DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok kıymetli basın mensupları, öncelikle
katılımınız için çok teşekkür ediyorum. Güvenli bölge tesisi konusunda
sizlerin de takip ettiği gibi ABD ile bir sonuca varamadığımız için Barış
Pınarı Harekatını başlatmıştık. Amacımız, bölgenin teröristlerden
temizlenmesiydi.
Bugünkü müzakerelerde Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliği
sonucunda istediklerimizi aldık. ABD tarafı Türkiye’nin meşru güvenlik
çıkarlarının korunması bakımından güvenli bölgenin önemini ve
işlevselliğini kabul etti. Buranın Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından
yapılmasında tam mutabakat sağlandı. Böylelikle ABD tarafı harekatımızın ve
hedeflerimizin meşruiyetini kabul etmiş oldu ve bundan sonraki süreçte tabi
ki herkesle bu alanda da işbirliğimizi sürdüreceğiz.
Diğer taraftan, YPG’nin ağır silahlarının toplanması, mevzilerinin
tahkimatlarının imha edilmesi hususlarında mutabakat sağladık.
Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254
sayılı kararı temelinde siyasi sürece bağlılığımızı da bugün bir kere daha
teyit ettik, vurguladık. Görüşmede elbette ki iki NATO müttefiki olarak
aramızdaki dayanışmayı da kayda geçirdik.
PKK-YPG’nin 120 saat içinde güvenli bölgeden çıkması için Barış Pınarı
Operasyonuna ara vereceğiz, durdurma değil, ara vereceğiz, bu bir ateşkes
değildir, ateşkes ancak iki meşru taraf arasında yapılır. Biz sadece zaten
operasyonunun hedefi olan teröristlerin güvenli bölgeden çıkması harekata
ara veriyoruz. Ve güvenli bölgeden, buradan bu terör unsurları tamamen
bölgeden çıktıktan sonra ancak harekatı durdurabiliriz, ancak terör
unsurlarının çıkmasından sonra operasyonu durdurmamız söz konusu olacaktır.
Ve biz operasyona ara verdiğimizde ABD tarafı yaptırım girişimlerini
durduracaktır ve daha sonra biraz önceki şartlar gerçekleştikten sonra,
yani bu 120 saat içinde YPG unsurları çıktıktan sonra biz ancak harekatı
durdurabiliriz ve bu aşamadan sonra da şu anda mevcut yaptırımlar
kaldırılacaktır.
Fırat’ın doğusunda DEAŞ’la mücadele konusunda da tabi ki eş güdüm ve
işbirliği içinde çalışacağız. DEAŞ’a karşı biliyorsunuz bugüne kadar
Türkiye çok kararlı bir mücadele vermişti ve Suriye’de 3 bin, Irak’la
beraber toplamda 4 binden fazla DEAŞ’lı teröristi Türkiye etkisiz hale
getirmişti. Ve ABD’li muhataplarımıza sürekli bir terör örgütüyle
mücadeleyle başka bir terör örgütüne ihtiyaç yoktur demiştik, bunları da
hatırlayacaksınız. Dolayısıyla bundan sonra DEAŞ’la mücadelede eşgüdüm ve
işbirliği içinde olma konusunda mutabık kaldık.
Değerli basın mensupları, bu sonuca Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli
liderliği sayesinde ulaştık.
Ayrıca, dünden beri Amerika’dan heyetler vardı. Esasen Sayın
Cumhurbaşkanımızın Trump’la Bakü’de yaptığı telefon görüşmesinde de Sayın
Cumhurbaşkanımız o zaman işte heyetleriniz gelsin, ondan sonra konuşalım. O
zaman Trump sürekli harekatı durdurun harekatı durdurun diyordu. Ve tabii
ki dünden bu yana heyetler burada ve tüm arkadaşlarımızla,
Cumhurbaşkanlığındaki arkadaşlarımızla, aynı şekilde Milli Savunma
Bakanımız ve yine Milli Savunma Bakanlığındaki arkadaşlarımız, Milli
İstihbarat Başkanımız ve yine istihbaratımızdaki arkadaşlarımızla,
Bakanlığımızdaki çalışma arkadaşlarımızla beraber bu süreci dünden beri
yürüttük, müzakereleri yürüttük. Ve ben tüm arkadaşlarımıza da
huzurlarınızda bu işbirliği ve gayretleri için çok teşekkür ediyorum.
Sizlere de çok teşekkür ediyorum, sorularınız varsa onları cevaplamak
isterim. Buyurun lütfen.
SORU- NTV’den Özgür Akbaş.
