İstikrar Paktı ve Türkiye
İstikrar Paktı ve Türkiye

Fügen OK

Türkiye, on yıldır insanlık dışı etnik ihtilaf ve savaşlarla yıpranmış ve harap olmuş Balkan bölgesi ile derin tarihi, sosyal ve kültürel bağları olan bir ülkedir. Bu nedenle Balkanlar'da güvenliğin, barış ve istikrarın sağlanması Türkiye için önemlidir.

Ülkemiz, Balkan ülkelerinin savaş ve yokluk içinde olduğu, halkının ızdırap çektiği bu zor günlerinde önemli askeri yardım, malzeme ve eğitim yardımında bulunmuş, bölgeye tahsis edilen her barış koruyucu misyonda, özellikle Bosna Hersek'de, Türk askeri daima yer almıştır.

Türkiye bölge ülkelerine aşağıda belirtilen katkıları yapmıştır.

1.Doğrudan hibe yardımları ;

Bunlar arasında Bosna Hersek'e verilen 20 milyon Dolar önem arzeder ki bunun 16 milyon Doları Mostar Köprüsü'nün yeniden yapımı projesinde kullanılmıştır.

2.Türk şirketlerinin bölgede doğrudan yatırımları;

Bunlar arasında Bosna Hersek'deki 25 Türk şirketinin 32 milyon Alman Markı tutarındaki yatırım ile ülkenin ekonomisine katkıları önemlidir. Aynı şekilde Makedonya'da Türk şirketleri 15 milyon Marklık yatırımlarla fabrikalar yapmışlardır. Bunlara ilaveten Tepe Aysu şirketinin 600 milyon Dolarlık yatırımla yapmakta olduğu 8000 ev inşaatı projesi mevcuttur. Ziraat Bankası'nın Üsküp'te 24 milyon Marklık bölge ofisi de ayrıca değinilmeye değer katkılardır.

3.Uzun vadeli ve düşük faizli Eximbank kredileri;

4.Özellikle Arnavutluk ve Bosna Hersek'de küçük ve orta ölçekli işyerlerine eğitim yardımı;

5.İnsani Yardımlar;

Savaş sırasında Türk Kızılay'ı tarafından 23.9 milyon Dolarlık yardım sadece Arnavutluk'a gönderilmiştir. Kızılay Arnavutluk'ta 5000 Kosova mültecisi için kamplar kurmuş ve Bosna Hersek'e 32 milyon Dolarlık gıda, tıbbi ve diğer yardımlarda bulunmuştur.

Bulgaristan'daki ekonomik kriz sırasında ise, Türkiye, çeşitli Bulgar şehirlerine 70.000 Dolarlık yardımda bulunmuş, ayrıca bazı Türk Belediyeleri de kardeş şehir belediyelerine 300.000 Dolarlık hibe yapmışlardır.

Türkiye, Makedonya'dan kaçan 18.000 Kosova mültecisine ev sahipliği yapmış, Kosova krizi sırasında ise, Kızılay, Makedonya'ya 1.685.938 Dolar tutarında yardımda bulunmuştur.

6.Türk üniversiteleri tarafından Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Makedonya ve Romanya öğrencilerine burs sağlanması;

7.TİKA'nın değişik alanlarda, özellikle pazar ekonomisi, bankacılık ve sigortacılık alanlarında verdiği teknik yardımlar;

8.Kültürel yardımlar: Makedonya'ya tarihi binaların, örneğin milli kütüphanenin tamiri için verilen yardımlar;

9.Sağlık ve güvenlik alanında eleman yetiştirilmesine ve gerekli sağlık müesseselerinin kurulmasına yardım.

Savaş sonrası Balkanlar'da Türkiye'nin en önemli hedefi bölgenin müreffeh, barışçıl ve güvenli bir hale getirilmesi için uluslararası çabalara tüm imkanlarıyla katılmak olmuştur.

