DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Burada depremle ilgili faaliyetlerin koordinasyonuna katkı yapmaya çalışıyoruz… biliyorsunuz yurt dışından ziyaretler var, yurt dışından gelen yardımlar var, en başından … ayni yardımlardan tutun da aynı şekilde şimdi konteynır vesaire. Diğer taraftan, tabi … Türkiye’ye maddi yardım yapmak için girişimler var. Bunların koordinasyonunu yaparken fırsat buldukça … fedakarca çalışan bakanlarımıza, valilerimize, belediye başkanlarımıza, AFAD olsun tüm kurumlarımıza, Kızılay’ımıza, gönüllülerimize destek olmak için bölgeye geliyoruz. Daha önce farklı illerimizde farklı zamanlarda ziyaretlerimiz oldu.
Bugün Gaziantep’e indikten sonra Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesine gittik. Orada valimizin, koordinatör valimizin başkanlığında, riyasetinde tüm çalışmaların bir nizam içinde yapıldığını, yapılmakta olduğunu da gördük. Aynı şekilde Kahramanmaraş merkezde çadır kentleri dolaştık. Kırgızistan ve Kazakistan’ın kurduğu çadır kentleri de ayrıca ziyaret ettik. Kazakistan’dan kardeşlerimiz halen oradaydı, onlara da teşekkür ettik.
Diğer taraftan, sahra hastanelerini de ziyaret ettik. Türkoğlu’nda İngilizlerin bizim ilçe sağlık müdürlüğümüzle birlikte, yani hastanemizde görevli arkadaşlarımız da başhekim dahil birlikte kurdukları sahra hastanesini ziyaret ettik. İngiltere’den gelen doktor uzman askeri tıbbi hekim ekiplere de teşekkür ettik.
Daha sonra Pazarcık’a gittik, Pazarcık biliyorsunuz ilk depremin merkezidir ve şimdi de Adıyaman Gölbaşı’ndayız. Geçenlerde de yine Gaziantep’ten çıkıp bazı köy ve kasabalarımızı ziyaret ettik. Besni’ye aynı şekilde ilçemize Besni ilçemize gitmiştik. Adıyaman merkezde çalışmalar yürütmüştük. Tabi Sayın Cumhurbaşkanımız da birinci turu tamamladı, ikinci tura başladı. Yarın da yine Sayın Cumhurbaşkanımız da deprem bölgelerinde ziyaretlerine devam edecek.
Vatandaşlarımızla beraber oluyoruz, vatandaşlarımızın dertlerini dinliyoruz, varsa eksiklik onları gidermek için arkadaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Gerçekten gittiğimiz yerlerde kurulan çadır kentlere ilaveten, konteynır kentlerin kurulduğunu görüyoruz. İşte burada Gölbaşı’nda da 1500 konteynırın kurulacağı bir merkezdeyiz. Sizler de görüyorsunuz belli bir nizam içinde adeta bir yaşam alanı burada oluşturuluyor. Sadece konteynırlar değil, burada ağaçlandırma çalışmaları da aynı şekilde devam ediyor, fakat sosyal donatı alanları da aynı şekilde planlanmış. Ve mescidiyle, çocuklar için oyun alanı, diğer taraftan eğitim alanı. Çok şükür okullarımızda çok fazla hasar yok, eğitim okullarımızda da devam edecek bazı okullarda hasar var, ama genel anlamda söylüyoruz. Yine sosyal donatı alanları, sosyal marketler.
Burada özellikle Esenler Belediye Başkanımız Tevfik Bey’e de teşekkür etmek istiyorum, gerçekten depremin başından beri tüm ekipleriyle burada. Farklı illerden valilerimiz geldiler, koordinatör valimiz de burada, kaymakamlarımız hepsine gönülden teşekkür ediyoruz.
Tabi bu konteynır kentlerde ve çadır kentlerde aşhanelerin kurulduğunu ve işlediğini görüyoruz. Yine psikososyal destek alanlarının özellikle çocuklarımız için ve yetişkinler için de sağlandığını. Sahra hastanelerimiz aynı şekilde vatandaşımıza yerinde hizmet veriyor. Biraz önce Pazarcık’ta bazı çocuklarımız kontrol ettikten sonra birkaç tanesini hastaneye ilave tetkikler için gönderdiler, ama ilk müdahaleler buralarda yapılıyor.
Yine sosyal marketlerde vatandaşlarımızın tüm ihtiyaçlarının karşılandığını görüyoruz. Çocuklarımızın ayrı, kadınlarımız ayrı, erkekler için ayrı. Gıdaya ilaveten giyecek ve diğer ihtiyaçlardan bahsediyoruz. Burada da yine Esenler Belediyemizin kurduğu sosyal marketleri ziyaret ettik gerçekten örnek niteliğinde. Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyoruz. Vatandaşlarımız ne istiyorlarsa burada bulabiliyorlar.
