SORU: Sayın Bakanım, NATO tarihinde ilk defa Dışişleri Bakanları video konferans yöntemiyle toplantı yaptı. Toplantı ile ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Söylediğiniz gibi Covid-19 salgını sebebiyle NATO Dışişleri Bakanları toplantısını video konferans yöntemiyle gerçekleştirdik. Ve bu NATO tarihinde bir ilk oldu. Biz de buradan, Savunma Bakanlığımızdan bu toplantıya katıldık. Dolayısıyla bu imkanları bize sunan Savunma Bakanımız Hulusi Akar ve çalışma arkadaşlarına da huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. İçinden geçtiğimiz bu olağanüstü dönemde NATO’nun faaliyetlerini sürdürmesi ve dayanışma göstermesi esasen bu toplantıda öne çıkan unsurlardı. Ve özellikle de bu dayanışmanın son günlerde Türkiye tarafından samimi bir şekilde gösterildiğini pek çok NATO üyesi ülke bugünkü toplantıda dile getirdi. Çünkü Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bu salgından sonra, özellikle salgının en çok yayıldığı İtalya ve İspanya’ya iki askeri nakliye uçağımızla yardım gönderdik. Sadece bu iki ülkenin Dışişleri Bakanları değil, Genel Sekreter ve birçok müttefik ülkenin de Dışişleri Bakanları Türkiye’ye takdirlerini ilettiler. Bu toplantıda ayrıca ülkemizin caydırıcılığın takviyesine yönelik NATO’dan somut destek beklediğimizi bir kere daha vurguladık. Burada memnuniyetle gördük ki özellikle ABD, İngiltere, Almanya, Macaristan gibi Arnavutluk gibi hatta Hollanda ve bir çok müttefik, Kanada, Türkiye’ye destek verilmesi gerektiğini vurguladılar. Tabii beklendiği gibi Yunanistan ve bazı ülkeler bize verilecek desteği Ege’deki faaliyetlere bağlamaya çalıştılar. Ya da AB ile yapılan göç mutabakatımıza vurgu yaparak adeta bir ön şart koşarak yardım edilmesi gerektiğini söylediler. Biz de gerekli cevabı kendilerine verdik ve 18 Mart Mutabakatını dikkatlice okumaları gerektiğini tavsiye ettik. Ve burada gerçekleri görmek için de objektif ve dürüst olmalarına gerek olmadığını, sadece okumaları gerektiğini söyledik. Yunanistan’ın da gerçek dışı iddialarına da güçlü bir şekilde cevabımızı verdik.
Diğer taraftan NATO’nun siyasi rolünün ve gücünün de önümüzdeki süreçte şekillenmesi gerekiyor, siyasi rolünün güçlendirilmesi gerekiyor, bu amaçla da yeni bir yapı oluşturuldu ve 10 kişilik Uzmanlar Grubu oluşturuldu ve ülkemizden de bugüne kadar NATO Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapan Büyükelçimiz Tacan İldem bu 10 kişilik Uzmanlar Grubunda yer aldı.
Bildiğiniz gibi Kuzey Makedonya, İspanya Parlamentosunun da onaylamasıyla, ki İspanya’daki tekrar eden seçimlerden dolayı gecikme olmuştu, Kuzey Makedonya NATO’nun 30. üyesi oldu ve bugün ilk defa resmi olarak toplantılarımıza katıldı. Kuzey Makedonya’yı bir kere daha tebrik ediyoruz. Biz ismini değiştirmeden önce Makedonya olarak NATO içinde tanıyan ve sürekli belgelerde de dip not olarak not düşen ülkeydik ve bundan sonra da Kuzey Makedonya’ya da desteğimiz devam edecek, tebrik ediyoruz, hayırlı olsun diyoruz.
SORU- Sayın Bakan, tüm dünyada ve Türkiye’de koronavirüsle mücadele devam ediyor, yurt dışından vatandaş tahliyeleri yapıldı. Başka talepler geliyor mu Bakanlığınıza? Yurt dışından vatandaş tahliyeleri devam edecek mi, son durum nedir efendim?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu konudaki gelişmeleri, yaptığımız çalışmaları zaman zaman sizler aracılığıyla kamuoyuyla paylaştık. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, yine Cumhurbaşkanı Yardımcımızın da başkanlığında diğer Bakanlar ve ilgili kuruluşların temsilcileriyle birlikte çalışıyoruz. Bakanlığımızda da vatandaşlarımızın bu çağrılarına cevap vermek için, yurt dışındaki vatandaşlarımıza bu süreçte destek olabilmek için Koordinasyon ve Destek Birimi oluşturmuştuk, başında da Bakan Yardımcımız Yavuz Selim Kıran Bey var. Ve tüm arkadaşlarıma, gerçekten gece-gündüz çalışıyorlar, 24 saat hizmet veriyor bu merkezimiz, bu fedakar çalışmalarından dolayı çok teşekkür etmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi 17 Mart’ta ilki olmak üzere, gene ikincisi de 23-24 Mart tarihlerinde olmak üzere 17 ülkeden toplam 5528 vatandaşımızı ülkemize getirdik ve 14 günlük karantinaya tabi tuttuk. En son öğrencilerimizi getirmiştik, öğrencilerimizi farklı şehirlerdeki yurtlara yerleştirdik, oradan öğrencilerimiz sürekli paylaşımlarda bulunuyorlar ve sağladığımız imkanlardan da son derece memnunlar.