Sayın Bakan, güvenli bölge alanı Tel Abyad, Rasulayn’la sınırlı mı kalacak?
Mike Pence 20 mil ifadesini kullandı, 32 kilometre derinlik, ama bizim 444
kilometre bir uzunluk ifade edilmişti. Bu güvenli bölge alanı 444
kilometreye çıkacak mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi değerli arkadaşlar, bildiğiniz
gibi bu bölgeden ABD askerleri çekiliyor, çekilme kararını da aldılar.
Şimdi bu bölgede, Münbiç dahil bazı bölgelerde rejim var, yine Fırat’ın
doğusunda da kuzeyde bizim sınırımıza yakın bölgelerde, Kamışlı dahil
biliyorsunuz Rejimin de olduğunu da biliyoruz ve dünden itibaren Ayn
el-Arab, Kobani bölgesine de yine Rejim ve Rusya unsurları girdi.
Dolayısıyla Münbiç ve bazı diğer bölgeleri de zaten kimlerle görüşeceğiz?
Rusya’yla. Dün akşam Sayın Cumhurbaşkanımız Rusya Federasyonu Devlet
Başkanı Putin’le bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve Sayın Putin’le bu
detayları Suriye’de önümüzdeki süreçte atacağımız adımları görüşmek üzere
bu bölgeler dahil Sayın Cumhurbaşkanımızı Soçi’ye davet etti, inşallah ayın
22’sinde Soçi’de Rusya’yla bu konuları ele alacağız.
Ama bizim amacımız nedir? Sizin de söylediğiniz gibi 20 mil, yani 32
kilometre derinlikte ve de Fırat’ın doğusundan Irak sınırına kadar, yani
444 kilometrelik bir uzunlukta hiçbir teröristin kalmaması ve tüm bu
bölgenin güvenli bölge olarak tesis edilmesi. Bu bizim güvenliğimiz
açısından önemli, bildiğiniz gibi, bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın
sürekli vurguladığı ve liderlerle görüşmelerinde de anlattığı ve
projelerimizi de artık paylaşıyor, bu bölgelere Suriye’de evini terk etmek
zorunda kalan bizdeki ve Suriye içindeki yerinden edilmiş insanlar ve
göçmenlerin dönmesi de söz konusu. Yani bunun sadece bir güvenlik boyutu
yok, orası çok önemli, yani güvenlik boyutu önemli ama, bunun insani boyutu
var, göçmenlerin dönmesi var. Dolayısıyla 444 kilometre ve 20 mil, 32
kilometrelik bir derinlikte bir güvenli bölge, ama bunun bir kısmını işte
Amerika’yla hallediyoruz, Münbiç ve bazı kısımlarını Rusya’yla görüşeceğiz
ve önümüzdeki süreçte bu bölgenin tamamının güvenli bölge haline gelmesi
için hangi adım gerekiyorsa bunu da atacağız. Teşekkür ediyorum. Buyurun.
SORU- Efendim, A Haber’den Lamia Ayhan.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Barış Pınarı Harekatının terör örgütü silahları
bırakmadan sona ermeyeceği ifade etmişti. Şimdi bugün yapılan açıklamalarda
YPG’nin geri çekilmesi silahları terör örgütünün bırakacağı anlamına mı
geliyor?
İkinci bir sorum da, Başkan Erdoğan’ın 13 Kasım için planlanan bir Amerika
ziyareti var, Washington ziyareti, bu ziyaret hala geçerli midir, Başkan
Erdoğan 13 Kasım’da Washington’da olacak mı? Teşekkür ediyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Şimdi biraz sonra
sizlere bu ortak açıklamayı da dağıtacağız, metinde de göreceksiniz ve
konuşmamda da vurguladığım gibi, burada sadece YPG’lilerin çekilmesi değil,
YPG’lilerin elindeki silahların alınması. Sadece ellerindeki silahların
alınması da yeterli değil, tüm mevzilerinin, yani muharip mevzilerinin
kullanılmaz hale getirilmesi ve tahkimatların yıkılması dahil hepsi var.
Yani silahların alınması, tahkimatlar ve yine muharip mevzilerinin
kullanılmaz hale getirilmesi gibi detaylar da var.
Diğer taraftan, Trump davet etti ve bugün de gördük ki davet halen geçerli,
dünden beri yaptığımız görüşmelerde de bunu görüyoruz. Tabii ki önümüzdeki
süreçte bu ortak açıklamanın içinde yer alan unsurlar başarılı bir şekilde
uygulanır, bizim endişelerimiz giderilir, beklentilerimiz de karşılanır,
adımlar atılır ve tabii ki bu ziyaret de o şartlarda gerçekleşir. Buyurun
lütfen.