Ayrıca burada Gölbaşı’nda köylerde de, kırsal kesimde de 1400 konteynır talebini ilk etapta karşılıyoruz. İlave ihtiyaç olduğu zaman da onlar da karşılanacak. Yavaş yavaş vatandaşlarımızı çadırlardan, çadır kentlerden, konteynır kentlere taşıyoruz. Çünkü 1 yıl boyunca Sayın Cumhurbaşkanımız milletimize bir sözümüz var 1 yıl içinde kalıcı konutları yapıp vatandaşlarımıza, tüm deprem bölgelerinde teslim edeceğiz dediler. Ama o 1 yıl içinde kalıcı konutlar yapılıncaya kadar vatandaşlarımızın yaşadığı yerlerde bu şartları geliştirmek de bizim görevimiz, o yüzden zaten çadır kentlerden konteynır kentlere taşıyoruz.
Diğer taraftan, vatandaşlarımızın elbette bura tarım bölgesi, hayvancılık var, deprem bölgelerine baktığımız zaman genelinde bu var. Yine tarım alanlarıyla ilgili de hasar tespit çalışmalarımı da devam ediyor. Aynı şekilde hayvancılık yapan vatandaşlarımız var, telef olan hayvanlarımız var büyükbaş, küçükbaş, onların yine tespitleri yapılıyor ve vatandaşlarımıza yine bu anlamda da ayni yardım, yani canlı hayvan olarak kendilerine veriyoruz, yem desteği aynı şekilde veriliyor. Arazilerdeki hasar tespitleri yine yapılıyor.
Yine sahada görüyoruz tüm bölgelerde binaların tespitleri hummalı bir şekilde yapılıyor. Vatandaşlarımız eğer itiraz ediyorsa o da kayda geçiriliyor tekrar inceleme yapıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza, tüm gönüllülerimize, mühendislerimize, mimarlarımıza çok teşekkür ediyoruz ilgili kurumalarımıza. Etüt çalışmaları, yeni konutların yapılacağı yerlerde de hızlı bir şekilde yapılıyor.
Tabi diğer taraftan, biraz önce yurt dışından gelen desteklerden de bahsetmiştim biraz size detaylı bilgi vermek istiyorum, ara ara veriyoruz. Bu yurt dışından gelen desteğin koordinasyonunu da ilgili kurumlarımızla, özellikle AFAD’la birlikte yapıyoruz. Tüm şehirlerimize yani deprem bölgesindeki şehirlerimize bu koordinasyonu sahada da yapmak için büyükelçilerimizi ve diplomatlarımız da görevlendirdik. Adana’ya iki tane havaalanı olduğu için dört tane arkadaşımız, diğer şehirlere ikişer büyükelçimizi görevlendirdik sahadalar. Arkadaşlarımız da diğer kurumlardan arkadaşlarımız da uyumlu bir şekilde çalışıyorlar.
90 ülkeden 11500’e yakın arama-kurtarma ekibi gelmişti. Bu sabah 4 ülke kaldı demiştim, şimdi öğrendim iki ülke daha Gürcistan ve Özbekistan arama-kurtarma çalışmalarını tamamladığı için döndüler. Şu anda iki ülke kaldı can Azerbaycan ve Filipinler. Yaklaşık 700 kişi şu anda yine bazı yerlerde vatandaşlarımızdan ihbarlar geliyor, vatandaşlarımızın henüz daha yani ulaşamadığımız yakınları var. Antakya’da görev yapan Hatay’da görev yapan büyükelçimiz dahil Devrim Öztürk dahil ulaşamadığımız kişiler var. Dolayısıyla, arama-kurtarma ekiplerimiz sahada ama yurt dışından da iki ekip şu anda sahada. 27 ülkeden 30 tane sahra hastanesi gelmişti. Bunlardan bazıları bu arama-kurtarma ekipleriyle beraber bir ekip halinde geldi. Bunların şu anda 10 tanesi döndü, ama 20 tanesi aktif. Burada da Fransızların bir sahra hastanesi olduğunu görüyoruz.
