HANDE FIRAT- Efendim, Profesör Doktor Ateş Kara bizimle birlikteydi. İkinci
bölüm çok önemli, neden çok önemli? Tabii ki sağlık konusu da çok
önemliydi. Biliyorsunuz tüm gözler Libya’daydı, çünkü üst düzey Türk heyeti
Libya’ya gitmişti, o heyet içinde Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu
da vardı ve Sayın Çavuşoğlu Türkiye’ye döndü heyetle birlikte ve şu an
stüdyomuzda. Efendim, hoş geldiniz CNN Türk Gece Görüşü yayınına.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum, iyi yayınlar.
HANDE FIRAT- Bu akşam Sayın Çavuşoğlu’na soruları iki gazeteci arkadaşımla,
Gece Görüşü’nde sık sık gördüğünüz iki arkadaşımla birlikte soracağız.
Zafer Şahin, Takvim Gazetesi Ankara Temsilcisi. Murat Çelik, Posta Gazetesi
yazarı. İyi akşamlar arkadaşlar, ben bugün biraz sizden erken başladım.
MURAT ÇELİK- İyi yayınlar.
HANDE FIRAT- Çok teşekkürler. Şimdi şöyle düşündüm, sizinle konuşmadık, ben
çünkü yayındaydım, ama Libya’yla başlayalım.
ZAFER ŞAHİN- Tamam.
HANDE FIRAT- Libya’yı tamamen masaya yatıralım, sonrasında Türk-Rus
ilişkileri, Türk-Amerikan ilişkileri, Avrupa Birliği, konuşacak çok konu
olduğu için. Sayın Bakan, isterseniz Libya’yla ben açayım, arkadaşlarım
gerisini getirsin. Nereden çıktı bu sürpriz ziyaret dedik, ama Güvenlik
Zirvesinde mi karar verdiniz, şartlar mı onu gerektirdi ve tabii görüşmenin
ana gündem maddeleri neydi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizim için sürpriz olmadı, ama sizin
için sürpriz olabilir.
HANDE FIRAT- Bize oldu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Libya konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde yürüttüğümüz çalışmaları sizler de takip ediyorsunuz. Kısa bir
süre önce Sayın Serrac, Ulusal Mutabakat Hükümetinin Başkanı, ayrıca Yüksek
Devlet Konseyi Sayın El-Meşri de Türkiye’ye gelmişti. Sayın
Cumhurbaşkanımızla görüşmelerde Sayın Cumhurbaşkanımız, bundan sonra neler
yapabileceğimizi, Libya’ya olan desteğimiz, Libya’yla işbirliğimiz ve
işbirliğimizin alanlarının genişletilmesi gibi konuları görüşürken kapsamlı
bir heyeti Libya’ya göndereceklerini söylemişlerdi. Bu ziyaretten bir gün
önce akşam da yine biliyorsunuz Külliye’de bir toplantı gerçekleştirdik
Sayın Cumhurbaşkanımızın Başkanlığında ve talimatları aldık,
arkadaşlarımızla birlikte hazırlığı yaptık. Milli Savunma Bakanımız
biliyorsunuz Pençe Harekatları sebebiyle, ayrıca NATO Savunma Bakanları
Toplantısına görsel olarak katıldığı için kendisi katılamadı, ama çalışma
arkadaşlarından, Türk Silahlı Kuvvetlerinden arkadaşlarımız vardı. Kapsamlı
bir heyetle yine Hazine ve Maliye Bakanımız, MİT Başkanımız,
Cumhurbaşkanımızın Sözcüsü İbrahim Bey, yine Enerji Bakan Yardımcımız başta
olmak üzere gittik görüşmelerimizi yaptık.
Niçin gittik? Her şeyden önce Libya’ya olan, Libya Yönetimine, meşru
yönetime olan desteğimizi güçlü bir şekilde hem kendilerine vurgulamak, hem
de tüm dünyaya göstermek için gittik. Ve Libya’da bundan sonra nelerin
yapılacağını sahada ve uluslararası platformda enine boyuna Sayın
Serrac’la, daha sonra heyetleri ayırarak konusuna göre yine
toplantılarımızda bunları görüştük, ele aldık.
MURAT ÇELİK- Sayın Bakanım, bir araya gireceğim, hani bazen adettendir,
hani bazen adettendir, her zaman değil ama bu ziyaretin bu seviyede
Türkiye’nin Libya ziyareti yapacağı örneğin Amerika Birleşik Devletleri’yle
bir bilgi olarak paylaşıldı mı ya da Rusya’yla?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hiç kimseyle paylaşmadık. Zaten Libya
yetkilileriyle, yani meşru yönetimle temaslarımızı bilmeyen yok. Bazen
onlar geliyor, arada biz de böyle gidiyoruz.
MURAT ÇELİK- Sıcak bölge, İrini var vesaire, hani zamanlama da çok malum
kritik, gerçi kritik olmayan zaman yok orada ama.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İrini zaten boş bir harekat yani kozmik,
kozmetik daha doğrusu, orada bulunalım, bak Avrupa Birliği olarak bir şey
yapıyoruz diye göstermelik bir hareket. Raporlarına bakıyoruz, denizden
işte şunu yaptık, şu girişimde bulunduk, ama diğer taraftan Suriye’den ve
diğer yerlerden, BAE’den jetler girdi Suriye’ye girdi, Libya’ya girdi, özür
dilerim, geldiler, bunlarla ilgili bir raporu yok. Libya’ya kuzeyden,
güneyden ya da doğudan gelen silahlarla ilgili hiçbir bilgisi yok. Sadece
işte Fransa’nın girişimiyle, Fransa biliyorsunuz bu darbeci korsan Hafter’i
açıkça destekliyor, NATO’nun hilafına destekliyor, onun girişimiyle Avrupa
Birliği içinde bir harekat. Bunun başarısız olduğunu ilk gören de yine
başka bir AB üyesi ülke Malta oldu. Dolayısıyla bizim oraya ziyaretimizle
bu İrini’nin ya da diğerlerinin herhangi bir şeyi yok. Zaten bildirimde
bulunduk gittik ve hiç kimseye de, yani başka ülkelere de biz oraya
gidiyoruz gitmiyoruz diye bilgi vermek durumunda değiliz.
MURAT ÇELİK- Yok, elbette değil Türkiye de…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- O anlamda sormadığınızı da biliyorum.
Ama mesela Ruslar da son görüşmelerden sonra bir ateşkes için, kalıcı bir
ateşkes için özellikle Libyalılarla görüşmemiz gerektiğini de biliyordu.
Çünkü onlarla görüşmeden onu da anlatacaktım, bir ateşkes, ateşkes ama
ateşkes sonrası hangi adımlar atılacak? Siyasi süreçte somut adımlar
atılacak mı? Meşru Yönetimin beklentileri nedir, hedefleri nedir, bunları
da tabii ki görüşmek gerekiyor ve hepsini de görüştük. Düşüncelerini aldık,
görüş alışverişinde bulunduk. Aksi takdirde burada bir ateşkes ilan
edersin, geçmişte de yaptık Ruslarla, iyi niyetle de çalıştık, ama
Moskova’ya gittik Hafter’in tutumu ortadaydı, Berlin’de tutumu ortadaydı,
Hafter ateşkese yanaşmıyordu. Şimdi ise Kahire’de bir açıklama oldu, ama
köşeye sıkışan Hafter’in bu göstermelik ateşkes çağrısını samimi
bulmuyoruz. Bu sırada da Misrata başta olmak üzere başka yerlere saldırma
planlarının olduğunu da biliyoruz, dolayısıyla bunları konuştuk.
Bir de, Libya’yla başka ilişkilerimiz var, işte deniz yetki alanlarının
sınırlandırılmasıyla ilgili bir anlaşmamız oldu, buralarda bundan sonra bu
zenginliklerin nasıl değerlendirileceği, birlikte nasıl yapabiliriz, buraya
üçüncü ülkeleri nasıl katabiliriz, bunları da konuştuk. Ekonomik
işbirliğimizin birçok boyutu var, birçok firmamızın orada yatırımları var
yarım kaldı, şimdi istikrara kavuşturulan bölgelere firmalarımız dönebilir
mi, onların alacakları var, onları da zaten epeyidir görüşüyorduk, yani
ekonomik ilişkilerimizin tüm boyutlarını da yine arkadaşlarımızla birlikte
Libya heyetiyle görüştük. Ve bundan sonraki siyasi süreçte, biliyorsunuz
Ghassan Salame’nin yerine kim gelecek ve BM çatısı altında hangi adımlar
atılabilir, yani tüm konuları bir güne sığdırdık. Önce Serrac’la
görüştükten sonra o gruplara ayrılmamızın da faydası oldu, kapsamlı
görüşmeler, verimli görüşmeler gerçekleştirdik.
ZAFER ŞAHİN- Tam bu noktada hani hep şu tartışıldı, ne işimiz var Libya’da?
Bu sizin anlattıklarınızdan Libya’da epeyi bir işimiz olduğu sonucunu
çıkarttım ben. Bu ziyaret şu anlama geliyor mu Sayın Bakan: Artık Doğu
Akdeniz’de Türkiye’nin dışında kaldığı ya da bırakılmak istendiği hiçbir
formül hayata geçemez anlamına mı geliyor aslında?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Esasen bunu da gösterdiğimiz anlamına
geliyor, neden? Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlama hamleleri vardı, gerek
Rum Kesimiyle, İsrail’le, Yunanistan, ondan sonra Mısır da yer yer işin
içine giriyordu. Türkiye’yi dışlama çalışmaları, üçlü dörtlü toplantılar,
mutabakat zaptları imzalanıyordu. Biz ne diyorduk? Türkiye’nin içinde
olmadığı hiçbir anlaşmanın geçerliliği yoktur, uygulaması da mümkün
değildir. Bu sismik araştırmalar için de geçerli, sondaj çalışmaları için
de geçerli. Önce sondaj çalışmalarımızla bunu gösterdik. Daha sonra
Libya’yla imzaladığımız anlaşmayla gösterdik. Daha sonra gerek Libya, gerek
bölgedeki diğer hamlelerimizle de hem sahada, hem masada bunu da kanıtlamış
olduk işin doğrusu. Herkes de görmüş oldu.
HANDE FIRAT- Sayın Bakan, şimdi ateşkes konusu dediniz. Rus Bakan
Yardımcısı geldiğinde bir ateşkes getirmişti, metni getirdiği ifade
edilmişti. Şimdi şunu merak ediyorum: Ulusal Mutabakat Hükümeti ve
Türkiye’nin ateşkes konusundaki kırmızıçizgileri, olmazsa olmazları
nelerdir? Yani BM çatısı altında olması, 2015 sınırlarına geri dönülmesi
gibi saydığınızda başka neleri saymamı gerekiyor? Türkiye’nin mutlaka
olacak dediği hassasiyetleri bize sıralar mısınız?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Zaten Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti bu
5+5 toplantılarda ateşkesin şartlarını, kendileri için o kırmızıçizgileri,
şartları söylediler, siz de bunları gündeme getirdiniz. Onun dışında
geçmişte ateşkes çalışmaları oldu biraz önce konuştuk, bunlar boşa çıktı.
Neden? Hafter bunlara riayet etmedi, tam tersi saldırganlığını arttırdı.
Şimdi ateşkes olsun da, ateşkes sonrası somut atılacak adımlar nedir, bu
ateşkes nasıl kalıcı olacak?
MURAT ÇELİK- Hafter’e nasıl güvenilecek?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hafter’e nasıl güveneceksin? Eğer yine
Hafter bunu boşa çıkarırsa bundan sonra atılacak adımlar nedir? Çünkü Rusya
Hafter’e garantör oldu, biz Serrac’a garantör olduk, gittik Moskova’ya.
Akşama kadar orada biz Serrac ve heyetine, El-Meşir de oradaydı, anlattık.
Ve kendileri metne imzayı koydular, ama Ruslar akşama kadar Hafter’i ikna
edemediler hem de kendi evlerinde. Hafter’e nasıl güveneceksiniz? Ayrıca,
bundan sonraki adımlar, yol haritası somut bir şekilde, sonuç alıcı bir
şekilde belirlenmezse o ateşkes kalıcı olmaz. Geçmişteki çabalarımızda
Hafter’den dolayı ateşkes konusunda bir netice alamadık. Sahadaki
kazanımlar neticesinde Hafter bu çizgiye geldi ki, artık Hafter’in de
hiçbir geçerliliği yok. Zaten meşruiyeti yoktu, bundan sonra Hafter gibi
bir darbecinin ateşkes yerine ülke yönetimine el koydum diyen bir kişinin
de masada da olmaması gerekiyor.
HANDE FIRAT- O zaman muhatap alınmayacak artık.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bundan sonra alınmaması gerekiyor. Çünkü
Berlin Konferansında sadece biz yoktuk, P5 ülkeleri, yani daimi üyeler
oradaydı, Afrika Birliği’nin Temsilcisi veya Afrika Birliği’nde Komisyon
Başkanı Kongo oradaydı, yine diğer bölge ülkeleri oradaydı. Herkesin kabul
ettiği bir metni Hafter reddetti. Yani bu fırsatı Hafter kaçırdı işin
doğrusu Moskova’da ve Berlin’de ve daha sonraki yaptığı açıklamalarla. Ama
benim esas söylemek istediğim şu, yani ateşkes ilan ettin, herhangi bir
tarihte verdin. Ondan sonra bu ateşkesi kalıcı hale getirecek planlarınız
yoksa ve siyasi süreçle ilgili de somut bir yol haritanız yoksa, o ateşkes
kalıcı olmaz, hemen bozulur. Ondan sonra bir kere burada bizden kaynaklanan
sebeplerle değil, bir ateşkes konusunda başarısızlık oldu Hafter ve
Hafter’i destekleyenler yüzünden. Şimdi böyle bir yola girdiğiniz zaman bu
sefer neticeyi almanız lazım. Bir de, o ateşkesin şartlarını Ulusal
Mutabakat Hükümetin de belirlediği gibi, bizim de elbette düşüncelerimiz
var, görüşlerimiz var, biz artık orada önemli bir aktörüz, dengeyi biz
değiştirdik, bunu tüm dünya kabul ediyor. Muhalefetten daha önce ne işiniz
var diyenler bile şimdi artık sesini çıkarmaz oldu. Onlara da bu dengeyi
değiştireceğimizi, tezkerenin çıkmasıyla bile birlikte sadece dengeyi
değiştirebileceğimizi söyledik. Eğer bu savaş Libya-Trablus içinde sokak
savaşına dönseydi, bugün Libya’da büyük bir kaos olurdu ve 10 yıl daha bu
savaş devam edebilirdi. O yüzden güç dengesini de biz sağladık. Dün
Libyalılar da böyle söylüyor, siz olmasaydınız Hafter Libya’ya kadar
girmişti. İşte Dışişleri Bakanının çiftliğine ya da evine, bahçeli evine 2
kilometre kadar yaklaşmışlar. Bazı yerlerde 8 kilometre şehir merkezine
yaklaştılar ki bu havaalanlarını falan bombalamalarının sebebi buydu. Yani
menzile girdi daha doğrusu top atışları vesaire roketler. Sonuçta böyle
bunları netleştirmeden laf olsun diye bir ateşkes ilanı gerçekçi değil.
