Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) 13 Yaşında

Tugay Uluçevik (*)

Kuruluşuna Türkiye’nin öncülük ettiği Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) 13 üncü yılını tamamlamıştır. Örgüt’ün Dışişleri Bakanları Konseyi 25 Haziran 2004 tarihinde İstanbul’da yaptığı özel toplantıda her yılın 25 Haziran gününün KEİ üyesi Devletlerde “KEİ Günü” olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır. Bu yıl “KEİ Günü” ilk defa kutlanacaktır.

KEİ Projesi, 1980’li yılların sonunda Avrupa’nın doğusunda esmeye başlayan ve Balkanları, Karadeniz Havzasını ve Kafkasları da etkisi altına alan hızlı değişim rüzgârlarının ve Avrupa’daki bütünleşme sürecinin meydana getirdiği müsait bir iklim içinde ortaya çıkmıştır. Türkiye bu iklimin yarattığı elverişli koşulları ve fırsatları isabetli bir zamanlamayla değerlendirerek 1990 yılında KEİ Projesini oluşturmuştur. Türkiye, 1980’li yılların ilk yarısından itibaren bazı ana sektörlerde altyapıyı yenileme ve geliştirme hamlelerine girişmiş; hür teşebbüse ve serbest rekabete dayalı piyasa ekonomisi  sisteminin yerleşip gelişebilmesi için gerekli yasal ve yapısal düzenlemeleri gerçekleştirmeye başlamıştı. 1987’de AB’ne tam üyelik müracaatında bulunmuştu.

Türkiye’de demokrasinin kuvvetlenmesi ve serbest piyasa ekonomisinin yerleşmesi için atılımların yapıldığı o dönemde Karadeniz havzasının, Kafkasların ve Balkanların siyasî coğrafyasında köklü değişiklikler meydana gelmişti. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ortaya yeni Devletler çıkarken, bölgenin Rusya, Romanya ve Bulgaristan gibi eski Devletlerinde rejimler değişmişti. Bölgenin eski ve yeni Devletleri siyasî ve ekonomik sistem olarak tercihlerinin hürriyetçi ve çoğulcu demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi olduğunu açıklamışlardı.

Bu genel tablo içinde, Türkiye, Balkanlardan Kafkaslara kadar uzanan bir coğrafyada yer alan “geçiş sürecindeki” ülkeler için model olma niteliğiyle temayüz etmişti. KEİ Projesi, bölge ülkelerinin çoğunluğuna Türkiye’nin model olma vasfından istifade bakımından fırsat ve imkân oluşturmaktaydı.  Bölgenin geçiş sürecindeki Devletlerine  o dönemde içinde bulundukları koşullarda  AB üyesi Yunanistan’ın değil Türkiye’nin siyasî ve ekonomik modeli daha yakın ve örnek alınabilir gelmekteydi.

Bir başka açıdan da  KEİ Projesi bölgenin, özellikle geçiş sürecindeki yeni Devletlerine çekici gelmekteydi. Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Moldava, ve hattâ Ukrayna’nın, o günlerin şartlarında, KEİ Projesini kendilerinin uluslararası toplumla bütünleşebilmeleri için bir sıçrama tahtası olarak görmüş olabileceklerini varsayabiliriz.

Öteyandan, bölgenin Rusya, Bulgaristan, Romanya ve Arnavutluk gibi köklü rejim değişikliğine uğramış Devletleri’nin de, içinde AB ile Ortaklık Anlaşması ve Gümrük Birliği bulunan NATO üyesi Türkiye’nin ve hem AB hem NATO üyesi olan Yunanistan’ın yer aldıkları KEİ Projesinin kurumsal yapılanma ve batılı kurum ve kuruluşlara dahil olma çabalarında kendilerine yardımcı olabileceğini değerlendirmiş olmalarını düşünmek de sanırım hata teşkil etmez.

