Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma

Türkiye silahların kontrolü, silahsızlanma ve yayılmanın önlenmesi çaba ve düzenlemelerine istikrarı pekiştiren özellikleri nedeniyle önem atfetmektedir. Kitle İmha Silahlarının (KİS) yayılması ve teröristler tarafından ele geçirilmesi sadece bölgesel değil, küresel barış ve güvenlik için ciddi bir tehdit halini almıştır. Türkiye, uluslararası toplumun, işbirliği içerisinde, silahsızlanma ve yayılmanın önlenmesi hedefleri doğrultusunda, daha güvenli ve istikrarlı bir dünya için çaba gösterilmesi gerektiğini düşünmektedir.

Son yıllarda bu alanlarda bir gerileme gözlemlenmektedir. Bazı antlaşma ve sözleşmeler akamete uğramıştır. Türkiye, uzun ve meşakkatli diplomatik müzakereler neticesinde uzlaşılan bu sözleşme ve antlaşmaların tam uygulanması ve güçlendirilmesi gerektiğine inanmaktadır. Türkiye, karşılıklı diyalog, şeffaflık ve güven arttırıcı önlemler aracılığıyla var olan sözleşme ve düzenlemelerin güçlendirilmesinin gerileme eğilimini tersine çevrilebileceğini savunmaktadır.

Silahların kontrolü, silahsızlanma ve yayılmanın önlenmesi konusunda mekanizmalara etkili iştirak, ilgili uluslararası araçlara riayet ve bu araçların bütünüyle uygulanmaları Türkiye’nin bu alandaki ulusal politikalarının önemli unsurları arasındadır. Dışişleri Bakanlığı ayrıca, ilgili kurumlarla koordinasyonun sürdürülmesini üstlenmektedir.

Sözleşmeler ve Antlaşmalar

Türkiye, aşağıda belirtilen uluslararası silahsızlanma ve yayılmanın önlenmesi antlaşmaları ve düzenlemelerine taraftır:

Nükleer Silahların Yayılmasının Önlemesi Antlaşması (NPT): Antlaşma 1968 yılında imzaya açılmış, 1970 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye bu önemli antlaşmaya 1979 yılında taraf olmuştur. NPT üç sütun üzerinde inşa edilmiştir: silahsızlanma, yayılmanın önlenmesi ve nükleer enerjinin barışçıl kullanımı.

Antlaşma’nın uygulanmasını denetlemek üzere her beş yılda bir Gözden Geçirme Konferansları (GGK) düzenlenmektedir. 2020 yılında New York’ta gerçekleştirilmesi öngörülen GGK COVID-19 salgını nedeniyle 2022 yılına ertelenmiştir. Türkiye, bu Konferans sırasında NPT’nin evrenselleşmesi ve güçlendirilmesi için çabalarını sürdürecektir.

Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Antlaşması (CTBT): CTBT 1996 yılında imzaya açılmıştır. Türkiye 2000 yılında taraf olmuştur. Antlaşma’ya Ek II’deki (Annex-II) devletlerin onaylamaları CTBT’nin yürürlüğe girmesi için bir önkoşul olduğundan antlaşma hala yürürlüğe girmemiştir. CTBT her türlü nükleer denemeyi yasaklayarak, mevcut nükleer silahların modernize edilmesini ve yeni nükleer silahların üretilmesini önlemeyi amaçlamaktadır.

Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (KSS): Sözleşme 1993 yılında imzaya açılmış ve 1997 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye aynı yıl taraf olmuştur. KSS çerçevesinde kimyasal silahların üretimi ve kullanımı yasaktır. Türkiye kimyasal silahların kullanımını nerede, kim tarafından ve hangi koşullar altında olursa olsun şiddetle kınamaktadır. Ülkemiz 2022-2024 döneminde Kimyasal Silahların Yasaklanması Teşkilatı (KSYT) İcra Konseyi üyeliğini üstlenmektedir.

Biyolojik Silahlar Sözleşmesi (BSS): Sözleşme 1972 yılında imzaya açılıp 1975 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye 1974 yılında taraf olmuştur. BSS çerçevesinde biyolojik ve toksin silahların üretimi ve kullanımı yasaktır.