ZAFER ŞAHİN- Bu ateşkesin aslında Hafter’e zaman kazandırmak, onun yeniden
güç kazanmasını sağlamak için gündeme getirildiği iddiaları sanıyorum
doğruluk payı olan iddialar değil mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kesinlikle doğru, Kahire’de apar topar
böyle bir açıklama yapılmasını sebebi Hafter’e zaman kazandırma
girişimidir. O yüzden de zaten bizim tabirimizle o Kahire girişimi ya da
açıklaması ölü doğmuştur.
ZAFER ŞAHİN- Sayın Bakan, tam bu noktada şimdi siz de işaret ettiniz. Bizde
muhalefet partileri bu Libya tezkeresine, üç tane muhalefet partisi evet
oyu vermedi. Daha önce çok rastlanan bir durum değildi. Sonrasında da şöyle
eleştiriler geldi, işte Libya’nın petrolünde gözü var Türkiye’nin gibi.
Hani bizim Libya’nın petrolünde gözümüzüz var mı? Biz orada büyük ağabey mi
olmak istiyoruz? Hani ben kendi adıma bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunda
bir mahsur görmüyorum. Ama yine de biz orada emperyal heveslerle mi
bulunuyoruz? Tam olarak aslında bunu biz kamuoyuna sanki anlatmadık gibi ya
da anlatamadık.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizim iktidarımız döneminde Afrika
açılımı başlatıldı. Afrika açılımı da Afrika ortaklığına dönüştü. 2021
yılında da 3. Türkiye-Afrika Birliği Zirvesini gerçekleştireceğiz. 42
ülkede Büyükelçiliğimiz var. Birçok yerde TİKA’mızın ofisi var, 22 bölgesel
ofisi var. Kızılay’ımız, AFAD’ımız aynı şekilde. Birçok ülkede, şehirde
hastanelerimiz var. Örneğin bu pandemi döneminde sadece Mogadişu’daki değil
bu Nijer-Niamey’deki Türkiye Nijer Dostluk Hastanesi örneğin, birçok
yatırımız var. Ve bu süreçte Afrikalıların hepsinin ortak söylediği şu, bir
tek bize sömürgeci anlayışıyla gelmeyen ülke Türkiye ve sizsiniz. Bizim
yaklaşımımız bu. Ama o ülkelerde iş adamlarımızın projelerini üstlenmesi
Türkiye’nin aleyhine mi olur? Bizim şirketlerimizin maden ocaklarını
işletmesi, örneğin o sömürgeci firmaların ya da ülkelerin firmalarının
yerine işletmesi bizim aleyhimize mi olur? Orada bir stat projesini bizim
firmamızın alması kötü mü? Bir havaalanını bizim firmalarımızın işletmesi
çok mu kötü? Türkiye’nin aleyhine ne? Veya Türkiye Petrolleri Anonim
Ortaklığı artık küresel bir şirket oldu, sadece kendi kıta sahanlığımızda
ya da karalarımızda sismik araştırma ya da sondaj çalışması yapmıyor,
birçok ülke davet ediyor bizi, sadece Somali değil, Afrika’da davet eden
ülkeler var. Şimdi Libya’da da çok sayıda petrol kuyuları var, doğal gaz,
hidrokarbon rezervleri var, kıta sahanlığı anlaşmasından sonra oralarda da
mutlaka zenginlikler vardır. Şimdi oralarda gidip Libya halkının da
yararına kazan-kazan anlayışıyla Avrupa şirketlerinin ya da Amerika ya da
diğer ülkelerin şirketlerinin yerine bizim firmalarımız, bizim TPAO’muz ya
da diğer firmalarımız enerji konusunda işbirliği yapsa bu kötü bir şey mi,
bunun neresinde zarar var?
Bugün ekonomi diplomasisi var, ticaret diplomasisi var ve bizim dış
politikamızın önceliklerinden bir tanesi de bu, ekonomik ilişkilerimizi tüm
dünyayla geliştirmek. Yeniden Asya girişimini niye başlattık? Birçok sebebi
var ama, temel sebeplerinde bir tanesi, artık ekonominin ve ekonomik
büyümenin merkezi Asya. Bütüncül bir yaklaşımla kazan-kazan anlayışıyla
gitmemiz lazım. Biz gidelim orada şey yapalım, ondan sonra onların da
petrolüne el koyalım, olmaz. Hangi yöntemle yapıyoruz? Anlaşmalarla,
mutabakat zaptıyla, hukuki bir zeminde yapıyoruz, bir tarafın çıkarına
olmazsa olmaz. Olabilir, yarın birçok firma şu anda özelikle bu kovid’den
dolayı bu petrol firmalarının hepsi çok büyük ekonomik sıkıntılara
girdiler, isimleri vermeyim şimdi o şirketleri zor durumda bırakmamak için.
Şimdi oradaki firmalar bile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığıyla ortaklık
arayışına girmeye başladılar, bunda ne kötülük var? Cumhurbaşkanımız
demiyor mu, Doğu Akdeniz’de olsun, yine buralarda olsun diğer ülkelerin
firmalarıyla da işbirliği yapmaya hazırız, biz sömürgeci değiliz. Ama her
iki tarafın yararına ekonomik ilişkileri geliştirmek ya da oradaki
çıkarlarımızı gözetmek de başka türlü yorumlanmasın, bunu başka tarafa
çekmenin hiçbir anlamı yok. Oralarda bizim olmamız hem adalet bakımından,
istikrar bakımından, barış bakımından, ekonomik kalkınma bakımında da o
ülkelerin de yararınadır.
MURAT ÇELİK- Efendim, burada herhalde şöyle ince çizgi var: Şimdi Türkiye
veya bölge ülkeleri… Örneğin Amerika Birleşik Devletleri işte Afganistan’a,
Irak’a demokrasi getireceğim adı altında bugüne kadar bu bölgeye neler
yaşattı bütün dünya görüyor. Ve biz de hep ne diyoruz? Ne işi var
Amerika’nın burada. Şimdi bizim bu tecrübeyle, o noktayı biraz
detaylandırmanızı istiyorum, Libya’nın demografik yapısını da
düşündüğümüzde elbette, yani kimse yanlış anlamasın, Amerika’nın buralara
gelmesiyle bizim Libya’ya gitmemizi aynı kefeye tabii ki koyamam, yani
tarihi bağlar var, o var, bu var, bir sürü detay var. Ama Türkiye’nin hangi
hassas çizgide yerel, çünkü demografik yapısı ilginç, çok sayıda aşiretin
ve karmaşık dengelerin olduğu bir ülke. Hani böyle bir ağabey pozisyonu
tamam, hani o ağabeyliğin dozunu nasıl ayarlıyoruz, orası sanki önemli.
Yani Libya yerel yapısını tabiri caizse irite etmeden bir şeyler yapıyor
olsak gerek.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi biz gittiğimiz hiçbir yerde bu tür
ayrımlara girmiyoruz. Yani o ülkeyi bölelim, ondan sonra yönetelim
anlayışı, bu sömürgecilerin anlayışıdır. Ve Libya’nın da bölünmesine de
karşıyız. Libya’nın bölünmesine karşı olmak ne demek? Libya’nın sınır
bütünlüğü, toprak bütünlüğünün yanında içeride de siyasi birliği sağlamak
demektir. Ve bunu sağlayabilmek için Libya gelirlerinin de Libya halkları
tarafından eşit bir şekilde de paylaşılması gerekiyor, tabii o Libya
yönetiminin bir anlayışı. Ama ekonomik reformlarla ilgili de tecrübe
paylaşımını yapmaya başladık, bu ziyaretimizde de görüştük, Hazine ve
Maliye Bakanımızın da heyette olmasının sebeplerinden bir tanesi oydu.
Merkez Bankası ne yapacak, diğer çalışmalar nedir, tüm bu konulardaki
tecrübelerimizi de paylaşıyoruz.
Ama o ülkede, evet, kabileler var, farklı aşiretler var, hepsinin farklı
yapıları da var. Zaten burada başlangıçta bazı sıkıntıların, bu Suheyrat
Anlaşmasına giden Roma Konferanslarına katıldık, Suheyrat Anlaşması
imzaladığı zaman yine Fas’taydık, tüm bunların da desteği alınarak bir
anlaşma imzalandı ya da büyük bir ekseriyetinin.
Şimdi Hafter’in meşruiyeti artık yok diyoruz masada, olmaması lazım. Şimdi
her ne kadar yaklaşık 7 milyon nüfusun 5 milyondan fazlası şu anda Ulusal
Mutabakat Hükümetinin kontrol ettiği alanda ise, ta en ücra köşedeki bir
Libyalı kardeşimiz niye dışlansın? Dışlanmaması gerekiyor. Ve Hafter’in
dışındaki diğer Libya halkını da biz Ulusal Mutabakat Hükümetinin
kucaklamasını elbette isteriz, ama buraları ele geçirdikçe.
Şimdi yine yaptığımız çalışmalardan bir tanesi neydi? Şimdi yeni şehirleri,
bölgeleri ele geçirdi Ulusal Mutabakat Hükümeti, yani daha önce kontrol
ettiği bu harekatlardan önce, operasyonlardan önce kontrol ettiği alanı 3
katına çıkardı. Şimdi bu şehirlerde o insanların, Libyalı kardeşlerimizin
beklentileri var mı? Var, hizmet beklentisi var. Her şeyden önce temel
ihtiyaçlar, su, elektrik, gaz, neyse kullandıkları, aynı şekilde şehrin
temizliği vesaire. Bu konularda bizim tecrübemiz var mı? Var, Sayın
Cumhurbaşkanımız belediyecilikten gelme bir lider. Dolayısıyla bu Libya
halkına verilecek hizmetler konusunda da biz Ulusal Mutabakat Hükümetine
destek veriyoruz, sadece tecrübe paylaşımı değil.
HANDE FIRAT- Sayın Bakan, şimdi çok önemli bir açıklamanız oldu Hafter’in
muhatap alınmaması gerektiği konusunda. Acaba Hafter’in yerine muhatap
alınacak isim bulundu mu, böyle bir isim var mı? Tobruk Temsilciler
Meclisinin adı geçiyor. Buna karşı cephe diyorum ben ama, onlar ne
diyecektir? Sahada gelinen nokta bahsettiğiniz zaten bunu zorunlu mu hale
getirecektir onlar açısından da?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi tabii burada o kişinin ya da
kişilerin, bir, saygın olması lazım. İki, savaş değil, siyasi bir süreçle
Libya’da birliği sağlamayı hedeflemesi gerekiyor ya da o anlayışta olması
gerekiyor.
Şimdi bahsettiğiniz o Meclis Başkanına gelecek olursak, Akile Salih’ten
bahsediyorsunuz, geçmişte biz kendilerini de davet ettik, yani geçmişte bu
süreç başladığı zaman bizim de teklifimiz de Roma’da, o anlaşmaya
katılmayan herkesi anlaşmaya dahil etmek için çalışma grubu kuralım dedik
tüm ülkelerle, hatta Mısır’ın da işin içinde olmasını ilişkilerimiz kötü
olmasına rağmen ben teklif etmiştim, hep beraber diğerlerini de katalım,
birlik olsun. Şimdi bu anlayışta olmayan kim olursa olsun, yani bölmeye
yönelik ya da gücü, yetkiyi paylaşmaya yanaşmayan kim olursa olsun fayda
olmaz.
Bahsettiğiniz kişiye gelecek olursak, şimdi Meclisten kaç kişi kaldı
yanında? Milletvekillerinin çoğu Trablus’a geçti, orada 20 civarında
sanırım milletvekili kaldı, yani büyük bir çoğunluğu onun yanında değil. Bu
neyi gösteriyor? O kişi de burada, Mecliste bile o birlikteliği sağlama
kapasitesinde değil. Tamam, Hafter’le bir kavgası var, Mısır’da işte
birleştirmeye çalıştılar, görüş ayrılıkları var, Hafter’den biraz uzaklaştı
ama, sadece Hafter’den uzaklaşması yetmez, biraz önce söylediğim kriterler
ve Ulusal Mutabakat meşru Hükümetin de güvenebileceği, muhatap alacağı kişi
ya da kişilerin olması lazım. Burada hiç kimsenin sistemden dışlanmaması
gerekiyor, ama Hafter gibi bir zihniyetin burada olması ancak fitne
getirir, ancak kavga getirir, ancak iç savaşa ülkeyi sürükler.
HANDE FIRAT- Şu ana kadar yaptığınız açıklamalarda bir boşluk kalmasın diye
hep birlik, birlik dediniz. Şimdi Ruslar, işte biraz Mısır, biraz Birleşik
Arap Emirlikleri, tüm bunlara baktığınızda Libya’da bir Doğu-Batı ayrımı,
Libya’da bir iki devlet gibi bir heves olduğunu görüyoruz. Türkiye bunu
asla kabul etmeyecek diyor musunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İşte biraz önce sizin sorduğunuz sorunun
da cevabı burada. Bazıları bölelim yönetelim, bazıları da petrol ve enerji
kaynaklarının olduğu yer bizim olsun, diğerlerini bölelim, atalım
anlayışında, biz öyle değil. Yani o anlayışla gidersen kötü. Bu Libya’yı
işte bölme, hatta hemen şu andaki pozisyonlarla birlikte ateşkes ilan
edelim, bu da yarın işte bölünme için sınır olsun anlayışında olanlar var.
Özellikle Abu Dabi yönetiminin bunu yaptığını görüyoruz, ya ülke içinde
kaos yaratır, bazı Afrika ülkelerinde gördük ya da şimdi Yemen’i de bölmeye
çalışıyor, diğer ülkelerde de aynı şekilde fitneyi tetikliyor. Dolayısıyla
bu tür düşüncede olan ülkeler var işin doğrusu, ama biz buna kesinlikle
karşıyız, bu Libya’da barışı, huzuru getirmez, tam tersi bölgedeki kaosu
daha da derinleştirir.
ZAFER ŞAHİN- Sayın Bakan, şimdi az önce Hande Hanımın da saydığı ülkeler
işte bu işe biz girişirken hepsi karşımızdaydı ve Türkiye aslında burada
yalnızdı. Şimdi gelinen nokta itibarıyla biz sahada gücümüzü göstermiş
durumdayız. Bu masaya nasıl yansır? Dün karşımızda olan bazı ülkeler bu
aşamanda sonra bizle yeni ittifaklar kurar mı? Yani Akdeniz’de dengeler
yeniden şekillenebilir mi? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz ne diyoruz? Sahada ve masada güçlü
Türkiye, sahada ve masada güçlü diplomasi. Bu nedir? Sahadaki
kazanımlarımız masada kaybetmeyelim. Şimdi sahada kazanım oldu diye
birilerinin hilafına da olabilir. Ama sonuçta masada da bizimle çalışmak
isteyen olursa biz bunu dışlamayız. Doğu Akdeniz’de ne diyoruz? Herkesle
görüşmeye ve işbirliğine hazırız. Doğu Akdeniz’in etrafında birçok ülke
var, bir tek Rum kesimi hariç.
