Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Dışişleri Sempozyumunda Yaptığı Konuşma, 13 Nisan 2023, İstanbul Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Dışişleri Sempozyumunda Yaptığı Konuşma, 13 Nisan 2023, İstanbul Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Soydaşlarımızla İftar Programında Yaptığı Konuşma, 12 Nisan 2023, Şumnu/Bulgaristan Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Keçiören İftar Programında Yaptığı Konuşma, 10 Nisan 2023, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Afyonkarahisar İftar Programında Yaptığı Konuşma, 9 Nisan 2023, Afyonkarahisar Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Antalya İftar Programında Yaptığı Konuşma, 8 Nisan 2023, Antalya Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Eskişehir İftar Programında Yaptığı Konuşma, 7 Nisan 2023, Eskişehir Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Altındağ İftar Programında Yaptığı Konuşma, 5 Nisan 2023, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 4 Nisan 2023 tarihinde Uluslararası Demokratlar Birliği tarafından düzenlenen iftar programında yaptığı konuşma, 4 Nisan 2023, Brüksel Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kahramanmaraş Çadır Kenti Ziyaretinde yaptığı konuşma, 26 Şubat 2023, Kahramanmaraş Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basını Bilgilendirme Toplantısında Yaptığı Konuşma, 26 Şubat 2023, Adıyaman Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yunanistan Dışişleri Bakanı ile ilgili yaptığı konuşma, 12 Şubat 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yunanistan Dışişleri Bakanı Sayın Nikos Dendias ile basına yaptıkları konuşma, 12 Şubat 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Azerbaycan Dışişleri Bakanı Sayın Jeyhun Bayramov ile basına yaptıkları konuşma, 11 Şubat 2023, Kahramanmaraş Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 7. Tematik Kış Kampları etkinliğinde yaptığı konuşma, 2 Şubat 2023, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Antalya Diplomasi Forumu ve IFAT İşbirliğiyle Budapeşte’de düzenlenen panelde yaptığı konuşma, 31 Ocak 2023, Budapeşte Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türkiye Gençlik Vakfı 8. Genç Diplomat Akademisinde yaptığı konuşma, 30 Ocak 2023, İstanbul Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı hakkındaki Açıklaması, 27 Ocak 2023, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Stokholm Büyükelçiliğimiz Önünde Gerçekleştirilen Çirkin Eyleme Dair Açıklaması, 21 Ocak 2023, Antalya Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Houston’da Vatandaşlarla Buluşma Sırasında Yaptığı Açıklama, 19 Ocak 2023, Houston Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Gerçekleştirdiği Görüşme Öncesinde Yaptığı Açıklama, 18 Ocak 2023, Washington Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cape Town Başkonsolosluğu Resmi Açılış Töreninde Yaptığı Konuşma, 9 Ocak 2023, Cape Town / Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TBMM Bütçe Görüşmelerinde Yaptığı Konuşma, 12 Aralık 2022, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun İTÜ'de yaptığı konuşma, 9 Aralık 2022, İstanbul Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Yaptığı Konuşma, 5 Aralık 2022, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun Lodz Fahri Başkonsolosluğumuzun Açılış Töreninde Yaptığı Konuşma, 30 Kasım 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türkiye-Azerbaycan-Kazakistan Üçlü Dışişleri ve Ulaştırma Bakanları İkinci Toplantısı Sonrası Basını Bilgilendirme Toplantısı, 25 Kasım 2022, Aktau Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde Yaptığı Konuşma, 25 Kasım 2022, Van Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Dostlar Grubu Bakanlar Toplantısı Hitabı, 22 Kasım 2022, Fes Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Girişimi’nin 9. Küresel Forumu Açılış Konuşması, 22 Kasım 2022, Fes
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TBMM Bütçe Görüşmelerinde Yaptığı Konuşma, 12 Aralık 2022, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyor, 2023 bütçemizin milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Bu vesileyle, Antalya’mızda bir sel felaketi meydana geldi, başta Kumluca’mız olmak üzere, tüm Antalya’mıza geçmiş olsun dileklerimizi bir kere daha iletmek istiyorum. Devletimiz her zaman olduğu milletimizin yanında ve hasarları elbette tazmin edecektir.

Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023’te Hariciye Teşkilatımızın temellerinin atılmasının 500. yıl dönümünü de hep birlikte idrak edeceğiz. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Cumhuriyetimizin kurucularını, aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

Yine reisülküttaplık kurumuyla hariciyemizin temellerini atan ecdadımızı rahmet ve minnetle yad ediyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri; bütçe görüşmeleri, dış politikamız hakkında yüce Meclisimizle fikir alış verişi için önemli bir fırsattır. Bu seneki konuşmamı hazırlarken şöyle geçmiş yıllarda neyi konuştuk bir göz attık, gerçekten bölgesel ve küresel fay hatlarının kırıldığı dönemlerde nice zorlu virajları birlikte başarıyla aldığımızı bir kez daha gördük. Yıllar içinde zorlukların, tehditlerin, sınamaların, bölgesel ve küresel sorunların bitmediğini, tersine daha da şiddetlendiğini görüyoruz.