Tabi yurt dışından özellikle konteynırla beraber kırsal kesimde çadır talepleri de devam ediyor. Bu çadır ihtiyacının karşılanması için yurt dışından da çadırların gelmesi konusunda yoğun çalışıyoruz AFAD’la, ilgili kurumlarımızla. Bir taraftan yerinde bulma, diğer taraftan kargo uçaklarının ayarlanması. 125 binden fazla çadır gelmiş durumda, 42 bin civarında çadırın Türkiye’ye intikali için de planlamalar yapıldı. Konteynır yine elbette yurt içinde her yerde üretim yapıyoruz, ama yurt dışından da bulabildiğimiz konteynırları ülkemize getiriyoruz. Katar’dan 10 bin civarında konteynır gelecek, gemilerle yola çıkmaya başladı. Süveyş Kanalına gemiler ulaştı, birkaç gün içinde ilk gemiler inşallah limanlarımıza, İskenderun Limanına gelmiş olacak. Ve 15725 civarında konteynırın Türkiye’ye gelmesi için de planlamaları yaptık.
NATO’nun biliyorsunuz Türkiye’ye tüm uluslararası kuruluşların desteği olduğu gibi NATO’nun da 4 bin kişilik ilk etapta bir yaşam merkezi, yani konteynır, çadır karışımı yaşam merkezi projesi vardı. Ve ilk etap malzemeler İskenderun’a geldi. 2400 kişilik Antakya’da bir merkez kurulacak, 1600 kişilik İskenderun’da kurulacak. NATO’nun şu anda ilave ürünleri, yani bu anlamda gerekli malzemeler İtalya’dan yarın ve Salı günü yola çıkmış olacak. Ayrıca dün NATO ikinci bir 4 bin kişilik bir yaşam alanı daha kurabileceklerini söylediler ve sessizliğe bıraktılar, yani herhangi bir üyeden itiraz olmazsa ikinci bir 4 bin kişilik yaşam alanını da arkadaşlarımızla istişare edeceğiz, biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımız da bilgi arz ettik. İlgili İçişleri Bakanımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanımızla istişare ettikten sonra ihtiyaç duyulan yere yine bunlar kurulmuş olacak.
Tabi dünyadan mali yardım da önerileri geliyor, teklifleri geliyor. Ülkelerin resmi taahhütleri var. Diğer taraftan, o ülkelerde sivil toplum kuruluşlarının ve iş dünyasının kampanyayla Türkiye’ye yardım etmek için özellikle aktarmak istedikleri kaynakları ilgili AFAD’ımızın, Kızılay’ımızın hesap numaralarına yönlendiriyoruz. Ve önümüzdeki süreçte acil olarak BM’nin 3 aylık acil yardım çağrısı çerçevesinde bu toplanacak miktarın nerelere harcanacağını da ilgili kurumlarımızla koordine ediyoruz.
Biliyorsunuz birde Avrupa Birliği Brüksel’de bir konferans düzenlemek istedi. Biz bu arada da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Dünya Bankasıyla önümüzdeki süreçte nerelere ihtiyaç duyulacak bunun raporlamasını da yapıyoruz. Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ve Hazine ve Maliye Bakanlığımızla diğer kurumlarımızla birlikte. Bu uzun ve orta vade de bu anlamda da atabileceğimiz adımlar.
Yurt dışında büyükelçiliklerimizde vatandaşlarımızın ve o ülkelerin vatandaşlarının talebi doğrultusunda hesaplar da açtık AFAD’ın ve Kızılay’ın hesapları. Burada da özellikle birçok ülkeden kaynak işte aşağı yukarı yani 40 milyon dolar civarında bir kaynak. Birinci sırada Japonya var hep şunu söylüyorlar: Bizde deprem oldu siz geldiniz, birde İran-Irak Savaşında Tahran’dan bizim vatandaşlarımızı siz kurtardınız, şimdi sıra bizde diyorlar. Aslında şöyle baktığımız zaman tüm dünya niye yardıma koşuyor? İki sebebi var. Birincisi, büyük bir afet, görülmemiş bir afet bunun boyutunu herkes görüyor. İkincisi, Türkiye bugüne kadar nerede bir afet olduysa ilk koşan ülke olmuştur, tüm dünyada böyle olmuştur. Dolayısıyla, herkes Türkiye’de de bu zor günlerde Türkiye’ye yardım etmek için koşuşturuyor. Tüm bunları koordinasyonunu yapmaya çalışacağız. Amacımız nedir? Bir an önce yaraların sarılması, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması ve tekrar deprem bölgelerinin ayağa kaldırılması, ihya edilmesi bunu da devlet millet olarak hep birlikte yapıyoruz.
Tüm gönüllülere de bu vesileyle çok teşekkür ediyoruz depremin başından bu yana ayrım yapmaksızın emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Ve bu dönemde bize her türlü desteği veren arama-kurtarmadan tutun da ayni, maddi, her türlü desteği veren uluslararası topluma da, dostlarımıza da bir kere daha teşekkür ediyoruz.
Sağ olun.
* Interpress deşifresidir.