KEİ Projesi üzerindeki çalışmalar, temas ve müzakereler ikibuçuk yıl kadar sürmüştür. Türkiye’nin daveti üzerine, Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldava, Romanya, Rusya Federasyonu, Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan  Devlet veya Hükûmet Başkanları 25 Haziran 1992 tarihinde İstanbul’da bir Zirve toplantısı yapmışlardır. Liderler, imzaladıkları “Zirve Deklarasyonu” ile “Karadeniz Ekonomik İşbirliği’ni” oluşturmuşlardır. Liderler aynı gün bir de “Boğaziçi  (Bosphorus) Bildirisi’ni yayınlamışlardır.

Nisan 2004’de Sırbistan-Karadağ da KEİ’ye üye olarak katılmıştır.  Böylece KEİ’ye üye Devletler’in sayısı 12 olmuştur.

KEİ Projesiyle, Balkanları, Karadeniz Havzasını ve Kafkasları kapsayan bir coğrafyada halkları birbirlerinden farklı kültürlere sahip 12 Devlet, bölgede mevcut farklılıkları, sorunları ve hattâ çatışma durumlarını ön plâna çıkarmama basiretini göstererek ekonomik işbirliği yoluyla bölgenin barışına, istikrarına, güvenliğine  ve refahına katkıda bulunma amacıyla bir araya gelmişlerdir.

Asya ile Avrupa’nın buluşma noktasında yer alan KEİ Bölgesi tarih boyunca çok çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Avrupa ile Asya, Orta Asya ile Ortadoğu transit yollarının geçtiği stratejik noktalar bu bölgede bulunmaktadır. Yaklaşık 20 milyon kilometre kare genişliğindeki bir alanda 350 milyonluk bir pazarı temsil etmektedir.  200 milyar varil petrol rezerviyle Körfez bölgesinden sonra dünyanın ikinci büyük petrol ve doğalgaz kaynaklarına, zengin maden ve diğer yer altı servetlerine sahiptir. Kalifiye işgücü ve eğitim seviyesi yüksek insan kaynakları vardır.

KEİ, başlangıçta, siyasî deklarasyona dayalı bir bölgesel işbirliği girişimi niteliği taşıyordu. Daimî bir Sekretaryası yoktu. Uluslararası kişiliğe sahip tam teşekküllü bir örgüt vasfında  değildi. Bu gevşek yapılanmanın eksikliklerini, yetersizliklerini ve sakıncalarını gidermek için 10 Mart 1994 tarihinde İstanbul’da  KEİ Uluslararası Daimî Sekretaryası kuruldu. 1 Mayıs 1999 tarihinde KEİ’nin Temel Yasa’sı (Charter) uluslararası bir Andlaşma olarak yürürlüğe girdi.  Böylece KEİ sadece siyasî bir Deklarasyona dayalı bir girişim olmaktan kurtuldu. Uluslararası hukuk zeminine oturdu. Üye Devletler’in taahhütleri hukukî bağlayıcılık kazandı. KEİ, uluslararası hukukî kişiliği de olan bir bölgesel ekonomik örgüt oldu. Uluslararası ve bölgesel örgütler ailesinin eşit statüdeki bir üyesi haline geldi. BM içinde gözlemci statüsünü elde etti. Uluslararası hukukun bir süjesi olarak BM sistemine dahil ihtisas teşekkülleriyle işbirliği belgeleri imzaladı.

KEİ Temel Yasası’nın yürürlüğe girmesinden sonra ev sahibi Devlet olan Türkiye ile “Merkez Anlaşması” yapıldı. Bu Anlaşmayla, Türkiye, Müşir Fuad Paşa Yalısı’nı (İstinye’deki eski tersanenin idarî binası) KEİ Örgütü’nün Uluslararası Daimî Sekretaryası’nın kullanımına tahsis etti. Türkiye 1996 yılına kadar KEİ Sekretaryası’nın yıllık bütçelerinin tamamını karşıladı. Türkiye’nin bu cömert davranışı KEİ Projesine verdiği önemin bir başka göstergesi oldu.