Bugün uluslararası ilişkilerdeki manzaraya baktığımız zaman, birbirini besleyen çoklu bir kriz ortamını görüyoruz, büyük güç rekabeti yeniden tarih sahnesinde, ama bu kez mücadele çok kutuplu. Ukrayna savaşı Avrupa güvenlik mimarisini ve küresel düzeni derinden sarstı. Enerji krizi sadece bölgemizi değil tüm dünyayı etkiliyor, adeta yakıp kavuruyor. Gıda krizi tehdidi ilk kez bu kadar ciddi bir küresel sorun halini aldı: İstanbul Tahıl Anlaşmasıyla şimdilik kontrol altında, ama risk devam ediyor. Dünyada çatışmalar artıyor ve daha da karmaşık hale geliyor. Bunların -daha önce de söyledim- maalesef yüzde 60’ı bizim çevremizde. Terör, iklim değişikliği, göç, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı gibi küresel tehditler birbirini tetikliyor. Dondurulmuş ihtilaflardan sadece Karabağ meselesi çözüme kavuştu, ama halen kırılganlığını devam ettiriyor.

Değerli milletvekilleri; Türkiye bu belirsizlik ortamında küresel sisteme istikrar katan bir güç. “Yurtta barış, dünyada barış” hedefi ve Türkiye yüzyılı vizyonumuzla uyumlu şekilde krizleri çözmek için çalışıyoruz. Yıllardır yürüttüğümüz dürüst ve ilkeli dış politika sayesinde hemen her coğrafyada bir güven sermayesi biriktirdik. Bu nedenle, bugün tüm dünyada arabuluculuk deyince ilk akla gelen ülke Türkiye’dir. Bunun son somut örneğini Rusya-Ukrayna savaşında sadece biz değil tüm dünya görüyor.

Savaş öncesinde ve savaş patlak verdikten sonra diplomasi ve diyalog kanallarını açık tuttuk. Montrö Sözleşmesini titizlikle uygulayarak Karadeniz’de tırmanmayı engelledik. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde BM’yle birlikte İstanbul Tahıl Anlaşmasını hayata geçirdik, bugüne kadar 13,5 milyon tondan fazla tahıl dünya piyasalarına ulaştı. Yine Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü liderler diplomasisi sayesinde esir takasını mümkün kıldık, Rusya’nın tahıl anlaşmasına tekrar geri dönmesini sağladık. Yine Zaporijya Nükleer Santraline dair endişelerin giderilmesi için Rosatom ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı yetkililerini İstanbul’da sürekli görüştürüyoruz. Elbette önemli, çünkü hem nükleer santralı, hem de nükleer silah ya da taktiksel nükleer silah kullanma tehdidi ortaya çıkınca da bazı özel görüşmeleri de Türkiye’de gerçekleştirdiğimizi sizler biliyorsunuz. Ama tüm bu saydıklarıma ilaveten, gerçekten çok sayıda açık-kapalı diplomasi faaliyetlerimiz de oluyor ve bunları da sürdüreceğiz.

Bugün tüm dünyanın ülkemizin ilk günden itibaren izlediği makul çizgiye gelmeye başladığını görüyoruz. Küresel güney denilen Batı dışındaki dünya, aslında başından beri Türkiye’yle aynı görüşteydi, fakat Paris’ten Berlin’e önemli başkentlerde artık Rusya’yla diyalog, müzakerelere dönüş ve yeni bir düzen çağrıları artmaya başladı.

Geçen yıl Afganistan krizinde de sergilediğimiz politikalar bazıları tarafından eleştirildi, dudak büküldü, ama daha sonra tüm dünya aynı şekilde bu politikaları izlemeye devam etti. Yanı başımızdaki bu savaşın adil bir barış temelinde son bulması için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gayretlerimizi samimiyetle sürdüreceğiz.

Değerli milletvekilleri; küresel sistem yeniden inşa sürecine girdi. Bu süreçte, düzen kurucu bir aktör olarak aktif ve yenilikçi ve insani diplomasimizle gelişmelere yön veriyoruz. Bunun temel nedenlerinden biri, öngörülerimizde isabetli olmamızdır. Gıda krizi gündemde yokken bundan 7 yıl önce 2015’te G-20 gündemine gıda krizi meselesini biz soktuk Dönem Başkanlığımızda. Yine pandemi öncesi dijitalleşmenin önemini görmemiz, enerji krizinin bir gün mutlaka kapıya geleceğini bilerek stratejik adımlar atmamız, ulaştırmanın ve tedarik zincirlerinin taşıdığı kritik önemin bilincinde olmamız ve arabuluculuğa yatırım yapmamız basiretli ve öngörülü yaklaşımımızın farklı yansımalarıdır. Bu öngörülü tutum sayesinde, barış zamanında krizlere, bolluk zamanında darlığa yatırım yaptık ya da hazırlık yaptık, böylece hem zorluklara karşı daha dirençli olduk, hem de karşımıza çıkan fırsatlardan daha iyi istifade edebildik.

