Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Hitapları, 21 Kasım 2024, Ankara

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekilleri,

Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyelerini, kıymetli Milletvekillerimizi ve Başkanlık Divanını şahsım ve Bakanlığım adına saygıyla selamlıyorum.

Dışişleri Bakanlığı’nın 2025 Mali Yılı bütçe tasarısının görüşülmesi vesilesiyle huzurunuzda bulunmaktan mutluluk duyuyorum.

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütmekte olduğumuz bağımsız ve milli dış politikamız, kadim coğrafyamızın ve şanlı tarihimizin mirasını, köklü devlet geleneğimizi, insani ve vicdani değerlerimizi yansıtmaktadır.

Dış politikamızı bu ilkelerden aldığımız güçle yürütmekte, dünyanın her bölgesinde ülkemizin çıkarları ve bekası doğrultusunda azimle çalışmaktayız.

Dışişleri Bakanlığımızın, milli güvenlik sistemimizin temel bir parçası olduğu bilinciyle hareket etmekteyiz.

360 derece dış politika anlayışıyla her kıtada ayak izimizi bulundurmaktayız. Tehditlere karşı dururken, fırsatları da değerlendirmekteyiz.

Barışta kararlı, bölgesinde güçlü ve dünyada saygın bir dış politika yürütmekteyiz.

Kazandığımız tecrübeler, meselelere daha iyi mukabele etmemizi ve hedeflerimizi hayata geçirmemizi sağlamaktadır.

Günümüz dünyasında artık uluslararası ilişkilerin çok boyutlu, çok katmanlı ve çok paydaşlı niteliği öne çıkmaktadır.

Biz de dış ilişkilerimize bu perspektiften yaklaşmaktayız.

Ülkemizin güvenlik, savunma, istihbarat, teknoloji, ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma, sağlık, kültür, turizm dahil birçok alandaki hedeflerini bütüncül olarak ele almaktayız.

İlgili kurum ve kuruluşlarımızla yakın ve etkin bir eşgüdüm içinde çalışmaktayız .

Bu yolda Yüce Meclisimizin desteği bizim için son derece değerlidir.

Bütçe görüşmeleri vesilesiyle, 2024 yılının muhasebesini yapmak ve dış politikamızda öne çıkan konulara ilişkin tespit ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Değerlendirmelerimizin daha kapsamlı halini, sizlere dağıtılan kitapçıkta bulabilirsiniz.

Sayın Milletvekilleri,

Ülkemiz çok boyutlu ve zorlu sınamalarla kuşatılmış bir coğrafyada yer almaktadır. Bölgemizdeki son gelişmeler, bunu açıkça ortaya koymaktadır.

Uluslararası alanda ciddi kırılmaların yaşandığı, uluslararası sistemin temellerinin sarsıldığı, rekabetin arttığı, jeopolitik ve ekonomik denklemin yeniden şekillendiği bir dönemden geçiyoruz.

Donmuş ve aktif çatışmalardan düzensiz göçe, yabancı düşmanlığı ve İslâm karşıtlığından iklim krizine, sosyal adaletsizlikten yeni teknolojilerin yol açtığı risklere kadar pek çok sınama ile karşı karşıyayız.

Uluslararası normların giderek daha fazla aşınması ve artan kutuplaşma, mevcut şartları daha da kötüleştirmektedir.

Korumacı ve tek taraflı yaklaşımlar giderek öne çıkmaktadır.

Küresel ekonomideki durağanlaşma ve krizler, ülkeleri farklı coğrafyalarda yeni kaynak arayışlarına yöneltmektedir.

Kritik minareller ve hammaddelere sahip ülkeler, farklı güçlerin rekabet alanına dönüşmektedir.

Terör örgütleri, ideolojik emelleri doğrultusunda Ortadoğu, Afrika ve Asya başta olmak üzere farklı coğrafyalarda eylemlerini sürdürmektedir. Bazı ülkeler tarafından da kendi çıkarları doğrultusunda eğitilen ve donatılan terör örgütleri, risk olmaya devam etmektedir.

Bölgemiz, kuzeyde Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın, yanıbaşımızdaki Suriye ve Irak’taki terör belasının ve güneyde İsrail’in İran’ı da içine alan bölgesel bir savaş çıkarma girişimlerinin istikrarsızlaştırıcı etkileri altındadır.

Kara, hava, deniz ve uzayın yanısıra, siber alan, beşinci savaş cephesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal medya ve siber ortam, mevcut tehditleri daha da derinleştirmektedir.

Tüm bunların bilinciyle politika önerilerimizi oluşturmakta; devletimizin izleyeceği hareket tarzı ve ön alıcı adımları tespit etme, fırsatları ortaya koyma ve dış ilişkilerimizi güçlendirme yönünde azimle çalışmaktayız.

Bu itibarla bu yılki bütçe kitapçığımızın başlığını “Belirsizlikler Çağında Kararlı ve Güçlü Türk Dış Politikası” olarak belirledik.

Saygıdeğer Milletvekilleri,

Başta Filistin olmak üzere bölgemiz, İsrail’in saldırganlığının, mezaliminin ve savaş tehdidinin baskısı altındadır.

Gazze’de uyguladığı soykırımı, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki mezalimini tüm şiddetiyle sürdüren İsrail, yaklaşık 44 bin Filistinliyi katletmiş, geride kalanları ise açlık ve bulaşıcı hastalıklarla mücadeleye mahkûm etmiştir.

