Ekonomi Bakanlarımızla bir araya geleceğiz ve bu hususları
güçlendireceğiz.
Aynı zamanda enerjide, gaz ve petrol üretiminde önemli bir alan açıldı.
Sayın Bakan’la da bunları görüştük. Geçtiğimiz gün Avrupa Birliği Global
Gateway girişimi kapsamında bir projeyi onayladı ve Venezuela’nın bir
bölgesinde gaz üretimini desteklemeye karar verdi. Türk şirketlerle birlikte
burada çalışılabilir. Bence bu perspektifler oldukça ümit vaat ediyor. Biz
burada bence amaçlarımıza doğru dörtnala gidiyoruz, 3 milyar dolarlık
hedefimize erişeceğiz.
SORU- Efendim, TRT Haber’den muhabir Ferit Demirbaş, sorum her iki Bakana
olacak.
Sayın Gil, Karadeniz tahıl girişimi bu hafta sona erdi, Venezuela olarak bu
girişimin sona ermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Hakan Fidan, siz bu hafta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve
Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Lavrov ile görüşmeler gerçekleştirdiniz.
Efendim bu süreç nasıl işleyecek? Türkiye bu girişime devam edilmesi için
tekrar girişimlerde bulunacak mı?
Teşekkür ederim.
VENEZUELA DIŞİŞLERİ BAKANI YVAN GİL- Gıda güvenliği açısından ele alacak
olursak, Türkiye ve Venezuela buraya çok fazla önem atfediyor. Hedefimiz
bütün ülkelerin gıda güvenliğinin olması. Afrika Kıtası olsun, Asya Kıtası,
Avrupa Kıtasında gıda güvenliğinin olmasını istiyoruz. Makul bir fiyatta
gıdaya erişimin olmasını istiyoruz. Özellikle de bu bölgeden çıkan tahıla
dünyanın ihtiyacı var. O nedenle biz bu anlaşmanın yeniden ele alınmasını
talep ettik ki, bu ürünler hakikaten kimin ihtiyacı varsa onlara
ulaşabilsin. Bunlar sadece bir ticari mala dönüşmesin. Sonrasında bu da bir
pazara dönüşmesin. Çünkü bu özellikle gıda güvensizliği olan ülkelere çok
zarar veriyor, bunun üzerinde çalışmaya devam etmek mecburiyetindeyiz ve
buna da Birleşmiş Milletlerin güdümüyle devam etmek zorundayız. Girişimin
yürürlüğe girmesini diliyoruz.
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi Ukrayna
tahılının dünya pazarlarına erişiminin sağlanması, dünya gıda güvenliği
açısından fevkalade önemli. Aynı zamanda özellikle mahrumiyet içinde olan
Afrika ülkelerinin, az gelişmiş ülkelerin gıda güvenliği açısından da büyük
bir öneme haiz. Ukrayna savaşı başladığında tahılın özellikle Ukrayna
limanlarından ayrılmasının savaş sebebiyle tehlikeye girmesinin ardından,
Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimiyle ve arabuluculuğuyla başlatılan süreçte
bildiğiniz gibi Birleşmiş Milletler’in de katılımıyla 4’lü bir mekanizmayla
Karadeniz Tahıl Anlaşması yapıldı ve bu anlaşma etrafında bir rejim
uygulanmaya başlandı. Bunun detayları vardı, hangi gemiler ne zaman
girecek, hangi mekanizmayla kontrol edilecek, işte İstanbul’da bulunan
merkez nasıl çalışacak, gemilerin güvenliği nasıl sağlanacak, bununla
ilgili çok fazla detay vardı ve bu sistem 17 Temmuz’a kadar bir kesinti
olmadan işledi. Seçimlerden birkaç hafta önce tekrar kesilmesi söz konusu
idi, Sayın Cumhurbaşkanımız tekrar araya girerek Sayın Putin’le konuşarak
sürecin uzamasını sağlamıştı. Bu kez 17 Temmuz’dan itibaren sürecin
uzatılmayacağına ilişkin Rusya tarafından bir beyanat var, niyet var. Buna
mukabil Birleşmiş Milletler’in ve bizim tekrar süreci nasıl hayata
geçirebiliriz diye ciddi arayışlarımız var. Ukrayna tarafının alternatif
getirme çalışmaları var. Biz Türkiye olarak açıkçası Rusya Federasyonu’nun
tekrar masaya getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Onun dışında olacak
çözümlerin zorlama ve güvenliği de tehlikeye atacak bir çözüm arayışı olma
ihtimali fevkalade yüksek. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri
Sayın Guterres’le yaptığımız görüşmede de kendileriyle hemfikir kaldık bu
konuda.