Örneğin enerji alanında attığımız tarihi adımlar ve izlediğimiz aklıselim politikalar, ülkemizi bu zor günlerde merkezi aktörlerden birisi yaptı. Ulaştırma alanında tarihi İpek Yolunu canlandıracak altyapı yatırımlarımız ve diplomatik çabalarımız Türkiye'yi ve Türk dünyasını doğu-batı aksının merkezine yerleştirdi. Azerbaycan'la birlikte Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan’la ayrı ayrı üçlü formatlarımız somut sonuçlar vermeye başladı. Kısmetse yarın sabah Azerbaycan ve Türkmenistan’la gerçekleştireceğimiz üçlü zirvenin hazırlıkları için Enerji ve Ulaştırma Bakanlarımızla birlikte sabah Avaza’ya gideceğiz, akşamüstü de Sayın Cumhurbaşkanımız teşrif edecekler ve Çarşamba günü üçlü zirvemizi de gerçekleştirmiş olacağız.

Yine savunma sanayisi alanındaki başarılarımız caydırıcı gücümüzü artırırken, diplomaside bize de alanlar açtı. Azerbaycan’ın sulh zamanı yaptığı hazırlıklar Karabağ zaferini getirdi. Zaferin ardından hemen barış ve yeniden imar çabalarına destek verdik; havaalanları, otoyollar, tarım projeleri gibi somut sonuçları yıl boyunca gördük, açılışlara katıldık ve gerçekten de can Azerbaycan’la gurur duyduk.

Yine öngörülü bir yaklaşımla Türk Devletleri Teşkilatı’na yıllardır harcadığımız emekler meyvelerini vermeye başladı. Geçen ayki Semerkant Zirvesi de tarihi adımlara tanıklık etti; Türk Devletleri Teşkilatının kurumsal, hukuki altyapısı tamamlandı, 5 yıllık strateji belgesi kabul edildi, basitleştirilmiş gümrük hattı, kombine yük taşımacılığı ve ticaretin kolaylaştırılmasına dair belgeler kabul edildi. TÜRKPA, TÜRKSOY, Türk Akademisi, Türk Kültür ve Miras Vakfının teşkilat çatısı altında toplanması kararlaştırıldı. Yatırım Fonu Başkanı atandı ve tarihi bir kararla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti teşkilatımıza anayasal adıyla gözlemci üye oldu. Milli davamızdaki bu kazanım elbette iki devletli çözüm çabalarımıza güç katacaktır.

Keza Libya’da 2019’da izlemeye başladığımız aktif politikanın da sonuçlarını almaya başladık. Ekim ayında Trablus’ta imzaladığımız Hidrokarbon Mutabakat Muhtırası Yunanistan’ı ne hale getirdi gördünüz. Geçen hafta Yunanistan’ın Girit’in güneyinde hidrokarbon faaliyetleri yapma kararına karşın, Libya, bizimle imzaladığı Deniz Yetki Alanları Anlaşmasına sahip çıkan adımlar attı.

Yine geçen hafta garip bir şekilde Yunanistan, Libya’yla Ekim ayında imzaladığımız Hidrokarbon Anlaşması’nı BM’ye şikâyet etti. Biz de hemen arkasından, Libya’yla beraber -daimî temsilcilerimiz New York’ta- bu mektuba ortak yanıtımızı verdik, BM’ye ilettik. Ama aradaki fark şu: Libya’nın mektubu tamamen demagoji, siyasi içerikli, bizim mektubumuz hukuki dayanaklara dayanıyor.

BİR MİLLETVEKİLİ- Yunanistan’ın.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Özür dilerim. Yunanistan’ın verdiği mektup tamamen demagoji içerikli; tıpkı bizim silahsızlandırılmış adaların statüsüyle ilgili verdiğimiz mektuplara verdiği cevap gibi Yunanistan’ın verdiği cevaplar demagoji içerikli, ama Libya’yla bizim birlikte verdiğimiz mektup tüm hukuki argümanlarımızı koyuyor.

Değerli milletvekilleri; bu kazanım, nesiller boyu Doğu Akdeniz’de dengeleri belirleyecek.

Saygıdeğer milletvekilleri; tarihi ve kültürel derinliğimizin bize sağladığı avantajlardan istifadeyle sürdürdüğümüz açılım politikalarımızla öngörülü yaklaşımlarımızın somut örnekleri, Fransa’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne, ABD’den Japonya’ya kadar birçok ülke bizimle Afrika’da işbirliği yapmak istediğini, Afrika istişarelerini başlatmak istediğini söyledi. Biz, Fransa’ya da evet dedik, 1’inci istişareyi yaptık, şimdi 2’ncisini istiyorlar. Biz hiç kimseyi rakip olarak görmüyoruz, ama bu Türkiye'nin Afrika’da önemli bir aktör olduğunun göstergesi olduğu için söylüyorum.

