Dünya Gıda Zirvesi - Geçmişten Bugüne
Dünya Gıda Zirvesi - Geçmişten Bugüne

Sinan VAROL


I- DÜNYA GIDA ZİRVESİ

1974 yılındaki Dünya Gıda Konferansı'nda belirlenen "açlığın 10 yıl içerisinde ortadan kaldırılması" hedefinin gerçekleştirilememesi nedeniyle ve açlık ile kötü beslenme sorunlarına çözüm bulmak amacıyla BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) himayesinde, Dünya Gıda Zirvesi 13-17 Kasım 1996 tarihlerinde, 185 ülkenin ve Avrupa Topluluğu'nun üst düzey temsilcilerinin katılımıyla Roma'da gerçekleştirilmiştir. Roma'daki FAO Genel Merkezinde yapılan bu tarihi olay, yaklaşık 10.000 katılımcıyı bir araya getirmiş ve yeni milenyumda dünya liderlerinin karşılaştığı en önemli sorun olan açlığın ortadan kaldırılması tartışmalarına kuvvetli bir zemin oluşturmuştur.

Roma'da gerçekleştirilen Dünya Gıda Zirvesinde, açlığın kaynağını yok etmek amacıyla programlar geliştirilmiş ve "Dünya Gıda Zirvesi Eylem Planı" kabul edilmiştir. Bu vesileyle, herkesin fiziksel ve ekonomik olarak her zaman yeterli ve güvenli gıdaya ulaşması, sürdürülebilir tarımsal üretimin sağlanması gibi konularda ülkelerin önlemler alması için çeşitli eylem planları ortaya konmuştur.

Çok sayıda hükümetdışı örgüt , gönüllü ve diğer kuruluşların katıldığı toplantıda, 112 Devlet veya Hükümet Başkanı veya Yardımcıları ile diğer 73 ülkenin üst düzey temsilcileri tarafından kabul edilen "Dünya Gıda Güvencesi Roma Deklarasyonu ve Dünya Gıda Zirvesi Eylem Planı", "herkes için gıda" olgusunun elde edilmesi için gerekli olan politika ve programlarda önemli değişikliklerin çerçevesini oluşturmuştur.

1996 Zirvesi Belgelerinde; yeterli, düzenli ve besleyici gıda edinme ve herkesin açlıktan masun olması bir hak olarak tanımlanmış ve yeterince beslenemeyenlerin sayısının, 2015 yılına kadar bugünkü düzeyinin en az yarısına indirilmesi ana hedef olarak belirlenmiştir. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi amacıyla, Zirve Belgelerinin hükümet ve diğer kesimlerce uygulanmasını izleme görevi FAO'ya verilmiştir. Belgelerde ayrıca; barışçı, istikrarlı, etkin bir siyasi, sosyal ve ekonomik çevrenin oluşturulmasının; fakirliğin ortadan kaldırılmasının ve kadın ile erkeğin kalkınmaya eşit olarak katılımının sağlanmasının evrensel gıda güvenliğinin gerçekleştirilmesinde temel unsurlar olduğu vurgulanmıştır. Bu doğrultuda BM kuruluşları, uluslararası mali kuruluşlar, hükümet dışı kuruluşlar, kamu ve özel sektör kuruluşları ve hükümetler arasında işbirliği yapılması öngörülmüştür.

Esasen bağlayıcı olmayan ve 15 ülkenin (ABD, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Burundi, Irak, İran, Katar, Libya, Lübnan, Malta, Nijerya, Sudan, Suriye, Suudi Arabistan ve Vatikan) çekince koyduğu ve/veya yorum açıklaması getirdiği Zirve Belgelerini kabul etmek suretiyle ülkeler aşağıdaki 7 taahhütte bulunmuşlardır.

