ABD Temsilciler Meclisi 13 Aralık 2011 tarihinde “Türkiye Cumhuriyeti’ni Hıristiyan Mirasını Korumaya ve El Konmuş Kilise Mülklerini İadeye Davet Etmek” başlıklı ve H. Res. 306 rumuzlu tasarıyı, Komite sürecini atlamak ve doğrudan Genel Kurul’a getirmek suretiyle kabul etmiştir.
Ermeni Grubu Eşbaşkanı Royce’un sunduğu ve Azınlık Grubu Lideri Berman’ın ortak sunucu olduğu tasarının, sadece üç kişinin katıldığı bir oylamada iki ortak sunucunun oyuyla geçmiş olması, konunun ne kadar gayri ciddi biçimde ele alındığını göstermektedir.
Hiçbir temeli olmayan ve oylama sürecinden de görüleceği üzere tüm Meclisin iradesini yansıtmayan bu metnin kabulünden tepki ve hayal kırıklığı duyuyoruz.
Ülkemizde anayasal sistem, bireylerin, din, ırk, renk, etnik köken, dil ve benzeri özelliklerine bakılmaksızın kanun önünde eşitliğine dayanmaktadır. Dolayısıyla, ülkemizde din temelinde ayrımcılıktan söz edilmesi temelden yoksundur.
300’den fazla gayrimüslim ibadethanenin ve bu çerçevede yabancılara ait 50’den fazla kilisenin faaliyet gösterdiği ülkemiz, özellikle son yıllarda gerçekleştirilen reformlar da dikkate alındığında, dini özgürlükler açısından örnek teşkil edebilecek seviyededir.
Türkiye’deki gayrimüslim cemaat vakıflarının mülkiyet haklarının kullanımı ise, Vakıflar Kanunu’nda 2008 yılında ve son olarak 2011 Ağustos ayında yapılan değişikliklerle daha da iyileştirilmiş; 1936 Beyannamesinde kayıtlı tüm taşınmazların vakıflar adına tescili veya rayiç değerinin ödenmesine imkan tanınmıştır.
Herşeyden önemlisi, Türkiye'de gerek siyasi, gerek toplumsal düzeyde ayrımcılıkla mücadele ve farklılıklara hoşgörü yaklaşımı çerçevesinde önemli bir irade olduğu açıktır.
Tabiatıyla bu tür tek yanlı ve gerçeklerden uzak girişimlerin hiçbir değeri bulunmamaktadır. Bu konularda ABD Temsilciler Meclisince yargıya varılmadan önce daha ciddi değerlendirme yapılmasına ihtiyaç olduğu görülmektedir.