Şu ana kadar Lübnan’da hayatını kaybeden sivillerin sayısı üç bini aşmıştır.

Hamas ve Hizbullah hedef alınırken asıl amaç, Filistinlileri kendi topraklarında yaşayamayacak hale getirmek ve göçe zorlamaktır.

Birleşmiş Milletler temelli uluslararası düzen büyük yara almıştır.

Uluslararası hukukun yanı sıra, insanlığın da rafa kaldırıldığı bir döneme girilmiştir.

İsrail, cezasız kalmanın verdiği özgüvenle, Filistin’deki mezalimini sona erdirmek bir yana, savaşı Lübnan’a ve diğer bölge ülkelerine taşımıştır.

İsrail ve İran arasında doğrudan yaşanan gerginlikle savaşın yayılma riski daha da artmıştır.

İsrail, Lübnan’da ülkemizin de katkı sağladığı BM Geçici Görev Gücü-UNIFIL’i hedef almış; Yakın Doğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nı (UNRWA) yasaklama kararı almıştır.

Ülkemiz daima Filistin halkının yanında olmuş ve soykırıma sessiz kalmamıştır.

İsrail’in amacının savaşı bölgeye yaymak olduğuna başından beri dikkati çekmekteyiz. Yürüttüğümüz yoğun temaslarla bu gerçekliği her platformda dile getirdik.

İki Devletli Çözüm” haricinde bir yol olmadığını vurguladık ve bunu hayata geçirmek için daha ilk aylarda “garantörlük mekanizması” önerisinde bulunduk.

İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Filistin Temas Grubu, ülkemizin yönlendirmesi ve katkısıyla hayata geçirildi.

Grup üyeleriyle birlikte ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması ve Filistin’in devlet olarak tanınması için 18 başkent ve uluslararası kuruluşta girişimde bulunduk.

İsrail üzerinde baskı uygulamak üzere diplomatik çabalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz.

Bu girişimler sayesinde, bir yıl önce ateşkesten bahsetmekten çekinen ülkelerin, bugün, ateşkes ve “İki Devletli Çözüm” savunucusu olduğunu görmek memnuniyet verici.

Nitekim son dönemde İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya dahil 9 ülke daha Filistin’i tanımıştır.

Girişimlerimiz neticesinde Filistin, ilk kez BM Genel Kurulu’nda üye ülkeler arasında masada yer almıştır.

Temas Grubu olarak Ankara dahil çeşitli başkentlerde1 iki devletli çözümün uygulanması için toplantı dizisi başlattık. Böylelikle uluslararası toplumu harekete geçirdik.

Mayıs ayında İsrail’le ihracat ve ithalat işlemlerini hatırlayacağınız gibi durdurmuştuk.

Ayrıca İsrail’e silah ambargosu uygulanmasının BM Güvenlik Konseyi tarafından gündeme alınmasını teminen Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattık.

Bu çerçevede hazırlanan ortak mektup, 52 ülkenin ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile Arap Ligi’nin imzasıyla 1 Kasım’da BM Genel Sekreterliğine tevdi edilmiştir. İsrail’e silah satışının durdurulması için çabalarımızı sürdüreceğiz.

İsrail’in uluslararası hukuk önünde hesap vermesini teminen, tüm uluslararası mekanizmaların işletilmesi için de gayret göstermekteyiz.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davaya müdahillik başvurumuzu 7 Ağustos’ta sunduk.

Ekonomik bir platform olan D-8’in, ilk kez siyasi bir gündemle Filistin için İstanbul’da toplanmasını sağladık.

İsrail’in bazı ülkelerden temin ettiği diplomatik, ekonomik ve askeri yardımı da açıklıkla ortaya koyarak, bu ülkelere İsrail’e yardımlarını kesme çağrısında bulunuyoruz.

İsrail’i uluslararası toplum içinde tecrit etmek ve uluslararası toplumu harekete geçirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz.

Aynı zamanda Gazze’ye en fazla yardım gönderen ülkeyiz. Bugüne kadar gönderdiğimiz 88 bin ton insani yardımla Gazze’ye en çok ayni yardım gönderen ülke konumundayız.

İsrail’in Doğu Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın statüsünü değiştirmeye yönelik politikalarına tepkimizi en güçlü şekilde ortaya koymaktayız.

Bu krizi aşmanın tek yolu, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin vücut bulmasından geçiyor.

Bu yöndeki çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.

Saygıdeğer Milletvekilleri,

Ülkemizi doğrudan etkileyen bir diğer çatışma alanı da kuzeyimizde üç yıldır süregelen Rusya-Ukrayna savaşıdır.

Savaşın bölgesel ve küresel etkilerinin azaltılmasına ve ülkemize yönelik risklerini bertaraf etmeye yönelik çabalarımızı 2024 yılında da hız kesmeden sürdürdük.

Küresel bir gıda krizinin önlenmesini sağlayan Karadeniz Girişimi ile yaklaşık 33 milyon ton tahıl ürününün dünyaya ulaştırılmasına vesile olmuştuk.

2024’te de gıda piyasalarının istikrarsızlığa sürüklenmemesi ve savaşın Karadeniz’e sıçramaması için Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyeti sağlanmasına dönük çalışmalara ağırlık verdik.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi konusunda tüm barış girişimlerine destek verirken, her iki tarafın da yer aldığı kalıcı çözümün gerekliliğini dile getirdik.