Bölgesel plânda ekonomik işbirliğine yönelik bir projenin sadece Hükûmetler arasındaki örgütlenmeyle amaçlarına ulaşamayacağını isabetle değerlendiren üye Devletler, çok geçmeden Parlamentolar arasında da yapılanmaya gitmişlerdir. Bunun neticesinde, KEİ üyesi Devletler’in milletvekillerinden oluşan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi (KEİPA) oluşmuştur. KEİPA’nın Uluslararası Sekretaryası  25 Şubat 1993 tarihinde İstanbul’da kurulmuştur.

KEİ işbirliğinin vazgeçilmez bir boyutu da üye Devletler’in özel sektörü arasında gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla, 1992 yılının sonunda İstanbul’da KEİ İş Konseyi kurulmuş ve bir Daimî Sekretarya oluşturulmuştur.

Ekonomik İşbirliğini amaçlayan KEİ Projesi bankacılık ve finans alanında da uluslararası plânda örgütlenme ihtiyacını doğurmuştur. KEİ çerçevesinde gerekli bankacılık ve finansman hizmetlerini karşılamak üzere Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası (KTKB) 1 Haziran 1999’da faaliyete geçmiştir.

Akademik alandaki işbirliği KEİ’nin bir başka boyutunu oluşturmaktadır. Merkezi Atina’da bulunan ve bir Yunan ulusal kuruluşu olan Karadeniz Etüdleri Uluslararası Merkezi, statüsünde yapılan gerekli düzenlemelerle, KEİ için akademik alandaki işbirliğini sağlayan bir KEİ ilgili kuruluşu haline getirilmektedir.

KEİ çerçevesinde istatistik bilgilerinin toplanması ve değerlendirilmesi bakımından Türkiye Devlet İstatistik Enstitüsü koordinasyon hizmeti vermektedir.

 1 Mayıs 1999 tarihinde yürürlüğe giren KEİ Yasası’nda üye Devletler, 25 Haziran 1992 yılında İstanbul’da imzaladıkları KEİ Zirve Deklarasyonu’nda ve Boğaziçi Bildirisi’nde yer alan görüşlere ve ilkelere bağlı olduklarını teyid ederek, halklarının refahını ortak gayretlerle devamlı olarak arttırma ve üye Devletler’in dünya ekonomisiyle bütünleşmelerine bir katkı oluşturma amacıyla ekonomik işbirliğini gerçekleştirme kararlılıklarını açıklamışlardır. Geniş bir yelpazede yürütecekleri ekonomik işbirliğinin Karadeniz Bölgesi’ni bir barış, istikrar ve refah bölgesi haline getirmesi isteğini de ifade eden üye Devletler, gerçekleştirmekte oldukları ekonomik işbirliğinin Avrupa’nın bütünleşmesi sürecinin bir parçası olduğu şeklinde bir ortak vizyona sahip bulunduklarını da vurgulamışlardır.

KEİ Yasası’nda öngörülen işbirliği alanlarının başlıcaları şunlardır:

Ticaret ve Ekonomik Kalkınma; Bankacılık ve Finans; İletişim; Enerji; Taşımacılık; Tarım; Çevre Koruma; Turizm; Bilim ve Teknoloji; İstatistikî Bilgilerin Değişimi; Uyuşturucu Maddeler, Silah ve Radyoaktif Maddeler Kaçakçılığı, Yasadışı Göç dahil Organize Suçların ve her türlü Terörist Eylemlerin Önlenmesi.

Yasa’da, gelişmelerin akışı içinde başkaca alanlarda da işbirliğinde bulunulabileceği kaydedilmiştir. Nitekim, bugün, KOBİ’ler üzerinde de ortak çalışma yapılmaktadır.

KEİ Örgütü içindeki işbirliği çalışmaları, yukarıda sayılan ve ihtiyaca göre başkacaları da kurulabilecek olan Çalışma Gruplarında (ÇG) yürütülmektedir. ÇG’larına üye Devletleri temsil eden ilgili konulardaki uzmanların katılmaları esastır.

ÇG’larda oluşturulan somut projeler, teklifler ve görüşler, Örgüt’ün alt siyasî karar organı olan Yüksek Düzeyli Memurlar Komitesinde müzakere edilmekte ve sonuçlar karar için üst siyasî karar mercii Dışişleri Bakanları Konseyi’ne sunulmaktadır.

