Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,
Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyelerini, kıymetli
Milletvekillerimizi ve Başkanlık Divanını şahsım ve Bakanlığım adına
saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin 100., Hariciye Teşkilatımızın 500. yılını idrak etmekte
olduğumuz bu anlamlı dönemde, Dışişleri Bakanlığı’nın 2024 Mali Yılı bütçe
tasarısının görüşülmesi vesilesiyle, huzurunuzda bulunmaktan mutluluk
duyuyorum.
Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bırakırken, “Türkiye Yüzyılı”na güçlü ve
özgüvenli bir şekilde adım atmaktayız.
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütmekte olduğumuz bağımsız ve milli
dış politikamız, kadim coğrafyamızın ve şanlı tarihimizin mirasını, insani
ve vicdani değerlerimizi yansıtıyor.
Bu dış politikamız, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” temel ilkesine hizmet etme anlayışına
dayanmaktadır.
Dışişleri Bakanlığı olarak, “Türkiye Yüzyılı”nda;
- Bölgemizde barış ve güvenliğin tesisi,
- Refah ortamının geliştirilmesi,
- Dış ilişkilerimizin yapısal zeminde güçlendirilmesi ve
- Küresel hedeflerimizin ilerletilmesi
yönünde tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Dışişleri Bakanlığımızın milli güvenlik sistemimizin temel bir parçası
olduğu anlayışıyla, devletimizin bekasına ve milletimizin refahına katkı
sunmak, asli görevimizdir.
Bu çerçevede, sahip olduğumuz değerler ve kapasiteye dayalı, her türlü dış
etki alanından bağımsız milli bir dış politika izlemekteyiz.
Dış politikamızda stratejik hedeflerimizi hayata geçirirken;
- dış ilişkilerimizin envanterinin tutulması,
- dış ilişkilerde pozisyon üretilmesi,
- dış ilişkilerimizde devlet çapında koordinasyon sağlanması
yöntemlerini kullanmaktayız.
Günümüzde dış ilişkiler; güvenlik, istihbarat, teknoloji, ekonomi, ticaret,
enerji, ulaştırma ve kültür dahil olmak üzere çok boyutlu politikaların iç
içe geçmesiyle örülmektedir.
Dinamik gelişmelere cevap verecek bir dış politika anlayışıyla, tüm
alanlarda dış ilişkilerimizi uygulamak, koordine etmek, yönlendirmek ve
geliştirmek için
ilgili kurum ve kuruluşlarımızla da eşgüdüm halinde azimle
çalışmaktayız.
Böylelikle ülkemizin uluslararası politikada;
- gündemi belirleyen,
- oyun kuran ve gerektiğinde oyun bozabilen,
- kritik coğrafyalarda tesir yaratan etkin bir güç olması yolunda gerekli
çalışmaları gece gündüz demeden yürütmekteyiz.
Bu yolda Gazi Meclisimizin desteği bizim için son derece değerlidir.
Bütçe görüşmeleri vesilesiyle, 2023 yılının muhasebesini yapmak ve dış
politikamızda öne çıkan konulara ilişkin tespit ve değerlendirmelerimi
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kıymetli Milletvekilleri,
Çok boyutlu ve zorlu sınamalarla kuşatılmış bir coğrafyadayız.
Ciddi kırılmaların yaşandığı, rekabetin arttığı, güç dengelerinin
değiştiği, jeopolitik denklemin yeniden şekillendiği bir dönemden
geçiyoruz.
Silahlı çatışmalar, terörizm, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı ve İslam
karşıtlığı gibi çeşitli sınamalar birbirini tetikliyor ve besliyor.
Bu ortamda;
- artan imkan ve kabiliyetlerimizle,
- geniş bir bakış açısıyla,
- yumuşak ve sert güç unsurlarımızı birlikte kullanarak,
- sahada ve masada güçlü bir diplomasi yürütmekteyiz.
Malumunuz olduğu üzere, 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki İsrail vahşeti
neticesinde Filistin halkı için durum bir insanlık trajedisine dönüşmüştür.
Şu ana kadar İsrail saldırılarında yaklaşık 12.000 Filistinli yaşamını
yitirmiş, 30.000’den fazla kişi yaralanmıştır. En az 3.750 kişi ise kayıp
durumdadır.
Hayatını kaybedenlerin üçte ikisi kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşmaktadır.
Sivilleri hedef alan saldırıları hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz.
Sivillerin her koşulda korunması gerektiğini daha krizin başladığı günden
itibaren tüm dünyaya duyurmuş bulunuyoruz.
Hamas’ı yok etme adına, Gazze’nin topyekûn hedef alınması, hastanelerin,
okulların, camilerin bombalanması karşısında sessiz kalamayız,
kalmayacağız.
Bildiğiniz üzere, İsrail’in Filistinli sivilleri hedef alan saldırılarının
devamı nedeniyle Tel Aviv Büyükelçimizi istişareler için merkeze çağırdık.
Türkiye, devam eden katliamın durması, vahşetin son bulması ve bölgedeki
gerilimin daha fazla tırmanmaması amacıyla, krizin ilk gününden bu yana
yoğun bir diplomasi trafiği içindedir.
Sayın Cumhurbaşkanımız, İsrail ve Filistin Devlet Başkanları dahil çok
sayıda liderle temas etmiştir. Son olarak 11 Kasım’da Riyad'da düzenlenen
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılım
sağlamıştır.
Söz konusu Zirve’de verilen mesaj son derece nettir: İsrail saldırılarının
bir an evvel durdurulması, iki devletli çözümün bir an önce hayata
geçirilmesi. Orada alınan kararların takipçisi olma, kalıcı barış için hep
birlikte çalışma konusunda kararlıyız.
Sayın Hanımefendi’nin liderliğinde İstanbul’da düzenlenen “Filistin İçin
Tek Yürek” Zirvesinde yapılan barış çağrısı, küresel vicdanın sesi
olmuştur.