Yine biraz önce arabuluculuk dedim, arabuluculuk rolümüzle de Latin Amerika’nın da istikrarına katkı sağlıyoruz.

2019’da ilan ettiğimiz yeniden Asya girişimimiz binden fazla somut eylem planıyla ve adımlarla ilerliyor.

Geçen ay Emine Erdoğan Hanımefendinin öncülük ettiği sıfır atık konulu karar tasarısının Birleşmiş Milletler’de 106 ülkenin ortak sunuculuğuyla, hepsinin imzasıyla ve oy birliğiyle kabul edilmesi de bir tesadüf değildir.

Ve tabi bir Avrupalı güç olarak AB'yle ilişkilerimizi de stratejik bir yaklaşımla sürdürmek istiyoruz, sürdürmeye çalışıyoruz. Bu yıl, Türkiye, Avrupa’dır sloganıyla kıtamızın ve Avrupa Birliği’nin karşı karşıya kaldığı sınamaların aşılmasında gerekli katkıyı yapmaya devam ediyoruz. Avrupa Birliği stratejik bir aktör olacaksa, Rum-Yunan ikilisinin oyuncağı olmayı bırakır ve Türkiye'yle ilişkilerinde gerekli adımları atar.

Değerli milletvekilleri; bu coğrafyada istikrarsızlık, çatışma ve terör hiç bitmedi. Hasımlarımız, Türkiye'nin sadece terörle, çatışmayla uğraşmasını ve enerjisini sadece buna harcamasını istedi. Biz bu oyuna gelmedik, sadece terörle mücadelede değil, birçok küresel konuda uluslararası topluma liderlik ettik, liderlik ediyoruz. O yüzden açılım dedik, arabuluculuk dedik, Afrika dedik, Asya dedik. Biz geliştikçe tabi terörü besleyen çevreler de çabalarını arttırıyor, PKK terörü ülkemize karşı yine devreye sokuldu.

Tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha rahmetle, kahraman askerlerimizi ve gazilerimizi minnetle anıyoruz ve kahraman güvenlik güçlerimize de terörle mücadelesinde başarılar diliyoruz.

PKK-PYD/YPG’nin Suriye ve Irak’ta barınmasına müsaade etmeyeceğiz, buna kesinlikle izin vermeyeceğiz, bu konuda kim ne derse desin ne gerekiyorsa onu yapacağız.

Güvenlik güçlerimiz canla başla sahada mücadele ederken, diplomasimiz de uluslararası platformlarda mücadelemizin haklılığını anlatmaya devam ediyor. Bağdat’tan Brüksel’e, Cenevre’den New York’a, her bölgede hem ikili ülkeler, hem de uluslararası teşkilatlar nezdinde haklı davamızı anlatıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz. Muhataplarımıza da şunu söylüyoruz: Ya 2019 Mutabakatının şartlarını yerine getirirsiniz ya da biz gereğini yaparız. Yine basın önünde bu görüşmelerde ne diyorsak, kapalı görüşmelerde de aynısını söylüyoruz.

Değerli arkadaşlar; biz, statik, değişmeyen bir politika izlemiyoruz, milletimizin çıkarı mevcut şartlarda neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz, koşullar müzakereye uygunsa müzakere, müzakere kapıları kapalıysa da saha. Son dönemdeki normalleşme politikalarımızı da bu çerçevede yürüttüğümüzü özellikle söylemek isterim. Biz her zaman sorunları diyalogla çözmekten yanayız, ancak bu sadece bize bağlı bir şey değil, hem muhataplarımızın buna hazır olması gerekiyor, hem de bölgesel ve küresel şartların buna uygun olması gerekiyor.

Suriye’de bir süredir istihbaratlar aracılığıyla zaten rejimle görüşüyoruz. Rejim gerçekçi davranırsa, terörle mücadele, siyasi süreç, Suriyelilerin geri dönüşü konusunda birlikte çalışmaya hazırız, aksisi zaten düşünülemez.

Aynı politikayı Irak’ta da yürütüyoruz, hem Bağdat, hem Erbil’le terörle mücadele konusunda iş birliği yapmak istediğimizi sürekli hatırlatıyoruz. Aynı mesajları yeni Irak Hükümetine de iletiyoruz. Muhataplarımız çağrılarımıza kulak verirse birlikte yürürüz, terörle mücadeleyi birlikte yaparız, yok, tepkisiz kalırlarsa da kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.

Değerli milletvekilleri; gördüğünüz gibi küresel meselelerden bölgesel krizlere, terörle mücadeleden açılım ve ortaklık politikalarına kadar geniş bir dış politika gündemimiz var. Tabi bu gündemde boşluk bırakmadan çalışmak önemli bir çaba gerektiriyor. Bunun için hızla akan zamana paralel biçimde geleceğin diplomasisini inşa ediyoruz. Büyük veri ve yapay zekâ gibi araçlardan dış politikanın farklı kulvarlarında yararlanıyoruz. Bu anlayışla geçtiğimiz ay OECD bünyesinde kurulan Yapay Zekâ Küresel Ortaklığına üye olduk.