Türkiye bu amaçla, ilk kurulan Güney Doğu Avrupa İşbirliği süreci, bilahare SECI ve İstikrar Paktında da aktif olarak yer almıştır. SECI, ABD'nin insiyatifi ile kurulmuş olup bölgede ticaret ve ulaştırma alanındaki engellerin azalması, bölge ülkeleri arasında ticaretin arttırılması, karayolu taşımacılığının kolaylaştırılması, elektrik sistemlerinin entegrasyonu, sermaye piyasaları arasında işbirliği, borsalar arasında işbirliği, ticari hakemlik ve arabuluculuk alanlarında çok etkin işbirliği alanları yaratmıştır. Ayrıca, SECI İş Danışma Konseyi özel sektörü temsil eden ülke temsilcileri ve Selanik, Venedik ve İstanbul'da kurulan İş Geliştirme Ofisleriyle bölgede özel sektörlerin geliştirilmesine ve yatırımların arttırılmasına önemli katkıda bulunmaktadır.

İstikrar Paktı (İP) ise, 10 Haziran 1999 tarihinde Köln'de yapılan Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları toplantısında alınan bir kararla kurulmuştur. Amacı AB, bölge ülkeleri ve diğer gönüllü ülkelerin katkılarını biraraya getirip, Güney Doğu Avrupa'daki 10 yıl süren savaşın büyük zararlarını telafi etmektir.

Paktın esasında bölge ülkelerinin, ekonomik ve siyasi reformları uygulamayı vaad etmeleri, demokratik yapılanmayı hızlandırmaları, buna karşılık donör ülkelerin ise bölgenin ekonomik kalkınmasına alt yapı, enerji, çevre, insan gücü eğitimi gibi alanlardaki büyük bölgesel projelere maddi katkıda bulunmaları ve özel sektörün yatırımlarını teşvik etmeleri yatmaktadır.

İstikrar Paktı'nın, Demokrasi ve İnsan Hakları, Ekonomik Yeniden Yapılanma ve Kalkınma ile Güvenlik alanlarında 3 çalışma masası mevcuttur.

29-30 Mart 2000 tarihlerinde İstikrar Paktı'nın ilk Bölgesel Finansman Konferansı yapılmış ve donör ülkelerin, uluslararası finans kuruluşlarının katkısıyla 34 büyük ve kısa zamanda bitmesi gereken proje için 2.4 milyar Euro bölgeye tahsis edilmiştir. Bu miktarın temini Pakt için bir başarı olmuştur.

Bu tarihe kadar "quick start" projesi denilen bu 34 proje için, küçük bir bölüm dışında, tüm taahhütlerin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Pakt, Mart 2001 tarihine kadar bu 34 projenin ihalesini tamamlayıp faaliyete geçirmeyi, bilahare 2001'in ilk yarısında ise yeni bir grup projenin gerçekleşmesi için ikinci bir Finans Konferansı düzenlemeyi planlamaktadır.

Bu arada Yugoslavya'da gerçekleşen seçimler sonucu bu ülkenin de barışçıl Balkanlar ortamına çekilebilmesi için YFC İstikrar Paktına üye yapılmıştır. YFC için ayrı bir yardım programı hazırlanmaktadır.

Bu çerçevede AB içinde yeni bir gelişme olmuştur. AB, Fransa başkanlığı sırasında, eski Yugoslavya ardılı 5 ülkeye (Bosna-Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Slovenya ve YFC-ki bunların bir kısmı AB ile Stabilizasyon ve Association Anlaşması yapmak üzere müzakere aşamasında olan ülkelerdir.) 4.6 milyar Euro'luk özel bir program (CARDS) hazırlamıştır ve 24 Kasım'da Zagrep'te yapılan Batı Balkanlar Zirvesi'nde bu program açıklanmıştır.

TÜRKİYE VE İSTİKRAR PAKTI

Türkiye 1 Temmuz 2000'den beri İstikrar Paktı'nın Ekonomik Yeniden Yapılanma ve Kalkınma alanındaki II. Çalışma Masası'nın eşbaşkanlığını yürütmektedir.

Bu süre içinde tarafımızdan gerçekleştirilen hususlar şöyle özetlenebilir:

-Bölge ülkelerinin Pakt içindeki karar alma mekanizmasında etkinliğinin arttırılması.

Bu amaçla bölge ülkeleriyle gerek Ankara'daki temsilcileri aracılığıyla, gerek çeşitli İP toplantılarında yakın diyalog kurulup, projelerle ilgili düşünceleri/şikayetleri Pakt yetkililerine iletilmektedir.

-Türk müteahhitlerinin İP projelerinin ihalelerine katılmalarının temini.

Bu çerçevede, mevcut kısıtlamaların kaldırılması için ciddi çabalar sarfedilmiş ve iyi bir aşamaya gelinmiştir. Zagrep Toplantısı'nda AB tarafından Yugoslavya ardılı beş ülkeye tahsis edilen 4.6 milyar Euro çerçevesinde uygulanacak projelerin ihalesine TACIS ve MEDA ülkelerinin katılması imkanı tanınmıştır. Dolayısıyla projelere Türk müteahhitlerinin de girebilmesi olanağı oluşmuştur.

-Çeşitli ulusal kuruluşlarımız aracılığıyla Bölge ülkelerine 16 milyon Dolarlık eğitim ve teknik yardım programı uygulanması.

Bu teknik yardım, küçük ve orta ölçekli kuruluşların geliştirilmesi, bankacılık, sigortacılık, tarım, telekomünikasyon ve savunma kapasitesi oluşturulması gibi alanlarda verilmektedir.

-Kosova'da belirli projelerde kullanılmak üzere 5 Milyon Dolar, OECD Özel Sektörü Geliştirme Merkezi'nde Balkanlar'daki özel sektöre yönelik eğitim projeleri için kullanılmak üzere 400.000 Fransız Frankı hibe yardımı.

-İP projelerine katılacak Türk firmaları tarafından kullanılmak üzere 15 Milyon Dolarlık Eximbank kredisi.

-16-17 Ekim 2000 tarihlerinde İstikrar Paktı II. Çalışma Masası Üçüncü toplantısı İstanbul'da düzenlenmiştir. Buna paralel olarak, İP İş Danışma Konseyi ve Ticaretin Serbestleştirilmesi ve Kolaylaştırılması Çalışma Grubu'nun dördüncü toplantıları yapılmıştır. İş Danışma Konseyi'ne bu toplantıda, ilk kez bir Türk üye kabul edilmiştir. Bilahare, 18 Ekim'de DEİK tarafından İP çerçevesinde, Türk ve bölgedeki iş çevreleri ile uluslararası finans kuruluşlarını biraraya getiren bir İş Forumu düzenlemiştir.

Türkiye, Balkan ülkeleri arasında fark gözetilmeksizin bir bütün olarak bölgenin ekonomik yapılanması için çaba göstermekte, bu şekilde bölgede barış ve güvenliğin sağlanabileceğine inanmaktadır.

Ayrıca, Türkiye, bu yeniden yapılanmanın bir teşkilat tarafından dikte edilerek değil, Balkan halkı ile yakın işbirliği halinde gerçekleştirilmesini arzulamaktadır. Bu amaçla da, İstikrar Paktının, Balkanlar'ı ilgilendiren projeleri hazırlarken Balkan ülkelerinin önceliklerini gözönünde tutmasını istemekte ve bu arada Pakt yetkililerine bu yönde gerekli baskıyı yapmaktadır.

Bölge ülkeleri eşbaşkanlığımız süresince Türkiye ile çok yakın bir diyalog içine girmişlerdir. Ocak ayında bu devre sonra erince de yakın işbirliğini devam ettirmek arzusundadırlar. Bu amaçla, II. Çalışma Masası'nda bir "Troika" sistemi kurulmasını istemektedirler.

Türkiye, "Troika" içinde veya dışında tarihi ve kültürel bağlarla bağlı olduğu Balkan ülkelerinin menfaatlerini her türlü forumda korumaya devam edecektir.