Ben de özellikle bölge ziyaretlerine yoğunlaşarak, sorunun bölge
ülkelerince sahiplenilmesi fikrini muhataplarımıza aktarmaktayım. Gazze’ye
yönelik saldırıların durdurulmasını teminen İsrail üzerinde kolektif bir
baskı uygulanması bakımından da bölge ülkelerinin tek sesle tepki
göstermeleri önem taşımaktadır.
Yürütülen çalışmalar belli noktalarda baskı oluşturmaktadır. Artık Batı bu
noktada moral üstünlüğü tamamıyla kaybetmiş durumdadır. Buradan sonra
gidecek bir yer yoktur.
Yüce Meclisimizde grubu bulunan partiler de Genel Görüşme sonucunda
Gazze’de sivillere yönelik saldırılar karşısında güçlü bir bildiri
yayınlamıştır. TBMM’nin uluslararası platformlarda çözüme yönelik
çabalarının, milletimizin bu konudaki iradesini yansıtması bakımından
özellikle değerli olduğunu belirtmek isterim.
Gazze’deki insani durumun vahameti nedeniyle, insani yardım konusu aciliyet
ve önem arzetmektedir. Bakanlığımız, ilgili tüm kurumlarla eşgüdümün
sağlanması ve yardımların yerlerine ulaşması için azami gayret
göstermektedir.
Şimdiye kadar 11 uçak dolusu insani yardım malzemesini Gazze’ye
ulaştırılmak üzere Mısır’a göndermiş bulunuyoruz. Sahra hastaneleri, tıbbi
ekipman, ilaç ve diğer yardım malzemeleriyle dolu büyük bir gemimiz de
Mısır’a ulaşmıştır.
Gazze Türk-Filistin Hastanesi’ndeki hastalar başta olmak üzere,
yaralıların tedavisine yönelik yoğun temaslarımız var.
Gazze’den çıkışlarını sağladığımız 27 hasta ve 12 refakatçi, Ankara’ya
getirilmiş, 61 hasta ve 49 refakatçi ise dün akşam Mısır’a geçirilmiştir.
Ayrıca bugüne kadar 170 vatandaşımız ve yakınlarının Gazze’den çıkışı
sağlanmıştır. Bugün ve önümüzdeki günlerde de çıkışlara devam edilecek.
Gazze’de bir sahra hastanesinin faaliyete geçmesine yönelik çalışmalarımız
da hızla devam etmektedir.
Bunun yanısıra, 983 vatandaşımızın ve aile yakınlarının Gazze’den Refah
sınır kapısından tahliyesi için İsrail ve Mısır makamlarıyla temaslarımız
sürüyor.
Türkiye olarak gerek ikili, gerek çok taraflı platformlarda sürdürdüğümüz
çözüm odaklı girişimlerimizi, iki ana kulvarda yürütüyoruz.
Birinci kulvarda; ateşkesin sağlanması, insani yardımların Gazze’ye
ulaşması ve Filistinlilerin yerlerinden edilmelerinin engellenmesi için çaba
sarfetmekteyiz. Aynı zamanda, gerilimin bölgesel çatışmaya dönüşmemesi için
temaslarda bulunuyoruz.
İkinci kulvarda ise; iki devletli bir çözüm doğrultusunda kalıcı barışın
sağlanması yönünde girişimlerimizi yoğunlaştırmaktayız. Bölgesel sahiplenme
ve garantörlük mekanizmasının tesisini de öne çıkartmaktayız.
Filistin meselesinin kökeninde yatan derin tarihi adaletsizlikler ve
hukuksuzluklar telafi edilmeden, bölgedeki şiddet sarmalının kırılması
mümkün değildir.
Gazze’deki yasadışı kuşatmanın, insanlık dışı saldırıların halen devam
etmesi, utanç vericidir.
Daha da vahim olan, İsrail üzerinde nüfuz sahibi Batılı ülkelerin
Gazze’deki vahşet karşısında sessizliğe bürünmeleri ve İsrail’e kayıtsız
şartsız destek vermeleridir. Bu durum, başka krizlerin kapısını da
aralayabilecek, öngörülemez ittifaklara alan açabilecektir.
Çatışmaların coğrafi olarak yayılmasının yanısıra toplumsal ayaklanmaların
da yaşanması ihtimalini göz ardı etmiyoruz.
Son gelişmeler, Filistin meselesi adil bir siyasi çözüme kavuşturulmadan ne
bölgemizde, ne dünyada kalıcı bir barış ve istikrar tesis edilebileceğini
bir kez daha göstermiştir.
Bunun tek yolu, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan,
bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin
kurulmasıdır.
Bu nedenle, iki devletli çözüm vizyonunu her platformda savunmaya devam
edeceğiz. Filistin halkıyla dayanışmamızı, Filistin davasına desteğimizi
geçmişte olduğu gibi gelecekte de en güçlü şekilde sürdüreceğiz.
İkinci yılını doldurmak üzere olan Rusya-Ukrayna savaşının bölgesel ve
küresel etkilerinin azaltılmasına yönelik çabalarımızı 2023 yılında da hız
kesmeden sürdürdük.
Küresel ölçekte bir gıda krizinin önlenmesi için Karadeniz Girişimi’nin yıl
ortasına kadar kesintisiz devamını sağladık. Girişimin faal olduğu bir
yıllık süre zarfında yaklaşık 33 milyon ton tahıl ürününün dünyaya
ulaştırılmasına vesile olduk.
Girişimin sonlandırılmasının ardından ise gıda piyasalarının
istikrarsızlığa sürüklenmesini engellemek ve savaşın Karadeniz’e sirayet
etmesini önlemek için Girişimin yeniden canlandırılması çalışmalarına
ağırlık verdik.
Her iki ülkeyle işbirliğimizi milli çıkarlarımızı önceleyen, aynı zamanda
uluslararası yükümlülüklerimizi de dikkate alan bir zeminde yürütüyoruz. Bu
bağlamda, iki ülkeyle de iktisadi işbirliğimizde somut göstergelere de
yansıyan mesafe kaydettik.
