SAYIN BAKAN: Bugün AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Sayın Stefan Füle’yi tekrar aramızda, ülkemizde ve kendisinin de belki Brüksel’den sonra en çok ziyaret ettiği bir şehirde görmekten çok memnunuz. Gerçekten onun İstanbul’u ne kadar çok sevdiğini ben yakından biliyorum. Bundan sonra da sık sık İstanbul’da göreceğiz kendisini. Bugün Boğaziçi Konferansı çerçevesinde hem beraber toplantılara katılacağız, hem de bu ikili görüşmemizde son dönemdeki gelişmeleri ele alma imkanı bulacağız. Bildiğiniz gibi daha 15 gün önce Brüksel’de çok kapsamlı bir görüşme yapmıştık kendisiyle. Son dönemde neredeyse her ay görüşüyoruz, çünkü ortak bir perspektifte ve ortak bir hedefte buluşmuş durumdayız. O da Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun bir an önce gerçekleşmesini istiyor. Görevi ve misyonu ve ayrıca da şahsi yaklaşımı da böyle, teşekkür ediyoruz. Biz de Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunu Türkiye’nin en önemli stratejik hedefi olarak görüyoruz. Dolayısıyla bu buluşmalarda bütün veçhesiyle bunları ele alıyoruz.
Bugün de biraz sonra Brüksel’de ele aldığımız konuları takip mahiyetinde görüşme gerçekleştireceğiz. Hem fasılların açılmasındaki son durum ve bundan sonra sürecin alacağı şekil ve bu çerçevede Türkiye’deki siyasi reformlar, Anayasa referandumu sonrasında ortaya çıkan yeni yasal düzenlemeler konusunu ele alacağız, hem Kıbrıs konusundaki gelişmeleri tekrar gözden geçirip müzakerelerde gelinen son aşamayı, Türkiye ve AB olarak müzakerelerin başarıya ulaşması için yapılabilecek, atılabilecek ortak adımları ele alacağız. Tabii diğer ilgili konuları da görüşeceğiz. Balkanlar’da çok yakın bir işbirliği gerekiyor Türkiye ve AB arasında. Bu da Sayın Füle’nin dosyaları arasında. Ben iki gün önce Saraybosna’daydım, bütün Bosna-Hersekli liderlerle, 11 liderle ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdim. Balkanlar’daki istikrarın sürmesi ve Saraybosna’daki, Bosna-Hersek’teki reformlar konusunu da tabii Balkanlarla ilgili konular çerçevesinde birlikte ele alacağız. Her zaman biz çok yapıcı görüşmeler gerçekleştirdik, şimdi de bu görüşmelerde tekrar bir araya geleceğiz.
KOMİSER FÜLE: Öncelikle Ahmet, bu yoğun diyalog için çok teşekkür ederim. Bizim Batı Balkanları ve bunun dışında bazı başka konuları konuşmaya ihtiyacımız vardı. Ben birkaç gün önce Bosna Hersek’teydim,, ve dün Bratislava’da Vişegrad Dörtlüsü Grubu üyesi dört ülkenin Dışişleri Bakanlarıyla bir araya gelme ve tüm bu Dışişleri Bakanlarıyla konuşma fırsatım oldu. Bu, 13 Temmuz’da AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Ashton’la yaptığımız çok verimli siyasi diyalog esnasında görüşülen konularla ilgili devam eden bir diyalog sürecidir. Burada, bizim aramızdaki diyaloğun yoğunlaşması sözkonusudur. Bu ziyaret benim Türkiye’ye Mart ayından beri gerçekleştirdiğim dördüncü ziyaret ve bence bu başlıbaşına Brüksel’deki Komisyon’da bu stratejik ilişkiye ve görüşülmesi beklenen tüm diğer konulara atfettiğimiz önemi doğrulamaktadır. Sayın Bakan beni bilgilendirme konusunda çok nazikti, teşekkür ediyorum.
SORU: Efendim, peki Sayın Başbakan Yunanistan ziyaretindeydi. Bu sorum her ikinize de olacak eğer müsaade ederseniz. Yorgo Papandreu’yla yaptığı görüşme sırasında “umarım Ruhban Okuluna ilişkin düzenlemeler de bir hukuki çerçeve kapsamında tamamlanır” dedi. AB’ye entegrasyon sürecinde de zaman zaman Türkiye’nin karşısına çıkan konulardan birisi. Bu konuyla ilgili olarak sizin, Dışişleri Bakanlığının bir çalışması var mı hâlihazırda? Türk vatandaşlığı verildi Saint Sinod Meclisi üyelerine. Bununla ilgili siz neler söyleyeceksiniz? Aynı zamanda Sayın Füle bu konuya nasıl bakıyor?