Sayın Lavrov’la da yaptığımız görüşmede Rusya tarafının neden bu anlaşmadan
çekildiğini ve anlaşmayı uzatmadığı konusunda birtakım detaylı sebepler
aldık. Bunlar üzerinde çalışıyoruz, bunları Birleşmiş Milletler ile de
görüşüyoruz. Rusya’nın tekrar masaya gelmesi ve taleplerinin karşılanması ve
bütün tarafların bundan kazanan olarak çıkması için neler yapılabilir buna
çalışıyoruz, umarım en kısa zamanda bu kriz çözülür. Yoksa gerçekten şöyle
düşünün: Tahıl anlaşmasıyla beraber 33 milyon ton tahıl dünya marketlerine
ulaştı. Şimdi bu tahılın ulaşmaması durumunda dünya gıda güvenliği büyük
tehlikeye girecek. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar ekonomileri çok ciddi
şekilde etkileyecek. Bunun yanı sıra özellikle beslenme sorunu olan
ülkelerdeki açlık problemi daha da şiddetli hale gelecek. Onun için var
gücümüzle bunu tekrar hayata geçirmek için çalışıyoruz.
Şimdilik bu konudaki söyleyeceklerim bu kadar arkadaşlar.
SORU- Anadolu Ajansı’ndan Faruk Haneler. Sorum Sayın Dışişleri Bakanımız
Hakan Fidan’a olacak.
Son dönemde İsveç dahil muhtelif Avrupa ülkelerinde mukaddes kitabımız
Kur’an-ı Kerim’e karşı birtakım saldırılar gerçekleştiriliyor. Son olarak
Danimarka’da bir saldırı gerçekleşti ve Kur’an-ı Kerim yakıldı. Bu konudaki
değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli arkadaşlar bu artık bir salgın haline
dönüşmeye başladı. Özellikle Batı’da, Batı’da da belli ülkelerde, genelde
Nordik ülkelerinde oluyor. İslam ve yabancı düşmanlığında artış var, ama
özel bir form olarak Kur’an-ı Kerim’e hakaret konusu özellikle Danimarka’da
ve İsveç’te bir moda haline dönüştü. Bunu biz tabii şiddetle kınıyoruz.
Kınamakla da kalmayıp çeşitli girişimlerimiz oldu. Geçtiğimiz dönemde bu
konuda yapılan hakaretlere ilişkin Türkiye’nin ciddi tepkileri oluyordu,
ama İslam dünyasından buna ciddi bir katılım olmuyordu. En son 28
Haziran’da bayramın ilk gününde yapılan hakarete verdiğimiz tepkinin
akabinde İslam ülkelerinin ciddi oranda Türkiye’nin pozisyonunu
sahiplendiğini ve kendilerinin de çok ciddi tavır koyduğunu gördük. İslam
İşbirliği Teşkilatı 2 Temmuz’da olağanüstü toplandı ve sert bir bildiri
yayınladı. Bu da gerçekten ortak tavır alma açısından önemli bir girişimdi.
Diğer taraftan, bunun etkileri Birleşmiş Milletler’de de kendisini
gösterdi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ilk defa 12 Temmuz’da
bir karar kabul etti. Burada Kur’an-ı Kerim’e saldırıları dini nefret
sınıfına soktu, bu fevkalade önemliydi.
Şimdi yine saldırılar devam ediyor. Stockholm’de dün 20 Temmuz’da, bugün de
Kopenhag’da aynı türden saldırılar var. Dünkü saldırının akabinde Libya
Başbakanı Sayın Dibeybe’yle, Irak Dışişleri Bakanı, Suudi Arabistan
Dışişleri Bakanı, Mısır Dışişleri Bakanıyla, bugün de Senegal Dışişleri
Bakanıyla görüştük. Tekrar İslam İşbirliği Teşkilatı’nı acilen toplama,
gerekirse Bakanlar düzeyinde toplama konusunda bir görüş birliğine vardık.
Şimdi asıl gündemimiz topluca ne türden somut adımlar atabiliriz üzerine.
Çünkü İslam dünyası bu konuya organize bir tepki koymadığı sürece Batılı
ülkelerde bir farkındalık oluşmayacağını düşünüyoruz. Fikir özgürlüğüyle
kutsal değerlere hakaretin artık sınırlarının ayrılması gerektiğini
düşünüyoruz. Bunu ayırma becerisini Batı’dan göstermesini bekliyoruz. Bunun
için de her türlü tepkiyi koymaya devam edeceğiz.
Teşekkür ederim arkadaşlar, sağ olun.
* Interpress deşifresidir.