Rusya’yla muhafaza ettiğimiz doğrudan iletişim kanallarından da
istifadeyle, savaşın adil barış temelinde sonuçlanması için çabalarımızı
sürdürmekteyiz.
Savaşın başından bu yana taraflar arasındaki en üst düzeydeki görüşmelere
ve en anlamlı ilerleme sağlanan müzakerelere ev sahipliği yapmış olan
ülkemizin, şartlar olgunlaştığında bu mahiyette görüşmelere yine ev
sahipliği ve kolaylaştırıcılık yapma iradesi bakidir.
Savaş uzadıkça, ülkemiz, bölgemiz ve dünyamız açısından ortaya çıkan
sınamalar da giderek derinleşmektedir.
Suriye, dış politikamızın öncelikli başlıklarından biri olmayı
sürdürmektedir. Suriye’de önceliklerimizi;
- Ülkenin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması,
- Siyasi süreç temelinde kalıcı istikrarın sağlanması,
- Terör unsurlarının sınırlarımızdan bütünüyle temizlenmesi,
- İnsani gerekçelerle kapılarımızı açtığımız Suriyelilerin
ülkelerine güvenli ve gönüllü şekilde dönmesi ve
- Yeni bir göç dalgasının önlenmesi teşkil etmektedir.
Bu hedeflere ulaşılması doğrultusunda hem sahada hem de masadaki
çabalarımızı 2023 yılı boyunca sürdürdük. Bu kapsamda, Suriye Rejimiyle
İran ve Rusya Federasyonu’nun da katılımıyla angajman sürecini başlattık.
Siyasi sürecin en önemli mekanizması olan, Birleşmiş Milletler’in
kolaylaştırıcılığında Suriyeli tarafları bir araya getiren Anayasa
Komitesi’nin yeniden toplanması ve somut sonuç vermesini teminen devam eden
çalışmalarda yer almaktayız.
Başından beri, muhalefetle Rejimin aynı masada müzakere ederek mutabakata
varmasının, ortak bir çözüm üretmesinin, kalıcı sonucun anahtarı olduğunu
söylemekteyiz.
Suriye sahasındaki başlıca önceliğimiz, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak
üzere terör tehdidinin yok edilmesidir. Bunun için tüm kurumlarımızla yoğun
bir şekilde çalışmaktayız.
Maalesef bazı ülkeler, DEAŞ’la mücadele kisvesi altında PKK/YPG terör
örgütüne desteğini sürdürmektedir. Bunun stratejik bir hata olduğunu ve
DEAŞ ile mücadelede meşru ortaklara güvenmelerinin esas olduğunu defaatle
vurguluyoruz.
Komşumuz Irak’la ikili ilişkilerimizi her boyutuyla geliştirme ve daha
kurumsal hale getirme yönünde ortak siyasi iradeye sahibiz. Irak’ın, olumlu
bir gündem temelinde bölgesiyle bütünleşmesini desteklemekteyiz.
Bu kapsamda, stratejik önemdeki Kalkınma Yolu projesinde Irak’la birlikte
çalışıyoruz.
İkili ticaretimizin önündeki engelleri kaldırmayı, geçtiğimiz yıl 24 milyar
Doları aşarak rekor kıran ticaretimizi, karşılıklı yarar ve sürdürülebilir
büyüme hedefleriyle daha da geliştirmeyi arzuluyoruz.
Irak’la aramızda dostluk köprüsü olarak gördüğümüz Türkmen soydaşlarımızın
hak ve menfaatlerine halel gelmemesi için ilgili tüm taraflara gerekli
mesajları veriyor, gerekli girişimlerde bulunuyoruz.
Irak’taki PKK terör örgütü ve uzantılarına yönelik mücadelemizi de hız
kesmeden sürdürüyor, gerekli gördüğümüz güvenlik önlemlerini uygulamakta
tereddüt etmiyoruz.
Afganistan’da, insani yardımlarımızı kesintisiz sürdürmekteyiz. Bu ülkedeki
durumun düzensiz göç, terörizm ve uyuşturucu ticareti gibi ülkemizin
güvenliğini doğrudan ilgilendiren boyutları da bulunmaktadır. Bu bakımdan,
Taliban’la pragmatik bir angajman sürdürmekteyiz.
İran’la ilişkilerimizi, ortak menfaatlerimiz temelinde her alanda
geliştirmeye gayret ediyoruz.
Önümüzdeki dönemde İran Cumhurbaşkanı’nın ülkemizi ziyareti vesilesiyle
Türkiye – İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Sekizinci Toplantısı’nı
gerçekleştireceğiz.
İran’la ikili ticaret hacmimiz için belirlediğimiz yıllık 30 milyar Dolar
hedefine ulaşmak için çabalarımızı sürdürüyoruz.
Son dönemde bölgemizde yaşanan gelişmeler, uluslararası toplumun İran’la
angajmanın önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu bağlamda, nükleer
anlaşmayı (KOEP) yeniden canlandırma yolunda atılan adımları destekliyoruz.
Türkiye’ye komşu en önemli bölgelerden biri olan ve ülkemizi doğrudan
ilgilendiren gelişmelerin yaşandığı Güney Kafkasya, dış politikamızdaki
öncelikli konumunu 2023 yılında da korumuştur.
“Tek Millet İki Devlet” şiarı temelinde müstesna ilişkilere sahip olduğumuz
kardeşimiz ve müttefikimiz Azerbaycan ile her alandaki dayanışma ve
işbirliğimizi, geçen bir yıl zarfında daha da artırarak devam ettirdik.
Azerbaycan’ın Karabağ’daki 30 yılı aşkın süren işgali sona erdirerek,
egemenliğini tüm ülke toprakları üzerinde tesis etmesiyle, Güney
Kafkasya’da huzur ve refahın temini yönündeki tarihi fırsat daha da
güçlenmiştir.
Azerbaycan ile Şuşa Beyannamesi’nde ifade edildiği şekilde, her düzeydeki
ikili ilişkilerimizi daha da ileri taşıdık ve uluslararası teşkilatlarda
yakın işbirliğimizi sürdürdük. Azerbaycan’ın işgalden kurtardığı
toprakların yeniden imarı ve ihyası da dahil olmak üzere, Güney Kafkasya
genelinde kalıcı barış ve istikrar çabalarında tam bir dayanışma içinde
hareket ettik.