Neden Rum kesimi hariç? Bir kere tanımıyoruz. Rum kesiminin muhatabı kim?
KKTC. Henüz daha KKTC’nin ve Kıbrıs Türk halkının bu bölgedeki haklarını
vermeye hazır olmayan bir yönetimle de bir araya gelmenin ya da bu tür
işbirliği arayışı içinde olmanın bir faydası yok, KKTC’yle meseleleri
çözerlerse ayrı.
Diğer taraftan, şimdi Yunanistan’a sürekli Cumhurbaşkanımız ne diyor? Gel
beraber Doğu Akdeniz’de görüşelim, birlikte de işbirliği arayışı içinde
olalım. O gün Sayın Merkel’e bir kere daha söyledi Sayın Merkel sorunca.
Cumhurbaşkanımız, ben Londra’da da, New York’ta da zaten Miçotakis’e
bunları söyledim. Buna yanaşmayan onlar. Neden? Avrupa Birliği’nden medet
umuyor, başka yerlerden destek aramaya çalışıyor, ama onun bir faydası yok.
Aynı şekilde şimdi Libya’da hatasından dönüp de Libya’yı birleştirmek için,
yine meşru yönetimle birlikte hareket etmek isteyen ülkeler varsa, biz
onlara dün sen buraya zarar vermeye çalışıyordun, bugün hatandan dönsen de
burada hiçbir sözün yok ya da sizinle çalışmayız demek de doğru olmaz. Yani
sonuçta doğru yapılan atılan doğru adımlarda bizimle birlikte hareket etmek
isteyen ülkeler olursa biz bunlarla tabii ki çalışırız, Doğu Akdeniz’de
geçerli, Libya’da geçerli.
MURAT ÇELİK- Efendim, Doğu Akdeniz’le ilgili birazdan İsrail özelinde
sormak istiyorum ama, şurayı bitirmeden Libya’da, şimdi bu yaptığınız
ziyarette girişte bize anlatırken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın
da heyette olması ve gündemimizi anlattınız. Sonra Türkiye’nin, Türk iş
dünyasının oradaki potansiyelden faydalanmasının önemini de anlattınız.
Yıllardır biz vakti zamanında rahmetli Erbakan’la o meşhur Kaddafi’nin
çadırına seyahate gidenlerden biriyim, o zamandan beri Türk müteahhitlerin
Libya’daki alacakları diye bir gündemi var bu ülkenin, hala da var. Şu anda
da mesela gelen sorularda da var, yani müteahhitler bu yapılan ziyarette,
gerçi tabii ki Berat Beyin uzmanlık alanı, o ilgileniyor ama, hani bize
vereceğiniz bilgiler bağlamında o çerçevede hani bu finansman ve ödemelerin
mobilize edilmesi ve Türk müteahhitlerin tekrar ne zaman oradaki
şantiyelerini çalıştırmaya başlayabileceği.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Esasen bu Hafter’in saldırılarından önce
Libya bizim müteahhitlerimize ödemeleri başlatmıştı az ya da çok ve bir
takvim içinde ödemeleri başlatmıştı. Aynı şekilde hastanelerimize de
borçları var. Biliyorsunuz bu sağlık turizminde de önde bir ülke bir ülke
olduk, inşallah bu kovid bittikten sonra burada Türkiye’nin imajı çok daha
güçlendi, sağlık turizminde de en başlarda olacağız. Dolayısıyla
hastanelerin borcu da var.
Bir de, firmalarımızın yarım kalan projeleri var, yani savaştan dolayı
projelerini tamamlayamadı, bazılarını da gördüm Trablus’ta. Şimdi bu
firmalarımızın dönmesi, bunları tamamlamasını konuştuk.
Ayrıca, enerji alanında da yine yatırım yapan, fakat bu çatışmalar
tırmandıktan sonra ayrılmak zorunda kalan firmalarımız var, Libya’nın da şu
anda enerjiye, elektriğe ihtiyacı var örneğin, bunların tamamlanmasını
konuştuk.
MURAT ÇELİK- Konuştunuz mu, bir takvim olgunlaşıyor mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii bunları konuştuk. Firmalarımıza
olan borçların ödenmesi.
Burada sadece firmalarımıza olan borçlar değil, bir de firmalarımız biraz
önce söylediğim o projeleri üstlenirken mektuplar verdiler, şimdi bunların
bir yükümlülüğü var, dolayısıyla bunların bir faizi var, bu faizlerin
ödenmemesi. Her firmamızın beklentisi farklı yalnız, burada genel bir
anlayış değil. Bazıları diyor ki, ben daha sonra bu projeyi devam
ettireceğim, dolayısıyla şimdi faiz ödemesini donduralım diyor. Bazıları da
diyor ki, ben bunu iptal ettirmek istiyorum, çünkü önüme başka fırsatlar
çıktı, Türkiye’deki varlığımı da bu mektupları verirken ipotek olarak
verdim, onu da kullanamıyorum, diğer fırsatları da değerlendiremiyorum
diyen firmalar var. Yani her bir firmamızın o farklı taleplerini birlikte
değerlendiriyoruz, bu konuda Ticaret Bakanımız Ruhsar Hanım da çok yoğun
çaba sarf ediyor. Ve bu ziyaretimizde bunları enine boyuna önce genel bir
ele aldık, daha sonra Hazine ve Maliye Bakanımız…
MURAT ÇELİK- O zaman bir takvim henüz netleşmedi, ama o süreç devam ediyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Süreç devam ediyor ve önümüzdeki
günlerde Libya’dan bu konuları konuşmak ve bu konuları bir mutabakat
zaptıyla çözmek için Libya’dan bir heyet gelecek.
HANDE FIRAT- Şöyle yapalım, devam edin, ama bir reklam arası verelim, çünkü
sonra sorarsınız, Bakan Beyin sözünü kesmiş olacağım. Bir reklam arası
verelim, dönüşte devam edeceğiz, hem Libya’da, Doğu Akdeniz’de, hem de
diğer alanlarda soru çok Sayın Bakana yöneltilecek olan.
HANDE FIRAT- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu biliyorsunuz CNN Türk’te
Gece Görüşü’nde sorularımızı yanıtlıyor.
Geçmişte ateşkes çalışmaları oldu, fakat bunlar boşa çıktı, Hafter riayet
etmedi ve saldırıda bulundu. Bu ateşkes nasıl kalıcı olacak? Hafter’e nasıl
güveneceksin ifadesini kullandı ve biz olmasaydık bu savaş 10 yıl sürerdi
dedi. Libya konusundaki sorularımız devam edecek. Hem Libya, hem
Türkiye-Rusya ilişkileri, hem Türk-Amerikan ilişkileri, hem terörle
mücadeledeki sorularımızla birazdan reklamlardan hemen sonra Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla yeniden karşınızda olacağız.
HANDE FIRAT- Sevgili izleyiciler, Libya ziyaretinin ardından Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Gece Görüşü’nde, CNN Türk’te çok önemli açıklamalar
yapıyor.
Sayın Bakan, bir kısmını konuştuk, ama tabii şu da çok merak ediliyor:
Şimdi Türkiye’nin askeri danışmanlığı, teknik desteği olmasa bu başarının
mümkün olmayacağı artık tüm dünya tarafından kabul edilmiş vaziyette. Ama
bunun daha da ileri gidebileceği, bu desteğin daha da ileri gidebileceği
yönünde değerlendirmeler yapılıyor, çünkü baktığınızda Rusya’nın da sonuçta
amacı Suriye’deki gibi Hafter eliyle oraya yerleşmek. Ama Türkiye açısından
merak edilen bu ilerleme, teknik destek, askeri destek ne boyutlara
varabilir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz bundan sonraki süreçte de Ulusal
Mutabakat Hükümetinin meşru hükümetin yanında olacağımızı ve her türlü
desteği vereceğimizi burada Cumhurbaşkanımız söylemişti ziyaretimizde de
bir kere daha vurguladık. Verdiğimiz o danışmanlık ve diğer destekler
biliyorsunuz geçmişte de Libya’yla askeri işbirliği anlaşmalarımız vardı,
mutabakat zaptımız vardı onların bir tanesini güncelledik tekrar imzaladık.
Bu deniz yetki anlaşmasıyla birlikte aynı gün imzaladık. Ve tabii
önümüzdeki süreçte bu işbirliğinin kapsamı da genişleyebilir, genişleyince
bu sefer anlaşmanın kapsamı da genişleyebilir, gözden geçirilebilir,
ihtiyaca göre bunlar tadil edilebilir bunlar çok kolay. Bazen notayla
yaparsınız, bazen de oturup tekrar güncellersiniz nota teatisiyle
yapılabilir. Ya da oturursunuz güncellenen metni tekrar imzalarsınız. Ve
orada danışmanlıkta yapsanız tabii ki bir statü var, bu statülerin hukuki
olarak belirlenmesi gibi konularda zaten görüşmelerimiz de var. Bunları bir
çerçeveye önümüzdeki süreçte de oturturuz, oturtacağız bir sıkıntı yok.
ZAFER ŞAHİN- Sanki burada baktığımız zaman bir satranç da oynanıyor. Mesela
hafta sonunda Rusya Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı Türkiye’ye
geleceklerdi o ziyaret iptal edildi, arkasından sizler Libya’ya gittiniz,
yani burada bizim Libya’daki esas muhatabımız demeyelim, ama yani denklemi
oluşturacağımız, sorunu çözeceğimiz ana aktör Rusya mı, Amerika mı, yoksa o
diğer saydığımız işte ülkeler mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi tabii örneğin, Suriye’de ana
aktörlerden bir tanesi Rusya’ydı ve İran’dı, onlarla beraber Astana
formatıyla çalıştık, ama biz Cenevre’yi de hiçbir zaman dışlamadık, hatta
oralarda pişirdiğimiz konular ve kat ettiğimiz mesafeler Cenevre’nin de
canlı tutulmasını sağladı. Bizim şu an da bir taraftan Ulusal Mutabakat
Hükümetine verdiğimiz destek ve dengeyi sağlamamız, diğer taraftan da ikili
düzeyde, çok taraflı düzeyde ateşkesin kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve
siyasi sürecin başarılı olması için sarf ettiğimiz çabalarda BM çatısı
altında Libya’nın birleşmesi, yani bu şu an da fiziki bir şey var sahada
iki taraf var daha doğrusu, yani siyasi birliğinin tekrar sağlanması
konusundaki çabalara destektir. Bu konuda da kimle mesafe kat edebileceksek
çalışırız. Rusya’yla işte 8 Ocak’ta İstanbul’da Cumhurbaşkanımız Erdoğan’la
Putin’in mutabakatı neticesinde bir tarihte açıkladık, sonra çalıştık.
Diğer taraftan Berlin Konferansını da destekledik. O zaman Berlin Merkel’de
şöyle bir endişe oldu: Yani siz Berlin Konferansına alternatif bir çalışma
mı yapıyorsunuz? Bizde dedik ki, hayır. Bakınız bu çabalarımız Berlin’e
olumlu yansıyacak. Gerçekten de neticede Hafter kabul etmese de öyle oldu.
Şimdi burada da Libya’da da Rusya var, Rusya girdi, şirketiyle, diğer
uçakları da var, silahta gönderdiler, bunların parasının hepsini tabii Abu
Dabi ödüyor. Ama diğer taraftan Fransa’da burada var, ama Fransa’nın rolü
son derece negatif, olumsuz ve NATO’nun da hilafına olan adımlar. Ayrıca
şimdi burada son zamanlarda buraya ilgi gösteren ABD var. O gün Sayın
Cumhurbaşkanımız Trump’la telefon görüşmesinde yine Libya konuşuldu. Trump
Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye’nin pozisyonunu, tutumunu öğrenmek istedi,
aynı şekilde biz onlara sorduk, görüyoruz ki daha fazla ilgi gösteriyorlar.
Bugün AFRICOM yani Amerika’nın Afrika’daki bu gücünün CENTCOM var
biliyorsunuz Ortadoğu’yla ilgili açıklamalarını da gördük. Dolayısıyla,
Amerika’yla da böyle bir çalışma içine girme çabamız var. Yani daha doğrusu
o gün Cumhurbaşkanımızla Trump ekiplerimiz çalışsın dediler, böyle bir
anlayışa vardılar. Ve şimdi teknik düzeyde daha düzeyde görüşmeler var,
ileri ki aşamada yine bakanlar düzeyinde de bu konuyu Amerika’yla da
çalışmak istiyoruz.
HANDE FIRAT- Sayın Bakan, bu çalışma ne düzeyde, yani içeriği ne olacak?
Enerji politikaları üzerine mi, yoksa bölgeye yönelik bir yapı üzerine mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi burada enerjiye indirgersek biraz
önce hani bize yönelik mesnetsiz suçlamalar var ya onları haklı çıkarmış
oluruz. Yani burada öncelikle bir iç savaş var bunu durdurmamız gerekiyor
ve ülkeye istikrarı getirmemiz lazım, siyasi çözüme gitmemiz lazım. Ülkeyi
seçime götürmek istiyorlar ve o seçimi seçim atmosferinin hazır olması
gerekiyor. Bunun için de o siyasi sürecin işlemesi gerekiyor, Sahadaki
dengelerin daha da iyi bir şekilde sağlanması lazım. Yani Hafter gibi bir
darbecinin işgal ettiği yerler özgürleştirilmesi lazım. Oradaki Libya
halkını da görüyoruz onlardan kurtulmak istiyor, ama şu an da zulüm
altında. İşte bazı elde edilen yerlerde biliyorsunuz toplu mezarlar ortaya
çıktı. Bu insanları topluca o çoluk çocuk niye öldürdüler? Yani küçücük
çocukları bile ellerini bağlayarak toplu mezarlara atmışlar. Şimdi bizim
orada mayınları temizleme konusunda da desteğimiz var, yani bizim
desteğimiz gerçekten şu an da hayati derecede önemli. Çekildikleri her yere
mayın yerleştirmişler. Bir taraftan temizliyoruz, bir taraftan da Libya’nın
uzmanlarını da eğitiyoruz. Futbol toplarının içine mayınlar koymuşlar.
HANDE FIRAT- Bu Wagner’in işi mi daha çok? Rus paralı askerlerden
bahsediyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hafter tarafı koydu somut olarak o mu
koydu hangi grup koydu, başka milis mi yerleştirdi. Dışarıdan getirdikleri
parayla asker mi yerleştirdi bilmiyorum, ama bir gerçek var ki Hafter
yerleştirdi. Şimdi futbol toplarının içine mayın koymuşlar ki o çocuklar
vurduğu zaman patlasın ölsün diye. Böyle bir insanın masada olması
kabullenilebilir mi?