KEİ Örgütü’nün organlarında kararlar, ilke olarak, oybirliğiyle (consensus) alınmaktadır. İçtüzük’de  karar için oybirliğinin gerekli olduğunun belirtildiği konular (özellikle parasal konular, yeni üye ve gözlemci kabulü, İçtüzük’ün tadili, v.b.) dışındaki konularda üçte iki çoğunlukla karar almak mümkündür.

Üye Devletlerden her biri, alfabetik sıraya göre, 6 ay süreyle KEİ’nin dönem Başkanlığını yürütmektedir. İçinde bulunduğumuz  1 Mayıs-31 Ekim 2005 döneminde Başkan Moldava Dışişleri Bakanı’dır. Bundan sonraki birkaç dönemde sırasıyla, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan-Karadağ ve Türkiye başkanlık yapacaklardır. Türkiye, 1 Mayıs-31 Ekim 2007 döneminde Başkanlığı üstlenecektir. KEİ’de “Troika” kurumu da vardır. Bu dönemde Troika Yunanistan-Moldava-Romanya’dan müteşekkildir.

KEİ Uluslararası Daimî Sekretaryası’nın başında Genelsekreter vardır. KEİ Yasası’na göre Genel Sekreter, KEİ’nin değil, Sekretarya’nın Genel Sekreteridir. Sekretarya’nın kadrosu, Genel Sekreter’le (Gürcistan) birlikte bir Genel Sekreter Birinci Yardımcısı (Türkiye), iki Genel Sekreter Yardımcısı (Azerbaycan, Rusya), Hukuk Müşaviri (Bulgaristan), Proje Koordinatörü (Yunanistan), dört  İcra Direktörü’nden (Arnavutluk, Moldava, Ukrayna, Romanya) oluşmaktadır. Dokuz destek personeli vardır. Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcıları ve İcra Direktörleri KEİ Bakanlar Konseyi tarafından 3 yıl için atanmaktadırlar. Genel Sekreter’in görev süresini 3 yıl uzatmak mümkündür. Diğer memurların görev süreleri 2 yıl uzatılabilir. Destek personeli Genel Sekreter tarafından sözleşmeyle işe alınırlar. Bütün memurlar uluslararası memur statüsündedirler. Statüye göre Genel Sekreter Birinci Yardımcısı kadrosuna Evsahibi Devlet’in (Türkiye) vatandaşı olan eleman atanabilir.

KEİ Uluslararası Daimî Sekretaryası’nın harcamaları yıllık Bütçelere göre yapılmaktadır. Yıllık Bütçe üye Devletlerin belirlenmiş katsayılara göre ödedikleri mecburî yıllık katkılardan oluşmaktadır. Katılma payları bakımından 12 Devlet 3 gruba ayrılmıştır. I. Grupta Rusya, Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan vardır. II. Grup Bulgaristan, Romanya ve Sırbistan-Karadağ’dan oluşmaktadır. III. Gruba Azerbaycan, Arnavutluk, Ermenistan, Gürcistan ve Moldova dahildir.

KEİ Yasası’nın 1999 yılında yürürlüğe girmesiyle  Örgüt yapılanmasını büyük ölçüde tamamlamıştır. Sıra, Örgüt’ün dünyadaki hızlı değişikliklere ayak uydurabilmesini, 21inci Yüzyılın ihtiyaçlarına cevap verebilmesini mümkün kılacak yapısal ve hukukî düzenlemeleri yapmaya, KEİ’nin faaliyet gösterdiği alanlarda üye ülkeler arasındaki işbirliğinin hukukî çerçevesini oluşturacak Sözleşmeleri tamamlamaya ve somut işbirliği projeleri üretip uygulamaya  gelmiştir. KEİ üyesi Devletler bu amaçla 1998’de yaptıkları değerlendirmede, hızlı küreselleşmenin ve bilgi toplumu çağının gereklerini yerine getirebilmek ve bu şartlarda ekonomik büyümeyi ve yenileşmeyi gerçekleştirebilmek için bir “Ekonomik Gündem” hazırlanmasına ihtiyaç bulunduğu sonucuna varmışlardır. Hazırlanan “Daha Kuvvetli, Etkili ve Yaşayabilir KEİ Ortaklığının Geleceği için KEİ Ekonomik Gündemi” başlıklı kapsamlı belge 27 Nisan 2001 tarihinde Moskova’da toplanan KEİ Dışişleri Bakanları Konseyi’nde oybirliği ile kabul edilmiştir.