SAYIN BAKAN: Şimdi her şeyden önce dün Sayın Başbakanımızla Atina’ya yaptığımız ziyaret, hem Akdeniz İklim Değişikliği konuları bağlamında yapılan toplantı açısından, hem de ikili görüşmeler bağlamında gerçekten çok verimli bir gezi oldu. İki saati aşkın bir süre Sayın Başbakanımız, Sayın Papandreu ve iki Dışişleri Bakanı olarak ben ve Sayın Droutsas bir görüşme gerçekleştirdik. Sayın Papandreu ile bu son bir yıl içinde gerçekleştirdiğimiz dördüncü görüşme ve her görüşmede, şunu söylemekten büyük bir memnuniyet duyuyorum, her görüşmede biraz daha ilerleme kaydediyoruz. Aradaki güven ilişkisi pekişiyor, ortak hedefler çerçevesinde hareket etmek konusunda ciddi bir zemin oluşuyor. Bu açıdan dünkü toplantı gerçekten çok verimli geçen, çok güzel bir toplantıydı. Her konuyu ele aldık. Türkiye ile Yunanistan’ın ortak gündemine gelen her konuyu; Ege’den azınlıklar konusuna, efendim AB’den vize konusuna, Kıbrıs konusuna ve diğer bölgesel konulara, Ortadoğu da dâhil olmak üzere. Bu da Türkiye ile Yunanistan arasında artık ortak bir işbirliği çerçevesinin geliştiğine işaret ediyor.
Bu azınlıklarla ilgili konularda da tabii her ülke kendi vatandaşları olarak gördüğü azınlıklarla ilgili olarak temel evrensel değerler ve AB normları açısından gerekli adımları atma kararlılığına sahip, bu Yunanistan için de, bizim için de geçerli. Zaten son dönemde gerek Sen Sinod Meclisi’ne seçilen üyelerin Türk vatandaşlığına geçmeleri ile ilgili konu gerek birçok dini özgürlükler alanında atılan adımlar Yunanistan’da da, Avrupa’da memnuniyetle karşılanıyor. Biz Türkiye’nin yasal ve anayasal çerçevesi içinde din eğitimi bağlamında bütün dinlerin kendi mensuplarına kendi eğitimlerini verebilmeleri hakkının olduğunu düşünüyoruz. Sayın Başbakanımız da dün bunu ifade ettiler. Önemli olan bu çerçevenin içinde bir çözüm bulmak. Biz zaten bu konuda ciddi şekilde çalışıyoruz Bakanlığımız olarak, hükümetimiz olarak. Bizim için din özgürlükleri evrensel nitelikli özgürlüklerdir ve bu nitelikli şeylerin sonuçta kapsamı ne olursa olsun bu özgürlüklere saygı duyulması beklenir. Aynı şekilde Yunanistan’ın da tabii oradaki Türk azınlığı konusunda da onların da sıkıntıları konusunda Yunanistan da son derece iyi bir perspektifle yaklaşıyor ve dün de bu konular ele alındı, herkesin vatandaşlık hukuku çerçevesinde, bu çerçevede çalışmalarımız sürecek. Sadece Ruhban Okulu meselesi değil genel olarak bu konularda biz en geniş standartlarda, evrensel çerçevede adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz.
KOMİSER FÜLE: Temel hak ve özgürlükler merkezinde bir tartışma gerçekleştirdik. Bu tartışma dâhilinde tabii ki somut konuları ki bu konferans da onlardan birisi, konuştuk ve bu konularda atılan olumlu adımları memnuniyetle karşıladık. Birkaç gün içerisinde, zannederim 16 gün içerisinde Komisyon’un Genişleme Paketi’ni yayınlaması bekleniyor. Orada zaten bu ve benzeri konuları geniş ama tarafsız bir şekilde ele alacağız.
SAYIN BAKAN: Tabii bu çerçevede biz AB’nin aynı dini özgürlükler konusunda üye ülkelerin, Yunanistan ve diğer üye ülkelerin Müslüman Türk azınlıkları konusundaki temel haklarını da aynı şekilde takip edeceğini ümit ediyoruz. Bunun, başmüftünün seçimi de dâhil olmak üzere, yani başmüftülüğün, her dini komitenin kendi liderini seçme özgürlüğü var. Bu evrensel bir haktır. Bütün bunlarda AB’nin, Türkiye’nin, Yunanistan’ın ortak bir zeminde buluşacağına inanıyoruz.