Antalya Diplomasi Forumu, geleceğin diplomasisini şekillendirmeye yönelik önemli bir adımdır. 2’nci Antalya Diplomasi Forumuna Birleşmiş Milletler üyelerinin yüzde 40’ı üst düzeyde katılım sağladı, daha 2’nci yılında çok önemli bir platform haline geldi.

Yine küresel Türkiye markasına şimdiden önemli katkı sağlayan bu forumun vakıflaşma sürecinde verdiğiniz destek için yüce Meclisimize, milletvekillerimize şükranlarımızı sunuyoruz. İnşallah bu yeni diplomasi ve fikir platformunu el birliğiyle daha da ileriye taşıyacağız.

500 yıllık hariciye geleneğimiz, yeni nesil diplomatlarımızı yetiştiren bir okuldur. Her yıl Bakanlığımızda ağırladığımız yüzlerce üniversiteli gencimize diplomasiyi anlatıyoruz, Dışişleri Bakanlığımızı anlatıyoruz, Türk dış politikası hakkında bilgiler veriyoruz, sorularını cevaplıyoruz. Ve kamuda staj yapan öğrenciler arasında yapılan anketlerde de en çok memnun kalınan bakanlık olarak seçilmekten de büyük bir onur duyduk, ödülümüzü de geçtiğimiz ay Sayın Cumhurbaşkanımızdan aldık.

Yine bu geleneğimizi kurumsallaştırmak için Ankara diplomasi akademisini kurma çalışmalarımızı başlattık, inşallah burada hem akademik çalışmalar yapacağız, hem Bakanlığımıza yeni giren memurları da yetiştireceğiz, dil çeşitliliğini artıracağız ve yüksek lisans ve doktora programlarıyla da sadece Türkiye'den değil, dünyanın her yerinden gelen diplomat ve diplomat adaylarının yetişmesine de katkı sağlayacağız.

Yine yurt dışındaki misyon sayımızın sürekli arttığını rakamları da vererek sizlerle paylaşıyoruz. Geçen sene bu kürsüde 253 misyonumuzun olduğunu söyledik, bu sene 4 misyon daha açtık o günden bu yana ve 257’ye çıktık. Dün Cezayir’deydik Ortak Planlama Grubu toplantısı için ve inşallah Oran şehrinde de bir Başkonsolosluk açma konusunda zaten süreci tamamlamıştık, şimdi resmi işlemleri tamamlıyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımız da kararnameyi imzaladı, arkadaşımız en kısa sürede Oran’a giderek görevine başlayacak.

Her zaman gururla söylediğimiz diplomasinin merkezlerinden New York’ta yükselen Türkevi’miz bu yıl BM Genel Kurulu sırasında ağırlığı üst düzey konuklar ve evsahipliği yaptığı çok önemli toplantılar sayesinde, bu toplantılarla adeta 2’nci BM binası görevini üstlendi. Değerli arkadaşlar, New York’ta tam caddede BM’ye giren kişileri çekmek için kameralar yerleştirilir, yüzlerce kameralar, bu sene kameraların yarısı BM’ye bakıyordu, yarısı dönüp Türkevine bakıyordu. Yani Türkevini küçümsemeye çalışanlara da bu örneği vermek durumundayız.

Değerli milletvekilleri; bizim bütün gayretimiz bizim, tabi her yerde olmalıyız, ama vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın ve bizden destek bekleyenlerin huzuru ve mutluluğu için. Misyonlarımız, vatandaşlarımızın emrindedir ve vatandaşlarımız için noterden nüfus işlerine kadar toplam 74 alanda hizmet sağlamaya devam ediyor. 2022 yılında sağladığımız konsolosluk hizmeti sayısı 3 milyonu aştı. Bu hizmetleri tabi yeni teknolojilerle de vermeye başladık, dijital hale getiriyoruz. Yapay zekâ temelli Hızır programından bahsetmiştik, onu yürürlüğe koyduk. Engelli vatandaşlarımız için de konsolosluk çağrı merkezimizde işaret dilinde görüntülü hizmete de başladık. Ayrıca, vatandaşlarımızın bize anlık bir şekilde ulaşabilmesi için mesaj uygulama programını da hayata geçirdik.

Küresel salgın ve Afganistan krizlerinde olduğu gibi Ukrayna savaşından sonra da tahliye operasyonlarımızı başarıyla yürüttük. En son 10 gün önce yine Herson bölgesinde 106 Ahıska Türkünü sağ salim memleketimize, vatana getirdik.

Bu yıl şimdiye kadar yurtdışında hastalanan, kaza geçiren 169 vatandaşımızı da ambulans uçakla ülkemize getirdik ve tedavilerini yaptırdık.

Yine Avrupa’da yükselen İslam karşıtlığı, İslam düşmanlığı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı gibi akımlara karşı da her zaman vatandaşlarımızın yanındayız.