KEİ Ekonomik Gündem’inde yer alan ana fikir ekonomik işbirliğinin somut projelere dayalı olarak yürütülmesidir. Bu fikir  doğrultusunda KEİ çerçevesinde somut projeler oluşturulabilmesi için bir mekanizma kurulması öngörülmüştür. KEİ için öncelik taşıyan işbirliği alanları belirlenmiştir. Bu çerçevede, bölge içi ticaretin geliştirilerek halen mevcut tarife ve tarife dışı engellerin tedricen kaldırılması ve ileride bir serbest mübadele bölgesi kurulması; yabancı yatırımların teşvik edilmesi; enerji alanında Karadeniz bölgesine mahsus bir enerji stratejisi hazırlanması ve elektrik sistemlerinin birleştirilmesi; kara taşımacılığı alanında alt yapının kuvvetlendirilmesi ve Avrupa-Asya bağlantısının sağlanması; ortak bir telekomünikasyon politikası oluşturulması; Karadeniz’de kirliliğin giderilip önlenmesi; tarımsal gelişme ve gıda güvenliğinin sağlanması; KOBİ’lerin geliştirilip desteklenmesi; turizm alanında aksiyon plânının hazırlanması; bilim ve teknoloji alanındaki yeni gelişmelerden yararlanılması; öğretim ve eğitime yatırım yapılması; kurumsal yenileşmenin ve iyi yönetimin sağlanması; organize suçlar, terörizm, uyuşturucu madde ve silâh kaçakçılığı, yolsuzluk ve para aklama ile mücadele; olağanüstü tehlike ve felâket durumlarında işbirliği gibi alanlar zikredilmiştir.

KEİ Ekonomik Gündemi’nde KEİ’nin Örgüt olarak barışı koruma ve uyuşmazlıkların çözümü alanlarında doğrudan rol alma imkân ve kabiliyetine sahip bulunmadığı belirtilmekte; KEİ’nin güvenliğe olan katkısının ekonomik işbirliği yoluyla gerçekleşebileceği vurgulanmaktadır.

Ekonomik Gündem’de yapılan kaydadeğer bir saptama da, KEİ’nin Avrupa’nın yeni mimarisinde sahip olduğu önemli role ilişkindir. Bu çerçevede örtüşen çıkarlardan, ortak ekonomik değerlerden, insan haklarına ve temel hürriyetlere olan saygı anlayışından hareketle KEİ ile AB arasında kuvvetli ve etkili bir ilişki ve ortaklık kurulması hedefi KEİ’nin önceliklerinden biri olarak zikredilmektedir.

Ekonomik Gündem’in öngördüğü somut projeler üretme ve destekleme mekanizmasının Proje Geliştirme Fonu (PGF) adı altında kurulması 25 Ekim 2002’de kararlaştırılmıştır. PGF 2004 yılında faaliyete geçmiştir. Böylece KEİ’de somut projeler üretilmesi dönemi başlamıştır. PGF, somut işbirliği projelerinin üretilmesini teşvik amacıyla proje oluşturmanın başlangıç aşamasında (ön fizibilite çalışmasından önceki etütler, konsept oluşturulması, projenin gösterimi, v.s.) mâlî kaynak sağlamaktadır. PGF’den bu amaçla proje başına tahsis edilebilecek miktar 15.000 ABD Dolarıdır.

KEİ Projesi hayata geçeli 13 yıl oldu. Bu sürenin yaklaşık 10 yılının ağırlıklı olarak kurulma, yapılanma, temel statü belgelerinin hazırlanması, statü kazanma, kabul görme, adaptasyon çalışmalarıyla geçmiş olduğunu söylemek yanlış değildir. KEİ Proje olarak 13 yaşındadır. Bununla beraber uluslararası örgüt statüsünü kazanmasından bu yana sadece 6 yıl geçmiştir.

