KKTC'ne bir günlük çalışma ziyareti yapan Sayın Bakanımızın 30 Mart 1998 günü KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş ile birlikte düzenledikleri basın toplantısında yaptıkları açıklama:
"Yunanistan ile GKRY arasında hangi askeri anlaşma varsa, hangi "savunma doktrini" geçerlikteyse, kimse kuşku duymasın benzeri bizim aramızda da fiilen mevcuttur: Ege'den, Akdenize, bize yönelik tahrik yahut saldırı, size yönelmiş demektir. Dost, düşman, bunu öyle bilsin ve ayağını denk atsın.
Tankları ve tüfekleriyle, hava saldırı alanları, Rus askeri uzmanları ve S-300'leri ile, GKRY, sadece KKTC'yi değil, Türkiye'yi de tehdit etmeye kalkışmıştır. KKTC'nin güvenliği, artık, doğrudan doğruya Türkiye'nin güvenliği anlamındadır. KKTC'nin varlığına karşı tehdit, tahrik yahut saldırı, doğrudan doğruya Türkiye'ye yöneltilmiş demektir. Avrupa Birliği'nin, Kıbrıs Rum Yönetimini Kıbrıs'ın tümü adına müzakere edebilir sayması, ona, bütün Kıbrıs'ın hükümeti gibi hayali bir sıfat yakıştırması, sadece uluslararası hukukun açık ihlali ve gerçeğin inkarı değildir. Doğu Akdenizde çok tehlikeli olabilecek bir tırmanışın ilk adımıdır. Vakit çok geç olmadan, Ada'da savaşın yolları Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nce döşenmeden, AB'yi, atacağı adımları büyük dikkatle değerlendirmeye bir kez daha çağırıyoruz.
Yunanistan'ın "Kıbrıs'ta federasyon kurmaktan" ne anladığı Yunanistan Dışişleri Bakanı Sayın Pangalos tarafından açıklanmıştır. Sayın Pangalos, kendini ele vermiş, Yunanistan'ın suçlu gizli emellerini ikrar etmiştir. Sayın Pangalos, 23 Mart 1998 günü CNN televizyonunda yaptığı konuşmada, aynen şöyle demektedir; "İki cemaatli, iki bölgeli, bir azınlık olan Türk cemaati için geniş özerklik tanımış bir federasyondan bahsetmekteyiz."
Şimdi, bütün dünyaya, özellikle de, iyi niyetli bile olsa Kıbrıs Türklerini alelacele bir federasyona katmak isteyenlere, bakıp da göremeyenlere, işitip de anlamayanlara sesleniyorum: Yunanistan'ın ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin amacı, Sayın Pangalos'un resmen açıkladığı gibi, Kıbrıs Türkleri'ni çaresiz bir azınlık konumuna indirmektir. Sözde Federasyonda, Türk toplumuna biçilen kaftan budur; onu bir düşmanlık ortamının çaresiz azınlığına dönüştürmektir. Yunanistan Dışişleri Bakanı Sayın Pangalos'u Allah söyletmiştir; Yunanistan'ın bütün dünyadan gizlediğini, Sayın Pangalos bütün dünyaya açıklamıştır: Evet, şu Federasyon bir kurulabilse, ne Birleşmiş Milletler'in "Kıbrıs'da azınlık-çoğunluk yoktur" kararları, ne de "siyasi olarak iki eşit toplum" sözleri kalacaktır. Yunanistan ve onun Kıbrıs'taki uzantısı, hayali federasyonlarında Kıbrıs Türk toplumunu bir "azınlık" olarak gördüğünü, onu bir "azınlık" yapacağını, ona "azınlık" muamelesi uygulayacağını ilan etmektedir.
Bizde bir söz vardır, "... alan da kaçan mı" derler...
Yunanistan'ın bu açıklaması, Türkler'i Kıbrıs'da bir azınlığa dönüştürme planları, hala gaflet uykusunda olanları uyandırmalıdır. Yunan ve Rum tarafının ne yapmak istediği, ne yapacağı açıktır. Kıbrıs Türkleri, Cumhurbaşkanı Denktaş'ın akılcı, dengeli ve cesur yönetiminde, bütünlüğü ve kararlılığı içinde, kendisini "bir azınlık" yapacağı ilan edilmiş tuzaklara asla sürüklenmeyecektir.
Hiçbir kuşku olmasın, Kıbrıs Türk toplumunu, Yunan'ın elinde çaresiz bir azınlık yapmaya, kimsenin gücü yetmeyecektir. Yunanistan, yedi düveli arkasına alsa bile...
Siz Girne'den seslenseniz, biz Anamur'dan duyarız.
Bir kez daha ateşin sınavından geçeceğiniz günler sizi bekliyor. Hem sizi, hem de bizi bekliyor. Biz, Anavatandaki kardeşleriniz olarak, sizin yanınızdayız. Şunu iyi bilmenizi istiyorum: Hangi şartlar, hangi zorluklar altında olursa olsun, sizin yanınızdayız. Mücadelenizin her aşamasında, bilin ki, ihtiyacınız, zorunluğunuz, kararınız her ne olacak ise biz yanınızdayız.
Biz, KKTC'nin, bağımsız devlet olarak yaşamasını istiyoruz. Bağımsız kalmanızı istiyoruz. Bir "Federasyon" oluşturacaksanız, bunun, ancak bağımsız ve eşit siyasal kimliğinizle olabileceğini görüyoruz. Ama her zaman şu güvencenizin bilincinde olun: Eğer mecbur kalırsanız, baskı ve zulüm sizi mecbur ederse, bilin ki, Türkiye ile bütünleşme tercihi de sizin ellerinizdedir. Türkiye ile bütünleşmek kararı ve imkanı da her zaman ellerinizdedir. Bu, sizin en büyük güvencenizdir. Türkiye, her zaman ve her koşulda, sizin yanınızdadır. Türkiye, 1960'lardan beri, Türkiye, 20 Temmuz 1974'de, Türkiye, 1983'deki bağımsızlık ilanınızda nasıl sizin güvenceniz olmuşsa, her zaman güvenceniz olacaktır."