Bu karantina olmazsa olmazımız, yani şu anda Türkiye’ye giren kim olursa olsun, ister bizim vatandaşımız, ister başka bir ülkenin vatandaşı olsun 14 günlük karantinaya tabidir, bu konuda Bilim Kurulunun ve Sağlık Bakanlığımızın aldığı kararları harfi harfiyen uyguluyoruz, uyuyoruz.
Sadece bu 17 ülkeden değil, öncesi ve sonrası da tahliyelerimiz devam etti ve toplam 50’den fazla ülkeden 20 bini aşkın vatandaşımızı ülkemize getirdik. Halen yurt dışında bulunan ve ülkemize gelmek isteyen vatandaşlarımız tabii ki var ve bu vatandaşlarımız bizim yurt dışındaki misyonlarımıza, yani Büyükelçiliklerimize ve Başkonsolosluklarımıza ya da 7 gün 24 saat hizmet veren çağrı merkezimize başvuruyorlar ve tek tek listelerini alıyorlar. Bu süreçte tabii yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da Türkiye’deki sağlık sisteminin güçlü olmasından dolayı gelmek istiyor.
Tabii ki burada yurt dışındaki yaklaşık 7 milyon vatandaşımızın hepsini getirmemiz mümkün değil, o vatandaşlarımıza da özellikle de evden çıkmamaları konusunda duyurularımızı yapıyoruz ve bu süreçte özellikle orada yaşayan vatandaşlarımızın yerinde kalması ve riskten uzak yaşaması önemlidir, ama ihtiyacı olduğu zaman her zaman vatandaşlarımızın yanındayız.
Diğer taraftan, yeni talepte bulunan vatandaşlarımızın gelmesi için de ilgili kuruluş ve kurumlarla birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizde bulunan 1700’den fazla Cezayir vatandaşını yarından itibaren, yani Cuma gününden itibaren ülkesine, Cezayir’e göndermeye başlayacağız. Bununla ilgili bugün Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum kardeşimle bir kere daha görüştüm, Cumhurbaşkanımız da yine Cezayir Cumhurbaşkanıyla bu konuyla ilgili bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti ve Pazar gününe kadar bu tahliye tamamlanmış olacak.
Cezayir’de de bizim vatandaşlarımız var ve Cezayir’deki 1200 civarındaki vatandaşımızı da yine Cezayirlileri götüren, onları götürmek için gelen uçaklar, Türk Hava Yoları ve Cezayir hava yollarıyla beraber inşallah ülkemize getireceğiz ve karantinaya tabi tutacağız.
Irak’ta yaklaşık 1450 civarında vatandaşımız var. Bugüne kadar sokağa çıkma yasağı, Irak’taki katı sokağa çıkma yasağı sebebiyle bu vatandaşlarımızı getirememiştik, ama şimdi gerekli izinlileri de büyükelçiliğimiz ve bizlerin temaslarıyla aldık, alıyoruz, bu vatandaşlarımızı da getireceğiz.
Aynı şekilde Suudi Arabistan’da 1000 civarında vatandaşımız var, bazıları umreci, ama bazıları da orada sponsor aracılığıyla çalışan ve şu anda da ortada kalan vatandaşlarımız, o vatandaşlarımızı da yine Cumhurbaşkanımızın talimatıyla diğer vatandaşlarımıza olduğu gibi karantina şartıyla ülkemize önümüzdeki günlerde getireceğiz, bunların hazırlıklarını tüm kurumlarımızla yaptık, yapıyoruz.
Ayrıca, bugün 301 vatandaşımızı taşıyan uçak Kuveyt’ten kalkmıştı ben toplantıdayken, inmediyse bile şu dakikalarda inecek ve oradaki iş yapan firmalarımızın kiraladığı charter uçaklarla vatandaşlarımız geliyor. Yarın yine başka bir firmamızın kaldıracağı charter uçakla da Kuveyt’ten tahliyeyi de bu şekilde tamamlamış olacağız.