 KEİ 2004 yılından itibaren somut işbirliği projeleri üretmeye başlamıştır. Yaklaşık son bir yıl içinde kara taşımacılığı, enerji ve bilim-teknoloji alanlarında birer proje üzerinde PDF’nin mâlî desteğiyle  çalışmalar başlatılmıştır. Gönüllü parasal katkılardan oluşan PDF’de bulunan para bu aşamada oldukça sınırlıdır.

Bölgesel plândaki ekonomik işbirliğinin KEİ ülkelerinin kalkınmalarına katkıda bulunacak şekilde  gerçekleşebilmesi için asgari bir güvenlik ortamına ihtiyaç bulunduğu düşüncesinden hareket eden üye Devletler, örgütlü suçlar ve terörizm ile mücadeleye özel önem ve öncelik atfetmişlerdir. KEİ çerçevesinde ortaya çıkan (1998)  ilk Sözleşmenin  “Örgütlü Suçlarla Mücadeleye” dair olması, bu önem ve önceliğin kanıtıdır. Üye Devletler, ayrıca,  anılan Sözleşme’nin biri örgütlü suçlarla, diğeri terörizmle mücadele hakkındaki iki Ek Protokolü’nü de  kabul etmişlerdir. Örgütlü Suçlarla Mücadele Ek Protokolü Nisan 2003’de yürürlüğe girmiştir.

Olağanüstü Tehlike Durumlarında ve Doğal ve İnsanların Sebep Olduğu Afetlerde İşbirliği’ne ilişkin Sözleşme de KEİ çerçevesinde oluşturulmuş ve Mart 2003’de yürürlüğe girmiştir.

KEİ ülkeleri arasında imzalanan (2002) bir çok taraflı hukukî belge de “Eşyanın Karayoluyla Taşınmasının Kolaylaştırılması Mutabakat Muhtırası”dır.

KEİ’nin kuruluşundan  bu yana elde ettiği sonuçların muhasebesi yapılırken imzalanmış ve yürürlüğe girmiş olan belgelerin, üretilen işbirliği projelerinin sayısı gibi verilerle sınırlı kalınması, ortaya yanlış bir kanaatin çıkmasına sebep olabilir.

KEİ’yi oluşturan Devletlerin bir kısmı (Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan. Moldavya, Ukrayna) bağımsızlıklarını KEİ Projesinin ortaya çıktığı 1990’lı yılların başında elde etmişler ve uluslararası toplumla KEİ yoluyla tanışmışlardır. İkisi hariç (Türkiye ve Yunanistan) KEİ üyelerinin büyük çoğunluğu Marksist ve Sosyalist bir siyasî ve ekonomik yapıdan pazar ekonomisine ve çoğulcu-hürriyetçi demokrasiye geçtiklerini KEİ’nin kuruluş yıllarında açıklamışlardır. KEİ’nin 13 yıllık geçmişi, aslında, KEİ üyesi Devletlerin büyük ekseriyetinin kendi hayatlarında bir geçiş süreci dönemi olmuştur ve bu geçiş süreci devam etmektedir. KEİ üyesi ülkelerin tarihî tecrübeleri, gelişmişlik düzeyleri, kültürleri, hukukî yapıları, karar alma mekanizmaları birbirlerininkinden farklıdır. KEİ üyelerinin arasında siyasî uyuşmazlıklarda mevcuttur. Bazılarının arasında nihaî barış ve dostluk ortamı ve hattâ diplomatik ilişki yoktur. KEİ’nin kuruluş yılları, AB’nin genişleme sürecine tesadüf etmiştir. AB ile bütünleşme veya AB ile ilişkilerde statü elde etme KEİ’nin birçok üyesi için baş öncelik olmuştur. Başlangıçta KEİ üzerinde yoğunlaşmış olan ilgi ve dikkatler AB’ne yönelmiştir.