Balkanlar’daki evladı Fatihandan Uygur Türklerine, Irak ve Suriye Türkmenlerinden Kırım Tatarlarına, Batı Trakya Türklerinden Ahıska Türklerine kadar soydaşlarımızın refah ve huzuru için çalışıyoruz.

Sözlerimi bitirmeden önce, biraz sonra Sayıştay bulguları vesaire onlara da kısaca değineceğim bütçemde, ama tabi çok değerli milletvekillerimizden, gruplardan görüşler geldi, öncelikle hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Ayrıca, bu seneki tartışmamızın geçen seneki tartışmaya göre seviyesinin de çok daha iyi olduğunu memnuniyetle gördüm. Ben de o seviyeye yakışır bir şekilde cevaplar vermeye çalışacağım. Tabi başlangıçta bir gerginlik oldu ama, bu olabilir.

Ama şunu söylemek isterim: Gerçekten Bütçe Komisyonunda söylediklerimi de tekrar etmiş olacağım ama şimdi yıllardır, sekiz senedir, dokuz senedir aynı şeyleri tekrar edip duruyoruz, biraz kendinizi zorlayın dedim bütçe görüşmelerinde. Evet, biraz zorlamışsınız, bir şeyler bulmaya çalışmışsınız, ama çok zorlayınca da biraz gerçekliğin dışına çıkma da oldu, yani biraz sonra cevaplarımda detaylarına gireceğim ama, biraz diyorum bak yine nezaketi koruyarak.

Dolayısıyla gerçekten dış politikayı eleştirirken zorlanmanızın sebebi şu: Dış politikamız başarılı, dış politikamız çok başarılı. Tüm dünya dış politikamızın çok başarılı olduğunu görüyor, söylüyor. Yani Türkiye'nin en büyük sorununun başarısız dış politika olduğunu söylemek gerçekçi değildir, gerçekten uzaklaşmayalım. Halkın arasındasınız, soruyorsunuzdur halka, biz de soruyoruz, anketler yapıyoruz… Ben şimdi kendimi ve Bakanlığımı, dış politika da tabi Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm politikalarımız ama, sadece Bakanlığımızı övmek için bunu söylemiyorum, şu anda halkımızın en başarılı bulduğu alanlar, size oy veren, bize oy vermeyenlerin en başarılı bulduğu alan dış politika, gerçekten böyle. O yüzden, en başarısız dış politika demeniz gerçekçi değil kim söylediyse.

Değerli arkadaşlar; şu yaklaşımı defalarca söylüyorum, yine aynı yaklaşım devam ediyor. Ya, bir kere de Türkiye haklı değil mi? Her şeyde Türkiye haksız, her şeyde AK Parti iktidarı haksız. Avrupa Birliği haklı, Amerika haklı, Rusya haklı, Libya haklı, Suriye haklı, herkes haklı, bir tek Türkiye haksız; böyle bir yaklaşım olmaz. Yani gerçekten, yani zorlama derken bunu kastediyorum, her konuda.

Ya Rusya-Ukrayna konusundaki arabuluculuğumuzu bile bugün küçümsemeye kalkan arkadaşlar oldu, tüm dünyanın takdir ettiği bir başarıyı bile küçümsemeyin. Yok ondan oldu, yok bundan oldu. Yurtdışına giden arkadaşlarımız var muhalefetten, toplantılara katılıyorsunuz, ikili görüşmelere katılıyorsunuz, heyetlerle gidiyorsunuz, orada söylenenleri, biraz da cesaretli olun, gelin burada da söyleyin, eleştirin de aynı zamanda, eleştirin bizi. Biz her şeyimiz mükemmel, her şeyimiz doğru, her zaman yanlış demiyoruz.

Ya, bu normalleşme süreciyle ilgili de tutumunuzu, gerçekten bu normalleşme konusunda da tutumunuzu yani ben anlamış değilim. Şimdi, hep diyordunuz bu ülkelerle niye kötüsünüz, diyalog kurun, normalleşin. Herhangi bir şart da söylemiyordunuz. Şimdi niye normalleştiniz diye bizi eleştiriyorsunuz, bazılarınız da döneklik diyorsunuz. Şimdi, o zaman ben şu soruyu sorayım size: Yani siz o gün bu ülkelerle normalleşin dediniz; tamam, biz de normalleştik, şimdi niye normalleştiniz diyorsunuz. O zaman bu da döneklik olmuyor mu sizin tabirinizle? Sizin tabirinizle söylüyorum.

Arkadaşlar, gerçekten aynı soruyu sormak istiyorum; ya hangi Türkiye’de yaşıyorsunuz, hangi dünyada yaşıyorsunuz? Yani Türk dış politikasının başarısıyla niye gurur duymuyorsunuz? Gurur duymuyorsanız da küçümsemeye çalışmayın, engellemeye çalışmayın, Türkiye’yi kötülemeye çalışmayın arkadaşlar.

