Erol Güngör (*)
Mavi Bayrak genel tanımıyla, çevrenin korunması ve deniz suyunun kontrol altına alınması, çevre bilincinin yaygınlaştırılması amacı ile geliştirilmiş, plaj ve marinalar için öngörülen bir çevre ödülüdür. Aynı zamanda sürdürülebilir turizmin sağlanabilmesinde önemli bir araç olduğu kabul edilen uluslararası eko etikettir.
Bu markanın uluslararası standardı plaj ve marinalara taşıması, donanım ve hizmetler açısından nitelikli olması, hepsinden önemlisi insan sağlığını koruması yönü ile ayrıcalıklı bir yeri vardır.
Mavi Bayrak Projesi ilk kez ulusal düzeyde Fransa’da başlamış daha sonra, 1987 yılında Avrupa Kıtasında “Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı” (FEE) şemsiyesi altında uygulanmaya başlamıştır.
FEE prosedürü kapsamında, bu projenin sivil toplum kuruluşları tarafından uygulanması öngörüldüğü için , 1993 yılında “Türkiye Çevre Eğitim Vakfı” (TÜRÇEV) kurulmuştur. Takiben FEE’ye başvurarak önce “ön üye” daha sonra süresi içinde “tam üye” statüsünde faaliyetini sürdürmüştür.
Geçen süre içinde FEE Avrupa Kıtası dışındaki ülkelere de açılmış olup, bugün değişik kıtalardan 38 üyesi bulunmaktadır. Mavi Bayrak Projesi ise 26’sı Avrupa ‘da olmak üzere toplam 33 ülkede fiilen uygulanmaktadır.
Çevrenin ve insan sağlığının korunmasını hedefleyen Mavi Bayrak’ın plajlar için 29, marinalar için 22 kriteri bulunmaktadır. Kriterler:
- Yüzme Suyu Kalitesi
- Çevre Eğitimi ve Bilinçlendirme
- Çevre Yönetimi
- Donanım ve Hizmetler
başlıkları altında toplamak mümkündür. Bu kriterler içinde olmazsa olmaz kriterlerden bir tanesi deniz suyu analizlerdir. Sezon süresince 15 gün ara ile ve üç parametrede deniz suyu analizleri yapılması ve sonuçlarının AB Yüzme Suyu Direktifi’nce uygun olması beklenmektedir. Marinalar için deniz suyu analizi istenmemekte ancak fiziksel olarak temiz olması istenmektedir. Plaj için deniz suyu analizleri gerekli, fakat yeterli değildir. Diğer kriterlerin de yerine gelmesi halinde plaj Mavi Bayrak Ödülü ile ödüllendirilebilmektedir.
Mavi Bayrak projesi kendi alanındaki AB normlarını, 1994 yılından itibaren ülkemizde de uygulanmasını sağlamıştır. Böylece günümüzdeki AB uyum çalışmalarında yüzme suyu direktifterindeki konular uygulamaya geçmiş olma avantajını kazandırmıştır.
Kriterlere uygun olan plaj ve marinaların hazırladıkları dosya “TÜRÇEV” tarafından değerlendirilir ve önce “Ulusal Jüri”, daha sonra Kopenhag’da toplanan “Uluslararası Jüri” tarafından uygun görülmesi halinde, plaj ve marinalar ödül alabilirler. Mavi Bayrak Ödülü bir yıl için verilmekte ve her yıl aynı işlemler tekrarlamaktadır.
Geçen süre içerisinde ülkemizde Mavi Bayrak Ödüllü plaj sayımız, istikrarlı bir artış ile 2005 yılında 174’e ulaşmıştır. Marina sayımız ise 12 olup, mevcut Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli marinaları kapsamaktadır.
Ülkemizdeki plaj potansiyeli dikkate alındığında, ödüllü plaj sayısının azlığı bir gerçektir. Ancak kriterler içinde yer alan altyapı olanakları, özellikle belde veya plaj bazında pis su arıtma tesisi olması koşulu, bazı plajlarımızı devre dışında bırakmaktadır. Ancak pis su arıtma tesisi konusunda ihtiyacın son aşamaya ulaşması, Belediye Başkanlarımızın konunun önemini bilmeleri, sorunun kısa sürede çözüleceği ümidini ortaya koymaktadır.
Mavi Bayrak diğer yönden uluslararası turizm pazarında önemli bir role sahiptir. Gerek tur operatörleri gerek bireysel tatil programı yapanların, Mavi Bayraklı plaja sahip tesisleri tercih etmeleri bu projenin önemini bir kat daha arttırmaktadır. Bu vesile ile konaklama tesisi işletmecileri ile Belediyelerin çevrenin korunması yönünde daha duyarlı olmaları sağlanmış olmaktadır.
(*) Genel Müdür, Türkiye Çevre Eğitim Vakfı