1. "Fakirliğin giderilmesi ve sürekli barışın tesisi amacıyla, herkes için sürdürülebilir gıda güvencesini sağlamaya yönelik en önemli kriter olan kadın ve erkeğin tam ve eşit katılımını sağlayacak koşulları oluşturacak politik, sosyal ve ekonomik çevrenin oluşturulması"
2. "Fakirliğin ve eşitsizliğin giderilmesi ve herkesin fiziksel ve ekonomik olarak her zaman yeterli ve beslenme açısından güvenli gıdaya ulaşması ve bu gıdanın etkin bir şekilde kullanılmasına yönelik politikaların uygulanması"
3. "Tarımın çok fonksiyonlu niteliğini dikkate alarak, katılımcı ve sürdürülebilir gıda, tarım, balıkçılık, ormancılık ve kırsal kalkınma politika ve uygulamalarına; zararlılarla, kıtlıkla ve çölleşme ile mücadeleye devam edilmesi"
4. "Gıda tarım ticareti ve ticari politikaların, gıda güvencesinin güçlendirilmesinde gerekli olduğunu dikkate alarak, adil ve pazara dayalı bir ticaret sisteminin sağlanması"
5. "Doğal afetleri ve insandan kaynaklanan acil durumları önlemek için hazırlıklı olunması ve gelecekteki geçici ve acil gıda ihtiyacını karşılayacak şekilde rehabilitasyon, iyileşme, kalkınma ve kapasitenin teşvik edilmesi"
6. "Yüksek potansiyelli alanlarda kamu ve özel yatırımların en uygun şekilde tahsis edilerek, insan kaynakları, sürdürülebilir gıda ve tarım sistemleri ile kırsal kalkınmayı güçlendirecek şekilde teşvik edilmesi"
7. "Gıda güvencesini güçlendirmek ve Dünya Gıda Zirvesi Eylem Planı taahhütlerinin uygulanmasını sağlamak için, her ülkenin ulusal mevzuatı dahilinde eylemlerin benimsenmesi"

Ülkemiz bakımından sözkonusu taahhütlerin yerine getirilmesi için yürütülen program ve projeler aşağıda belirtilmiştir.

1- Gıda Güvencesizliği ve Hassasiyeti Bilgi ve Haritalama Sistemi (FIVIMS)'ni yerleştirmek, gıda güvensizlik sınırlarını düşürmek ve ortadan kaldırmak, aynı zamanda uluslararası FIVIMS'e entegre olmak amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Bu vesileyle yapılan toplantılar sonucunda, Türkiye'de gıda güvencesizliğini takip etmek ve beslenme araştırmalarını yürütmek amacıyla projeler hazırlanmıştır.
2- Etkin bir Gıda Güvencesi yerleştirmek amacıyla, ülkemizde "Gıda Güvenliği Eylem Planı" hazırlanarak uygulamaya konmuştur. Gıda ile ilgili hükümler içerisine; Risk Analizi, Kritik Kontrol Noktaları ve Tehlike Analizleri (HACCP) Sistemi ve İyi İmalat Uygulamaları yerleştirilmiştir.
3- Büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu okul çağı döneminde alınacak koruyucu ve geliştirici önlemler çerçevesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığımız tarafından her yıl "Süt Haftası" düzenlenmeye başlanmıştır. Bu vesileyle, gerek görsel gerek yazılı basında süt ile ilgili mesajlar verilmiş ve eğitimler düzenlenmiştir.
4- Güney-Güney İşbirliği-Gıda Güvencesi Programı çerçevesinde FAO-Türkiye, Türkmenistan ve Kırgızistan'ın bitkisel ve hayvansal üretimi ve sulama ihtiyaçlarını yerinde değerlendirmek amacıyla bu ülkelerde incelemeler yapılmıştır. Bu çalışmalara ve değerlendirmelere dayanarak, FAO'nun ve katılımcı ülkelerin sorumluluk ve yardımlarını daha ileriye götürecek programlar hazırlanmıştır. Ayrıca anılan ülkeler İslam Kalkınma Bankası tarafından teklif edilen çok uygun koşullu kredi imkanlarını değerlendirmektedirler.
5- Türkiye, gıda güvencesi ile ilgili konularda ve diğer bölgesel organizasyonlarda önemli rol oynamaktadır. Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Tarımsal Kalkınma ve Gıda Güvencesi Programlarının bölgesel stratejileri başta olmak üzere, Türkiye'nin bölgesel girişimleri ile, 2000 ve 2001 yıllarında FAO'nun ve 11 üye ülkenin katılımıyla KEİ Tarım Çalışma Grubu İstanbul'da toplantılar düzenlemiştir. Türkiye, KEİ üyesi ülkelerle birlikte yeni gıda güvencesi projeleri başlatmış ve daha ileri gelişmeler için FAO'nun işbirliğini talep etmiştir.
6- Ülkemizin nüfus, sanayi ve tarım yönünden önemli bölgelerinden biri olan Marmara Bölgesinde yaşanan 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 deprem felaketleri sonrasında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığımız ve FAO işbirliği ile "Marmara Depreminden Etkilenen Küçük Çiftçiler İçin Yardım Projesi" hazırlanarak uygulamaya konulmuştur. Ayrıca, depremden etkilenen Bolu ve Düzce illerinde yaşayan 15-24 yaşları arasındaki gençlere iş imkanları yaratmak, gençlerin tarıma katkılarını sağlamak amacıyla "Genç Çiftçi Eylem Planı" uygulamaya konulmuştur.
7- Ülkemizde Gıda Güvencesi Bilgi ve Erken Uyarı Sisteminin (FSIEWS) tanımlaması ve yerleştirilmesi amacıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığımız ve FAO tarafından birlikte düzenlenen çalışma toplantısına, gıda güvenliği ve güvencesinden sorumlu Bakanlıklar ve diğer kuruluşların temsilcileri katılmıştır.
8- Tarım ve Köyişleri Bakanlığımız koordinatörlüğünde ilgili Bakanlıklar, Üniversite ve Sivil Toplum Örgütlerinin katılımı ile "Tarımsal Kalkınma Stratejisi-2010" hazırlanmıştır. Amaç; sürdürülebilir bir tarımsal üretimi sağlamak, tarım sektöründeki sorunları ortadan kaldırarak, tarımı gelişmiş ülkelerin tarım düzeyine çıkarmak ve ulusal tarım stratejilerini belirlemektir. Bu çerçevede; arazi mülkiyeti, tarımsal desteklemeler, gıda güvencesi ve gıda güvenliği, çevre ve kırsal kalkınma, ürün verimliliği konularında alınacak önlemler belirlenmiştir.