ZAFER ŞAHİN- Siz şimdi tabii olayın içinde olduğunuz için olayı öyle bir
anlatıyorsunuz ki aslında bu konuşmalarınızın satır aralarında bir dünya
gerçeği var. Ne o? İşte Wagner diyoruz. Ruslara yakın paralı askerler,
Rusların uçakları orada ama paralarını Birleşik Arap Emirlikleri ödüyor
yani böyle bir sistem söz konusu ve tıpkı Suriye’de olduğu gibi burada da
aslında ülkenin gerçekten birlik, bütünlüğünden yana da tek ülke de Türkiye
gibi gözüküyor. Çünkü baktığımız zaman Amerika Suriye’de nüfus bölgeleri
oluşturmak istiyor, yine Rusların işte özerk bölgelerle ilgili bazı
planlarını görüyoruz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Devlette kurmak istediler Kuzey
Suriye’de bizim Barış Pınarı Harekatımızda bu plan suya düştü. Fransa’nın
her zaman söylüyorum bugün her sahada, her platformda bize karşı tavır
sergilemesinin sebebi o.
ZAFER ŞAHİN- Şimdi bu gelinen noktada biz burada işte Amerika’nın tavrı
ortada, işte Rusya’nın tavrı ortada, biz orada hakikaten tek parça bir
Libya’yı tekrar tesis edecek gücü, kudrete sahip miyiz? Şu ana kadar
sahibiz onu görüyoruz, ama bundan sonra ne olur yani sizin öngörünüz nedir
burada?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi biz burada kararlığımızı
gösterdik, neler yapılabileceğini de gösterdik, ama Libya’nın bütünlüğü bir
taraftan Libya içindeki Libya halkının yani kabilelerden, aşiretlerden
bahsettiniz çok sayıda var. Diğer taraftan Libya’yı yönetenlerin yine
seçimle beraber Libya halkının seçtiği kişilerin seçim aşamasına geldiği
zaman yapacağı çalışma, biz de bunu desteklemeliyiz ve BM çatısı altında bu
olmalıdır diyoruz. Dolayısıyla, bu Libya bölünürse sadece Libya değil,
bölgedeki tüm etkiler etkilenir. Mısır dahil, sınır komşular dahil, Çad’a
etkisi olur, Sudan’a etkisi olur, Nijer’e etkisi olur, yanı başında Cezayir
komşu, Tunus komşu, hepsini etkiler, Sahra Altı Afrika’ya kadar bunun
etkisi olur. Yukarıya gelelim hemen Akdeniz’in kuzeyine en çok Avrupa
ülkelerini etkiler, hepimizi etkiler. Dolayısıyla, tabii biz burada kararlı
ilkesel bir tutum sergiliyoruz. Libya bölünmesin, Libya’nın toprak
bütünlüğünü savunuyoruz diyoruz, bunun içinde çalışıyoruz. Ama bu
Türkiye’nin tek başına hani biz güçsüzüz, zayıfız anlamında söylemiyorum,
tek başına Türkiye’nin bunu Türkiye’nin yapacağı bir konu değil,
gerçekleştireceği bir konu değil. Dolayısıyla, uluslararası toplumun da
desteği de önemli, katkısı da önemli, BM Güvenlik Konseyi kararları olacak.
Burada Rusya var, Çin var, aynı şekilde Amerika var, İngiltere var, Fransa
var hepsi var. Bunlardan bir tanesi veto ettiği zaman ne oluyor? Karar
çıkamıyor. O dünya 5’ten büyüktür sözünü niye söylüyor Cumhurbaşkanımız
orası da reforma tabii tutulsun, o başka bir şu an da konumuz değil ama.
Neticede uluslararası toplumla birlikte bunu başarmamız lazım, ama bu
kararlılığı da göstermek lazım, yani Libya’yı bölmek isteyenlere bunu
başaramayacaklarını sahada ve masada da göstermemiz lazım, şu anda bizim
yaptığımız da o.
HANDE FIRAT- Enerjiye mi geçeceksin? Geçmeden o zaman bir soru sorsam.
Sayın Bakan, şimdi Rusya’yla iki Bakanın gelişi ertelendi mutabık olarak
erteledik dediniz, ama önümüzdeki süreçte bir yeniden görüşme planlanıyor
mu? Bununla birlikte Rusya’yla bu konuda Astana 2, Astana benzeri bir süreç
işler mi acaba?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Batılıların da endişesi bu. Hem
bir taraftan yani NATO’nun hilafına çaba sarf eden ülkeler var o gün Sayın
Cumhurbaşkanımız Merkel’e de söyledi, işte Fransa’nın tutumu ortada ama bir
taraftan da diğerlerini dışlayarak Türkiye sadece Rusya’yla mı çalışmak
istiyor diye böyle bir endişe de var. Biz elbette herkesle çalışmak
istiyoruz onu biraz önce de vurguladım. Rusya’da şimdi orada bir aktör
haline gelince daha önce denemelerimiz oldu.
Şimdi en son Putin’le Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın telefon görüşmesinde yine
bizim düzeyimizde görüşmeler yapılsın ve çalışmayı devam ettirelim dedik.
Yardımcılar düzeyinde toplantı oldu ve yardımcılar düzeyindeki toplantıda
biraz önce söylediğim bu Libyalılar ne diyor? Meşru yönetim ne diyor? Sonra
ateşkes ilan ettik de ondan sonraki süreçte hangi somut adımlar atılacak.
Ve ateşkesin kalıcı olması için yükümlülükler nedir ve bunun garantisi var
mı? Moskova’da garantisinin olmadığını gördük, Berlin’de de gördük.
Dolayısıyla, tüm bunların görüşülüp bir neticeye vardırılması gerekiyor.
Ondan sonra biz bu ateşkesi yine ilan edebiliriz, yani o aşamadan şu an da
gerideyiz o zaman da ne dedik? Bizim arkadaşlarımız, yani yardımcılarımız,
uzmanlarımız gerek askerler, gerekse diplomatlarımız, istihbarattan
arkadaşlarımız görüşmeye devam etsin. Bir taraftan da Libyalılarla
görüşmeye devam edelim, onların da görüşünü alalım, onlarla da çalışmadan,
onların oluru olmadan da burada bizim aldığımız bir kararın da bir şeyi yok
bir faydası olmaz. Çünkü Libyalılar buna riayet etmezse Hafter’in yaptığı
gibi o zaman Rusya’yla bizim bir ateşkes ilanı yapmamızın da bir faydası
olmaz, hatta boşa çıkmış oluruz. O nedenle bunları arkadaşlarımız
görüşüyor, uygun bir zamanda da Lavrov’da söyledi o gün telefonda da
görüştük iki defa, yani arkadaşlarımız biraz daha mesafe kat etsin ondan
sonra bir araya gelelim dedik. Önümüzdeki günlerde bu ziyarette
gerçekleşecek.
MURAT ÇELİK- Doğu Akdeniz’deki enerji mevzuna İsrail, Yunanistan vesaire
ona geleceğim, ama tam yeri gelmişken az önce Birleşmiş Milletlere atıfta
bulundunuz bir Volkan Bozkır başarısı var Türkiye’nin hem şahsınızda Türk
diplomasisini o manada kutlamamız gerekiyor. Diplomasinin bir bütün
olduğunu da biliyoruz, yani dosyalarınız farklı, ama ülkelerin diplomasisi
aslında bir bütün. Mesela Volkan Bozkır’ın böyle bir dönemde öyle bir
koltuğa Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanlığına seçilmesi. Türkiye’nin
Libya konusu başta olmak üzere bu hani proaktif dış politikası vesaire
mesela orada bir Türk Başkanın olması tabii ki bizleri gururlandırır ayrı,
ama sizin diplomasinizi yürütmekte mesela nasıl bir sembolik anlam ifade
eder bu bir. İkincisi, Libya özelinde hemen bağlarsanız tamam Libya’dan
geldiniz yarın da Libya’nın Avrupa’daki en önemli temas noktası olan
İtalyan Bakan geliyor, orada masada neler olacak biraz haber çıkaralım?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İtalyan Bakan esasen dün gelecekti
Libya’ya gidince erteledik, telefon açtım gece yarısı kendisine biz yarın
komşuya gidiyoruz döndükten sonra ne zaman istersen gel. O da bir an önce
geleyim dedi, Cuma günü yarın beraber olacağız.
MURAT ÇELİK- Yani Libya dosyasında İtalya önemli bir ülke.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Libya dosyasını da konuşacağız, çünkü
Libya’nın en çok etkisi hemen kuzeye gelince Avrupa dedik ya en çok
Malta’yı ve İtalya’yı etkiliyor. Diğer ülkeleri de etkilemesi tabii ki
kaçınılmaz, bunları konuşacağız. Libya dengeli bir politika izlemeye
çalışıyor, ama orada Fransa’nın olumsuz tutumunu da yani Avrupa ülkeleri
nezdinde AB içinde Fransa’nın böyle böyle baskı yapmaya çalıştığını da
görüyoruz işin doğrusu. Ama İtalya dengeli bir şekilde her tarafla
görüşüyor ve Libya’nın geleceğiyle ilgili de istikrarı, sınır bütünlüğü,
toprak bütünlüğü, siyasi birliği konusunda da bizden farklı düşünmüyor. Son
gelişmeler ışığında bunları değerlendireceğiz birde ikili ilişkilerimizi
canlandırmamız lazım şu an da ekonomik ilişkilerimizi, onların da
ekonomisi, herkesin ekonomisi bu kovid-19’dan dolayı etkilendi. Şimdi
Volkan Ağabeyin seçimine gelecek olursak gerçekten bu Türkiye’nin çok
önemli bir başarısı ve Volkan Ağabey’e olan güven Türkiye’nin de itibarının
göstergesidir. Çok tecrübeli bir diplomat, Bakanlık yaptı, aynı şekilde
milletvekilliği yaptı, uzun süre büyükelçilikler dahil önemli görevler
yaptı Dışişleri Bakanlığımızda. Ve ben kendisini ilk tanıdığımda New
York’ta Başkonsolostu ben öğrenciyken master yaparken. Sevdiğimiz,
saydığımız bir arkadaşımız. Bundan yaklaşık 6 sene önce yani 2014’te
Dışişleri Bakanı olduktan sonra New York’a gittiğimizde Volkan Ağabey de o
zaman AB Bakanıydı ve yan yana oturuyorduk. Genel Kurul Başkanı kürsüye
çıkınca ben arkadaşlarıma sordum o günkü Büyükelçimize, biz burada hiç
başkanlık yaptık mı? Hayır. Peki, hiç aday olduk mu? Hayır. Bu nasıl olur
ya dedim? Hiç yani 70 sene olmuş biz hiç adaylığı bile düşünmemişiz oraya.
Tamam Güvenlik Konseyine aday olduk, kazandık, ondan sonra seçildi,
seçilemediğimiz de oldu. Ve hemen Cumhurbaşkanımıza arz ettik
Cumhurbaşkanımız da olur verdikten sonra ülke olarak adaylığımızı koyduk,
hemen yazdırdık 2014’te. Türkiye ne zaman sıra geliyor bize bu Batı Avrupa
ve diğerleri grubunda? 2020-21 dönemi, tamam adaylığımızı koyduk. Geçen
sene de artık adayımızı belirleme sürecinde de yine Sayın
Cumhurbaşkanımızın yapılan istişareler sonucunda en uygun aday olarak
Volkan Ağabey’in olması gerektiğini de bir kararı oldu, talimatı oldu. Biz
de hemen adaylığını aday başvurusunu yaptık. Daha sonraki süreçte Volkan
Bozkır oradaki daimi temsilcilerle ve farklı farklı gruplarla Dönem
Başkanlığında neler yapacak, öncelikleri nedir ve nasıl çalışmalar yapacak,
hangi alanlara öncelik verecek? Gerek dünya için, gerekse BM’nin kendisi
için bunları çok güzel bir şekilde anlattı ve herkesin de büyük bir
takdirini, saygınlığını kazandı. Dolayısıyla, bana göre gelmiş geçmişte en
başarılı Genel Kurul Başkanı olacak. Övünmek gibi olmasın da şu anda da
Strazburg’da da gelmiş geçmiş en başarılı Avrupa Konseyi Parlamenter
Meclisi Başkanı olarak bu garibi gösteriyorlar. Ama gerçekten de buralarda
yani kazanmak zor, kazandıktan sonra intiba bırakmak çok daha önemli. Ve
objektif ve dengeli olacaksınız tabii ki. Yani orada Volkan Bey tabii ki
tüm dünya için çalışacak, görevini objektif bir şekilde yapacak, ama orada
bir Türk’ün olması en azından haksızlıkların önlenmesi bakımından çok
önemlidir, çok başarılı olacaktır. Ne oldu? Ermenistan ve Rum Kesimi hemen
sessizliği bozdular engellemeye çalıştılar. Ne yaptılar? 11 tane işte hiç
hayır oyu yok, 3 tane geçersiz var, 11 tane çekimser oy var. 178 oyla
Volkan Ağabey seçildi büyük bir başarı, kendisini de tebrik ediyoruz.
HANDE FIRAT- Enerji mi?
MURAT ÇELİK- Biz de tebrik ederiz.
ZAFER ŞAHİN- Şimdi Sayın Bakan, siz Fransa’nın rolüne sık sık dikkat
çekiyorsunuz ben de bugün gelmeden Fransa Savunma Bakanlığı bir açıklama
yapmış onu buraya aldım şunu söylüyor orada dün ufak çaplı bir gerginlik
oldu Akdeniz’de evvelsi gün. Diyor ki, Türk donanması NATO görevini
gerçekleştiren Fransız gemisine karşı agresif davranışlarda bulundu, NATO
Türkiye’yle ilgili bir sorun yokmuş gibi davranamaz bu sorun çözülmeli.
Türkiye’nin hareketleri karşısında NATO kafasını kuma gömemez. Fransa ne
yapmaya çalışıyor? Şimdi bir taraftan siz Avrupa Birliğine çağrıda
bulunuyorsunuz değil mi Libya’da barışa katkıda bulunmaları için. Ama öbür
taraftan bir Fransa gerçeği var. Buna bağlı olarak da Yunanistan’ın son
dönemde olağan dışı Türkiye’ye karşı takındığı o hasmane tutum da acaba
Fransa gibi ülkelerin bir etkisi olabilir mi diye ben merak ediyorum?
HANDE FIRAT- Bir ek de ben yapabilir miyim Sayın Bakan çünkü bugün çok
konuşuldu özellikle o tavrı? Ayrıca da Libya’ya silah ambargosu kararı
Türkiye’yi delmekle suçladı yine Fransız.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Fransa özellikle biraz önce söylediğim
Barış Pınarı Harekatından sonra rotasını biraz şaşırdı ve Türkiye
karşıtlığı öyle bir hale geldi ki gerçekten komik duruma da düşüyor. İşte
burada bizim gemilerimizi güya Libya’ya bir şey mi götürüyorlar diye
yoklamaya çalışıyor. Bizim de orada gemilerimiz var, yani sen bir NATO
müttefikine böyle davranırsan karşılığını alırsın kim olursa olsun. Daha
önce de buna benzer bazı teşebbüsler oldu gerekli tedbirler alınmıştır,
alınacaktır. Şimdi kim deliyor? Oraya en çok kim silah veriyor? Fransa
veriyor, Hafter’e veriyor. Biz meşru bir yönetime destek veriyoruz. Fransa
kime veriyor? Darbeci ve hiçbir meşruiyeti olmayan Hafter’e veriyor. Hangi
sebeple veriyor? Şimdi bir taraftan NATO diyor ki, efendim Rusya işte
Akdeniz’de yayıldı Libya’da var, öyle var, böyle var, peki buna yol açan
ülke kim? Fransa. Şimdi biraz önce söyledim NATO’nun hilafına yapıyor.