SORU- Kanal 24 Televizyonu Nagihan Akbulut ben. Efendim, 120 günlük süre
içerisinde taraflar birbirini…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- 120 saat.
SORU- Pardon, 120 saatlik süre içerisinde. Bu arada yaptırımlar söz
konusuydu, onların da kalkacağını ifade ettiniz. Açabilir misiniz, tam
nasıl olacak yaptırımlar, hangi çerçevede kalkacak, nasıl bir yol
izlenecek?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi ABD’nin Başkanlık kararıyla bir
yaptırımı oldu sınırlı bir şekilde, yani bazı Bakanlarımız üzerine. Yani
bunların esasen fiiliyatta bir önemi yok, hiçbir Bakanımızın Amerika’da bir
mal varlığı da yok. Daha önce İçişleri Bakanımız ve Adalet Bakanlığımıza
yönelik de böyle bir yaptırım olmuştu, daha sonra biz de karşılığı verdik,
kaldırdık.
Şimdi 120 saatlik bir ara verme var, durma değil, ara verme. Ne için? Bu
teröristlerin buradan çıkması için. Ve bunu kim yapacak? ABD yapacak. Ve bu
süreç başladığı zaman ABD’nin taahhüdü, ilave yaptırımlarla ilgili herhangi
bir çalışma olmayacak. 120 saatlik süreden sonra bu teröristler tamamen
buradan çekilirse ve bu şartlar yerine geldiği zaman, o zaman biz harekatı
durduracağız. Harekatın amacı ne? Buradan teröristlerin temizlenmesi.
Dolayısıyla bu gerçekleştiği andan itibaren de, bu aşamaya geldiğimiz zaman
da şu andaki mevcut yaptırımlar da ortadan kaldırılacak. Buyurun lütfen.
SORU- Teşekkürler.
CNN Türk Gülşen Coşkun. Efendim, az önce siz de ifade ettiniz, konunun bir
diğer boyutuysa Suriyeli sığınmacıların yeniden evlerine dönmesi. Eğer her
şey bu anlaşma doğrultusunda ilerlerse, yaptığınız anlaşma doğrultusunda bu
konudaki takvim nedir? Suriyeli sığınmacılar ne zaman tam olarak Suriye’ye
yeniden dönecekler ve tamamen bu sürecin tamamlanması aşaması takvimsel
olarak ne zaman?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli arkadaşlar, şimdi insani konular
bir matematik meselesi değildir. Her şeyden önce buraların tamamen güvenli
bölge haline gelmesi lazım ve daha sonra bu insanların gönüllü olarak
buralara dönmesini desteklememiz lazım, döndükten sonra da onların en temel
ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.
Cumhurbaşkanımızın görüştüğü muhataplarla paylaştığı projenin içeriği
nedir? Bu dönen insanlara neler yapılacak? Bunların konutları yapılması
gerekiyor, sağlık hizmetleri, eğitim hizmetleri, aynı şekilde su, elektrik
gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması lazım, hayatlarını idame edebilmesi
için işte gerek tarım, gerekse diğer alanlarda istihdam yaratıcı projeler
dahil bunların hepsi aşama aşama hayata geçmesi lazım.
Bakınız, geçmişten iki örnek verelim, yani daha önceki Fırat Kalkanı ve
Zeytin Dalı Harekatımızdan sonra teröristlerden, DEAŞ’tan ve PKK’dan
temizlediğimiz alanlara şu ana kadar 365 binden fazla Türkiye’deki Suriyeli
göçmen döndü ve aşama aşama, bir günde dönmedi, aşama aşama döndü. Bu sayı
birkaç ay önce 300’lerden bahsediyorduk, sonra 340 oldu, 350 oldu, şimdi
365 bini geçti. Yani aşama aşama olur bunlar, hani bir takvimlendirilmiş
bir şe yolmaz. Ama buralara ilk etapta 1 milyon, daha sonraki aşamada da 2
milyon insanın kendi evlerine dönmesi ve dönerken de onlara gerekli
desteğin verilmesi bizim planımız.