II- DÜNYA GIDA ZİRVESİ : 5 YIL SONRA TOPLANTISI

1996 Dünya Gıda Zirvesi'nin gerçekleştirilmesinden bu yana geçen 5 yıldan fazla süre içerisinde, sözkonusu Zirvenin "2015 yılına kadar dünyadaki aç ve yoksul insan sayısının yarıya indirilmesi" olarak belirlenmiş ana hedefine ulaşılmasında kaydedilen gelişmelerin ihtiyaç duyulanın çok gerisinde kalması, dünyada yılda sadece 6 milyon insanın açlık çerçevesinden çıkarılabildiğinin, bu hızla hareket edildiği takdirde hedeflenen rakama 60 yılda ulaşılabileceğinin görülmesi üzerine, FAO Genel Direktörü Jacques Diouf, geçen 5 yıl içerisinde dünyada açlığın ortadan kaldırılması için ülkelerin yapabildiklerinin, yapamadıklarının, amaca ulaşmada karşılaşılan güçlükler ile, bu güçlüklerin üstesinden gelinmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi maksadıyla, 2-13 Kasım 2001 tarihlerinde düzenlenen FAO Konferansı 31 inci Oturumu sırasında "Dünya Gıda Zirvesi : 5 Yıl Sonra Toplantısı"nın da yapılmasını kararlaştırmıştır.

Ancak, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD'de meydana gelen terör saldırıları üzerine, Dünya Gıda Zirvesi : 5 Yıl Sonra Toplantısı, 10-13 Haziran 2002 tarihlerine ertelenmiştir.

10-13 Haziran 2002 tarihleri arasında Roma'da yapılan Dünya Gıda Zirvesi : 5 Yıl Sonra Toplantısına 182 ülkeden 38 Devlet Başkanı ve 4000 delege katılmıştır. Zirvede, daha ziyade gelişme yolundaki ülkelerin Devlet ve Hükümet Başkanı seviyesinde, gelişmiş ülkelerin ise Tarım Bakanı seviyesinde temsil edildikleri görülmüştür.

Toplantı başkanlığını İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi yapmış olup, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, İtalya Cumhurbaşkanı ve AB Dönem Başkanı, İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar, toplantıya hitaben birer konuşma yapmışlardır.

FAO Genel Müdürü Jacques Diouf, Zirveyi "Verilen sözler tutulmadı" diyerek açmış ve konuşmasında "1996'dan bu yana olayların sözleri yalanladığını, daha önce, sanayileşmiş ülkelerden yoksul ülkelere giden yardım oranlarının, gayri safi milli hasılanın yüzde 0.7'sine yükseltileceğinin açıklanmış olduğunu, oysa bu ülkelerin silahlanmaya milyarlarca Dolar harcarken, açlıkla mücadele için GSMH'lerinin sadece yüzde 0.27'sini harcadıklarını, dünyada açlık sorunu olan kişi sayısının 800 milyondan 400 milyona indirilmesi için 24 milyar Dolara ihtiyaç bulunduğunu" belirtmiştir.

BM Genel Sekreteri Kofi Annan ise, Zirvenin açılışında yaptığı konuşmada; "dünyada her gün 24 bin kişinin açlıktan öldüğünü, açlık ve yoksulluğu azaltmak için kaybedecek zaman olmadığını, dünyada açlık sorunu yaşayan 800 milyon kişiden 300 milyonunun çocuk olduğunu, artık sözlerden icraata geçmek gerektiğini, zengin ülkelerin FAO'yu "aldatmaları" nedeniyle, örgütün açlıkla mücadelede verdiği sözleri tutamadığını, birçok ülkenin FAO'ya bir eliyle verdiği bağışı diğer eliyle aldığını, açlıkla mücadele için kaynak olduğunu, ancak yeterli siyasi iradenin bulunmadığını, bunun için bu tür Zirvelerin yararlı olması gerektiğini ve harekete geçmek için gerekli cesaretin bulunacağını" vurgulamış; "Batı, yoksullarla birlikte yaşamayı öğrenmek zorunda" sözleriyle de yoksulluk sorununun devam edeceğini ifade etmiştir.

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ise, gelişmiş ülkelerin dünyada açlık sorununa daha fazla kaynak aktarması gerektiği konusunda ikna olduğunu; ancak bunun finanse edilme şeklinin değiştirilmesi gerektiğini, FAO'ya yapılan yardımların daha somut, daha yararlı ve daha güvenli olması için kaynak aktarımının yeniden gözden geçirilmesinin zorunlu olduğunu kaydetmiştir.

AB dönem başkanı İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar da, "AB'nin, dünyada açlıkla mücadelede en fazla bağışta bulunanlar arasında ilk sırada olduğunu, FAO'ya da en fazla kaynak aktaran kurumun AB olduğunu" belirtmiştir.

Türkiye'nin toplantıya Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Prof.Dr.Hüsnü Yusuf Gökalp başkanlığında bir heyetle katılması öngörülmüş olmakla birlikte, beklenilmeyen gelişmeler dolayısıyla Sayın Bakan Zirveye katılamamış, ülkemiz T.C.Roma Büyükelçisi Sayın Necati Utkan başkanlığında bir heyetle temsil edilmiştir.

Zirve sırasında, ülkemiz adına bir konuşma yapan Sayın Utkan konuşmasında özetle; " dünyada yeterli gıda bulunmakla birlikte, kaynakların dağılımının eşit olmadığını, eşit gıda arzını sağlamak üzere yatırım planları uygulanması gerektiğini, gelişmiş ülkelerin DTÖ uygulamalarından gelişme yolundaki ülkelere oranla daha fazla yarar sağladığını, gelişme yolundaki ülkelerin dünya ticaret sisteminden daha iyi yararlanabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılmasının zaruri olduğunu, Türkiye'nin Dünya Gıda Zirvesi Eylem Planında öngörülen hususları kendi plan ve programlarında uygulayageldiğini, Türkiye'de gıda güvencesini sağlamaya yönelik projeler uygulanırken, aynı zamanda yasal düzenlemelerin de yapıldığını, ayrıca Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada gıda güvencesinin sağlanmasına da katkıda bulunduğunu, bu çerçevede GAP projesinin büyük önem taşıdığını, Türkiye'nin Güney-Güney İşbirliği Projesini Azerbaycan, Kırgızistan ve Türkmenistan ile birlikte uygulayacağını" ifade etmiştir.