Şimdi, Sayın Utku Çakırözer'e teşekkür ediyorum.

Şimdi, Ege Adaları konusunda hemşehrimiz Sayın Baykal'ı hatırlamanızdan da çok memnun oldum ayrıca. Peki, insan sorar, 1996 Kardak krizinde Sayın Baykal, evet Dışişleri Bakanıydı, o günkü Hükümetin tutumu oldu Kardak krizinde. Peki, insan şunu sorar, bizi suçlamaya çalışıyorsunuz, o güne kadar neredeydik, o güne kadar neredeydik? Şimdi bunun cevabını lütfen Ünal Çeviköz'e siz sorun, Ünal Çeviköz size anlatsın. Gelin biz de size belgelerle anlatalım.

Bu milli bir politikadır, Yunanistan'ın işine gelecek şekilde birbirimizi köşeye sıkıştırmaya çalışmayalım lütfen. Bu milli bir politikadır, biz size gelip anlattık, Ünal Bey de anlattı. Geçtiğimiz yıllarda da bu soruları burada sordunuz, Ünal Bey de hatta bazı soruları geri çekti. Burada yine meslekten arkadaşlarımız var, İYİ Parti’de 2 arkadaşımız var, onlar da anlatsınlar. Bize inanmıyorsanız kendi milletvekillerinize sorun. Bu Ege Adaları konusu milli bir politikadır, Yunanistan'ı sevindirecek veya eline koz verecek… Biz sizi eleştirebiliriz, hem de gerçekten eleştirebiliriz, ama bu Yunanistan'ın hoşuna gider. Dolayısıyla gelin bu konuları, milli politikaları beraber değerlendirelim.

Diğer taraftan, şimdi bir konuşmacı da burada sözüm ona adamlık dersi vermeye çalıştı. Ben ona cevap vermeyeceğim, onun üslubuyla da cevap vermeyeceğim, çünkü burası gerildi. Ben susayım, Hazreti Mevlana cevap versin. Ne güzel söylemiş Hazreti Mevlana: “Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.” Hazreti Mevlana böyle söylemiş.

Değerli arkadaşlar, Sibel Hanım’a her zaman saygımız var, konuşuyoruz, çalışıyoruz. Şimdi bir soru sormak istiyorum; 23’üncü ve 24’üncü fasılların açılmamasının sebebi olarak bizi gösterdiniz; doğru mu? Doğru. Peki Sibel Hanım, siz bunu biliyor musunuz; bu fasılların 6 tane açılış kriteri var, Türkiye Cumhuriyeti bundan 8-9 sene önce bu açılış kriterlerinin hepsini karşıladı resmî olarak bildirilmediği halde; biliyor musunuz?

Peki, şunu biliyor musunuz? Bu iki fasıl üzerinde de blokaj var, Avrupa Birliği ve Rum Kesimi bloke etmiş, onda bile niye açılmadı diye bizi suçluyorsunuz, biz açılış kriterlerinin hepsini karşılamışız. İşte, gerçeklerden uzaklaşmayalım diyoruz. Vize kriterleriyle ilgili, doğru 5 ya da 6 tane kaldı da, Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi konusunda herhangi bir kriter yok.

Ben şunu söylemeye çalışıyorum: Bizim de eksikliklerimiz var, Avrupa Birliğinin de eksiklikleri var, ama sizin konuşmalarınıza baktığımız zaman bu konularda Avrupa Birliğine herhangi bir çağrıda bulunamıyorsunuz. Ben size Bütçe Komisyonunda sordum, yani siz ne yapıyorsunuz bu konularda diye. Muhalefetin de görevi bu, bazen iyi polis-kötü polis de olması lazım, beraber bununla mücadele yapalım. Vize zorlukları konusunda da hep bizi suçluyorsunuz. Avrupa Birliği ülkelerine, Batı ülkelerine hiç bugüne kadar eleştiriniz olmadı, size de geliyor şikâyetler. Peki, siz diyorsunuz ki; biz iktidara geldiğimizde bunu yapacağız. Şimdi muhalefetteyken sorumluluğunuz var da, şimdi niye yapmıyorsunuz? Yani iktidara belki geleceğiz de, o zaman şöyle yapacağız, böyle yapacağız olmaz. Türkiye'nin haklı davasında beraber hareket edelim arkadaşlar, birlikte hareket edelim Türkiye'nin haklı politikasında.

Tabii, Ahmet Erozan'a, inşallah Çağatay Beye de söyledim, Dışişleri Komisyonuna en kısa sürede geleceğim.

Şimdi, AİHM kararlarının çifte standart olduğunu söylediniz. Burada çifte standart şudur:

Birincisi; devam eden mahkemeler sürecinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararlar siyasidir.

İkinci çifte standart; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin –devam eden mahkeme süreçleri var- değişik ülkelerle ilgili verdiği birçok karar var; Almanya’sı, Fransa’sı, Norveç'i. Neden Türkiye'ye gelince “Türkiye uygulamıyor” diye baskı yapıyor? Yunanistan 15 senedir uygulamıyor da, Türkiye'ye baskı yapıyor? Biz, bu çifte standarda vurgu yapıyoruz, bizim söylediklerimizde hiçbir şekilde çifte standart yok.