Türkiye olarak biz NATO’nun hilafına attığımız bir adım var mı? Tam tersi.
NATO faaliyetlerine bakın, NATO çalışmalarına bakın her zaman ilk 5’e
girmişizdir, en çok katkı sağlayan müttefikler arasında. Afganistan’dan
tutun, Balkanlardan her yere kadar Afrika’daki misyonlara kadar. Fransa’nın
yani şimdi Nijer’de yapmaya çalıştıklarını görüyoruz, hemen o güneyinde
yani Libya’nın güneyindeki ülkelere yönelik şu an da birçok yerde kaoslar
var, bunların müsebbibi Fransa’dır. Biz Fransa gibi böyle yıkıcı, bölücü
bir ülke değiliz ki. Ama bizim buralardaki varlığımızı sorgulamaya
çalışıyorlar. O gün Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaptı ona
cevabımızı bilmiyorum gördünüz mü?
HANDE FIRAT- Evet.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Esas Fransa’nın bu yaptıkları ve
Fransa’nın oradaki mevcudiyeti endişe vericidir. O yüzden Fransa Dışişleri
Bakanının bu veya Savunma Bakanının bu açıklamaları yersiz, boş. Macron’da
ara sıra böyle açıklamalar yapıyor, ama Sayın Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz
bayağı bir gerekeni söylüyor.
ZAFER ŞAHİN- Yunanistan’ın son dönemdeki bu hareketlenmesi Türkiye’ye karşı
hasmane tutumunda yine Doğu Akdeniz denkleminin bir etkisi…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Özellikle Fransa dikkat ediyorsanız o
gün Mısır’daki Türkiye’ye karşı açıklama yapılan açıklama, yine NATO
Dışişleri Bakanları toplantısında bu gündeme geldi, Fransa’da var işin
içinde. Yani Hafter’i ve diğerlerini destekliyorlar, Türkiye’yi
eleştiriyorlar. Ben de bir NATO müttefiki, o gün dörtlü toplantı yapmıştık,
özür dilerim NATO Dışişleri Bakanları değil de
İngiltere-Türkiye-Almanya-Fransa Dışişleri Bakanları Toplantısında. Ben
dedi Doğu Akdeniz’i de eleştirdim, orada Libya’yla ilgili eleştirmedim
dedi. 7. maddeyi okur musun lütfen dedim, galiba okumadan destek vermişsin.
Hem de ağır bir şekilde eleştiriyorsunuz o ülkelerle. Yani o bölge
ülkelerine Fransa’nın destek vermesi de bu yüzden, bu Türkiye karşıtlığı
yüzünden. Şimdi NATO müttefikine her yerde karşısın. NATO müttefikine karşı
PKK’yı, YPG’yi destekliyorsun, sonra götürüp bunları Elysee’de
ağırlıyorsun. Bu arada Elysee’deki Medya Ofisini de Macron kapattı,
Avrupa’da hiç ses yok. Yani bizde böyle bir şey olsa, Cumhurbaşkanlığında
Medya Ofisi kapatılsa herhalde dünyada kıyamet kopar. Avrupa Konseyinde
Macron hitap ederken ilk defa medya bölümünü kapattırdı Avrupa Konseyinin
70. kuruluş yılı etkinliklerinde, medyayı sokmadı o binaya, ilk defa medya
giremedi oraya. Opera Binasına da giremedi etkinlikler olduğu zaman. Şimdi
hep böyle ders verirler ya, daha söyleyecek çok şey var da, şimdi konumuz
Fransa değil. O nedenle Fransa her platformda bize karşı olmaya çalışıyor.
Ama bunun bir faydası yok, olmayacak da. Yunanistan aynı şekilde Fransa’ya
güveniyor, Avrupa Birliği’ne güveniyor. Oysa bugüne kadar Yunanistan
oralardan medet umacağına bizimle diyaloğa girse, bizimle işbirliği yapsa
çok daha karlı çıkacak, bu gerginlikler de olmayacak. Biz elbette hakkımızı
koruyacağız da, yani işbirliğine de varız. Ama Yunanistan’ın bu tavrıyla
olmaz.
MURAT ÇELİK- Tam yeri gelmişken, batıdan doğuya geliyoruz, Yunanistan
demişken oradan ayrılmadan efendim, bu adaların, Ege adalarının deniz yetki
alanları mevzuu. Yunanlıların bunu daha da maksimize etme çabaları da var.
Öyle olursa hani Türkiye’ye adaların deniz yetki alanı kalmaması gibi bir
noktaya mı gidiyoruz, o iş çözülür mü, ne olur?
ZAFER ŞAHİN- Bir de, ona ek Sayın Bakanım, İtalya’yla son bir anlaşma
yaptılar. Orada da aslında Türkiye’ye karşı öne sürdükleri tezlerin değil
mi boşa çıkaran bir anlaşma oldu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kesinlikle doğru. Şimdi öncelikle
Yunanistan’ın biraz önce söylediğiniz o argümanları maksimalist bir
yaklaşımın yansıması, ütopik, yani hayal bile olamaz, olamaz ve gerçekçi de
değil. Ve sizin de söylediğiniz gibi İtalya’yla daha önce kıta sahanlığı
anlaşması yapmıştı, şimdi münhasır ekonomik bölge anlaşması yaptı. Bu
anlaşmada da görüyoruz, orada tamam diyalog olması önemli, diplomasiyle
çözmeye çalışıyoruz, ona da olumlu bakıyoruz. Ama bizim, yani İyon
Deniziyle bizim bir ilgimiz olmadığı için doğrudan bizi ilgilendirmez. Ama
Yunanistan bu anlaşmayla bizim tezlerimizi kabul etmiş durumda. Şimdi
Yunanistan ne yapmaya çalışıyor, bilmiyorum ekranda da var mı?
HANDE FIRAT- Getirebilir miyiz? Buyurun, buraya da geldi.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, orada ekranda da görüyorsunuz.
Yunanistan şimdi diyor ki, adaların kıta sahanlığı var. Biz de diyoruz ki,
her adanın kıta sahanlığı olmaz. Özellikle ana karaya –şurada Yunanistan
ana karası var- uzak, diğer ülkenin ana karasına yakın adaların kıta
sahanlığı olamaz. Yunanistan şimdi burada 10 kilometrelik yüzölçümünde bir
adanın, yani şurada Antalya’da hemen Kaş’ın Karşısında Meis adanın 40 bin
kilometrekare deniz alanı yaratır iddiası var.
ZAFER ŞAHİN- Yani bize diyorlar ki, Antalya Körfezinden çıkmayın…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bize şu kırmızı bölgeyi bırakmaya
çalışıyorlar. İşte bir Sevilla haritası diye bir şey ortaya çıkardılar.
Fakat şimdi bunun mümkün olmadığını biz bugüne kadar söylerken Yunanistan
bu hayal içindeydi. Diğer taraftan, bize ise 2 kilometre uzaklıkta, şurada
görünüyor Meis, Yunanistan’a 570 kilometre uzaklıkta. Yani bunun kıta
sahanlığı olacak, bizi de denize kapatacak, bu mümkün değil. Sadece bize
değil başka bölgelerde de bu geçerli değildir. Bizim kıta sahanlığımız
nedir, onu da hemen size burada göstereyim…
ZAFER ŞAHİN- Sayın Bakanım, İtalya’yla imzaladıkları anlaşmada da bu tezi
boşa çıkartıyorlar.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Libya’yla anlaşmada da bu batı sınırları
da belli oldu. O ekranda var mı bilmiyorum, onu da gösterelim. Yani şu
kırmızı bölge şimdi bizim şu anlaşma, işte şu çizgi ortay hattı belirleme
bakımından… Bir önceki haritaya gelebilir miyiz?
HANDE FIRAT- Bir öncekini getirebilir miyiz ekrana?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu işte Libya’yla birbirimizi görerek şu
ortay hattı, F ile D hattını görmemizi sağlıyor karadan karaya. Tabii
Libya’nın kıta sahanlığı daha geniş, bizimki ise şu sarı çizgiler. Bir
sonraki haritada kırmızı ile net bir şekilde görünüyor bizim kıta
sahanlığımız. Ona da gelebilir miyiz arkadaşlar, bir sonrakine?
HANDE FIRAT- Bir sonrakine geçelim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, burada şimdi şu kırmızı bölge
bizim daha önceki kıta sahanlığımızın çizgisiydi. Bu pembe bölge ise,
KKTC’nin bizim Türkiye Petrolleri’ne ruhsat verdiği alanlar. Şu sarı
çizgiler de Rum Tarafının kendisine ilan ettiği kıta sahanlığı diyelim.
Bizim kıta sahanlığımızla ya da parseller burada, lisans verdiği alanlar,
bizim kırmızı çizgimiz, yani bu kıta sahanlığımızla da çakışıyor, biz de
tam buralarda, 7 ve 8. parselde sondaj çalışmaları yaptık, yapıyoruz. Bu
anlaşmayla beraber biz kıta sahanlığımızın batı sınırlarını belirledik.
Daha önceki şeyde bu batı sınırları belli değildi. Dikkat ederseniz burada,
şu çizgiye bakın, adaların, hemen Yunan adalarının bu tarafında, biz bu
adalara 6 millik kara suları verdik ki doğrusu da budur. Yani burada
adaların kara suları var, ama kıta sahanlığı olamaz ve uluslararası hukuka
aykırı.
MURAT ÇELİK- Yunanlılar 10 mil diyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yunanlılar işte geçmişte 12 mile
çıkarmak istedi de, işte biliyorsunuz Meclisten aldığı karar…
ZAFER ŞAHİN- Yani adalara ana kara muamelesi yapılsın istiyorlar.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Muamelesi yapmaya çalışıyor. Esasen
sadece bize değil daha önce Libya’yla, aynı şekilde Mısır’la müzakereleri
yürütürken de aynı şeyi yapmaya çalıştı, Mısır’la anlaşamamalarının sebebi
de bu. Peki, o zaman gelelim şimdi bizim tezimizi nasıl İtalya’yla
yaptıkları anlaşmada destekliyor, o haritayı da gösterelim lütfen. Şimdi
burada çok net bir harita yok, ama şu çizgi, şuradaki orta çizgi... Bunu
biraz büyütmek mümkün mü acaba?
HANDE FIRAT- Büyütebiliyor muyuz arkadaşlar? Peki, elinizde bize daha rahat
anlatabilirsiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bakınız şu çizgi, bu taraf İtalya, bu
taraf Yunanistan.
HANDE FIRAT- Sayın Bakanım, 1 numaralı kameraya dönersek, evet.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tamam. Şimdi şu çizgi kıta sahanlığı
çizgisi, bu taraf İtalya, bu taraf Yunanistan. Bunu 70’li yıllarda
anlaşmışlar, kıta sahanlığı anlaşması. Daha sonra geçtiğimiz günlerde ise
münhasır ekonomik bölge anlaşması yapmışlar.
ZAFER ŞAHİN- Bizim Libya’yla yaptığımız gibi.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizimki kıta sahanlığı. Esasen münhasır
ekonomik bölge, bu anlamda kıta sahanlığı anlaşmasından sonra sadece
denizin içindeki zenginlikler, yani balıkçılık diyelim buna.
ZAFER ŞAHİN- Zaten bir karides olayı da var orada.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, burada da zaten Yunanistan İtalyan
balıkçılara, onlara fazla hak verdi kendi kıta sahanlığı içinde. Şimdi
şurada adalar var, bakınız burada, burada adalar var, Othoni Adası,
Kefalonya Adası ve Strofades Adası. Yunanistan İtalya ile bu anlaşmayı
yaparken kıta sahanlığı sınırlarını bu adalardan başlatmadı ana karadan
başlattı. Yani bu adalar ana kara gibi etkin olmadı, ana karaların gibi
hakkı olmadı. Yunanistan burada bunu kabul ediyor, bize gelince, efendim
adaların kıta sahanlığı var, ana kara gibi etkindir ve buradan kıta
sahanlığı başlamalıdır diye, diğer ülkelerle müzakere yaparken bunları
söylüyor. Ve bu anlaşmayla da bizim tezimize Yunanistan gelmiştir ve kendi
içlerinde de bu konuda da tartışma var. İçişlerine karışmak gibi değil,
bizim hakkımız değil. Ama sonuçta Yunanistan bizim uluslararası hukuka
uygun bir şekilde kıta sahanlığımızın sınırlarını belirlediğimizi, buna
uygun bir şekilde de Libya’yla anlaşma imzaladığımızı kendi anlaşmalarıyla
da kabullenmiş oldu. Kaldı ki biz bu kıta sahanlığımızı da Birleşmiş
Milletler’e kaydettirdik.
HANDE FIRAT- Var mı Murat sorun?
MURAT ÇELİK- Yok, bu işte petrol özellikle yani Doğu Akdeniz’deki enerji
dengesi itibariyle geldiğimiz nokta, haritalardan da gördük. Belki orada
dediğim gibi bir İsrail faktörü burada gündemde var mı? Sadece Doğu Akdeniz
bağlamında sormuyorum, İsrail ile ilişkilerdeki son durumumuz nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi İsrail’le ilişkilerde, yani İsrail
bir taraftan Filistin’i ilhak etmeye çalışırken gerçek alamda bir mesafe
kat etmemiz mümkün değil. Yani bu İslam dünyasının kırmızı çizgisi. Geçen
gün yine bizim çağrımız üzerine, bizim girişimimiz üzerine, resmi çağrıyı
Filistin yaptı, Ürdün ile biz de destekledik, ama bizim Cumhurbaşkanımızın
talimatıyla ben hepsiyle görüştüm, Genel Sekreterle görüştüm ve toplantıyı
da gerçekleştirdik. Şimdi Avrupa Birliği’yle görüştüm, Rusya’yla görüştüm.
Bu Ortadoğu dörtlüsünün diğer aktörleriyle de görüşüyoruz. Yani
uluslararası toplum olarak buna karşı çıkmamız lazım. Yani İsrail burada
bir barış isterse, işbirliği isterse ancak bu konuda adımlar atılabilir.
Yani biz İsrail’le bu noktaya niye geldik? İsrail’in Filistin’de,
Ortadoğu’da yaptığı zulümler yüzünden geldik. İsrail’in bu politikaları
değiştirmesi gerekiyor. İsrail bölgede kalıcı bir barış istiyorsa, iki
devletli çözüme yanaşması lazım. Amerika’nın ortaya attığı bu yüzyılın
planı, bu ilhak planıdır neticede ve şu anda hiç kimse tarafından da destek
verilmemektedir, belki birkaç tane dünyada Amerika’nın etkilediği ülke
olabilir. Dolayısıyla bu plan ya da İsrail’in şu andaki politikaları barış
getirmez.