Burada Avrupa Birliği ve bazı ülkelerin ikircikli açıklamaları da olmuyor
değil. Örneğin, buralara dönecek insanlara yardım etmeyeceğiz gibi
açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanımız da bunun cevabını verdi, bunların
dönmesine yardım etmek istemiyorsanız, gönüllü dönecekler, o zaman buyurun
siz ülkelerinize alırsınız, orada burada bakarsınız açıklamasının da şeyi
budur. Esasen bu insani konuları da kimse siyasi bir meseleye
dönüştürmemesi gerekiyor, bunu Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği üyesi
ülkeler için söylüyorum. Ve herkesin bu geriye dönen insanlara en azından
en temel ihtiyaçların karşılama konusunda yardım etmesi gerekiyor.
Suriye’nin yeniden inşası meselesi ise zaten siyasi süreç diğer taraftan
ilerliyor biliyorsunuz. 30 Ekim’de Anayasa Komisyonu ilk toplantısını
Cenevre’de yapacak, sonra siyasi süreç olduktan şimdi Irak’ta olduğu gibi
Suriye’nin yeniden inşası konuşuluyor, şu anda zaten o aşamada değiliz.
Buyurun.
SORU- Efendim, TV100’den Mustafa Pala. 4 saatlik bir toplantı gerçekleşti,
1 saat 40 dakika Pence’le Cumhurbaşkanı arasında, 2,5 saat da heyetler
arası görüşme. Sosyal medyaya da damgasını vurdu, gergin başladı sanki
fotoğrafta biraz yüz ifadelerine bakıldığında, gergin başladı, mutlu bitti
diyebilir miyiz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi efendim, şöyle: Tabii her
siyasetçinin, her liderin bir mizacı var. Dolayısıyla genel anlamda
baktığınız zaman zaten Pence’in mizacı biraz bize göre fazla ciddi duruyor,
yani ben şahsım için söylüyorum bunu. Dolayısıyla bir siyasi liderin ya da
Başkan Yardımcısının mizacıyla ilgili yorum yapmam, ama şunu söylemek
isterim. Her şey açık açık konuşarak başladı. Yani Cumhurbaşkanımız gayet
net, samimi bir şekilde bugüne kadarki kaygılarımız, bu noktaya niye
geldik, başka meseleler dahil hepsini konuştu. Biz de içeride yine bu belge
üzerinde hangi maddede ne değişiklikler olacak bunların müzakeresini
ayaküstü ya da oturarak gerek Ulusal Güvenlik Danışmanı O’Brien’la, gerekse
Dışişleri Bakanı Pompeo ile ve diğer beraberindeki insanlarla yaptık. Daha
sonra da heyetler arası görüşmeye geçtik ve orada da hem daha önce
hazırlanan videoları da görme imkanı buldular. Gerek bizim DEAŞ’la
mücadelemiz, gerekse burada YPG-PKK nedir, ne yapıyor ve yine burada
özellikle de hep diyorlar ya buradaki azınlıkların geleceği ne olacak diye.
Burada özellikle dini azınlıkların YPG ve PKK ile ilgili şikayetleri gerek
Suriye, gerekse içeride onların açıklamaları ve bilgiler de kendilerine
gösterildi.
Sonuçta bu müzakereler ve çalışma sonucunda bu kadar saat nasıl geçti onun
da yani gerçekten farkında olmadık. Ama neticede böyle bir sonuca vardık,
bir netice aldık demek isterim. Buyurun.
SORU- Münbiç ve Kobani’de dediğiniz gibi Ruslarla görüşülecek. Tam olarak
Amerikalılarla ne konuşuldu bu iki bölge hakkında? Ve Amerikalılar ve YPG
çekildikçe bölgeden Rusların ve rejimin girmemesi hakkında bir garanti
verildi mi Amerikalılar tarafından?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi tabii Rusya’nın girip girmemesi
Amerika’nın garantisinde olan bir şey değil, onu söyleyelim. Zaten onlar
başından beri bize, biz çekilirsek onlar gelir diyordu. Biz de, zaten
Ruslarla değişik boyutlarda anlaşsak da, anlaşmasak da uzun zamandır
çalışıyoruz gerek siyasi ayağında, gerekse işte İdlib’deki ateşkesin devam
etmesi, Astana süreci var, Soçi süreci var, liderler zirvesi var, zaten
çalışıyoruz. Zaten Salı günü Soçi’ye gitmemizin de sebebi bu. Ama tabii
Kobani meselesini de gündeme biz getirdik, sorduk. Yani burada Pence’in
söylediği gibi biz oraya girmeyeceğiz ya da bir şey yapmayacağız gibi bir
şey konuşulmadı. Onların söylediği şu: Artık orada Ruslar ve Rejim var, onu
siz de Ruslarla görüşürsünüz dediler. Yani bizim herhangi böyle bir Kobani
veya başka bir taahhüdümüz olmadı orada, zaten açıklamada da göreceksiniz.