Anti-Personel Kara Mayınlarının Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme (Ottava Sözleşmesi): Ottava Sözleşmesi Anti-Personel Kara Mayınlarının imha edilmesini ve ayrıca kullanımının, üretiminin, stoklarda bulundurulmasının ve transferinin önlenmesini hedefleyen en önemli uluslararası belgedir. Türkiye 2004 yılında anılan sözleşmeye taraf olmuştur.

Sözleşmenin hükümleri uyarınca Türkiye stoklarda bulundurduğu anti-personel mayınlarını imha etmekle ve mayınlı alanları temizlemekle yükümlüdür. Türkiye’nin depolanmış anti-personel mayınlarının imhası Haziran 2011’de tamamlanmıştır. Mayın temizleme çabaları ise devam etmektedir.

Belirli Konvansiyonel Silahların Kullanımının Yasaklanması veya Sınırlandırılması Sözleşmesi (BKSS) (Eki I., Tadil Edilmiş II. ve IV. Protokoller): 1981 yılında imzaya açılıp 1983 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye 2005 yılında sözleşmeye taraf olmuştur. BKSS insanlık dışı yaralamalara sebep olan belirli silahların kullanımını yasaklamaktadır.

Balistik Füze Yayılmasına Karşı Lahey Davranış İlkeleri Rehberi (HCOC): Kitle imha silahlarına dönüşebilecek balistik füzelerin yayılmasını önleme çabalarına katkıda bulunmak üzere şeffaflık ve güven arttırıcı bir önlem mahiyetinde 2002 yılında kurulmuştur. Türkiye aynı yıl katılmıştır.

Türkiye yukarıda anılan antlaşma ve sözleşmeleri eksiksiz yerine getirmektedir. Ülkemiz, şeffaflık ve güven artırımını geliştirmek için uluslararası toplantı ve konferanslara katılmakta ve düzenli olarak uyum raporları sunmaktadır.

BM’ye ilişkin konular

Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’nin Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Önlemesine İlişkin 1540 sayılı kararını memnuniyetle karşılamıştır. Türkiye, ulusal raporlarını 2004, 2006, 2008, 2016, 2019 ve 2020 yılında 1540 sayılı BMGK kararıyla kurulan Komiteye sunmuştur.

Türkiye, Küçük ve Hafif Silahların (KHS) yasadışı ticaretinin önlenmesi, bu sorunla mücadele edilmesi ve tamamen ortadan kaldırılmasına ilişkin BM Eylem Programını ve sözkonusu programın kapsamlı uygulanmasını güçlü bir biçimde desteklemektedir.

Silahsızlanma Konferansı (CD)

Türkiye, 1996 yılından bu yana Silahsızlanma Konferansı’nın (Conference on Disarmament-CD) aktif bir üyesidir. CD silahsızlanma alanında müzakerelerin yapıldığı tek çok taraflı forum olma özelliğine sahiptir. Bununla birlikte Konferans, 1996 yılından bu yana üye ülkelerin farklı görüşleri nedeniyle uygulamaya konulabilen bir çalışma programı kabul edememiş ve bu yüzden esaslı konulara geçilememiştir. CD’nin gündeminde dört temel konu bulunmaktadır. Bunlar, nükleer silahsızlanma (nuclear disarmament), çekirdeği bölünebilir maddelerin yasaklanması antlaşması (FMCT-Fissile Material Cut-off Treaty), menfi güvenlik garantileri (Negative Security Assurances) ve uzayda silahlanma yarışının önlenmesidir (Prevention of an Arms Race in Outer Space –PAROS). Ülkemiz, CD toplantılarındaki tıkanmanın aşılması ve bir çalışma programı üzerinde mutabakat sağlanmasına yönelik önerileri desteklemektedir.

Türkiye, CD Dönem Başkanlığını son kez 2018 yılında ifa etmiştir. Bu çerçevede, CD’nin Dönem Başkanlığı Raporu Türkiye tarafından hazırlanmıştır. Buna ek olarak, rapor hakkında bir karar taslağı da aynı yıl BM 73. Genel Kurulu’nun Birinci Komitesi’ne sunulmuştur.