Zirvede onaylanan Dünya Gıda Zirvesi : 5 Yıl Sonra Toplantısı Deklarasyonunda özet olarak şu hususlar yer almıştır:
1- 1996 Dünya Gıda Zirvesinde kabul edilip 2000 yılı Birleşmiş Milletler Milenyum Deklarasyonunda da belirtildiği üzere; 2015 yılına kadar dünyada aç insan sayısının yarıya indirilmesi için, hükümetler, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve özel sektör kuruluşlarının el birliği ile çalışması,
2- Gıda güvencesini sağlamak üzere, ortak bir plan oluşturulması ve bu planın uygulanması sırasında hakkaniyet ilkesinin ön planda tutulması,
3- Uruguay Round müzakerelerinin gelişme yolundaki ülkelerden ziyade gelişmiş ülkelerin yararına olduğu dikkate alınarak, gelişme yolundaki ülkelerin uluslararası tarım ticaretinden daha fazla yararlanabileceği düzenlemelerin getirilmesi,
4- Ülkelerde gıda güvencesinin sağlanmasında uluslararası kuruluşların ve mali kurumların güçlerinin birleştirilmesinin sağlanması ve bu amaçla 2 yıl içerisinde üye ülkelerin gönüllü katkılarını sağlayacak bir çalışma grubu oluşturulması,
5- Cinsiyet eşitliğini de dikkate alacak gıda güvencesinin insani bir hak olduğunun bilinci içinde, beslenme kalitesi, sağlıklı gıda ve içecek almaya yönelik bilincin oluşturulması,
6- HIV / AIDS'in insan sağlığını tehdit eden boyutu içerisinde, AIDS, Tüberküloz ve Sıtma ile mücadele Global Fonu kurulmasının desteklenmesi,
7- Gıda güvencesi çerçevesinde Codex Alimentarius, Uluslararası Bitki Koruma Sözleşmesi ve Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisinin katkılarının yanısıra DTÖ Sağlık ve Bitki Sağlığı önlemlerinin gıda güvencesi ile ilgili olarak ele alınması,
8- Gıda ve Tarım için Bitki Gen Kaynakları Sözleşmesinin üye ülkelerce imzalanması.

Zirve sırasında düzenlenen paralel etkinlikler ve yuvarlak masa toplantılarına ek olarak, bölgesel çapta, Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve Ekonomik İşbirliği Örgütü ile ilişkilerin görüşüldüğü toplantılara katılınarak ülkemizin bu kuruluşlar içindeki işlevi, gerçekleştirdiği faaliyetler ve görüşleri anlatılmıştır.

Öte yandan, 2-13 Kasım 2001 tarihlerinde yapılan FAO Konferansı 31'inci Oturumu sırasında açlık ve yoksulluğun önlenmesi amacıyla kurulan "Trust Fund"a, Dünya Gıda Zirvesi : 5 Yıl Sonrası Toplantısı sırasında İtalya 100 milyon US $, Nijerya 10 milyon US $ hibe ettiğini deklare etmiş, Federal Almanya ise 100 milyon US $ vermeyi taahhüt etmiştir.

FAO Konferansı 31'inci Oturumu sırasında kabul edilerek imzaya açılan "Tarım ve Gıda için Bitki Gen Kaynakları Sözleşmesi"ni 56 ülke imzalamıştır.

Dünya Gıda Zirvesi : 5 Yıl Sonra Toplantısı, dünyada açlık ve yoksulluğun önlenmesi için yeni önlemler alınması, GYÜ'lerin biraraya getirilerek güç birliği oluşturması ve konunun gündemde tutulması ve GÜ'lerin GYÜ'lere maddi yardımda bulunmaya teşviki açısından faydalı olmuş, 500 milyon US $ olması düşünülen Trust Fund için önemli kaynak sağlanmıştır.

Ülkemizin bölgesinde gıda güvencesinin sağlamasında donör bir ülke olarak insiyatif alması önem arz etmektedir. Bu çerçevede FAO'nun işbirlikçi kuruluş, Türkiye'nin donör ülke olduğu ve Kırgızistan, Azerbaycan ve Türkmenistan'la uygulayacağı Güney-Güney işbirliği projesinin biran önce uygulamaya konulması ve projelerin Türkiye için siyasi açıdan önem taşıyan diğer ülkelere de yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, ülkemizin de olanakları dahilinde Trust Fund'a katkıda bulunması yararlı olacaktır.

Dipnot:
* Dış İlişkiler ve AB Koordinasyon Dairesi Başkanı-Tarım ve Köyişleri Bakanlığı.