Bu yakın işbirliği ve eşgüdüm, Ermenistan’ın artık barışın bir paydaşı
haline getirilmesi yönündeki girişimlerimiz bakımından da söz konusudur.
Bu bağlamda, Azerbaycan’ın teklif ettiği barış anlaşmasına Ermenistan’ın
aynı yapıcı anlayışla karşılık vermesi gerektiği yönündeki tutumumuzu
sürdürmekteyiz. Türkiye’nin Ermenistan ile yürüttüğü normalleşme sürecinde
de, Azerbaycan ile aynı işbirliği ve eşgüdüm içinde hareket etmekteyiz.
Güney Kafkasya’daki bir diğer komşumuz olan dost Gürcistan ile
ilişkilerimiz, 2023 yılında da karşılıklı yarar temelinde gelişmeye devam
etmiştir. Türkiye, Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne saygı doğrultusunda,
Abhazya ve Güney Osetya ihtilaflarının bu ülkenin uluslararası tanınmış
sınırları ve egemenliği çerçevesinde barışçı yollardan çözülmesini savunan
ilkeli tutumunu sürdürmüştür.
Jeopolitik sınamalar karşısında Türkiye-AB ilişkilerinin somut ve olumlu
bir gündem temelinde ilerletilmesi önem arz etmektedir.
Türkiye, AB üyeliği hedefine bağlılığını korumakta, her alanda işbirliği ve
diyaloğu geliştirmek için yapıcı politikalar izlemeye devam etmektedir.
Bununla birlikte, AB’nin zaman zaman stratejik vizyon sergilemekten uzak
olduğunu, son olarak AB Komisyonu’nun 2023 yılı Türkiye Raporu örneğinde
gördük.
Karşı karşıya olduğumuz meydan okumalar, Türkiye-AB ilişkilerinin bazı üye
ülkelerin dar görüşlü çıkar arayışlarına indirgenemeyecek kadar stratejik
olduğunu göstermektedir.
AB’den temel beklentimiz, aramızdaki işbirliğine ve üyelik sürecimize
yeniden ivme kazandıracak somut ve anlamlı adımlar atmasıdır.
Türkiye’nin bölgesel krizlerin ortasında bir istikrar ve refah aktörü
olarak ağırlığı ve rolü bellidir. AB’nin, katılım süreci dahil tüm
stratejilerinde bu rolü hesaba katması, hem ülkemiz hem AB için kazanç
olacaktır.
Kıbrıs meselesinin ortaya çıkmasının 60’ıncı yıldönümündeyiz.
Meselenin Ada’daki gerçekler temelinde, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir
çözüme kavuşturulmasının anahtarı, Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakları
olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesidir.
Şayet bir müzakere olacaksa, bu iki toplum arasında değil, iki devlet
arasında olacak, müzakere masasına oturmadan önce iki tarafın da statüleri
eşitlenecektir.
Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanımızın, BM 78. Genel Kurulu’nda yaptığı
hitaplarında KKTC’nin bağımsızlığının tanınması çağrısı yinelenmiştir.
KKTC’yi bu yolda desteklemeyi ve iki devletli çözüm vizyonunu kararlılıkla
savunmayı sürdüreceğiz.
Diğer yandan, Ege ve Doğu Akdeniz’de hak ve çıkarlarımızı hassasiyetle
korumaya devam edeceğiz.
Komşumuz Yunanistan’la ilişkilerimizi olumlu gündem temelinde, samimi ve
yapıcı bir diyalogla ilerletmeyi arzu etmekteyiz. Bunun yakın bölgemizde
barış, istikrar ve refaha da katkı sağlayacağına inanıyoruz.
Yunanistan ile ilişkilerimiz, son dönemde karşılıklı sergilenen dayanışma
diplomasisinin de yardımıyla olumlu yöne evrilmektedir. Yıl içinde
gerçekleştirdiğimiz üst düzey görüşmelerde, pozitif gündemin
geliştirilmesine yönelik çabaları yoğunlaştırarak, mevcut diyalog
mekanizmalarımızı yeniden canlandırdık.
7 Aralık 2023 tarihinde Atina’da düzenlenmesi kararlaştırılan Yüksek
Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) 5’inci Toplantısı için hazırlıklarımızı
sürdürüyoruz.
Batı Trakya Türk Azınlığı ve Onikiadalar’da yaşayan soydaşlarımızın
durumları, öncelik verdiğimiz hususlardan biridir. Lozan Barış Antlaşması ve
uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan eğitim, dini
özgürlükler ve vakıfların yönetimi gibi alanlarda soydaşlarımızın
haklarının korunmasının yakın takipçisiyiz.
Parçası olduğumuz Balkanlarda yürüttüğümüz aktif ve kapsayıcı dış politika
çerçevesinde, tüm Balkan ülkeleriyle yakın temas halinde, bölgede istikrar
ve refahın tesisi ve korunması için çaba göstermekteyiz.
Bölgede artan gerginliğin yatıştırılması, bölgesel işbirliği ve siyasi
diyaloğun güçlendirilmesi için karşılıklı üst düzey ziyaretler de
gerçekleştirerek aktif şekilde çalışmaktayız.
Bosna-Hersek’te artan ayrılıkçı eylem ve söylemler ile Kosova-Sırbistan
arasında dönem dönem tırmanan gerginliğin bölgemizin barış ve istikrarına
yönelik tehdit oluşturmasını engellemek üzere önalıcı ve yapıcı politikalar
izlemekteyiz.
Öte yandan, soydaş ve akraba topluluklarımız başta olmak üzere bölgedeki
tüm halkların refah ve huzurunu artırmaya yönelik politikalar izlemeye
devam etmekteyiz.
Balkanlardaki tüm kesimlerle geliştirdiğimiz diyalog kanallarından
istifadeyle, önümüzdeki dönemde de bölgede herkesin güvendiği, barış ve
istikrar odağı bir aktör olmayı sürdüreceğiz.