İhracat Kontrol Rejimleri

Türkiye konvansiyonel silahlar ve çift kullanımlı malzeme ve teknolojilere yönelik aşağıda kayıtlı bütün ihracat kontrol rejimlerine taraftır.

Wassenaar Düzenlemesi (WD) konvansiyonel silahların ve çift kullanımlı malzeme ve teknolojinin ihracatını kontrol etmeyi hedeflemektedir. Türkiye, WD’ye 1996 yılında kurucu üye olmuştur.

Füze Teknolojisi Kontrol Rejimi (FTKR) 1987 yılında kurulmuş olup, menzil ve taşınabilen yük kapasitesi belli bir eşiğin üstünde olan balistik füzelerin, seyir füzelerinin ve diğer insansız fırlatma sistemlerinin yayılmasını sınırlamayı amaçlamaktadır. Türkiye, FTKR’ye 1997 yılında üye olmuştur.

Zangger Komitesi (ZK) 1971 yılında nükleer madde, ekipman ve teknolojilerin ihracatını kontrol etmek üzere kurulmuştur. Türkiye, ZK’ye 1999 yılında üye olmuştur.

Nükleer Tedarikçiler Grubu (NTG) nükleer ve çift kullanımlı malzemelerin ihracatını kontrol etmek için 1974 yılında kurulmuştur. Türkiye, NTG’ye 2000 yılında üye olmuştur.

Avustralya Grubu (AG) 1985 yılında kimyasal ve biyolojik silahların yayılmasını önlemek için çift kullanımlı malzeme ve teknolojilerin ihracatını kontrol etmek üzere kurulmuştur. Türkiye, AG’ye 2000 yılında üye olmuştur.

Girişimler

Türkiye aşağıdaki tamamlayıcı girişimlere destek vermekte ve etkinliklerine katılmaktadır:

Kitle İmha Silahlarının Yayılmasına Karşı Güvenlik İnisiyatifi (PSI): Türkiye, Mayıs 2003’te başlatılan PSI’ya destek beyan etmiştir. PSI uluslararası toplumun KİS yayılmasına karşı mevcut anlaşmaları ve rejimleri de içeren çabalarının üzerine kurulmuştur.

Nükleer Terörizmle Mücadele için Küresel Girişim (GICNT): Türkiye terörizmle mücadelede aktif bir tutum izlemektedir. Bu anlayışla, “Nükleer Terörizmle Mücadele için Küresel Girişim”e de başlangıç aşamasında iken ortak olarak katılmıştır.

Nükleer Yayılmanın Önlenmesi ve Silahsızlanma Girişimi (NPDI): 2010 NPT Gözden Geçirme Konferansının ortak hedeflerinin hayata geçirilmesine katkı sağlamak ve nükleer silahsızlanma ile yayılmanın önlenmesi gündemini ileriye taşımak amacıyla başlatılmıştır. Türkiye’nin yanı sıra 11 ülke (Almanya, Polonya, Hollanda, Kanada, Şili, Meksika, BAE, Avustralya, Japonya, Nijerya, Filipinler) NPDI üyesidir.

Nükleer Silahsızlanmanın Doğrulanması için Uluslararası Ortaklık Girişimi (IPNDV) : Sözkonusu girişim, ABD Dışişleri Bakanlığı ile Nükleer Tehdit Girişimi (NTI) arasındaki işbirliğiyle nükleer silah sahibi olan ve olmayan 25 ülkeyi bir araya getirmektedir. Türkiye de girişime ortak 25 ülke arasındadır. IPNDV, nükleer silahsızlanmanın doğrulanması mekanizmalarını geliştirmeyi ve uygulamayı hedeflemektedir.

- Nükleer Silahsızlanma için Uygun Koşulların Yaratılması (CEND) Girişimi: ABD tarafından 2019 yılında, nükleer silahsızlanmayı ileri taşımak için uygun ortamın yaratılması amacıyla yapıcı bir diyalog tesis etmek için başlatılmıştır. Girişime, nükleer silah sahibi ülkeler, NPT’ye taraf olmayıp nükleer silah sahibi olan ülkeler (Hindistan, Pakistan, İsrail) ve 34 ülke üyedir.