Son olarak da, yine Engin Özkoç Abhazya konusunu gündeme getirdi. Sayın Engin Özkoç, tabii ki her yerde soydaşlarımız var, akrabalarımız var, tamam, onlara da sahip çıkmamız lazım. (Mikrofon Otomatik Kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI- Buyurunuz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Fakat…

BİR MİLLETVEKİLİ- Siz, AİHM’e de bunu mu söylüyorsunuz Sayın Bakan?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, AİHM'e de aynen bunu söylüyoruz.

BİR MİLLETVEKİLİ- Çifte standart mı diyorsunuz, uygulayacağız mı diyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Burada çifte standart diyoruz, ikiyüzlü diyoruz ve siyasi diyoruz. Burada ne diyorsak orada da onu söylüyoruz. Kapalı toplantılarda ne söylüyorsak açıkta da onu söylüyoruz. Burada ne söylüyorsak kapalı toplantıda da… Bizim her şeyimiz açık, ilkeli.

Şimdi, Abhazya konusunda elbette insani yardımlar, akrabalık bağlarımız -benim ailemde de var- ama Abhazya Gürcistan'ın uluslararası tanınmış sınırları içindedir. Biz de Gürcistan'ın sınır ve toprak bütünlüğünü tanıyoruz, dolayısıyla ayrı bir şey olarak tanımadığımızı söylemek isteriz.

Sayın Başkan…

BİR MİLLETVEKİLİ- Kabul etmiyoruz, reddediyoruz bunu.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Farklı görüşler de olabilir, ben görüşümü, Türkiye'nin pozisyonunu söylüyorum.

BİR MİLLETVEKİLİ- Buradan söylüyorum; reddediyoruz, bağımsızlık savaşı vermiştir.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Eyvallah, siz Gürcistan'ın bölünmesini istiyorsanız, o sizin partinizin görüşü. Ama biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak Gürcistan’ın sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Ukrayna’nın sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Suriye'nin de sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü destekliyoruz.

Şimdi, değerli arkadaşlar; tabii, burada Felek Naz Hanım yine “Kürt düşmanlığı yapıyorsunuz” dedi. Hepimiz söylüyoruz, Cumhurbaşkanımızdan tüm bakanlarımıza kadar; Kürtler bizim kardeşimizdir. Türkiye'de de, İran'da da, Irak'ta da, Suriye'de de. Ama şunu söylemek isterim: Her yerde Kürtlerin de, Ezidilerin de, Aramilerin de, Süryanilerin de, Arapların da, insanlığın da en büyük düşmanı PKK-YPG'dir. Çok açık, çok açık. İnsanlığın da düşmanı terördür.

Değerli milletvekilleri; kısıtlı kaynaklarımızı tabii, mütevazı bütçemizi en etkin şekilde kullanmaya gayret ediyoruz. Bütçemiz bittiği zaman da Sayın Maliye Bakanımıza gidiyoruz. Gözlerine bakıyoruz, gözlerinde ışıltı varsa talebimizi iletiyoruz, gözlerinde ışıltı yoksa o demeden; Sayın Bakanım, biz bugün gidelim, yarın gelelim diyoruz. Sağ olsun, ne zaman ihtiyacımız olursa ilave bütçemizi, çünkü biz dövizle harcama yapan bir Bakanlığız, veriyorlar; kendisine çok teşekkür ediyorum.

Tabii bütçeyi harcarken Sayıştay bulgularına da dikkat etmemiz gerekiyor; bunları da inceliyoruz ve gerekli düzenlemeleri yapıyoruz.

Bu vesileyle izninizle; kısıtlı imkânlara rağmen zor coğrafyalar başta olmak üzere dünyanın her yerinde gece-gündüz savaş-barış, uzak-yakın demeden Türkiye'nin hak ve menfaatlerini koruyan, vatandaşlarımızın güvenliği ve huzuru için çalışan, yeri geldiğinde masada, yeri geldiğinde sahada emek veren çok değerli çalışma arkadaşlarıma bir kez daha teşekkürlerimi, şükranlarımı sunuyorum. Hepsiyle gurur duyuyoruz.

Ve son olarak da… (Mikrofon Otomatik Kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI- Buyurun efendim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Son cümlelerim Sayın Başkanım; tabii dış politikamızı yürütürken de en büyük desteği milletimizden ve Yüce Meclis’imizden alıyoruz. Yüce Meclis’imizin parlamenter diplomasisindeki başarısıyla da gurur duyuyoruz. Her birinize çok çok teşekkür ediyoruz, gönülden çok teşekkür ediyoruz.

Türkiye yüzyılı hedeflerine doğru hep birlikte yürümeye devam edeceğiz.

2023 yılı bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.

* Interpress deşifresidir.