Akdeniz’de ise, elbette bizim, biraz önce ne dedik? Rum Kesimi hariç
herkesle bu konuda işbirliği yapabiliriz. Ama İsrail’in… Şimdi şu kırmızılı
haritaya, parsellerin olduğu haritaya bir gelebilir miyiz tekrar? İsrail’in
burada bizimle Libya’yla yaptığımız anlaşma benzeri bir anlaşma yapabilmesi
için burada Rum Kesimi ile… Evet, şu sarı bölgede de Rum Kesimiyle yaptığı
bir anlaşma var. Ve Rum Kesimiyle yaptığı anlaşmaya göre bu parselasyonu o
sarı çizgilerde Rum kesimi yapmıştır burada parselasyon. Bizim kıta
sahanlığımızın o güneydeki çizgisi nedir? O sarı çizgileri de orada
görüyorsunuz. Dolayısıyla sarı çizgiyle orada bir fark var. Yani İsrail’in
veya o bölgede yine Rum Kesimi ile anlaşma imzalayan ülkelerin bizimle
Libya benzeri bir anlaşma imzalayabilmesi için Rum Kesimi ile olan
anlaşmayı iptal etmesi gerekiyor ve o bölgeyi Rum kesimine verdiğini kabul
etmemesi gerekiyor. O zaman işte bizim kıta sahanlığımız o biraz önce
haritada gösterdik, burada Libya’yla birleşiyor şurada uçta, o zaman
birleşebilir. Ama diğerinde o bizim kırmızı çizgilerimizle aşağıdaki sarı
çizgi arasında bir boşluk var, İsrail o bölgeyi Rum Kesimine vermiş
görünüyor yaptıkları anlaşma çerçevesinde. Onu iptal ederse biz herkesle,
yani bölgedeki ekonomik çıkarımız doğrultusunda herkesle burada görüşürüz,
işimize gelirse anlaşma imzalarız. İsrail’in de bugüne kadar özellikle
burada zenginliklerin eğer dünya piyasalarına gitmesi için Türkiye
üzerinden ya da bizim kıta sahanlığımızdan geçmesi lazım boru hatlarının,
buna benzer bazı teşebbüsleri geçmişte olmuştu.
HANDE FIRAT- Peki, bir reklam arası daha verelim. Reklam arasından sonra
biliyorum çok sayıda soru geliyor, S400’ler, Patriot’lar, İdlib…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- S400’ler, Patriot’lar havada uçuşuyor
diyorsunuz yani. (Gülüşmeler)
HANDE FIRAT- Ve Alman turistler gelecek mi gelmeyecek mi? Tüm bunların
hepsini konuşacağız reklamlardan sonra.
HANDE FIRAT- Sevgili izleyiciler, biliyorsunuz Gece Görüşü’nde bu akşam
konuğumuz Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, pek çok konuda önemli
açıklama yaptı.
Birazdan yayınımız yine devam edecek, Rusya’yla ilişkiler, İdlib başlığı,
Suriye’deki gelişmeler, Türk-Amerikan ilişkileri gündemimizde olacak.
Lütfen bizden ayrılmayın, az sonra Çavuşoğlu sorularımızı yanıtlayacak.
HANDE FIRAT- Sevgili izleyiciler, uzunca bir bölümle karşınızdayız. Şimdi
Rusya’yla ilişkiler, bu ilişkilerde S-400 başlığının yanı sıra Suriye İdlib
konusu, Suriye’deki gelişmeler ve Türk-Amerikan ilişkilerini ilk etapta
konuşalım istiyorum sevgili gazeteci arkadaşlarımla birlikte.
Efendim, ben isterseniz en zorundan başlayayım ya da belki sizin için
kolay, ama Türkiye açısından en dikkat çeken. S-400’ler şimdi kovid-19
nedeniyle ertelendiği ifade edilmişti, bu erteleme süresiz bir erteleme mi,
S-400’ler aktive edilecek mi, hani Rusya’dan heyet mi gelecek?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, Kovid-19 sebebiyle ertelendi, yani
burada sürekli bir erteleme söylenmedi, bunu Savunma Bakanımız da,
Cumhurbaşkanımız da zaten sık sık vurguluyor, bitmiş bir anlaşma. Ha bu
konuda Amerika’nın bazı endişelerinin olduğunu da öğrendik ve bu endişeleri
gidermek için de ABD’yle birlikte çalışabileceğimizi de söyledik, geçmişte
ABD bu konuda fazla yapıcı yaklaşmadı, NATO’yu da işin içine alalım dedik.
Ve bu konuda daha çok Kongrede ve diğer platformlarda bazı olumsuz adımlar,
yaptırımlara yönelik adımlar da atıldı, onların bir faydasının olmayacağına
da kendilerine söyledik. Diğer taraftan F-35 programı var, F-35’le ilgili
de yine başından beri zaten Sayın Trump Türkiye’nin haklılığını değişik
açıklamalarla vurguluyordu, fakat en son yaptığı açıklamalarda da
Türkiye’nin de F-35 programının vazgeçilmez bir ortağı olduğunu, birçok
parçasını da ürettiğini, bunun da alternatifinin olmadığını da vurgulayarak
bunun önemini de ön plana çıkardı. Dolayısıyla gerçekten biz bunların artık
böyle gündemde olmasını de istemiyoruz.
Bundan sonra ne yapacağız? Bizim daha fazla hava savunma sistemine
ihtiyacımız var. Tamam, kendi projelerimiz var, bunların bir hayata
geçirdik, bir kısmı üzerinde çalışıyoruz, yine savunma sanayinde yerli
üretime ağırlık veriyoruz, ihtiyacımızın genel anlamda yüzde 70’inden
fazlasını üretiyoruz, hem de en iyisini üretmeye başladık, İHA, SİHA’dan
tutun da diğer birçok savunma sistemine kadar ya da savunma sanayiyle
ilgili ürünlere kadar. Bunların artık bizim gündemimizden çıkması lazım.
Dediğim gibi, daha fazla hava savunma sistemine ihtiyacımız var. ABD
bizimle işbirliği yapmak istiyor mu, bize Patriot vermek istiyor mu, oturup
konuşalım, bunun pazarlığını yapalım. Ama her şeyde ön şart, efendim daha
önce de Kongre izin vermiyor gibi bahanelerle vermeme, 10 sene, 12 sene
bekledik. Veya EUROSAM’la bu SAMP-T projesinde bir mesafe kat edebilecek
miyiz? Biraz önce Fransa’nın bize yönelik negatif tutumunu konuştuk. Bu
gerçekçi mi? Şimdi bunlar olmayacaksa da biz hava savunma sistemi
bakımından ortada açıkta mı kalalım? İhtiyacımızı karşılamamamız lazım.
Bunları açık, dürüst bir şekilde konuşuyoruz, Amerika’yla da konuşuyoruz,
Rusya’yla da konuşuyoruz, Avrupalılarla da, NATO müttefikleriyle de
görüşüyoruz. Artık bunları biz gündemimizden çıkarmak istiyoruz gerçekten.
Ama biz çıkarmak istiyoruz diye gündemden çıkıyor mu? Hayır. Şimdi Amerika
da bir seçim atmosferine girdi, kovid nedeniyle bu tür konular zaten
öncelikli konular değil. Bundan sonraki süreçte biz bir taraftan kararlı
tutumumuzu, bir taraftan da yapıcı yaklaşımımızı sürdüreceğiz.
HANDE FIRAT- Çünkü hani bir seçim süreci, olası işte CAATSA yaptırımları
hep bahsediliyor, hani herhalde bir zaman alacak tüm bunlar diye
düşünüyorum ben.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Göreceğiz.
HANDE FIRAT- Peki, devam eder misiniz Türk-Rus ilişkilerinden.
ZAFER ŞAHİN- Şimdi Rusya’nın özellikle İdlib yakınlarında işte Cebel
ez-Zaviye bölgesini bombaladığı haberleri düştü birkaç gün önce. Onlar da
açıklama yapılar, Türkiye’den aldığımız koordinatlar çerçevesinde oradaki
teröristleri vurduk diye.
Bir taraftan da şöyle haberler geliyor, işte Birleşik Arap Emirlikleri’nin
Esat’a 3 milyar Dolar teklif ettiği İdlib’de ateşkesi bozması için. Sanki
bütün bu denklem aslında birbiriyle bağlantılı gibi değil mi? Hani biz
Libya’da sahada mevzi kazanıyoruz, ama sanki İdlib’de başka şeyler mi
oluyor? Perde arkasında ne yaşanıyor. Bu Birleşik Arap Emirlikleri faktörü
niye bu kadar hep ön planda?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi esasen sadece İdlib bağlamında
değil, genel anlamda Suriye’ye baktığımız zaman, farklı gelişmeleri
görebiliyorsunuz. Gene bu PKK, YPG’ye devlet kurdurma ya da özerk bir bölge
kurdurma çalışmalarını bu ülkeler sürdürüyor. Sadece biz hep ABD ve
Fransa’yı söylüyorduk, bazı Körfez ülkeleri, başta Abu Dabi olmak üzere
geliyorlar destek veriyorlar, para teklif ediyorlar, yani bu yıkıcı
faaliyetleri gösteriyorlar.
Diğer taraftan, yine Suriye Rejimiyle bir yaklaşımları oldu. Suriye
Rejimiyle bu yaklaşımdan dolayı buradan Libya’ya bir destek arayışları
içinde oldular, bunların da bir faydasının olmadığın gördük.
Ama İdlib bölgesine gelecek olursak, burada ateşkes, yani 5 Mart mutabakatı
işliyor. Sahada zorluklar var mı? Evet, var. Bazen bu radikal grupların
sivilleri kışkırtmasıyla bu devriyelerin önünü kesilmek isteniyor mu?
Oluyor, ama burada bizim askerlerimiz, istihbaratımız devre giriyor, ondan
sonra bunların önü açılıyor. Yani burada kolay bir süreci yürütmüyoruz
gerçekten. Yani Rejim diğer taraftan fırsat buldukça ateşkesi bozmaya
çalışıyor mu? Evet. Taciz atışları yapıyor, bazen bombalama yapıyor.
Dolayısıyla zaten burada siyasi sürece inanmayan bir Rejim var, bunu
destekleyen gruplar var, ülkeler var. Bazı radikal gruplar da var, o
radikal grupları, terörist dedikleri grupları, bizim de terörist
dediklerimizi biz getirmedik oraya, bunu değişik bölgelerden Suriye Rejimi
ve onun destekçileri. Destekçileri kim? İşte Rusya var, İran var. Bu diğer
kuşatılmış bölgeleri, Astana veya Soçi anlaşmasına rağmen gerginliği
azaltma bölgelerini ele geçirirken oradaki teröristleri getirdiler İdlib’e
bıraktılar, şimdi onları bahane ederek buralara saldırdılar geçmişte. Şimdi
ateşkesi … etmeye çalışıyoruz, kalıcı olması için çalışıyoruz.
Diğer taraftan da tüm Libya’da olduğu gibi, Suriye’nin de istikrarı için
siyasi çözüme gitmesi gerekiyor, bunun için de yeni bir anayasa gerekiyor.
İşte Ağustos ayında Anayasa Komisyonu tekrar toplanacak eğer rejim
tarafından bir arıza çıkmazsa. Muhalefetin garantörü olarak bu konuda
muhalefet tarafından bir sıkıntı çıkmayacağını söyleyebiliriz. Ve yeni bir
anayasa taslağı çalışmalarını hızlandırmaları gerekiyor ki ülkenin içinde
sıkıntı büyük, ekonomik kısıntı hat safhada, kovid’le ilgili bir şey
söyleyemiyorsunuz, çünkü test yapma kapasitesi yok. Allah hiçbir ülkeyi,
hiçbir milleti bu duruma düşürmesin, yönetilmeyen bir ülke durumuna
düşürmesin. Şimdi bakıyoruz ekonomik durumu gerçekten berbat, kontrol
ettiği yerlerde halka hiçbir hizmet veremiyor, buralarda da sesler
yükselmeye başladı. İşte Suriye parasının ne kadar devole edildiğini
görüyoruz, büyük bir değer kaybı içinde, başka arayışlar içinde. Özelikle
Suriye’nin kuzeyindeki vatandaşlar daha çok Türk Lirasını kullanmayı tercih
ediyorlar. Niye? Suriye Lirasının hiçbir anlamı yok. Türkiye’yle de tabii
burada güvenli bölgelerle ilgili ticaret de var, mal alışverişi oluyor.
Dolayısıyla gerçekten bir an önce Suriye’nin bu istikrara kavuşması
gerekiyor, o yüzden İdlib’deki ateşkesi sürdürmemiz lazım. Diğer yerlerde
bölücü faaliyetlerin önüne geçmemiz lazım ve bununla ilgili bölge
ülkeleriyle de bazı kapsamlı çalışmalarımız da olacak.
HANDE FIRAT- Bu İdlib’le ilgili olarak Esat’ın kontrolünde kalan bölgedeki
Türk gözlem üstlerinin kapatılması, çekilmesi gündemde mi Sayın Bakan?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şu anda burayı bir güvenli bölge haline
getirmeye çalışıyoruz İdlib’deki şu andaki bölgeyi. Şimdi güvenli bölge
haline getirdiğimiz zaman, ki bunu da görüşüyoruz, o zaman tabii ki
askerimiz stratejik olarak düşünecek nerede gözetlemeye ihtiyacımız var?
Şimdi burada takviyeler de yapıldı biliyorsunuz ateşkes anlaşmasından sonra
da, çünkü bir taraftan biraz önce söylediğim o sahadaki bazı zorluklar var,
diğer taraftan o bölgede devriyeler dahil ortak faaliyetlerimiz var. Yarın
burası bu şekilde güvenli bir hale getirildikten sonra o zaman gözlem
noktamızın da veya askerimizin de, istihbaratımızın da nerede nasıl
görevini yapacağını burada Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Savunma
Bakanlığımız ve güvenlikle ilgili arkadaşlarımız karar vereceklerdir, ama
şu anda bulundukları yerde görev yapıyorlar.
HANDE FIRAT- Yeni duruma göre yeni bir düzenleme olacak?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii yeni duruma göre burada yeni
düzenlemeler de olabilir, kaçınılmaz. Yani burası güvenli bölge haline
geldikten sonra orada değil de şurada ihtiyaç olabilir, burada ihtiyaç
olabilir, ihtiyaca göre arkadaşlarımız gerekli kararları alırlar.
HANDE FIRAT- Var mı soru?
MURAT ÇELİK- Bittiyse hemen yanına, Irak’a…
HANDE FIRAT- O zaman Suriye’yi bitirelim mi?
Suriye’yle ilgili olarak şunu nasıl değerlendirirsiniz, Washington’dan
dikkat çeken adım, Esat, ailesi dahil 39 üst düzey yetkiliye yaptırım.