Buyurun, son soru galiba.
SORU- Çimen Çetin; Habertürk Televizyonu. Efendim, bu açıklamalar
başlamadan önce sürecin başından beri Twitter’ı takip ediyoruz. Donald
Trump’tan bir tweet geldi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti,
milyonlarca hayat kurtuldu dedi. Bu tweet’i nasıl değerlendiriyorsunuz;
sorumun bir kısmı bu.
Diğer sorum da şu olacak, bugün gün boyu 9 Ekim tarihli Beyaz Saray
tarafından da teyit edilen bir mektup konuşuldu Türkiye’ye, Sayın
Cumhurbaşkanına Sayın Trump tarafından gönderildiği iddia edilen bu mektup
ve o mektubun üslubuyla ilgili ne demek istersiniz? Teşekkürler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli arkadaşlar, Trump’ın tweet’leri
biliyorsunuz herkesi şaşırtmıyor artık, yani farklı farklı aynı konuda bile
kısa sürede tweet atması Amerika’nın da çok ilgisini çekiyor, onu söylemek
isterim. Dolayısıyla böyle bir varılan mutabakattan memnuniyet duyması
önemli. Milyonlar diye rakamları abartır ya da abartmaz, ona bir şey
söylemeyeceğim.
Fakat bahsettiğiniz mektup konusuyla ilgili, biz harekatı ne zaman
başlattık? 9’unda başlattık. Ve dolayısıyla biz zaten cevabımızı sahada
verdik; bir. İkincisi, bizim herhangi bir teröristle bir müzakereye
giremeyeceğimizi bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız Trump’a söylemiştir. Ayrıca,
Trump’ın bu teröristlerle muhatap olmasını da doğru bulmadığını keza
Cumhurbaşkanımız dünkü Grup konuşmasında da, bugünkü grup konuşmasında da,
pardon günleri de karıştırıyoruz artık, her gün gece gündüz çalışıyoruz,
Cumhurbaşkanımız net bir şekilde söyledi. Diğer taraftan böyle bir
arabuluculuğun da doğru olmayacağını ve kabul edilemeyeceğini de söyledi,
Amerika’ya da bunun yakışmadığını söyledi.
Mektuptaki üslubun yakışıp yakışmadığına bakıyoruz, zaten Amerikalılar
cevap veriyor. Amerikan toplumu yani böyle bir seviyesizlik görmedik diye,
yani temelinde daha birçok yorumlar var, siz de takip ediyorsunuz, yani biz
böyle bir seviyesizlik olduğu zaman da, işin doğrusu Türkiye Cumhuriyeti
ciddi bir devlettir ve devleti yönetiyoruz, Cumhurbaşkanımızın böyle bir
seviyeye inmesi de hiçbir zaman olmamıştır, olmaz da. Hiçbir devlet
yöneticimizin bugüne kadar geçmişte de öyle, böyle bir seviyeye indiğini
hiçbir zaman görmedik. Dolayısıyla zaten seviyeyle ilgili en iyi cevabı da
Amerikan halkı vermektedir. Son soru mu?
SORU- Sahaya ilişkin sormak istiyorum; sahada bu 5 günde bir gözlem olacak
mı, nasıl buralar boşaltılacak, tüneller nasıl imha edilecek, bu sürece
ilişkin ayrıntı paylaşabilir misiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette arkadaşlar, şimdi ara vermek
demek, bizim askerimizin ve oradaki güçlerimizin çekilmesi demek değildir.
Biz orada olacağız, var olmaya devam edeceğiz. Ve gerek oradaki
mevcudiyetimiz, gerek istihbari kaynaklarımızla birlikte ne yapıldığını ve
ne yapılmadığını bizzat takip edeceğiz. Yani gözümüzün önünde olacak,
denetimini de yapacağız, çünkü geçmişte tecrübelerimiz var. Münbiç
tecrübesi var, yine Amerika ile özellikle sahada askerlerimizin yürüttüğü
bir güvenli bölge oluşturulması için çalışmalar var, olanlar var-olmayanlar
var, bunların detayına girmeye gerek yok. Ama burada ne olup bittiğini ya
da ne olmadığını biz görmüş olacağız bu 120 saatlik, yani 5 günlük sürede
atılan her adımı biz görmüş olacağız; bunu da söylemek isterim. Evet, çok
teşekkür ediyoruz arkadaşlar. İyi akşamlar diliyoruz. Son soru dedik, çok
teşekkürler.