Tabii bu süreçte özellikle tır şoförlerinin yaşadığı sorunlar var, bizim şoförlerimiz de farklı ülkelere yine mallarını taşıyan tırların şoförlerinin karşılaştığı sorunlar var gerek bizim sınırımızda, gerekse başka ülkelerde, bunları da aşabilmek için o ülkelerin yetkilileriyle de temastayız. İçeride de hem Ticaret Bakanlığımızla, hem Sağlık Bakanlığımızla koordineli bir şekilde bunların çalışmalarını da yapıyoruz.
Her konuşmamızda kaç ülke bizden yardım talebinde bulundu, daha doğrusu malzeme talebinde, sadece bağış değil, bizden satın almak istedi? Bugüne kadar 94 ülke, en son 88 ülkeydi 94’e çıktı. Sadece 23 ülkenin ihtiyaçlarını kısmen karşılayabildik, gönül isterdi ki her ülkeye yardım edelim. Ama öncelikle kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamamız lazım. Yine burada Sağlık Bakanlığımızın kriterleri belirlediğini söylemek isteriz ve Sağlık Bakanlığımızın önümüzdeki süreçte alacağı kararlar doğrultusunda bizim ihtiyacımızın fazlası olursa, ki şu anda birçok kurumumuz, askeri dikim evleri dahil maske ve diğer ürünler ürettiğini, hatta solunum cihazlarını da üretmek için değişik firmalarımızın yoğun çalıştığını biliyoruz ve kapasitemizi aştığımız zaman o ülkelere de yardım gönderebiliriz ya da ihraç edebiliriz, ama önce kendi ihtiyacımızı karşılamamız lazım.
Maalesef yurt dışında da vatandaşlarımız vefat etti ve bu sayı 124’e çıktı. Ve bugüne kadar birçok vefat eden vatandaşlarımızın ailelerini bizzat aradım, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve milletimizin taziye dileklerini ilettim. Bazı aileler cenazelerini, birçoğu daha doğrusu Türkiye’ye göndermek istedi ve her türlü desteği sağlıyoruz. Ve burada valiliklerimiz, kaymakamlarımız, yerel yönetimlerimizle birlikte cenazelerin gelip defnedilmesi konusunda gereğini yapıyoruz, çünkü yine bu sokağa çıkma yasağı olsun, tüm uçuşların durdurulması sebebiyle o ülkelerdeki vefat eden vatandaşlarımızın aileleri son görevini yapmak için ülkemize gelemiyorlar. Burada akrabaları olanlar var, olmayan var, ama devlet olarak biz gereğini yapıyoruz.
Koronavirüsle mücadele ve geri dönüşler konusunda 27 farklı mevkidaşımla görüştük. Ayrıca, G-20 ülkelerin ve bazı diğer ülkelerin dışişleri bakanlarıyla da üç defa ortak telekonferans gerçekleştirdik.
Yine Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki 18 Mart Göç Mutabakatının bugüne kadar bizim tarafımızdan uygulandığını, ama AB tarafından uygulanmadığını dile getirdik ve bu mutabakatın gözden geçirilmesi gerektiği konusunda mutabakat var. Ve Cumhurbaşkanımızın Brüksel ziyaretinden sonra bizlere verdiği talimat doğrultusunda Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Borrell’le bu çalışmaları sürdürüyoruz, karşılıklı belgelerimiz paylaştık. Bu toplantıya gelmeden önce kendisiyle bir kere daha telefonla görüştüm ve bir belgeye, tek belgeye inşallah bu iki belgeyi dönüştüreceğiz, birleştireceğiz ve daha sonra liderlerimize arz edeceğiz. Burada Avrupa Birliği’nden samimiyet bekliyoruz, dürüstlük bekliyoruz ve de kısa vadeli değil uzun ve orta vadeli düşünmeleri gerektiğini söylüyoruz. Bu sadece bir göç meselesi değil, vize serbestisi, Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi gibi, terörle mücadele gibi çok önemli konularda da Avrupa Birliği de üzerine düşeni yapmalıdır ve şu anda bunun üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Eğer Avrupa Birliği samimi olursa bu konularda yine bir mutabakata varırız. Ama Avrupa Birliği samimi değilse, samimi davranmazsa ve sözünde durmazsa Türkiye’den de bu konuda herhangi bir destek beklemesin. Bu bir tehdit değildir, bu son derece açık, net samimi bir görüştür, tespittir, açıklamadır, bu Türkiye’nin pozisyonudur, bunu bir kere daha burada vurgulamak isterim.
SORU- Çok teşekkürler efendim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben teşekkür ediyorum.