Taraflarla sürdürdüğümüz düzenli siyasi diyaloğumuz ve adil aracı rolümüzle, barışın sağlanması için yoğun çalışan bir ülkeyiz.

Kırım Tatarları başta olmak üzere siyasi tutukluların, savaş esirlerinin ve sivillerin ailelerine kavuşturulması için girişimlerimizi sürdürdük.

Değerli Milletvekilleri,

İsrail’in savaşı yayma girişimleri, Astana Süreci ile oluşan ve Suriye’de kan dökülmesini durduran ortamı tehdit etmeye başlamış ve her türlü belirsizliğe açık hale getirmiştir.

Bu itibarla Suriye’ye yönelik politikamızın ana unsurları, terör unsurlarının temizlenmesi, ülkenin birlik ve toprak bütünlüğünün korunması, siyasi süreçte ilerleme sağlanması, ayrıca Suriyelilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde ülkelerine dönmesinden oluşmaktadır.

Terör örgütü PKK/YPG/SDG’nin hiçbir meşruiyeti olmayan sözde “yerel seçim” tertipleme gayretlerini kararlı duruşumuz sayesinde akim bıraktık.

Bu tür girişimlere önümüzdeki dönemde de izin vermeyecek, bölücü terör örgütüne karşı mücadelemizi tavizsiz devam ettireceğiz.

Nitekim, 23 Ekim’de TUSAŞ’a gerçekleştirilen hain saldırının ardından Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik hava harekatımız bu kararlılığımızın göstergesidir.

Sahada sükunetin devamı amacıyla Rusya ve İran ile Astana Platformu çerçevesindeki çabalarımız önemlidir.

Bir yandan da ABD ile Suriye konusunda başlattığımız istişareleri sürdürmekteyiz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik bir yaklaşımla önerdiği diyaloğun, Rejim tarafından Suriye halkının yararını önceleyecek bir yaklaşımla değerlendirilmesi temel beklentimizdir.

Saygıdeğer Milletvekilleri,

Irak’ın istikrarı ve güvenliği, bölgenin barışı ve refahı için önemlidir. Irak’ın Ortadoğu’daki şiddet sarmalının içine çekilmemesi gerektiğini temaslarımızda vurgulamaktayız.

Irak’ın güçlendirilmesi ve yeniden inşa çabalarına en önemli desteği ülkemiz vermektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Nisan ayında Irak’a gerçekleştirdikleri ziyaret, ilişkilerimizde kritik bir dönüm noktası teşkil etmiştir.

Ziyarette ilişkilerimizin kurumsal çerçevesinin güçlendirilmesi için 27 hukukî belge imzalanmıştır.

Irak’la işbirliği mekanizmalarını etkin şekilde işletmekteyiz.

Doğal ortağı olduğumuz Kalkınma Yolu projesine tam destek veriyoruz.

2024 yılında Irak’la güvenlik ve terörle mücadele odaklı temaslarımızı yoğunlaştırdık.

PKK’nın Irak tarafınca “yasaklı örgüt” ilan edilmesi kritik bir adımdır.

Irak’ın, PKK’yı resmen “terör örgütü” olarak tanıması ve topraklarından tamamen tasfiye etmesi yönündeki beklentimiz bakidir.

Meşru güvenlik endişelerimiz karşılanmadıkça, uluslararası hukuka uygun olarak icra ettiğimiz terörle mücadele operasyonlarımız hız kesmeden devam edecektir.

Diğer yandan, Türkmen soydaşlarımızın hak ve menfaatlerini koruma yönündekigirişimlerimizi de sürdüreceğiz.

Yıllarca iç savaş, terör ve işgalle uluslararası güvenlik sistemini etkileyen Afganistan’da, istikrarın ve güvenliğin sağlanması bölgesel düzeyde yeni fırsatları ortaya çıkaracaktır.

Türkiye bölgesel çabalarını sürdürmekte ve Afganistan’ın yeniden inşası için elini taşın altına koymaktadır.

Ülkedeki tüm kesimlerin temsil edildiği, haklarının gözetildiği, adil bir yapıya sahip, güvenli Afganistan vizyonumuzu sorunun taraflarıyla paylaşmaktayız.

Kardeş Pakistan’ın yanı sıra, dostane ilişkilere sahip olduğumuz tüm bölge ülkeleriyle karşılıklı yarara dayalı ilişkilerimizin geliştirilmesi, dış politikamızın önemli hedeflerindendir.

Bölgemizde son dönemde yaşanan gelişmeler, İran’la diyaloğun önemini arttırmıştır. Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi 8. Toplantısı’nı, 24 Ocak’ta Ankara’da gerçekleştirdik.

Müteakip dönemde ikili ilişkilerimizi ilerletmenin yanısıra, bölgesel konularda da istişarelerimizi ilk elden yürüttük.

Güney Kafkasya’da kalıcı barış, bugün hiç olmadığı kadar yakındır.

Kuşkusuz, bu noktaya gelinmesinin temelinde, kardeş Azerbaycan’ın Karabağ’daki topraklarında işgale son vermesi bulunmaktadır.

Azerbaycan’la ikili ilişkilerimizi örnek seviyede sürdürmekteyiz. Birçok uluslararası meseleye çözüm getirme gayretini ortaklaşa sergilemekteyiz.

Ermenistan’ın savaş sonrasında tercihini barış ve istikrardan yana kullanmaya devam etmesi memnuniyet vericidir.

