Daimi Dostluktan Daimi Ve Güçlü Ortaklığa
Mevlüt Çavuşoğlu*
“Yüksek Akitlerin Hükümet ve Milletleri beyninde daimi sulh ve devamlı dostluk mevcut olacaktır.” Bu ifade, Uruguay ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin temelinde yatan 1929 tarihli Dostluk Anlaşması’nın birinci maddesinde kayıtlıdır. Aradan geçen 93 yıl zarfında Uruguay’la ilişkilerimizin hep bu anlayış çerçevesinde gelişerek devam ettiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz.
Güçlü devlet yapısı, demokratik değerlere bağlılığı, ve istikrarlı gelişimi ile Latin Amerika coğrafyasının potansiyeli en yüksek ülkelerinden biri olarak gördüğümüz Uruguay’la ilişkilerimizi her alanda daha da geliştirmek ve daimi dostluğumuzu günümüzün şart ve ihtiyaçlarıyla uyumlu daimi ve güçlü bir ortaklığa dönüştürmek istiyoruz. Bu anlayışla, ekonomiden sağlığa, turizmden savunma sanayine, spordan eğitime, teknolojiden çevre ve enerji konularına kadar birçok alanda işbirliğimizi derinleştirmeyi ve somut projelere birlikte imza atmayı arzu ediyoruz.
Nitekim, geçtiğimiz yıl Covid-19 salgınının en zor günlerini yaşadığımız bir dönemde Montevideo Büyükelçiliğimizi faaliyete geçirerek Uruguay’la ilişkilerimizde yeni bir sayfa açtık. Bunun hemen akabinde, geçen Ağustos ayında, Dışişleri Bakanı Francisco Bustillo’nun Türkiye’ye gerçekleştirdiği tarihi ziyaret ilişkileri tüm boyutuyla geliştirme yönündeki ortak çabalarımıza yeni bir ivme kazandırdı. Bu ziyaretin hemen ardından Uruguay’ın da Ankara’da Büyükelçilik açma kararı almasını ve halihazırda bir Büyükelçi atamış olmasını mutlulukla karşılıyoruz. Keza, halklarımızın temsilcileri olan parlamenterler arasındaki ilişkilerin gelişmesine verdiğimiz önem çerçevesinde Kasım 2021’de Uruguay Parlamentosu’nda Dostluk Grubu’nun kurulmasından da memnuniyet duyduk.
Bugün ben de Dışişleri Bakanı düzeyinde Türkiye’den Uruguay’a ilk ziyareti gerçekleştiriyor olmaktan büyük onur duyuyorum. Değerli dostum Francisco Bustillo’yla bugün gerçekleştireceğimiz görüşmelerde ikili ilişkilerimizi ve uluslararası gündemi meşgul eden konuları gözden geçirme imkanı bulacağız. Kendisinin Türkiye ziyareti sırasında imzaladığımız siyasi ve ekonomik içerikli dört anlaşmaya bugün ekonomik nitelikli iki önemli anlaşmayı daha ekleyeceğiz. Bu anlaşmalar özellikle iş insanlarını ve yatırımcıları ekonomik işbirliğimizi daha da geliştirmeye teşvik edecektir. Ülkelerimiz arasında bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmasıyla sonuçlanacağını samimiyetle ümit ettiğimiz sürecin ilk adımını atacak olmamızdan da büyük heyecan duyuyorum.
Ticaretimiz her geçen gün gelişmektedir. 2021’de salgın şartlarına rağmen bir önceki yıla göre %30 artışla 358 milyon dolar tutarında bir ticaret hacmi yakalamış olmamız önemli bir başarıdır. Bugün imzalayacağımız anlaşmaların ve önümüzdeki aylarda gerçekleştireceğimiz Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı’nın ticari ve ekonomik ilişkilerimize çok daha kuvvetli bir ivme kazandıracağı beklentisi ve inancı içindeyiz. Böylece, halen gerçek potansiyelin gerisinde kalan ticari ilişkilerimizi yakın gelecekte öncelikle 1 milyar ABD doları seviyesine çıkartabilmeyi umut ediyoruz.