Türkiye nasıl okudu bu yaptırım kararını?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bu yaptırımın geleceği haberini
almıştık zaten. Yani burada Esat Rejimiyle Amerika çalışmak istemediği
gibi, bu bölgede Esat’ı daha da köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.
Esasen biz başından beri hep söyledik, Esat bu ülkeyi birleştirir mi,
birleştiremez mi, siz karar verin diyoruz. Bir de Suriye halkı ne
düşünüyor? Ama Amerika’nın şimdi, Esat Rejimi bağlamında söylemiyorum bunu
gerçekten, yani Suriye’yi bölmek için ya da Suriye’yi zayıflatarak bu
destek verdiği PKK, YPG’ye bir bölge oluşturmak için yapıyorsa, o zaman
doğru değil. Esat Rejimiyle ilgili biz de Amerika’dan farklı düşünmedik
bugüne kadar. Rusya’yla ayrıştığımız noktalardan bir tanesi de bu zaten.
Ama bu Rusya’yla ayrışmanın Astana ve Soçi bağlamında veya İdlib’deki
tekrar ateşkes mutabakatının sağlanmasında faydası olmuş mudur? Olmuştur.
Ama Rejim konusunda ve bu tür konularda ayrı düşüyoruz. Dolayısıyla burada
Rejim konusunda Amerika’yla aynı düşünüyoruz diye, Amerika’nın diğer
taraftan Suriye’yi bölme çabalarına da destek veremeyiz.
HANDE FIRAT- O biraz o amaçlı. Peki, bu Amerika’nın…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- O amaçlı demedim, yani o amacı
güdüyorsa…
ZAFER ŞAHİN- Tam aslında bölme çabalarına belki bir örnek, Amerika ve
Fransa’nın PKK, PYD ve Suriye Ulusal Kürt Konseyi Gruplarıyla yaptığı bir
anlaşma var yakın dönemde, bu bir nevi aslında orada PKK, PYD’yi
meşrulaştırma çabası değil mi sizce de?
HANDE FIRAT- Kürtleri de bir araya getiriyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani bir taraftan işte Türkiye’den ya da
Kandil’den giden PKK’lıları ayrıştırın diye baskı yapmaya çalışıyorlar, ama
diğer taraftan da meşrulaştırma çalışmaları var, siyasi sürece entegre etme
çalışmaları geçmişte de oldu, hatta geçmişte Rusya’nın da buna benzer
girişimleri oldu, ama biz Ruslara anlattık. Ama Ruslar da şimdi bu gerçeği
görüyor, yani buradaki bu güçlerin gerçek hedefinin, yani Demokrat SDF
diyorlar, oluşturdukları işte güçler, değişik isimler veriyorlar da, esas
burada YPG ve PKK’nın diğer ülkelerle beraber Suriye’yi bölme hedefi
güttüğünü Ruslar da görüyor, esasen objektif bakan herkes görüyor.
Dolayısıyla bu birleştirme çalışmalarını da biz yakından takip ettik.
Esasen Şubat ayında Suriye Ulusal Kürt Koalisyonu Yönetimini Ankara’ya
davet ettim, Bakanlığımızda bunlarla görüştük ve kendilerine uyarıda da
bulunduk ve PKK’yla, YPG’yle birlikte olurlarsa bundan sonraki
ilişkilerimizin farklı olacağını söyledik. Kendileri de, PKK’nın, YPG’nin
kendi partilerini nasıl kapattığını ve çok yakın arkadaşlarını ve
ailelerini nasıl öldürdüğünü anlatırken ağlayanlar da oldu. Ve birçok
yakınlarının halen PKK’nın, YPG’nin elinde esir olduğunu ve akıbetinin de
ne olduğunu bilmediklerini, dolayısıyla bu PKK’yla, YPG’yle işbirliği
yapmaları mümkün olmadığını söylediler. Ama sonraki süreçte öyle gördük ki,
özellikle bu ülkeler bunlara çok baskı yaptılar, diğerlerine de baskı
yaptılar.
Ama şunu açıkça söyleyelim adı ne olursa olsun, YPG, PKK’yla birlikte olan
bizim için YPG’den ve PKK’dan farkı yoktur ve meşru bir hedeftir. Nasıl
PKK, YPG bizim için meşru hedefse, içeride, dışarıda, Suriye’de, Kuzey
Irak’ta fark etmez, onlarla birlikte olan da, birlikte hareket eden, yine
aynı çatı altında Türkiye’ye karşı husumet besleyen herkes bizim için meşru
bir hedeftir, bunu da herkes bilsin.
HANDE FIRAT- Sayın Bakan, bu bahsettiğiniz grup aynı zamanda Barzani’ye
yakın grup. Dolayısıyla benzer uyarılar o tarafa da yapıldı mı etkilesin
diye?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kesinlikle yapıldı, yani burada
uyarılarımızı her tarafa yaptık.
Yani burada şimdi açıkça bazı şeyleri söylemekte fayda var. Kuzey Irak’a
baktığımız zaman, özellikle Süleymaniye bölgesinin PKK’nın güdümüne girmeye
başladığını görüyoruz. Şimdi PKK yıllardır bizi hedef aldı, Türkiye’yi
hedef aldı. Geçmişte bu çukur eylemleriyle bazı şehirlerde sözde ilan
ettiler burası bizimdir, şudur budur falan. Ne oldu? Hepsini temizledik,
inlerinde kazdıkları çukurlara gömüldüler. Türkiye’de, yani Allah korusun,
yani buna hiçbir zaman izin vermeyiz de, herhangi böyle PKK’nın kontrol
edebileceği bir alan var mı? Artık dağlarda bile, inlerinde bile
barınamıyorlar, o yüzden Kuzey Irak’talar. Ama Kuzey Irak’ta kontrol
ettikleri köyler var, şehirler var PKK’nın. Dolayısıyla PKK’yı bu Kuzey
Irak’taki Kürt Yönetimi üzerinde de bir baskı unsuru olarak kullanan
ülkeler var çok açık, net söylüyorum, yani onları da böyle bu şekilde
sıkıştıranlar var.
ZAFER ŞAHİN- Bu programda sık sık ismini andığımız ülkeler mi, yoksa başka
ülkeler mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hep aynı ülkeler. Baktılar ki oradaki
işte KDP ve Erbil Yönetimini kendi çizgilerine getiremediler, hemen PKK’yı
devreye sokuyorlar, onlara uygun işte partiler kurduruyorlar, kuruyorlar ya
da var olanları onların içine entegre etmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla bu
bölgedeki oyunları bozduk, bozmaya da devam edeceğiz.
ZAFER ŞAHİN- Sayın Bakan, siz bu Pençe Kartal Harekatı başlamadan bir gün
önce Ankara’da İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’le görüştünüz. Aslında
İran da bu bölgede bizim bu rahatsızlıklarımızda kilit rol oynayabilecek
bir ülke, özelikle işte PKK konusunda. Bu konuda bölge ülkelerinin kendi
içerisinde bir işbirliği yapıp bu PKK belasını tamamen tasfiye edecek bir
harekata girişmesi yakın dönemde söz konusu olabilir mi ya da olamaz mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi biz Türkiye olarak, Türkiye içinde
PKK’yı nasıl görüyorsak, Suriye içinde de Suriyeli Kürtler de bizim
kardeşimiz Türkiye’deki Kürt kardeşlerimiz gibi, Irak’taki Kürt
kardeşlerimiz gibi, ama Suriye’deki YPG’yi, PKK’yı da aynı görüyoruz, yani
terör örgütü olarak görüyoruz ve aynı kararlılığı gösteriyoruz. Kuzey
Irak’taki Bölgesel Yönetimle veya oradaki Kürt kardeşlerimizle bizim hiçbir
problemimiz yok, her zaman en zor zamanlarında biz destek olduk. Ama
oradaki PKK’ya da işte Pençe Harekatlarında olduğu gibi aynı yaklaşıyoruz.
Biz PJAK’a da aynı bakıyoruz, yani PKK neyse İran’da da PJAK budur. Ama
maalesef her ülke başka ülkelere göre, yani PKK’nın, YPG’nin PJAK’ın başka
ülkelerdeki durumu, pozisyonuna göre farklı politikalar izleyebiliyor. İşte
maalesef o terörle sadece bizim bölgemizde değil, dünyada da terör
konusunda kararlı bir işbirliğinin ortaya konulmamasının da sebebi budur.
Kimisi işte bana dokunmasın diyor, kimisi ben bu terör örgütüyle mücadele
edersem bu sefer bana döner diyor korkuyor. Kimisi diyor ki, ya bu terör
örgütü yani siyasi partiler için de söylüyorum bunu veya bireyler için
siyasiler için de söylüyorum, bu diyor benim ideolojime çok yakın diyor.
Dolayısıyla, ben diyor o örgütü desteklemem lazım aynı ideolojiyiz,
yoldaşız diyor, işte Marksist, Leninist, Komünist ideoloji. Ben bunu
söylediğim zaman bazı bu ideolojiye inananlar ya Sayın Bakan, bize hakaret
ediyorsun, yok ben onlara hakaret etmiyorum. Herkesin ideolojisine saygımız
var, ama o ideolojiye inandığı için PKK’ya destek veren Avrupa’daki
siyasetçilere söylüyorum bunu. İşte Antifa gelip Suriye’de YPG’ye destek
verirken sempati duyuyorlardı değil mi?
ZAFER ŞAHİN- Amerika…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, sonuçta Antifa da bizim biraz önce
söyledim ya meşru hedefimizdi. Veya onlara katılan Dışarıdan gelip katılan
yabancı terörist savaşçılar YPG’ye katılan Avrupa’dan değişik ülkelerden
geldi onlar da hep çıktı Afrin’de de çıktı biliyorsunuz hepsini temizledik.
Onlar bizim için nasıl meşru hedefse, bundan sonra PKK’yla, YPG’yle bu
anlamda beraber hareket edenlerde meşru hedeftir onu bir kere daha söylemiş
olayım. Sonuçta Antifa şimdi PKK’ya destek verirken YPG iyi, şimdi
Amerika’da ayaklanınca terör örgütü. Yani bu anlayışlardan dolayı
bölgemizde ve ötesinde terörle mücadelede bir birliktelik sağlanamıyor.
HANDE FIRAT- Orada soru işareti başta başlıyor o zaman efendim. Trump dedi
yani hani Trump öncelikle kendisini o örgütü terör örgütü ilan etmek
istiyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Trump terör örgütü olarak ilan edebilir
de, ama buradayken bize karşı faaliyetteyken de aynı tutumu sergilemesi
gerekiyordu, o sergileseydi o zaman ilkesel bir tutum derdik. Veya bazı
ülkelerin çok açık, net bir şekilde Afrika’da Afrika ülkelerine karşı o
terör örgütlerini desteklediğini de görüyoruz. Bunun içinde Batılı ülkeler
de var, Körfez bölgesindeki ülkelerde var.
MURAT ÇELİK- Buradaki tek gerekçe silah satma arzusu olmaz herhalde?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok silah satma değil, o bölgelere
istediklerini yapmazlarsa işte bir baskı unsuru olarak kullanıyorlar.
Ayrıca o bölgelerin istikrara kavuşmasını istemiyorlar.
HANDE FIRAT- Somali, Birleşik Arap Emirlikleri en dikkat çeken örneği
herhalde.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Açık, net.
MURAT ÇELİK- Bir arkadaşım mesaj atmış diyor ki, aradan 18 ay geçti diyor.
1,5 yıl önceki bir haberi ben gerçi unutmuşum mesela yani diyor ki, Amerika
Birleşik Devletleri PKK’nın üç yöneticisi Murat Karayılan, Cemil Bayık ve
Duran Kalkan’ın kimlik ya da yer tespitini mümkün kılacak bilgiler
karşılığında para ödülü vermeyi kararlaştırdı diye hatırladım şimdi. Bu
gelince nasıl bir heyecan yaratmıştı Türkiye’de veya “ne oluyor?”
dedirtmişti. Ne oldu 18 ay önce oradan duran böyle bir karar alan, bu üç
teröristin başına ödül koyan Amerika’dan bugün neredeyiz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi şöyle söyleyeyim, bu istihbarat
paylaşımında da karşımıza çıkabiliyor, o zaman biliyorsunuz YPG’lilerin
Afrin’den, özür dilerim, Münbiç’ten temizlenmesi vardı, bir de yol
haritamız vardı. Şimdi buralarda adım atmayınca böyle göstermelik bazı
ilanlarla bu sefer PKK’yla mücadelede destek veriyor görüntüsü oluyor.
MURAT ÇELİK- Bu sadece görüntüydü yani.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Amerika gibi bir ülke bu
teröristlerin kaldı ki biz sadece karadan ve havadan yani teröristlerin
inlerine yönelik harekat yapmıyoruz. Çok sayıda Suriye’de olsun, Irak’ta
olsun, bu terör örgütünün elebaşlarını temizlemedik mi, etkisiz hale
getirmedik mi? Bu nasıl oluyor? İstihbaratın güçlü olmasından dolayı
oluyor. Bizim kendi imkanlarımızla, içeride emniyetimiz, kahraman
polisimiz, aynı şekilde jandarmamız, dışarıda aynı şekilde hatta içeride,
dışarıda beraber askerimiz, ondan sonra istihbaratımız uyumlu, güzel
çalışmalar neticesinde alıyoruz. Şimdi bizim bu imkanlarla elde ettiğimiz
yani tespitleri Amerika yapamaz mı? Dolayısıyla Amerika bunların nerede
olduğunu, ne zaman İran tarafına geçtiğini, ne zaman geldiğini en az bizim
kadar biliyordur, yani o yüzden ödül vermeye gerek yok. Bu konuda
kararlılık varsa bunların etkisiz hale getirilmesi konusunda somut adım
atılması lazım. Yani sözde ilanlar kulağa hoş gelebilir, ama somut adım
atmadığın sürece bu havada kalır.
MURAT ÇELİK- Amerika’yla ilişkiler demişken, bayağı zamandır hani talepte
bulunduk, işte dosyalar yollandı FETÖ başlığında, Amerika’yla ilişkilerimiz
ne alemde?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Amerika’da FETÖ terör örgütüyle ilgili
iade taleplerimizi gerekçeleriyle, mahkeme kararlarıyla, tutuklama
kararlarıyla birlikte ilettik, iletiyoruz. Ayrıca insan kaçakçılığı, vize
kaçakçılığı ve kara para aklama dahil birçok organize suçlarla ilgili de
belgeleri paylaşıyoruz. Son zamanlarda işte daha önce de söyledim FBI’ın
değişik eyaletlerdeki soruşturmasının dışında bizim iademizle ilgili ya da
FETÖ’nün elebaşının işte Amerika’da gözaltına alınması, tutuklanması, onun
için bize iade edilmesi veya sadece elebaşının değil, FETÖ’nün böyle önemli
kişileri örgütün kilit isimleri diyelim daha doğrusu önemli demeyelim de
bunlara kilit isimleri ABD’de, bazıları da Almanya ve değişik Avrupa
ülkelerinde. Bunlara yönelik bugüne kadar hiçbir adım atılmadı. Ben hep
şunu soruyorum, Amerikalılara da şunu soruyorum: Ya siz diyorum S-400
diyorsunuz veya burada konsolosluğunuzda sizin misyonlarınıza sızmış
FETÖ’cüleri söylüyorsunuz yargı… bir tane vatandaş bu Türkiye Cumhuriyeti
Devleti yani bu bir tane bizim vatandaşımız orada çalışan bir vatandaşımızı
tutuklaması ya da yargı sürecine tabi tutulmasından devlet olarak ne elde
edeceğiz? Ancak terör örgütünün üyesiyse biz buna karşı tedbir almamız
lazım. Mesela FETÖ’den dolayı askerden atılan bir kişiyi Büyükelçilik
güvenlik mensubu olarak aldı, daha sonra gözaltına alınca biz böyle
olduğunu bilmiyorduk nasıl bilmez? Amerika gibi bir ülke kendi bünyesine
kattığı özellikle güvenlik personeliyse yani her şeyini bilmeden almaz.