Değerli Milletvekilleri,
Avrupa-Atlantik güvenliğinin yapıtaşlarından biri olarak gördüğümüz
NATO’nun güncel tehditlerle mücadelesinde yönlendirici roller üstleniyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle 2022 Madrid Zirvesi’nin terörizm
oturumundaki müdahaleleri ve bu konunun tarafımızdan NATO’nun tüm üst düzey
toplantılarında takip edilmesinin de tesiriyle terörizmle mücadelenin
İttifakın gündemindeki görünürlüğü artmaktadır.
Nitekim, Temmuz 2023’deki Vilnius Zirvesi’nde, İttifak’ın terörizmle
mücadele gayretlerine yön verecek temel NATO belgelerinin güncellenmesi
kararı alınmış olup, bu yöndeki çalışmalar sürmektedir.
Söz konusu Zirve’yi müteakiben Genel Sekreter, Terörizmle Mücadele Özel
Koordinatörü atamıştır. Ayrıca, İttifak’ın Güneyinden neşet eden başta
terörizm olmak üzere çeşitli tehdit ve sınamalara ilişkin olarak 2024
Vaşington Zirvesi’ne kapsamlı bir rapor sunulabilmesini teminen bir
Uzmanlar Grubu ihdas edilmiştir. Ülkemiz de sınırlı sayıda Müttefikin
bulunduğu bu grupta bir Büyükelçimizle temsil edilmektedir.
ABD Yönetimiyle yıl boyunca temaslarımıza devam ettik.
Yaptığımız görüşmelerde, ABD’nin PKK/PYD/YPG’yle yaptığı işbirliğinin,
FETÖ’nün ABD’deki varlığının ve tek taraflı yaptırımların müttefiklik
ruhuyla bağdaşmadığını güçlü bir şekilde vurguladık.
ABD’nin milli güvenliğimizi doğrudan etkileyen konulardaki yanlış tutumunu
düzeltecek somut adımlar atması gerektiğini defaatle ifade ettik.
Bu bağlamda, F-16 tedarik ve modernizasyon talebimizin herhangi bir koşul
ve sınırlama olmaksızın bir an önce sonuçlandırılması yönündeki
beklentimizi her seviyede gündeme getirdik.
Öte yandan, ABD’yle ortak çıkarlara sahip olduğumuz birçok bölgesel ve
küresel meselede işbirliğine devam etmekteyiz.
Körfez ülkeleri ile stratejik işbirliğimizi; üst düzey ziyaretler, ikili
anlaşmalar ve yüksek düzeyli işbirliği mekanizmaları vasıtasıyla daha da
ileriye taşımaktayız.
Siyasi ilişkilerimizde yaşanan gelişmelerin diğer veçhelerde de olumlu
etkileri görülmektedir. Türkiye ile Körfez İşbirliği Konseyi üyesi altı
ülke arasında toplam ticaret hacmi son 20 yılda 12 kattan fazla büyümüştür.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Temmuz ayında gerçekleştirdiği Suudi Arabistan,
Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretleri ve bu ziyaretler sırasında
imzalanan anlaşmalar, bu anlamda önemli bir adımı teşkil etmektedir.
Yemen’de devam etmekte olan iç savaşa yönelik, Yemen’in toprak bütünlüğünden
yana bir yaklaşım izlemekteyiz. Ülkedeki insani ve siyasi krize çözüm
çabalarımız, diyalog ve arabuluculuk temelli olarak devam edecektir.
Komşu coğrafyamız olan Kuzey Afrika’yla ilişkilerimizde son bir yılda
önemli ilerlemeler kaydettik.
Mısır’la ilişkilerimizde karşılıklı Büyükelçi atanmasıyla yeni bir döneme
girildi. Mısır yönetimiyle anlayış birliği ve ortak irademiz çerçevesinde
ilişkilerimizi, karşılıklı temas ve ziyaretlerle çeşitlendirerek
geliştirmekteyiz.
İki ülke halkının ve bölgenin yararına olacak şekilde ticaret ve ekonomi
başta olmak üzere işbirliği mekanizmalarımızı canlandırıyoruz.
Afrika’daki halen en büyük ticaret ortağımız Mısır’la ticari ilişkilerimiz,
geçtiğimiz yıl rekor değerlere ulaşırken, firmalarımızın bu ülkedeki
yatırımları da artmaya devam ediyor.
Cezayir’le ilişkilerimizde, son üç yılda kaydadağer ilerleme sağladık.
Karşılıklı üst düzey ziyaretlerin getirdiği ivmeyle ilişkilerimizi
güçlendirerek ilerletiyoruz. İşbirliği mekanizmalarından etkin biçimde
yararlanarak ekonomik ilişkileri ve yatırımları karşılıklı yarar
anlayışıyla artırıyoruz. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın yarın Cezayir’e
devlet ziyareti olacak.
Libya’da ülkenin birlik ve bütünlüğünü koruyacak ve kalıcı istikrarın
tesisine imkan sağlayacak siyasi çözümün temini yönündeki çabalara aktif
katkımız devam ediyor.
Yüce Meclisimizin, 2022 Haziran ayında, 18 ay süreyle yenilediği yetkiyle,
sahadaki denge ve sükunetin korunmasına, ülkenin yeni çatışmalara
sürüklenmesine engel olmaya ve siyasi sürecin ilerleyebileceği ortamın
devamına çalışıyoruz.
Libya’nın Doğu, Batı ve Güneyindeki tüm kesimlerle diyaloğumuzu
geliştirmeyi sürdüreceğiz.
Bingazi Başkonsolosluğumuzu yakın zamanda yeniden faaliyete geçireceğiz.
Ülkede yaşanan afet sonrasındaki yeniden imar sürecinde de aktif rol aldık.
Libya’da gelişim ve refahın önünü açacak kalıcı ve sürdürülebilir
istikrarın, ancak adil, hür ve muteber seçimlerle sağlanabileceğine
inanıyoruz. BM’nin seçim sürecinin uzlaşı temelinde ve uygulanabilir bir
perspektifle sürdürülmesi yönündeki çabalarını destekliyoruz.