Uruguay ile gelişen bu ilişkilerimizin bölgesel bir arka planı da bulunmaktadır. Nitekim Türkiye girişimci ve insan bir dış politika izlemektedir. Bu çerçevede, Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştirmek bir önceliğimiz. Türkiye, Latin Amerika’daki mevcudiyetini özellikle son 10 yılda hızlı bir şekilde sağlamlaştırmaktadır. Birçok ülkede açtığımız Büyükelçiliklere ilaveten Türk Hava Yolları, Yunus Emre Kültür Merkezleri ve kalkınma ajansımız TİKA’nın faaliyetleri de Latin Amerika’daki varlığımızın temel unsurlarını teşkil etmektedir. Bu bağlamda, 20 yıl önce bölgede sadece 6 olan Büyükelçilik sayımız bugün 17’ye ulaşmış, tüm bölgeyle 1 milyar Dolar civarında seyreden yıllık ticaret hacmimiz ise 15 kat artarak 15 milyar Dolar seviyesini aşmıştır. Öte yandan, TİKA’nın bölgede gerçekleştirdiği proje sayısı 500’ü aşmış, THY ise bölgede 7 ülkede 8 noktaya gerçekleştirdiği doğrudan uçuşlarla halklarımız arasında bir köprü oluşturmuştur.
Bugün hizmet binasının açılışını yapacağımız Montevideo Büyükelçiliğimizin de Uruguay ile ilişkilerimizde gerçekleştirmeyi ümit ettiğimiz benzer bir sıçramanın sacayaklarından birini teşkil edeceğine hiçbir kuşkum bulunmamaktadır. Tabiatıyla, Montevideo’nun, ilişkilerimizi her alanda ve tüm üyeleriyle geliştirmeyi arzu ettiğimiz MERCOSUR’a evsahipliği yapıyor olması buradaki Büyükelçiliğimizin mevcudiyetini daha da anlamlı kılmaktadır.
Bu çerçevede Uruguay ile ilişkilerimizi de sadece ikili boyutuyla düşünmüyor, ortak ilgi alanımızdaki bölgesel ve küresel meselelere dair eşgüdüm ve danışmalarımıza da büyük önem veriyoruz. Covid-19 salgını sonrası ortaya çıkan yeni normale alışmaya çalıştığımız bir dönemde Ukrayna’da yaşanan trajediden eminim ki herkes gibi Uruguay halkı da rahatsızlık duymakta ve soruna gecikmeksizin bir çözüm bulunmasını canı gönülden istemektedir. Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde soruna barışçıl ve kalıcı bir çözüm bulunması yönündeki çabalarını yoğun şekilde sürdürmektedir. Bugün, dostum Francisco ile yapacağımız görüşmede bu konuyu da ele alacak ve Türkiye’nin barış çabaları hakkında ayrıntılı bilgi sunacağım.
Türkiye, bir yandan Ukrayna’da savaşın durması ve Karadeniz’in bir barış gölüne dönüşmesi yönünde gayret sarf ederken, diğer yandan, son dönemde Kafkasların da bir kardeşlik ve dostluk bölgesi olması için çabalarını yoğunlaştırmıştır. Nitekim, Ermenistan’la başlattığımız normalleşme süreci bu bağlamda bölgenin tüm çehresini ve kaderini değiştirecek nitelikte tarihi bir önemi haizdir. Ermenistan Dışişleri Bakanı ile Mart ayında Antalya Diplomasi Forumu için Türkiye’ye geldiğinde yaptığımız görüşmede bu konuda karşılıklı bir iradeye sahip olduğumuzu görmekten de ayrıca büyük mutluluk duydum. Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan’ın bölgede kalıcı barış ve istikrarı hedefleyen bu çabalarına eminim ki Uruguay da halkı ve hükümetiyle destek verecektir. Zira bu süreçte dostlarımızı yanımızda görmek bizleri daha güçlü kılacaktır.
Ziyaretim sırasında tabiatıyla Uruguay’ın ünlü dostluk ve misafirperverliğini de bizzat yaşayacak olmaktan heyecan duymaktayım. Esasında biz bu dostluğu çok yakından tanıyoruz. Çünkü Lugano’suyla, Muslera’sıyla, Diego’suyla bize Uruguay’ı sevdiren çok yetenekli futbolcu dostlarımız var. Diğer taraftan Türk dizileriyle biz her gece yüzbinlerce Uruguaylının evine konuk olmanın mutluluğunu da yaşıyoruz.
Türkiye ve Uruguay halkları arasında var olan bu daimi dostluk duyguları gelecekte daha da kuvvetlenerek devam edecek ve bu sağlam temel üzerine her alanda örnek nitelikte daimi ve güçlü bir ortaklık yükselecektir.
*Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı