DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kıymetli Halil Başkanıma ve kardeşime
huzurlarınızda çok teşekkür etmek istiyorum.
Dün gece Eskişehir’den sabah 4’e doğru Antalya’mıza geldik ve Antalya’mızda
çok güzel programlar İl Başkanlığımız düzenlenmiş ve Antalya’da şehir
merkezinde yürüyüşler yaptık, aslında yürüyemedik, vatandaşımızın
ilgisinden, Cumhurbaşkanımıza olan sevgisinden sokaklarda yürüyemedik.
Aşağı-yukarı böyle bir 500 metreyi 2 saatte falan ancak tamamlayabildik.
Tüm Antalyalı hemşerilerimize, göstermiş oldukları ilgiden dolayı çok
teşekkür ediyorum.
Ayrıca, bugün Romanlar Günü, Antalya’da yaşayan Roman kardeşlerimizle,
büyüklerimizle bir araya geldik, mahallelerini ziyaret ettik ve buraya
gelmeden önce milli otomobilimiz TOGG’u gördük. Antalya’da milli
otomobilimiz TOGG’u aranızda görenler var mı? Beğendiniz mi? Ne diyorlardı;
yapamazlar. Yapıldı mı, Recep Tayyip Erdoğan bir söz verdiği zaman yerine
getirir mi? (“Evet” Sesleri) Evelallah getirir. Yani bununla gurur duymak
lazım, bahane bulmayalım, eleştirmeyelim, gurur duyalım. Daha iyisini
yapalım, daha iyisini yapmaya çalışalım, daha fazlasını yapalım, hep
birlikte daha iyisini yapacağız.
Çok kıymetli Antalyalı hemşerilerim; biraz önce Belediye Başkanımız da
söyledi; aramızda depremzede kardeşlerimiz de var, biraz önce aranızda
dolaşırken kısa-kısa sohbet etme imkânımız oldu. Tüm depremzedelerimize bir
kere daha geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz.
Dünyanın en büyük afetlerinden birisini maalesef yaşadık, tarihimizin en
büyük afetini yaşadık, ama yaraları sarıyoruz. Devlet-millet el birliğiyle
yaralarımızı sarıyoruz. Vatandaşlarımızı çadırlardan konteynırlara taşımaya
başladık, ama Cumhurbaşkanımızın vadettiği gibi kalıcı konutlarımızın da
yapımına başladık. Hastanelerin yapımına başladık, sanayi sitelerinin
yapımına başladık. Zaten birçok yerde marketler dahil, pazarlar dahil,
ekonominin de canlanması için her şey yapılıyor, inşallah 1 yıl içinde
şehirlerimizi yeniden inşa edeceğiz, yeniden ihya edeceğiz,
vatandaşlarımıza da yıkılan evlerinin, yıkılacak olan orta hasarlı-ağır
hasarlı dahil hepsinin yerine daha iyisini, daha güvenli olanı, daha
sağlamını ve de daha güvenli-sağlam yerlere inşallah inşa edeceğiz.
Recep Tayyip Erdoğan söz verdiği zaman yapar mı? (“Yapar” sesleri)
Antalya’da yangın oldu, yanan evlerin yerine yenisini yapacağız dedi, yaptı
mı? (“Evet” sesleri) Elazığ da yaptı mı? (“Evet” sesleri) Van’da yapıldı
mı? (“Evet” sesleri) Aynı şekilde Malatya’da yapıldı mı? (“Evet” sesleri)
İzmir’de yapıldı mı? (“Evet” sesleri)
Karadeniz’de de sel felaketinden dolayı yıkılan yerlerimiz oldu, evet doğa
afet, çoğu zaman doğanın karşısında çaresiz kalıyor insanoğlu, ama her
afetten çıkaracağımız dersler olduğu gibi, onun yerine yenisini, daha
iyisini, daha sağlamını yapmak da bizim boynumuzun borcu.
Bu dönemde de çok büyük destek gördük, tüm dünyadan destek gördük. Bugüne
kadar dünyanın her yerine biz yardım ediyorduk, ama dünyanın her yerinden
büyük destekler gördük, hepsine çok-çok teşekkür ediyoruz huzurlarınızda.
Aslında dünyanın her yerinde en fakirinden, en gelişmişine çok sayıda
dostumuzun olduğunu da bir kere daha görmüş olduk değerli Antalyalı
hemşerilerim.
Değerli Antalyalı hemşerilerim; vaktinizi fazla almayacağım, akşam vakti,
ama önümüzde bir seçime gidiyoruz. Elbette 14 Mayıs, bizim için daha önceki
seçimler gibi bir demokrasi festivali olacak, vatandaşlarımız Türkiye’yi
kim yönetecek, kim yönetebilir, kim daha iyisini yapabilir, bunun kararını
bu seçimlerde verecek. Ama ben biliyorum ki Antalyalı hemşerilerimiz her
seçimde olduğu gibi, hem Parlamento seçimlerinde olduğu gibi, her
cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi Antalyalı hemşerilerimiz Recep
Tayyip Erdoğan’ı, Cumhurbaşkanımızı tekrar Cumhurbaşkanı seçmek için
sandıklara gidecek, tekrara milletvekillerimizi Meclise göndermek için
sandıklara aynı şekilde gidecek, her zaman Antalyalı hemşerilerimiz bizlere
büyük bir destek vermiştir ve bu desteğin karşılığında da biz de
Antalyalıya, Antalyalı hemşerilerimize ve tüm Antalya’mıza çok önemli
hizmetleri gerçekleştirdik.
Cumhuriyet’imizin ilk asrını, son 21 yılda yaptığımız eserlerle
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başarıyla tamamladık, Cumhuriyet’imize çok
önemli eserler kazandırdık, ama Cumhuriyet’imizin ikinci asrı Türkiye asrı,
Türkiye yüzyılı olacak. Türk’ün asrı olacak, Türk dünyasının asrı olacak,
bunun için çalışıyoruz, ortaya konulan Cumhurbaşkanımızın ve Cumhur
İttifakı’nın koyduğu vizyonla inşallah Türkiye’nin şahlanışı,
Cumhuriyet’imizin ikinci asrında başlayacak.
Depremde evet hüzünlüyüz, ama yaralarımızı sarmak hepimizin boynunun borcu
olduğu gibi, inşallah şehirlerimizi ayağa kaldırdığımız gibi Türkiye’yi de
şahlandıracağız.
Bugün dünyada zorluklar var, savaşlar var, bugün krizler var dünyada,
enerji krizi var, gıda krizi var, ama tüm bu krizlerde görüyorsunuz Türkiye
baş aktör, yani çözme konusunda baş aktör. Savaş konusunda Türkiye gibi,
Cumhurbaşkanımız Erdoğan gibi çaba sarf eden bir ülke, bir lider var mı,
yok. Tahıl krizinin çözümünde İstanbul Tahıl Anlaşmasını BM,
Cumhurbaşkanımız olmasaydı imzalayabilir miydi, hayır imzalayamazdı. Biz
dengeli, ilkeli bir politika izliyoruz. Ülkemizin, milletimizin menfaatini
gözetiyoruz, dolayısıyla dünyanın sorunlarının çözümüne artık katkı
sağlayan, ön alan, önde giden bir aktör haline geldik. Biz bu konumumuzu
güçlendirmemiz lazım. Türk Devletleri Teşkilatı’nı bir çatı altında
topladık tüm Türk devletlerini, daha da güçlenmemiz lazım.
Birliğimizi-beraberliğimizi arttırdığımız gibi enerjide, ticarette, her
konuda en önde olmamız lazım, bunun için çalışıyoruz.
Evet, terörle mücadelemizi daha kararlı bir şekilde sürdürmemiz lazım.
İçeride ve dışarıda FETÖ’süyle, DEAŞ’ıyla, PKK’sıyla, ne varsa,
DHKP-C’siyle, hepsiyle, topuyla mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz öyle 1-2 oy
alalım diye terör örgütlerinin karşısında boyun eğmeyiz. Biz, 1-2 oy
alacağız diye Türkiye’de darbe yapmaya çalışan o hainleri devletin
kadrolarına tekrar getirme taahhüdünde bulunmayız, kimse kusura bakmasın.
Bugün 2 oy alacağız diye dağdaki PKK’nın söylemlerini söylemeye başlayan
siyasetçiler var bugün. Antalyalı hemşerilerimiz bunlara geçit verir mi?