Hem Azerbaycan’ı hem de Ermenistan’ı bu tarihi fırsatın kaçırılmaması için teşvik etmekteyiz.

Nitekim taraflar uzun bir aradan sonra ilk kez üçüncü bir ülkenin dahli olmadan İstanbul’da başbaşa bir görüşme gerçekleştirmiştir.

Kuşkusuz, Güney Kafkasya bağlamında Ermenistan’la yürüttüğümüz normalleşme süreci de önemlidir.

Yapıcı irademiz, ikili ilişkilerimizin kademeli olarak Azerbaycan’la eşgüdüm içinde normalleştirilmesi yönündedir.

İstanbul’da Ekim’dedüzenlediğimiz 3+3 Bölgesel İşbirliği Platformu toplantısında, bölgeyi ilgilendiren tüm konuları yapıcı bir anlayışla ele aldık.

Güney Kafkasya’da bölgesel sahiplenmenin güçlü bir tezahürü olan Platform, kurumsal bir yapıya doğru evrilmektedir.

Bölgeye barış ve istikrarın gelmesiyle, bölgede yalnızca insani şartlar değil, ticaret, bağlantısallık ve kalkınmaya dönük hamleler atılacağını hep beraber izleyeceğiz.

Saygıdeğer Milletvekilleri,

Türkiye, Avrupa Birliği üyeliği hedefine bağlılığını korumaktadır.

Beş yıl aradan sonra Avrupa Birliği üye devletleri, ülkemizi Brüksel’de düzenlenen Gymnich Dışişleri Bakanları toplantısına davet etmiştir.

Toplantıdaki olumlu atmosfer ve ülkemizin stratejik önemine yapılan vurgu, AB üst düzey yetkilileri ile temaslarımızda da gündemi belirlemiş, ilişkilerin geliştirilmesi mesajları öne çıkarılmıştır.

Ancak, Avrupa Birliği tarafında kısa vadeli ve günün koşullarına uygun olmayan politikaların ağır bastığını görmekteyiz.

Temaslarımızda, AB’den beklentimizin, ilişkilerimizde geleceğe yönelik, kapsayıcı ve vizyoner bir tutum benimsemesi olduğunu vurguluyoruz.

Milli davamız Kıbrıs meselesinde, bizimle de temas sonrasında, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Şahsi Temsilcisi’nin hazırladığı rapor, taraflar arasında ortak zemin bulunmadığını ortaya koymuştur.

Dolayısıyla Ada’da iki ayrı halk ve iki ayrı devlet bulunduğu gerçeği bir kez daha teyit edilmiştir.

Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü için girişimlerimizi devam ettirmekteyiz.

KKTC ile doğrudan uçuşlar ve doğrudan ticaretin başlaması ve KKTC liderliğine üçüncü ülkelerdeki muhataplarıyla temas imkânı sağlanması konularını öne çıkarmaktayız.

Nitekim bu çabalarımız sonucunda KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı Zirvelerine en üst düzeyde katılımı sağlanmıştır.

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekilleri,

Gerilimin yüksek olduğu alanlarda siyasi sorunlara çözüm bulmak imkansız hale gelmektedir. Bu nedenle sorunlu alanlarda nispi sakinleşme sağlayarak yaratıcı çözümler bulmaya önem vermekteyiz.

Yunanistan’la üst düzey görüşmelerde, pozitif gündemin geliştirilmesine yönelik çabaları yoğunlaştırarak, diyalog mekanizmalarımızı daha işlevsel kıldık.

Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi’nden hareketle, Yunanistan’ın provokasyonlardan uzak durması yönündeki beklentimizi Yunan tarafının dikkatine getirmekteyiz.

8 Kasım’daki Yunanistan ziyaretimizde bu yönde yakın istişarede bulunulması için somut adımlar atıldı.

2025 yılı başında Ankara’da düzenlenecek 6. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı, Aralık ayında yapılacak Siyasi Diyalog ve Pozitif Gündem Ortak Eylem Planı toplantıları ilişkilerimizin kurumsal zeminini daha da güçlendirecektir.

Batı Trakya Türk Azınlığı ve Onikiadalar’da yaşayan soydaşlarımız, Yunanistan’la ilişkilerimizdeöncelik verdiğimiz konulardan biri. Yakın zamanda temsilcileriyle biraraya geldiğimiz Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarının çözülmesinin takipçisiyiz.

Diğer yandan, Ege ve Doğu Akdeniz’de hak ve çıkarlarımızı hassasiyetle korumaya devam etmekteyiz. Son Atina ziyaretimizde de bu konudaki kararlı tutumumuzu ortaya koyduk.

Küresel aktörlerin rekabet coğrafyalarından olan Balkanlar ’da ülkemiz, etkin bir aktör olmaya devam etmektedir. 2024’teki temaslarımızda her bir Balkan ülkesi ile geliştirdiğimiz stratejik ilişkilerle, ticaretten yatırıma, savunma ve güvenlik işbirliğinden kültürel etkileşime işbirliklerimizi derinleştirdik.

Her bakımdan ayrılmaz bir parçası olduğumuz bölgede yapıcı, öncü ve tüm aktörlerle etkileşimi önceleyen bir rol oynamaktayız.

Balkanlar’daki soydaş ve akraba topluluklarımızla yakın temas halinde, onların huzur ve refahı için ilgili ülke makamlarıyla işbirliği yapmaktayız.