Türkiye ayrıca:

- BM - KSYT Ortak Soruşturma Mekanizmasının yokluğundaki boşluğu doldurma çabasıyla Ocak 2018’de Paris’te oluşturulan “Kimyasal Silah Kullanımının Cezasız Kalmaması İçin Uluslararası Ortaklık” faaliyetlerine iştirak etmektedir.

- Temmuz 2013’te Silah Ticareti Antlaşması’nı (ATT) imzalamıştır (Antlaşmaya taraf olmak için ulusal onay süreci devam etmektedir).

 

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)

AGİT, esnek bir siyasi diyalog ve müzakere forumu yapısıyla, güvenliğin üç boyutunda (siyasi-askeri, ekonomi-çevre ve insani) ilke, norm ve standartlar geliştirmekte, yükümlülüklerin uygulanma durumlarını izlemektedir. 57 katılımcı devletin yer aldığı Teşkilatın ayrıca 6 Akdenizli ve 5 Asyalı İşbirliği Ortağı bulunmaktadır.

Avrupa-Atlantik ve Avrasya güvenlik mimarisinde özgün bir yere sahip olan AGİT’in güvenlik kavramına kapsamlı yaklaşımı, katılımcı devletlerarasında açıklık, şeffaflık ve işbirliğini teşvik ederek, güvenliğin arttırılmasını hedefleyen siyasi ve askeri konularla ilgili taahhüt ve mekanizmaları da içermektedir. Bu çerçevede, askeri faaliyetlerin takibine imkân tanıyan, erken uyarı ve kriz önleme hükümleri içeren Viyana Belgesi, AGİT bölgesinde istikrara ve güvenliğe katkıda bulunan önemli bir Güven Arttırıcı Önlemler (GAÖ) aracını teşkil etmektedir. 1990’da tüm katılımcı devletlerin taraf olduğu, karşılıklı askeri bilgi değişiminin de dahil olduğu çeşitli güven ve güvenlik artırıcı tedbirleri içeren ve siyasi bağlayıcılığı olan Viyana Belgesi’nin bugüne kadar başarıyla uygulanabilmesinde en önemli etken, uluslararası gelişmelere göre uyarlanabilmesi ve yeni ihtiyaçları karşılayabilmesi olmuştur. Son olarak 2011’de olmak üzere bugüne kadar dört kez yenilenen Viyana Belgesi’nin güncellenmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir.

1992’de yürürlüğe giren Avrupa’da Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA), Avrupa konvansiyonel güvenlik mimarisine ilişkin başlıca uluslararası düzenlemedir. Avrupa sathında ve bölgesel olarak kuvvet düzeyleri, askeri dengeler, ülke içi ve dışı askeri konuşlandırma koşulları AKKA tarafından belirlenmektedir. RF, NATO genişlemesinden kaynaklanan güvenlik endişelerini gerekçe göstererek, AKKA yükümlülüklerini, tek taraflı bir kararla 2007’de askıya almıştır. Antlaşma halen RF dışındaki 29 Taraf Devlet tarafından uygulanmaktadır.

Açık Semalar Antlaşması (ASA) hukuki bağlayıcılığa sahip, taraf ülkelerin topraklarının, silahtan arındırılmış ve özel algılayıcılarla donatılmış uçaklarla havadan gözlenmek suretiyle açıklığa ve şeffaflığa katkı sağlanmasını öngören askeri bir düzenlemedir. Antlaşma, Avrupa’da silahsızlanma ve silahların kontrolü alanındaki çeşitli düzenlemeler bakımından tamamlayıcı bir denetim aracı işlevi görmektedir. ABD 2020’de RF de Aralık 2021 itibarıyla Antlaşma’dan çekilmiştir. Açık Semalar Antlaşması’na halen 32 ülke taraftır.

(AGİT’e ilişkin detaylı bilgiye Dış Politika > Uluslararası Kuruluşlar ve İlişkilerimiz > AGİT sayfasından ulaşabilirsiniz.)