Bütün bu aleyhteki faktörlere, bunların sebep olduğu zafiyetlerine ve yetersizliklerine rağmen, KEİ, kendisine vücut veren önce 11, halen 12 Devlet’in aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakarak ortak çıkarlar için devamlı bir diyalog kurmalarına imkân veren bir forum oluşturmuştur. KEİ bölgenin 12 Devlet’inde ortak hedefler yönünde birlikte çalışma ruhunun doğmasına ve böyle bir kültürün gelişmesine yardımcı olmuştur. Üye Devletlerde aynı bölgeye mensup ve ortak çıkarlara sahip olma bilincini kuvvetlendirmiştir. Nihayet, KEİ, üye Devletlerin AB ile ilişkilerinin statülerinde farklılıklar bulunmasına karşın AB genişleme sürecine aynı pencereden bakmalarına; KEİ-AB ilişkileri konusunda ortak değerlendirmeler yapmalarına olanak vermiştir.

AB’nin 1 Mayıs 2004 tarihinde gerçekleşen son genişlemesi KEİ Bölgesini AB ile sınırdaş yapmıştır. KEİ üyelerinden Yunanistan AB’ne tam üyedir. Bulgaristan ve Romanya’nın 2007 yılında AB’ne tam üye olmaları beklenmektedir. 3 Ekim 2005 tarihinde AB’ne katılım müzakerelerine başlayacak olan Türkiye’nin de AB’de tam üyelik elde etmesinden sonra Karadeniz’in kıyılarının büyük bölümü AB’nin hudutları içine girmiş olacaktır. KEİ, AB ile KEİ’nin AB’ne üye olmayan Devletlerini buluşturan bir plâtform niteliği kazanacaktır. Bütün bu gelişmeler ve gelişme ihtimalleri KEİ Bölgesi’nin ekonomik ve siyasî açıdan stratejik önemini daha belirgin hale getirmiştir.

KEİ üyesi Devletler KEİ ile AB arasında ortak çıkarları gözeten eyleme dönük anlamlı bir diyalog kurulması yönünde gayret göstermektedir. KEİ’nin 1 Kasım 2004-30 Nisan 2005 tarihleri arasında dönem Başkanlığını yürütmüş olan Yunanistan’ın girişimiyle KEİ Yüksek Düzeyli Memurlar Komitesi 11 Nisan 2005 tarihinde Brüksel’de AB üyesi ülkelerin ve AB Komisyonu’nun temsilcileriyle bir toplantı gerçekleştirmiştir. Bu ilk defa vukubulmuştur.

KEİ Bakanlar Konseyi 23 Nisan 2005 tarihinde yaptığı son toplantıda KEİ-AB ilişkileri üzerinde bir çalışma yapılması için Ad Hoc bir Uzmanlar Grubu kurulmasını kararlaştırmıştır.

Dünyadaki yeni dengeler, KEİ Bölgesi’nin içinde ve dışında meydana gelen gelişmeler, Bakü-Ceyhan Boru Hattı projesinin gerçekleşmesi, KEİ Bölgesi’nin Orta Asya ve Ortadoğu’ya doğru bir köprü oluşturması gibi faktörlerle bölge dışı güçlerin KEİ ile giderek daha yakından ilgilendikleri görülmektedir. Geçtiğimiz Mart ayında  ABD KEİ’de Gözlemci statüsü elde etmek için müracaat etmiştir. Konu KEİ organlarının gündemine girmiştir.

Halen, Almanya, Fransa, İsrail, İtalya, Mısır, Polonya, Slovak Cumhuriyeti ve Tunus KEİ’de gözlemci statüsüne sahiptir.

KEİ’nin kurulmasından bu yana geçen 13 yıla genel bir bakış halinde Türkiye’nin öncülük ettiği KEİ Projesi’nin hem kendisi hem de Bölge için yararlı olduğunu söylemek gerekir. Proje ortak gayretlerle daha ileriye götürülmeye değerdir.

(*) Emekli  Büyükelçi, KEİ Genel Sekreter Birinci Yardımcısı