Sayın Milletvekilleri,

NATO’nun karşı karşıya bulunduğu karmaşık güvenlik sınamaları; kabiliyet, kapasite ve Müttefiklik ruhu itibariyle Türkiye’nin İttifak içerisindeki önemini bir kez daha göstermiştir.

Yoğun girişimlerimiz sonucunda, Temmuz ayında Vaşington’da düzenlenen NATO Zirvesi’nde, terörizmle mücadelede NATO’nun rolünün güçlendirilmesi ve Müttefikler arasında savunma sanayii ticaretindeki kısıtlamaların kaldırılmasında mutabık kalınmıştır.

NATO Kosova Gücü Komutanlığı’nı başarıyla tamamlayarak Ekim 2024’te İtalya’ya devrettik.

Ülkemizin öncülüğünde Romanya ve Bulgaristan’la birlikte Karadeniz’de Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu’nu Temmuz ayında operasyonel hale getirdik.

2025’te NATO Dışişleri Bakanları Gayrıresmi Toplantısına ve 2026 yılı NATO Zirvesi’ne evsahipliği yapacağız.

Değerli Milletvekilleri,

Türk savunma sanayiinin kaydettiği gelişim, birçok uluslararası aktörle tesis ettiğimiz savunma işbirliğinin de itici gücünü oluşturmaktadır.

Öte yandan, müttefiklik ilişkileriyle bağdaşmayan ülkemize yönelik yaptırım ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla ilgili taleplerimizi, temaslarımızda güçlü ve ısrarlı biçimde gündemde tutmaktayız.

Çalışmalarımızın neticelerini almaya başlamaktan memnuniyet duyuyoruz .

Bu kapsamda, yıl içinde Kanada ve Norveç ülkemize yönelik kısıtlamaları kaldırma kararı almıştır. Almanya’yla yürüttüğümüz süreç de olumlu istikamette ilerlemektedir.

ABD Yönetimiyle yıl boyunca temaslarımızda, PKK/YPG/SDG ile işbirliği, FETÖ’ye yönelik tutum ve tek taraflı yaptırımların ilişkilerimize zarar verdiğini her fırsatta vurguladık.

Ekonomi, ticaret, enerji, iklim, savunma, terörle mücadele, bölgesel konuları kapsayan Stratejik Mekanizma çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz istişarelerle diyaloğumuzu güçlendirdik.

F-16 tedarik talebimizi sözleşme ile sonuçlandırdık.

Y eni ABD Yönetimiyle milli çıkarlarımız doğrultusunda yapıcı bir diyalog kurmayı hedefliyoruz.

Öte yandan, Körfez ülkeleriyle ilişkilerimizi ortak çıkarlar temelinde stratejik düzeyde her alanda güçlendirmekteyiz.

Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısı 8 yıl aradan sonra gerçekleştirilmiştir.

Toplantıda, Türkiye-KİK Eylem Planı onaylanmıştır. Türk şirketlerimizin Körfez’le işbirliğinin arttırılması sağlanmıştır.

Körfez ülkeleriyle çok taraflı platformlarda bölgesel konularda işbirlikleri yapmaktayız.

Yemen’deki ihtilafın, kalıcı bir siyasi çözümle sona erdirilmesini desteklemekteyiz.

Her kesimle diyalog kanallarını açık tutarak güvenlik hassasiyetleri nedeniyle ticari faaliyetlerimizde yaşanan aksaklıklara müdahale edebilmekteyiz.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesindeki çalışmalara yıl içinde aktif katılım gösterdik.

2025 yılında İİT 51. Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına İstanbul’da evsahipliği yapacağız.

Mısır’la ilişkilerimizde normalleşme süreci, liderlerin karşılıklı ziyaretleri ve ilk Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısıyla tamamlandı.

Mısır’la bölgesel istikrar ve refah odaklı bir işbirliği dönemine girdik. Bu süreçte, Doğu Akdeniz’de gerilimin azaltılması, Filistin sorununun çözülmesi ve Libya’da birliğin sağlanması yönünde ortak adımlar atmaktayız.

Keza Arap ülkeleriyle gelişen ilişkilerimiz kapsamında Arap Ligi ile de ilişkilerimiz canlandı. 10 Eylül’de Kahire’de düzenlenen Arap Ligi Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına 13 yıl aradan sonra katıldık.

Libya’nın birliği ve bütünlüğü ile bu ülkede kalıcı istikrar ve barışın tesisi önceliğimizdir.

Sahadaki mevcudiyetimiz, sükunetin korunmasına ve siyasi sürecin ilerletilebileceği zeminin pekişmesine katkı sağlamaktadır.

Libya’da tüm kesimlerle diyaloğumuzu arttırmaktayız.

Ülkemiz, Afrika Ortaklık Politikamız doğrultusunda kıtanın barış, istikrar ve refahına ikili ve çok taraflı zeminde katkıda bulunmaya devam etmektedir.

Bu kapsamda son olarak 2-3 Kasım’da Cibuti’de Türkiye-Afrika Ortaklığı III. Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı’nı gerçekleştirdik.

Afrika’yla katlanarak artan ticaretimiz ve yatırımlarımız, ilişkilerimizin ulaştığı boyutun göstergesidir.

Afrika kıtasında, istikrar ve güvenliğin tesisi yönündeki ihtiyaçlara cevap vermekteyiz.