(“Vermez” sesleri) Vatanını, milletini seven insanlar bunlara geçit verir
mi? (“Vermez” sesleri) Bunları söyleyince kızıyorlar, üzülüyorlar.
Kardeşim, ben söylemiyorum, neden terör örgütlerinin hepsi aynı anda sizi
destekliyor, neden FETÖ sizi destekliyor, neden DHKP-C sizi destekliyor,
neden bu PKK’lı teröristler dağlardan her gün mesajlar gönderiyor Cumhur
İttifakı’na karşı, Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve yedili masayı desteklememiz
lazım diyor, neden diyorlar, ne vadettiniz, çıkarları ne sizden onu
söyleyin, çıkın söyleyin. İki tane oy alacağız diye milletin güvenliğini,
milletin istikrarını niye riske atıyorsunuz? Ülkeyi bölmekten bahsetmeye
başladılar ortağınız HDP, eyaletlere böleceğiz dediler. Bir sesiniz çıkıyor
mu? Çıkmıyor. Neden çıkmıyor? İki tane oy alacağız diye ülkeyi mi
böldüreceksiniz sizler? Bunları söyleyince bir sürü laf ediyorlar, yok
şöyle-yok böyle.
Neymiş efendim, KHK’lıları devlete tekrar döndüreceklermiş. Askeriyeye
döndürecek misiniz, silahı onlara mı vereceksiniz? O polisin içinde hainlik
yapanlara tekrar kadro mu vereceksiniz? Benim Bakanlığımda FETÖ üyesi
olduğu için atılanları getirip Türk diplomasisini, bunlara teslim mi
edeceksiniz? Bugün Türkiye diplomaside bir marka oldu Cumhurbaşkanlığımızın
liderliğinde, bizim de yoğun çalışmalarımızla beraber. Dünyada herkesin
imrendiği Türk diplomasisini FETÖ’cülere tekrar teslim eder misiniz?
(“Hayır” sesleri)
İşte biz, Cumhur İttifakı olarak niye gücümüzü ve sayımızı arttırıyoruz,
çünkü Türkiye’nin çok daha güçlü olması lazım. Çünkü Türkiye’de istikrarı
güçlendirmemiz lazım. Çünkü dünyada bir güç paylaşımı var, dünyada herkes
birbiriyle yarışıyor, o yüzden bizim en güçlü ülkelerden birisi olmamız
lazım. Cumhur İttifakı olarak sayımız da, ailemiz de büyüyor, inşallah 14
Mayıs’ta ilk turda milletimizin oylarıyla güçlü bir şekilde
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı tekrar Cumhurbaşkanı seçeceğiz ve
yolumuza devam edeceğiz. Şu anda tüm dünyanın da umudu budur, tüm
Afrika’nın umudu, Cumhurbaşkanımızın tekrar seçilmesi. Tüm Orta Asya
ülkelerinin umudu budur ve duası da budur. Tüm Evladı Fatihanların, tüm
akrabalarımızın, tüm soydaşlarımızın, dünyanın her yerindeki
vatandaşlarımızın da umudu budur. 14 Mayıs’tan önce sandıklar kurulacak
Avrupa’da ve dünyada, vatandaşlarımızın ne kadar heyecanlı olduğunu geçen
gün Brüksel’de gördüm.
Bu hafta içinde inşallah batı Trakya’ya gideceğiz ve Bulgaristan’daki
soydaşlarımızla bir araya geleceğiz. Aynı şekilde Viyana’ya gideceğiz,
oradaki tüm kardeşlerimizle iftarda bir araya geleceğiz, sizlerin
selamlarını da inşallah yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza,
soydaşlarımıza da ileteceğiz.
Ramazanınız mübarek olsun, yaklaşmakta olan Kadir Gecemiz mübarek olsun,
Rabbim bizleri Ramazan Bayramına ulaşmayı nasip etsin.
Önümüzdeki günlerde, birkaç gün sonra tekrar Antalya’ya geleceğiz, hep
beraber gece-gündüz, el ele, omuz omuza Antalya’mız ve Türkiye’miz için
birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
Sağ olun, var olun.
Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum.
* Interpress deşifresidir.