Atayurdumuz Orta Asya’daki kardeş Cumhuriyetlerle ekonomiden enerjiye,
eğitimden kültüre, ulaşımdan savunma sanayiine, turizm, tarım ve sağlık
sektörlerine pek çok alandaki yakın işbirliğimizi güçlendirme çabalarımızı
yıl içerisinde sürdürdük. Bölgedeki ilk beş yatırımcı arasında yer
alıyoruz. Ticaret hacmimizdeki artış eğilimi devam ediyor.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlendirilmesine ve Türk dünyasının birlikte
daha güçlü kılınmasına yönelik çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürmekteyiz.
Teşkilat bünyesinde İstanbul merkezli Türk Yatırım Fonu’nun kurulması ve
afetlerle ortak mücadele için Sivil Koruma Mekanizması’nın hayata
geçirilmesi kararları, son bir senedeki somut adımlarımızdan sadece
bazılarıdır.
Dış politikamızda özel bir yere sahip olan Afrika kıtasındaki ülkelerde son
derece itibarlı bir konumda olan ülkemiz, kıtanın barış ve istikrarı ile
ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmaya devam etmektedir.
2005 yılında Afrika Birliği’ne (AfB) gözlemci üye olan ülkemiz 2008
yılındaki Zirve’de Kıta’nın Stratejik Ortağı ilan edildi. 2013 yılında
ilan ettiğimiz Afrika Ortaklık politikamızı başarıyla sürdürmekteyiz.
G-20 üyeliğini desteklediğimiz Afrika Birliği’nin Yeni Delhi’de bu yıl
yapılan Zirve’de üyeliğe kabul edilmesini memnuniyetle karşıladık.
Değişen küresel dinamikler çerçevesinde, vizyoner bir anlayışla hayata
geçirdiğimiz Latin Amerika ve Karayipler Açılım Politikamız, meyvelerini
vermektedir.
18 Büyükelçiliğimizle en geniş diplomatik ağa sahip bölge dışı ülkelerden
biri olmakla kalmayıp, THY seferleri, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif
Vakfı başta olmak üzere, ilgili kurum ve kuruluşlarımızla, Latin Amerika ve
Karayipler’de etkin varlık göstermekteyiz.
Latin Amerika açılım politikamız, aradan geçen 25 yılı aşkın süre içinde
tesis edilen güçlü zemin ve kurulan bağlar temelinde daha da verimli bir
evreye geçme aşamasındadır. Bölge ile ilişkilerimize ivme kazandırarak
daha sistematik bir ortaklığın tesisini ve Açılım Politikamızı karşılıklı
güven temelinde Türkiye- Latin Amerika ve Karayipler Ortaklık Politikasına
dönüştürmeyi hedefliyoruz.
Asya ülkeleriyle uzun geçmişe dayalı ilişkilerimizi karşılıklı yarar ve
ortak öncelikler temelinde geleceğe taşımak üzere başlattığımız Yeniden
Asya Girişimi dördüncü yılını doldurdu.
Girişimin ilk aşamadaki hedeflerine ulaştık.
Çok sayıda kıta ülkesiyle işbirliğimizin kapsamını genişlettik, ikili
işbirliği mekanizmalarına canlılık kazandırdık. İlişkilerin ahdi
çerçevesini güçlendirmeye de devam ediyoruz.
Kıymetli Milletvekilleri,
Güvenlik alanında dünya genelinde ve coğrafyamız özelinde artan
kırılganlıkların terör örgütleri için fırsatlar sunduğunu biliyor ve
terörizmle mücadele stratejimizi, sahada ve masada, bu anlayışla
yürütüyoruz.
Terör örgütleri etki alanlarını genişletmekte ve faaliyet kapasitelerini
teknolojik gelişmeleri de kapsayacak şekilde zenginleştirmektedir.
Terörizmin sınıraşan ve dönüşen bir tehdit olduğunun bilinciyle, bu alanda
uluslararası işbirliğini ikili ve çok taraflı girişimlerimizle güçlendirmek
üzere çalışmalar yürütmekteyiz.
Gerek ülkemize gerek bölgemize yönelik en ciddi tehditlerden birini
oluşturmaya devam eden PKK/YPG terör örgütüyle mücadelemizde üçüncü
taraflara uyarılarımızı yapıyor ve gereken adımları atıyoruz, atmaya da
devam edeceğiz.
FETÖ’nün yurtdışı faaliyetlerini yakından takip ediyor ve bu terör
örgütünün aynı zamanda bir istihbarat ve suç şebekesi olduğu gerçeğini
muhataplarımıza aktarıyoruz.
DEAŞ’la mücadelede ülke içinde ve dışında önemli operasyonlar
gerçekleştiriyoruz. Örgütün Afrika’da artan faaliyetleri ve Afganistan’daki
varlığı da uluslararası aktörlerle işbirliği halinde takip ettiğimiz
gelişmeler arasında yer almaktadır.
İlgili tüm kurumlarımızla eşgüdüm halinde diplomatik girişimlerimizi
aralıksız sürdürüyor, terörizmin her biçim ve tezahürüyle aynı kararlılıkla
mücadele edilmesi gerektiğini vurguluyoruz.
Karşı karşıya bulunduğumuz sınamalar, etkin çoktaraflılığa duyulan ihtiyacı
çok net bir biçimde gözler önüne sermektedir.
İstanbul’un New York veya Cenevre gibi çoktaraflı diplomasinin
başkentlerinden biri haline getirilmesi vizyonumuz çerçevesinde, 12
Birleşmiş Milletler kuruluşunun İstanbul’da bölgesel ve küresel mevcudiyet
tesis etmesini sağladık. Bu sayıyı önümüzdeki dönemde daha da artırmayı
hedefliyoruz.
Tüm bunları yaparken, BM’nin eksiklerini, aksayan yönlerini de en sık ve en
güçlü şekilde dile getiriyoruz.
Son olarak, İsrail-Filistin bağlamında yaşanan gelişmeler karşısında BM
Güvenlik Konseyi’nin gösterdiği atalet, Sayın Cumhurbaşkanımızın dünyanın
her köşesinde yankı bulan “Dünya beşten büyüktür” çağrısının haklılığını
bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Daha demokratik, şeffaf, etkin, hesap verebilir ve temsil niteliğini haiz
bir Güvenlik Konseyi hedefi doğrultusunda, reform çağrımızı, yüksek sesle
dile getirmeyi sürdüreceğiz.
Değerli Milletvekilleri,
Yurtdışındaki vatandaş ve soydaşlarımıza yönelik faaliyetlerimizi 2023
yılında da tüm gücümüzle sürdürdük. Konsolosluk hizmetlerine getirdiğimiz
yeniliklerle yurtdışında yaşayan vatandaşlarına en fazla sayı ve
çeşitlilikte hizmet sunan ülkelerin başında geliyoruz.
Dış Temsilciliklerimizde, vatandaşlarımıza 70’i aşkın türde konsolosluk
hizmeti sunmaktayız; bu yılın başından bu yana gerçekleştirdiğimiz
konsolosluk işlemi sayısı 3 milyona yaklaştı.
Temsilciliklerimize uzak olan vatandaşlarımıza ulaşmak amacıyla
başlattığımız uygulama çerçevesinde, 2023 yılında 62 Gezici Konsolosluk
Hizmeti verildi.
Yurtdışındaki vatandaşlarımızın sağlık ve esenliğinin korunması temel
önceliğimizdir.
Pandemi döneminde 142 ülkeden vatandaşlarımızın ülkemize dönüşü sağlanmış,
Libya, Yemen, Afganistan, Kazakistan ve Ukrayna’dan başarılı tahliye
operasyonları hatırlayacağınız gibi gerçekleştirilmiştir.
2023 yılında, Sudan’dan 421’i yabancı ülke vatandaşı olmak üzere toplam
2.434 kişiyi ülkemize tahliye ettik, son olarak, yerel makamlardan alınan
özel izinle düzenlenen THY seferiyle Nijer’den 54 Türk vatandaşı ve 169
yabancı ülke vatandaşının ülkemize naklini sağladık. Gazze’deki tahliye
çalışmalarımıza yoğun şekilde devam ediyoruz.
Diğer yandan, bulunduğu ülkelerde tedavilerinin yapılması mümkün olmayan
121 kişi Temsilciliklerimizin koordinasyonunda Sağlık Bakanlığı tarafından
ambulans uçakla ülkemize getirilerek ileri tedavi imkanlarına kavuşturuldu.
Büyük başarı gösterdiğimiz bir başka alan da yurtdışında kurduğumuz
sandıklar aracılığıyla vatandaşlarımızın seçimlere katılımını temin etmemiz
oldu.
Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi kapsamında, 73
ülkedeki 151 Temsilciliğimizde ve 16 şehirde, 167 noktada sandık kurduk.
Konsolosluk hizmetlerimizin kapsamını genişletmenin ve etkinliğini
artırmanın yanısıra, vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın hak ve
çıkarlarının korunması da önceliklerimiz arasında yer alıyor.
Dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşlarımızın ülkemizin şefkatli gücünü
hissetmelerini sağlamak için çalışmaktayız.
İslam düşmanlığının tüm dünyada özellikle de Avrupa ülkelerinde ürkütücü
bir boyuta ulaştığını görüyoruz. Sorun, ulusal ve uluslararası düzeyde acil
tedbir alınmasını gerekli kılıyor.
2023 yılında, BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda kutsal kitapların tahkir
edilmesini, dini nefret ve uluslararası hukukun ihlali olarak tanımlayan
kararların kabul edilmesinde öncü rol oynadık. Tüm uluslararası
platformlarda İslam karşıtlığıyla mücadeleye dair girişimleri desteklemeye
devam edeceğiz.
Sayın Milletvekilleri,
Karşı karşıya bulunduğumuz sınamalarla etkin ve çok boyutlu mücadele
edebilmek, güçlü bir diplomatik teşkilata sahip olmayı gerektirmektedir. Bu
anlayışla, Bakanlığımızın dış teşkilatını genişletmeyi ve kuvvetlendirmeyi
sürdürüyoruz.
Bugün dünyada en geniş dış temsilcilik ağına sahip ilk 5 ülke arasında yer
almanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Değerli Milletvekilleri,
Bakanlığımızın dünya ölçeğinde bir Dışişleri Bakanlığı olması için gereken
fiziki koşulların iyileştirilmesi, personel ve teknoloji alanlarında da
çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz.
“Türkiye Yüzyılı”nda, dijital çağın sunduğu imkanlardan yararlanarak,
teşkilatımızın ve vatandaşlarımızın yeni boyutlar kazanan ihtiyaçlarını
karşılamaya önem atfediyoruz. Siber uzay, yapay zeka ve kuantum gibi çığır
açan ilerlemeler konusunda uluslararası alanda cereyan eden gelişmeleri
yakından takip ediyoruz.
Teknolojinin büyük bir hızla geliştiği bu dönemde, Dışişleri Bakanlığı
olarak, kurumsal yapımızı ve teşkilatlanmamızı güçlendirmeye, fiziki
imkanlarımızı ve teknik altyapımızı iyileştirmeye odaklandık.
Bilgi teknolojileri altyapımızı çağın gerekleri doğrultusunda gözden
geçirerek, gerekli iyileştirme ve yenilemeleri yapmaktayız. Kurumumuzun
işleyişine ve verimliliğine önemli katkı sağlayan bu çalışmalarla,
hizmetlerin kalitesinin yükseltilmesini amaçlıyoruz.
Aynı zamanda dış işlerinin, milli güvenliğimizin nüvesi olması itibariyle,
bilgi güvenliğimizi de garanti altına alan siber güvenlik tedbirlerini
almaktayız.
Etkin dış politikamız ve Temsilcilik sayımızdaki artış çerçevesinde,
nitelikli personel ihtiyacımızı karşılamak üzere Diplomatik Kariyer Memuru
alımlarına devam ediyoruz.
“Değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğu” şiarıyla sürekli yenilik ve
rakiplerimizden bir adım önde olma arayışımızı sürdürmekteyiz.
Dış temsilciliklerimizin, dünyanın her yerinde, ülkemizin itibarına yakışan
fiziki koşullarda, vatandaşlarımıza en iyi şekilde hizmet verebilmelerini
teminen misyon binalarımızda tadilat ve yenilemeler gerçekleştiriyoruz.
Sayın Milletvekillerimiz,
Bakanlığımıza tahsis edilen bütçeyi, dış politika vizyonumuz doğrultusunda,
ülkemizin menfaatlerinin yanısıra yurtdışında vatandaşlarımızın hak ve
çıkarlarının en etkin biçimde korunması amacıyla, tasarruf tedbirlerine
riayet ederek, etkili bir şekilde kullanmaktayız.
2022 yılı Kesin Hesabına göre, Bakanlığımıza 7,5 milyar TL ödenek tahsis
edilmiş, yıl içerisinde aktarılan ilave 3.5 milyar TL ile toplam
ödeneğimiz 10,9 milyar TL’ye baliğ olmuştur. Yılsonu harcamamız 10,9 milyar
TL olarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla etkin kullanılan bütçemizin
gerçekleşme oranı %99.95’tir.
Bakanlığımızın 2022 yılına ait Kesin Hesabı malî mevzuatta öngörülen
formatta ayrıntılı olarak hazırlanarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’na
iletilmiştir. Kesin hesap cetvelleri bir kitapçık olarak da Komisyon’un
bilgisine sunulmuştur.
Harcamalarımızın denetimi konusunda Sayıştay Başkanlığımızla yakın
işbirliğimiz sürüyor. Bakanlığımızın çalışmalarına olumlu katkı sağlayan
bulgular birimlerimizce dikkatle incelenmekte ve ilgili kurumlarla
bilistişare gerekli düzenlemeler yapılmaktadır. Bu çerçevede, ilave mevzuat
ve idari çalışmalarımız sonucunda bulgu sayıları önemli ölçüde
azaltılmıştır.
Nitekim, Sayıştay’ın 19 Eylül’de Bakanlığımıza ulaşan 2022 yılına dair
denetim raporunda 2 bulgu yer almaktadır. Bu 2 bulgudan biri mevzuatla
ilgili olup, diğeri ise yurtdışında yaşanan tahliye, iç karışıklık, siyasi
krizler gibi olağanüstü koşullardan kaynaklanmaktadır. Söz konusu
bulgularla ilgili mevzuat çalışmaları, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve
Sayıştay’la bilistişare gerçekleştirilmektedir.
2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile de Bakanlığıma 31,4
milyar TL ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir.
Bütçemizin yaklaşık %55’i yurtdışı teşkilatımızın harcamaları için
kullanılmaktadır. %31’i uluslararası kuruluşlara katkı payı ödemelerimiz
ile yurtdışındaki öğretmen, okutman ve din görevlileri maaşları için
harcanmaktadır.
Buna ilaveten yüklendiği görevler çerçevesinde 4,2 milyar TL’si Ulusal
Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere AB Başkanlığı için de toplam
4,6 milyar TL tutarında bütçe teklifi, Komisyonunuzun onayına sunulmuştur.
Türk Akreditasyon Kurumu’nun 2024 bütçe teklifi olan 266 milyon TL ödenek
de onaylarınıza sunulmuş bulunuyor.
Dış politika vizyonumuz temelinde hazırladığımız 2019-2023 Stratejik
Planımızda bu harcamaların hangi amaç ve hedeflere ulaşmak için
kullanılacağı açıklanmıştır.
Bakanlığımızın 2024-2028 Stratejik Plan hazırlık çalışmaları da
tamamlanmıştır. Yeni Stratejik Planımız,
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca yürütülen değerlendirme
süreçleri tamamlanınca kamuoyuyla paylaşılacaktır.
Ayrıca, 2024 yılı Performans Programımız ve 2022 yılı İdare Faaliyet
Raporumuz da Komisyon’un bilgisine sunulmuştur.
Kıymetli Milletvekilleri,
Dünyamızın içinden geçtiği konjonktür ve bulunduğumuz coğrafya itibarıyla
zorlu bir yıl daha bizleri bekliyor.
Rusya-Ukrayna, Ortadoğu ve Afrika başta olmak üzere 2024 yılında tüm
dünyada sınamaların artarak devam edeceğini öngörüyoruz. Asya coğrafyasında
ABD-Çin rekabeti, Çin’in dünya aktörü olma yönünde farklı alanlarda
nüfuzunu artırma girişimleri, ABD’deki seçimler, Avrupa Birliği’nin
genişleme ve reform çabaları, Afrika’da artan istikrarsızlık, yeni
konvansiyonel savaş alanları, dondurulmuş krizler, 2024 yılında takip
edeceğimiz başlıklardan bazılarıdır.
Yapay zeka, kuantum ve büyük veri analizi gibi gelişmeler, uzaydaki
rekabet, siber uzaydaki gelişmeler de dijital diplomasi ve dış politika
alanında yakından takip edilecek ana konulardan olacaktır.
Ülkemiz, güçlü bir bölgesel aktör olarak dış politikada öne çıkmaya devam
ettiği sürece, uluslararası güçlerle rekabetin şiddeti artacaktır. Her
anlamda hazırlıklı ve donanımlı olmalı, yılmadan çalışmalıyız.
Sizlere kısa bir kesitini sunduğum faaliyetlerimizi, önümüzdeki yıl da,
2024 yılı Performans Programımız ve Yeni Stratejik Planımız doğrultusunda,
hız kesmeden sürdüreceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, 2024 bütçemizin hayırlara vesile olmasını
diliyor, Sayın Başkanımız başta olmak üzere tüm Plan ve Bütçe Komisyonu
üyelerimize destekleri için şükranlarımı sunuyorum.