Somali ile Etiyopya arasındaki gerginliğin çözümüne katkı sağlamak amacıyla, iki ülkeyi Ankara Süreci kapsamında bir araya getirdik.

Arabuluculuk alanındaki tecrübelerimiz ve yarattığımız güven itibariyle Afrika ülkelerinin, ülkemizden kolaylaştırıcılık taleplerinde artış yaşanmıştır.

Orta Asya’daki kardeş Cumhuriyetlerle, üst düzey stratejik işbirliği ve istişare mekanizmalarını etkin şekilde işletmekteyiz.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), bu yıl iki Zirve gerçekleştirdi.

TDT’nin kurumsal temelinin güçlendirilmesi ve ortak vizyonunun uyumlaştırılmasında önemli yol kat edildi. Türk Dünyası Şartı ve Ortak Türk Alfabesi bunlardan sadece birkaçı.

Böylece Türk dünyasında birlik bir hayal olmaktan çıkmış; TDT, uluslararası ilişkilerde söz ve etki sahibi olan bir aktör haline gelmiştir.

Latin Amerika ve Karayipler bölgesiyle çok yönlü işbirliğimiz güçlenmeye devam etmekte, stratejik fırsatlar değerlendirilmektedir.

Asya ülkeleriyle ikili boyutta ivme kazanan ilişkilerimizin yanı sıra, kıtadaki bölgesel ve uluslararası teşkilatlarla diyaloğumuzu ve işbirliğimizi stratejik bakış açısıyla geliştirmekteyiz.

Yeniden Asya Girişimimiz de bu yolda önemli bir araç teşkil etmektedir.

Sayın Milletvekilleri,

Ukrayna ve Ortadoğu’daki durum nedeniyle ulaştırma ve enerji koridorları bağlamındakiprojelerde öne çıkan bağlantısallık ihtiyacı, ülkemizin jeostratejik konumunu pekiştirmiştir.

Enerji dönüşümü, kritik hammadde ve minerallere erişimdeki rekabet, dijitalleşme, yapay zeka alanındaki gelişmeler, çevre konularına ilişkin diplomasiyle iç içe geçmiştir.

Ülkemiz bu alanlarda etkin faaliyet göstermek için gereken adımları atmaktadır.

Enerji arz güvenliğimizi sağlamak amacıyla, yerli kaynaklarımızın verimli kullanılmasının yanı sıra, hidrokarbon tedariklerimizi çeşitlendirmeye, yenilenebilir enerjiye odaklanmaya ve nükleer enerji ile ilgili çalışmalarımızı sürdürmeye kararlıyız.

Doğu-batı ekseninde güvenilir bir alternatif rota olan Orta Koridor’un gelişimi için çalışmaktayız.

Kıymetli Milletvekilleri,

Ülkemizin terörizmle mücadele stratejisi çerçevesinde, uluslararası işbirliğini ikili ve çok taraflı girişimlerimizle güçlendirmekteyiz.

Terörizmin her biçim ve tezahürüyle aynı kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiğini vurgulamaktayız.

PKK ve FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütüyle mücadelemizde üçüncü taraflara uyarılarımızı yapmakta ve gerekli adımları atmaktayız.

Uluslararası farkındalığın arttırılması yönünde gayretlerimize önem vermekteyiz. Nitekim, TUSAŞ’a yönelik hain saldırı akabinde kurumlarımızla eşgüdüm halinde tüm yabancı misyonlara bilgilendirmede bulunduk ve NATO’daki müttefiklerimize bilgi verdik.

Müttefiklerimizin terörle mücadelemize tam desteğinin önemini vurguladık.

Değerli Milletvekilleri,

İslam karşıtlığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı da, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada endişe verici boyutlara ulaşmıştır.

Filistin meselesiyle önümüzdeki dönemde daha büyük bir sosyal kaosa yol açma potansiyeline sahiptir.

Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda kutsal kitapların tahkir edilmesini dini nefret ve uluslararası hukukun ihlali olarak tanımlayan kararların alınmasında öncü rol oynadık.

Bu girişimlerimizi hassasiyetle sürdüreceğiz.

Sayın Milletvekilleri,

Yurtdışındaki vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın ülkemizle bağlarını ve çıkarlarını koruma yönündeki çalışmalarımızı kararlılıkla ve titizlikle yürütmekteyiz.

70’in üzerinde farklı konuda konsolosluk hizmetiyle, vatandaşlarına en fazla sayı ve çeşitlilikte konsolosluk hizmeti sunan ülkelerden biriyiz .

2024 yılının başından beri 2,5 milyonu aşkın konsolosluk işlemi gerçekleştirilmiştir.

Aynı dönemde, 45 farklı şehirde 35 Gezici Konsolosluk Hizmeti verilmiştir.

Bakanlığımızın Konsolosluk Çağrı Merkezi, yurtdışındaki vatandaşlarımızın ana başvuru merkezi haline gelmiştir. Bu Merkez, 2024 yılı başından beri 660 bini aşkın çağrı yanıtlamıştır.

Merkez, vatandaşlarımızın Lübnan ve Filistin’den tahliyesi sürecinde de etkin şekilde çalışmıştır.

Lübnan’daki olaylar akabinde iki gemimiz ivedilikle tahliye çalışmalarına yönlendirilmiş, havayoluyla da seferler organize edilmiştir.

Bakanlığımız, ikili ilişkilerimizin gelişmesine sekte vurmayan, ancak milli güvenliğimizi de gözeten akılcı bir vize politikası uygulamaktadır.

Öte yandan, vatandaşlarımızın vize konusunda yaşadığı zorluklar Bakanlığımızca yakından takip edilmekte ve ilgili ülkelerin somut adımlar atmaları için çözüm önerileri getirilmektedir.

Sayın Milletvekilleri,

Bakanlık olarak Büyükelçiler Konferansı ve Antalya Diplomasi Forumu gibi düzenlediğimiz etkinliklerle uluslararası alandaki güncel meselelerin ele alınmasına ve farklı görüşlerin tartışılmasına imkan sağlamaktayız.

Mart ayında üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz Antalya Diplomasi Forumu’nda 148 ülkeden 4.700'den fazla katılımcıyı ağırladık. Dördüncü ADF’yi 11-13 Nisan 2025’te gerçekleştireceğiz.

Değerli Milletvekilleri,

Karşı karşıya bulunduğumuz sınamalarla etkin ve çok boyutlu şekilde mücadele edebilmek, güçlü bir diplomatik teşkilata sahip olmayı gerektirmektedir.

Dünyada toplam 261 misyon ile en geniş dış temsilcilik ağına sahip ilk 3 ülke arasında yer almanın haklı gururunu yaşıyoruz.

Dünya ölçeğinde bir Dışişleri Bakanlığı olma anlayışıyla, 2024’te Bakanlığımız bünyesinde fiziki, organizasyonel, hukuki, teknik ve personel alanlarında düzenlemeler gerçekleştirdik.

1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile dış ilişkilerimizin genişlemesini, her coğrafyada temsilimizin olmasını, güçlü diplomatik ağımızı yansıtacak bir merkezi yapılanma öngördük. Genel Müdürlüklerimizin sayısını arttırdık. İran-Irak, Afrika ve Latin Amerika gibi genel müdürlükleri önceliklerimizle ve açılımlarımızla orantılı olarak yapılandırdık.

Ayrıca arabuluculuk, insani ve teknik yardımlar, bilim ve teknoloji politikaları gibi güncel ihtiyaçlara cevap verecek tematik bazlı genel müdürlükler ihdas ettik.

Genel Müdürlükler içerisinde de uzmanlaşmaya önem vererek siyasi, ekonomik, sosyal, güvenlik-savunma gibi farklı alanlara odaklanacak birimler oluşturduk.

İkili ekonomik ilişkilere ve savunma sanayi ilişkilerimize odaklı ayrı birimleri de kurduk.

Vatandaşlarımıza daha hızlı cevap verebilecek bir çalışma anlayışını konsolosluk alanında faaliyet gösteren birimlerimize yansıttık. Göç politikaları ve vize işlemlerini ayrı bir uzmanlık olarak odaklı bir yapıya dönüştürdük.

Birçok ülkenin Dışişleri Bakanlığı yapısında olduğu üzere, Bakanlığımızda da “Diplomatik Güvenlik” konusuna odaklanacak ve bilgi güvenliği, personel güvenliği, fiziki güvenlik alanlarının güçlendirilmesine çalışacak ayrı bir yapıyı da hayata geçirdik.

Bakanlığımızı teknoloji çağıyla uyumlu hale getirmek, verimlilik ve güvenlik açısından zaruridir. Bunun bilinciyle teknik altyapımızı güçlendiren, bilişim, yapay zeka, kuantum gibi çığır açan teknolojik gelişmeleri çalışmalarımıza yansıtacak adımlar atmaktayız.

Aynı zamanda bilgi güvenliğimizi de garanti altına alan siber güvenlik tedbirleri almaktayız.

Kurumsal gelişime verdiğimiz önem çerçevesinde Diplomasi Akademimizin imkanlarını arttırdık. Bağımsız binaya kavuşan Akademimizde, çağdaş birikimle yetiştirilecek genç diplomatları kadromuza katmaktayız.

Sayın Milletvekilleri,

2024 yılında2 Sayın Cumhurbaşkanımıza refakaten 10’u çok taraflı toplantı olmak üzere toplam 16 yurtdışı ziyaret; 27’si çok taraflı toplantıya katılım olmak üzere, toplam 58 yurtdışı ziyaret gerçekleştirdik.

Yurtiçinde ise 142 görüşme ve kabul düzenledik; 103 telefon görüşmesi gerçekleştirdik.

Çeşitli kurum ve kuruluşlarımızla 308 eşgüdüm faaliyeti düzenledik.

Sayın Milletvekilleri,

Ülkemizin ve vatandaşlarımızın hak ve menfaatlerini en iyi şekilde korumaya yönelik milli dış politikamızı etkin biçimde yürütürken, Bakanlığımıza tahsis edilen bütçeyi etkili ve verimli bir şekilde kullanmaktayız.

2023 yılı Kesin Hesabına göre, Bakanlığımıza toplam 17,8 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Yılsonu harcamamız 17,3 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.

Dolayısıyla, tasarruf tedbirlerine uyarak etkin şekilde kullandığımız bütçemizin gerçekleşme oranı %97’dir.

Bakanlığımızın 2023 yılına ait Kesin Hesabı malî mevzuatta belirlenen şekilde hazırlanarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletilmiştir.

Kesin hesap cetvelleri bir kitapçık olarak da Komisyonumuzun bilgisine sunulmuştur .

2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle Bakanlığımıza 39 milyar TL (39.035.706.000) ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir.

Ayrıca, 6,1 milyar TL’si (6.117.930.000) Ulusal Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere, AB Başkanlığı için 6,8 milyar TL (6.797.254.000), Türk Akreditasyon Kurumu için 394 milyon TL (394.441.000) tutarında ödenek de Komisyonumuzun onayına sunulmuş durumdadır.

Değerli Milletvekilleri,

Harcamalarımızın denetimi konusunda Sayıştay Başkanlığımızla yakın işbirliğini sürdürmekteyiz.

Bakanlığımızın çalışmalarına olumlu katkı sağlayan bulgular birimlerimizce dikkatle incelenmekte ve ilgili kurumlarla bilistişare gerekli düzenlemeler yapılmaktadır.

2023 yılına ilişkin Sayıştay Denetim Raporu’nda 4 adet bulgu yer almaktadır. Bu bulgular muhasebe kayıtları ve mevzuat düzenlemelerine yönelik önerileri içermektedir.

Raporun “Denetim Görüşü” bölümünde finansal raporlama çerçevesi kapsamında Bakanlığımızın mali rapor ve tablolarının tüm önemli yönleriyle doğru ve güvenilir bilgi içerdiği kanaatine varıldığı açıkça zikredilmektedir.

Mali iş ve işlemlerini mali disiplin ve saydamlık anlayışına uygun şekilde , muhasebe ilkeleriyle uyumlu çerçevede sürdürmekte olan Bakanlığımız, Sayıştay Denetim Raporları’nda işaret edilen hususlarda gerekli tedbirleri hızla hayata geçirmektedir.

Dış politika vizyonumuzu yansıtan ve 6 amaç altında, 22 hedef ve 54 performans göstergesinden oluşan 2024-2028 dönemi Stratejik Planımız, bütçemizin kullanılmasında yol haritamızı teşkil etmektedir.

Stratejik Planımıza ilaveten, 2025 yılı Performans Programımız ve 2023 yılı İdare Faaliyet Raporumuz Komisyonumuzun bilgisine sunulmuştur.

Kıymetli Milletvekilleri,

Belirsizlik ve öngörülemezliğin yaşandığı, çatışmaların devam ettiği bir ortamda, 2025 yılının zorluklar barındıracağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Tabiatıyla, İsrail’in Filistin halkına yönelik mezaliminin sona erdirilmesi ve Filistin’in uluslararası alanda eşit statüde yerini almasına yönelik gayretlerimizi kesintisiz sürdüreceğiz.

2025 yılında, Orta Doğu, Rusya-Ukrayna ve Afrika’da istikrar ve barışın tesisine destek vermeye devam edeceğiz.

Asya bölgesi, 2025 yılında büyük güçlerin rekabetine sahne olmaya devam edecektir.

Yeni ABD Yönetimi’nin izleyeceği hareket tarzı da birçok konuya tesir edecektir.

Tüm bu hususları ve olası etkilerini önceden analiz ederek ön alıcı adımlarımızı şimdiden hazırlamaktayız.

Sayın Milletvekilleri,

Yüce Meclisimizin çalışmalarımıza sağladığı destekten dolayı müteşekkiriz. Önümüzdeki dönemde de siz değerli Milletvekillerimizin desteğini istirham ediyoruz.

Bu kapsamda Bakanlığımızın işleyişiyle ilgili bazı düzenleme tekliflerimizi onayınıza ilerleyen günlerde sunacağız.

Diplomasi mesleğinin gerektirdiği görev ve sorumluluklar, Bakanlığımız personelinin genel kamu çalışanlarından ayrı düzenlemelere tabi tutulmasını elzem kılmaktadır.

Bu itibarla genel idari hizmetler sınıfından bağımsız olarak “Dış Politika ve Diplomasi Hizmetleri Sınıfı” şeklinde ayrı bir hizmet sınıfı oluşturulması için desteğiniz önem taşımaktadır.

Diğer taraftan, siz değerli Milletvekillerimizin yürüttüğü parlamenter diplomasi faaliyetleri, dış ilişkilerimizin önde gelen bir sac ayağını oluşturmaktadır.

Özellikle Meclislerin siyasi sistemde etki gücünün yüksek olduğu ülkelerdeki temaslarınız, dış politika önceliklerimizi hayata geçirmek açısından önemlidir.

Sayın Başkan,

Saygıdeğer Milletvekilleri,

Sizlere genel bir kesitini sunduğum çalışmalarımızı, 2025 yılı Performans Programımız ve Yeni Stratejik Planımız doğrultusunda hız kesmeden sürdüreceğiz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde 2025’te de dış politikamızı çok boyutlu ve etkin şekilde yürüteceğiz.

Belirsizlikler ortamında yönü ve hedefi belli, kararlı ve güçlü bir aktör olarak, her alanda hazırlıklı olmaya ve büyük bir azimle çalışmaya devam edeceğiz.

Yüce Meclisimizden aldığımız güç çalışmalarımıza ışık tutmaya devam edecektir.

Özverili çalışmalarından dolayı mesai arkadaşlarıma da huzurunuzda teşekkür ediyorum.

Bu çerçevede, 2025 bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyor, Sayın Başkanımız başta olmak üzere tüm Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimize destekleri için şükranlarımı sunuyorum.


1 Riyad (30-31 Ekim), Brüksel, Kahire, Oslo, Amman, Ankara vb.

2 01 Ocak-19 Kasım 2024 dönemidir.