Yani bunlar sızdı ve de sızdırıldı. Sonuçta diyoruz ki, sizin konularınız
bunlar. Peki, bizim konularımız ne? Biz de darbe yapan, darbe girişiminde
bulunan FETÖ ve yanı başımızda bize tehdit olan terör örgütü verdiğiniz
destek hangisi daha hayati onu söyleyin? Verecekleri cevap olmuyor tabii.
HANDE FIRAT- Murat’ın kaldığı yerden devam edeyim o zaman. Bu son
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ABD Başkanı Trump arasındaki görüşmede de
yanılmıyorsam gündeme geldi kendisi de açıkladı bir kısmını. FETÖ’cülerin
Amerika’daki eylemlerde başı bir nevi çekmesi. Siz bunu bu protestolarda
onların özellikle ön planda olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sonrasında
yaptığınız değerlendirmede yani Trump buna mesele şaşırdı mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Gezi olaylarında yer alan yani
Gezi olaylarının mimarı olan bir FETÖ nerede bir yıkıcı faaliyet varsa
orada yer alıyor, darbe girişiminde de bulundu Türkiye’de. Dolayısıyla,
burada olmasını biz yadırgamadık, şaşırmadık daha doğrusu burada olmasını,
yadırgamadık yanlış bir tabir oldu da, şaşırmadık işin doğrusu, yani doğal,
nerede yıkıcı bir faaliyet varsa. Şimdi aynı bu Trump’ın işte Antifa terör
örgütü ilan etmek istediği örgütle işbirliği yaptığı da ortaya çıktı.
Türkiye’de PKK’yla yapıyor mu? Yapıyor. DHKP-C’yi korudu mu Türkiye’de?
Korudu. Hem askerin içinde hem polisin içinde tüm yani devlet bünyesine
sızdırdıkları kişiler aracılığıyla bunlarla işbirliği yaptılar. Sonuçta
bunları tabii ki biz Amerikan Büyükelçiliğine de verdik, sadece bu
basketbolcu değil, diğerleri de var önde gelen dedim ya bu kişiler var.
Dolayısıyla, bunların hepsini biz belgeleriyle verdik. Yani siz orada
tutuyorsunuz, ama işte bak fırsat geldiği zaman Amerika’nın güvenliğini,
istikrarını tehlikeye atacak bu vandalizm ortaya çıktığı zaman bunlar da
hemen gerçek yüzünü gösterdiler.
HANDE FIRAT- Yorum yapan oldu mu Amerikalardan bu konuda?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani şimdi yorum yapan oldu tabii ki,
mesela Trump bu fotoğrafları inceleyeceğini söyledi Cumhurbaşkanımız
kendisine anlattı. Arkadaşlarımız dedi Beyaz Saray’a da gönderdik biz
bizzat Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien, aynı şekilde Büyükelçilik
ve orada Dışişleri Bakanlığı ben bunlara bakacağım, inceleyeceğim dedi
böyle bir şey duymuştum dedi.
ZAFER ŞAHİN- Onlar biraz da sanki Amerika’da Demokratları da destekliyoruz
değil mi FETÖ’cüler?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Efendim?
ZAFER ŞAHİN- Sanki Demokratların iş başına gelmesini istiyorlar
Amerika’daki FETÖ’cüler biraz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, bir de geçmişte en çok Trump’ın
seçiminde de Hillary’e destek verdiler, beraber hareket ettiler. Bunlar
kendilerini öyle bir kaptırdılar ki sadece Türkiye’de yönetimi darbe
yaparak ele geçirme değil, dünyaya hakim olma şeyi vardı kendisini o yüzden
o şemaya baktığın zaman yani kainatın imamı olarak tanımlıyordu. Ve böyle
Amerika’daki olayları karıştıracak ya da katılacak cesareti de kendilerinde
buluyorlar, bu özgüven nereden geliyor?
HANDE FIRAT- Bu biraz Trump karşıtlığından ya da Trump-Erdoğan iyi
ilişkilerinden de kaynaklandığı yönünde yorumlar yapan var.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Var yapanlar var, olabilir, ihtimal dışı
değil.
HANDE FIRAT- Evet.
ZAFER ŞAHİN- Şimdi bu aslında pandemi süreciyle beraber bizim bu Suriyeli
sığınmacılar meselesi birden bire gündemden kalktı, halbuki orada iyi
yolunda giden bir süreç vardı. Sanıyorum değil mi 300 bin kişi İdlib’e geri
döndü mesela. Bundan sonraki süreçte yani bu dünya tamam buna yıllardır
adeta seyirci kalıyor, ama bundan sonraki süreçte bu Suriyeli sığınmacılar
konusu yeniden gündeme gelir mi, bu konuda yaşanan gelişmeler var mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu sorun devam ettiği sürece yani
mülteci sorunu, göç sorunu devam ettiği sürece bu mülteci sorunun sebebi
olan kök sebebi olan Suriye’deki veya diğer ülkelerdeki sorunlar devam
ettiği sürece bu konu gündemde olmaya devam edecek bu kaçınılmaz. Yani
Türkiye’de de gündemde olmaya devam edecek, Avrupa ülkelerinde de gündemde
olmaya devam edecek, Türkiye-AB ilişkilerinde de gündemde olmaya devam
edecek. Şimdi korona sebebiyle biraz gündemden kalktı diye bu iş
kendiliğinden çözüldü dersek olmaz. Bunu niye söylüyorum? Avrupa Birliği şu
an da bu yaklaşım içinde. Biliyorsunuz yeni bir sayfa açalım dedik
ilişkilerde, Komisyon Başkanı ve Konsey Başkanı Ursula Hanım, aynı şekilde
Charles Michel Cumhurbaşkanımızı aradılar, geldiler, görüşmeler yaptık.
Cumhurbaşkanımız Brüksel’e gitti ve orada oturduk, konuştuk, daha sonra
bizleri görevlendirdiler Yüksek Temsilci Borrell’le beraber. Biz
çalışıyoruz, Bakan Yardımcımız Faruk Bey’le, Borell’in Yardımcısı yani
teknik ekiplerde çalışıyor. Fakat Avrupa Birliği tarafında şunu görüyoruz,
şimdilik mülteci gelmiyor dolayısıyla, işi yavaştan alalım. Borrell’e de
net bir şekilde, samimi bir dost olarak iyi niyetli bir insan, tecrübeli,
Avrupa Parlamentosu Başkanlığı yaptı, İspanya Dışişleri Bakanıydı, düzgün,
ilkeli bir insan. Ama alttaki tutum, yani komisyonun içindeki tutumu
gördük. Dedik ki, eğer bu yaklaşımı sürdürürseniz yarın bu koronavirüsü 1
ay sonra, 2 ay sonra, bilemedim 3-4 ay sonra gidecek o gün söyledim, ama bu
sorun devam edecek. Ve bu korona gittikten sonra da bu sefer sizinle gelin
işbirliği yapalım demeyin bu yaklaşımı sürdürürseniz. Yani bu ortak sorun o
yüzden şimdiden oturalım, konuşalım, bir anlaşmamız var koyalım. Kim
yükümlülüğünü yerine getirmiş, getirmemiş madde madde gidelim. Niye
getirmemiş Avrupa Birliği, sebebi ne? Gümrük Birliği niye güncellenmemiş?
Vize serbestisi niye hayata geçmemiş? Yeni bir fasıl niye açılmamış? Diğer
alanlarda Avrupa Birliği niye sözünü tutmamış? Bu sadece şey değil ki, hani
parayı verelim Türkiye’ye o da Türkiye’nin cebine girmiyor, bütçesine
girmiyor. Parayı orada verelim mültecileri Türkiye tutsun değil, bu anlaşma
kapsamlı bir anlaşma. O yüzden bunu güncelleyelim dedik, güncellemek için
de çalışmaları başlattık biraz yavaştan alıyorlar, bu sorun devam edecek.
Yarın korona da bittikten sonra…
MURAT ÇELİK- Korona da bir türlü bitmiyor orada…
HANDE FIRAT- Almanya Dönem Başkanlığı dolayısıyla en önemli konu bu mu olur
yani acaba?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Almanya Dönem Başkanlığından tabii
ki beklentilerimiz var. Esasen bu 18 Mart mutabakatını yaparken en kilit
rolü Merkel üstlenmişti ve o zaman gerçekten diğer ülkelerin ya da
liderlerin hedefi de olmuştu, biraz kıskançlık yarattı. Hollande vardı o
zaman Fransa’da veya diğer. Başbakan Rutte Hollanda Başbakanı da o zaman
Hollanda Dönem Başkanıydı Merkel’le ikisi daha çok götürdü, bizde
müzakerelerimizi yaptık. O yüzden Almanya burada kilit bir ülke ve göç ve
mülteciler konusunda en cesur davranan ülke, Merkel de bunun seçimlerde
bedelini ödedi yalnız, Merkel ve de koalisyon üyeleri. Sonuçta Dönem
Başkanlığında bu konuda Almanya’dan tabii ki bu çalışmaları hızlandırılması
konusunda destek bekliyoruz yani AB tarafına. Aynı şekilde biraz önce
söylediğim Gümrük Birliği anlaşmasının müzakereleri konusunda yine Almanya
kilit bir ülke bunların başlaması gerekiyor. Vize serbestisiyle ilgili
Merkel’de kabul ediyor bu Avrupa Birliğinin bir sözüdür tamam zor ve
karmaşık bir konu onlar için, ama neticede verilen sözlere herkes sadık
kalmalı ve bu sözleri tutmalıyız. Bunların hepsi konusunda Almanya Dönem
Başkanlığından cesur, samimi, karar ve destek bekliyoruz iki tarafın da
yararına olacak şekilde.
MURAT ÇELİK- Almanya demişken orada yaşayan Türk vatandaşlarından da çok
soru geliyor. İşin birde hani kovid bitince diyorsunuz da pek bitecek gibi
de gitmiyor o tarafı ayrı, ama Almanya özelinde hem mevsim geldi işte
gelmek isteyen Türk vatandaşları, Almanya’nın o kırmızı listesine
Türkiye’yi koyması. Yani buraya gelen bir Alman ya da Türk, Türkiye’den
oraya dönüşte 14 gün karantinada kalma kararı. O da hem oradaki Türk
vatandaşlarının gelmesi hem bir turizm hareketi ve turizm geliri, sizin
bölgeniz Antalya, Alanya neredeyse Alman nüfusunun çok yoğun olduğu. Hani
hepsini bir araya aldığımızda bu iş çözülebilecek gibi mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu iş çözülmesi lazım, şu an da alınan
kararlar siyasi kararlar. Şimdi Avrupa’da kendi içinde serbest bıraktılar,
siz söyleyin Türkiye’deki durum kaç tane Avrupa Birliği ülkesindeki
durumdan daha kötü de onlar dahil oluyor, Türkiye hariç tutuluyor, kaç
tanesini? Şimdi kendi içlerinde de işte efendim İsveç diyor, onu dahil
etmedik diyor. Yani diğer bu vakaların yüksek olduğu ülkeler örneğin
Fransa, ölüm sayısına bak, vaka sayısına bak, hastane ve sağlık hizmeti
kapasitesine bak.
MURAT ÇELİK- Böyle bir konuda bile siyasi düşündüklerini mi söylüyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, siyasi düşünüyorlar, biz o kadar
açık davrandık ki. Bir, rakamlarımız ortada, şeffaf. İki, bugün Avrupa’da
ve dünyada sağlık sistemi altyapısı bakımından ve tedavi yöntemleri
bakımından en önde gelen ülkelerden iki tanesiyiz Almanya ve Türkiye olarak
bizim kapasitemiz ortada. Dünya Sağlık Örgütü bizi sürekli eleştiren birçok
medya kuruluşu Türkiye’nin hakkını teslim etmiştir, siyasetçiler teslim
etmiştir. Bizim vatandaşlarımızın Avrupa ülkelerinde yaşadığı ben hepsini
arıyorum, yani yakınları ölenleri arıyoruz, o yaşadıkları sıkıntıları
anlatırken ağlıyorlar, insan yerine bile koymuyorlar. Bizde göçmen de dahil
yani yabancılar Türkiye’de yaşayan yabancılar da var hepsi bizim
vatandaşımız gibi bu korona tedavisi konusunda aynı imkanları kullandılar
öyle de olması gerekiyor. Ama orada onlar kendi vatandaşlarını bile tedavi
edemediler. Şimdi o ülkelere serbest, Türkiye’ye serbest değil. Kültür ve
Turizm Bakanlığımız çok güzel çalışmalar yaptı, biz de destek veriyoruz.
Aldığımız tedbirleri mektup halinde Bakanımız yazdı gönderdi, biz de
ulaştırdık, takibini yapıyoruz.
Şimdi güvenli bir şekilde turistlerin geleceğini söylüyoruz, bunu da boş
sözlerle söylemiyoruz. Otellerin nasıl sertifike edildiği, hangi tedbirler
alındı, havaalanında, transfer araçlarında otobüs minibüs neyse, otellerde
çalışacak kişilerin sağlık durumu, restoranlarda nasıl servisler yapılacak,
otelde nasıl servis yapılacak, kim sertifike ediyor bunu, sertifikasyonu
kim yapıyor? Bizim TSE var, TÜRKAK da bizim Bakanlığa bağlı biliyorsunuz,
TÜRKAK da var, bütün bunları zaten şey yapıyor. Almanların iki tane firması
var, bir tanesi TÜV, tüm dünyada biliniyor. Bu sadece sertifikasyon
yapmıyor, daha sonraki süreçte bu dediğim alanlarda, yani turistlerin
evinden çıkıp tatilini geçirip dönünceye kadar zaman geçirdiği alandaki bu
denetimi de bunlar yapıyor. Şimdi bir Alman vatandaşı için bundan daha
güvenilir bir çalışma olabilir mi?
MURAT ÇELİK- Peki, nasıl çözeceksiniz? Yani madem bu kadar net bizim
açımızdan tablo.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Cumhurbaşkanımız da görüştü, şimdi
bizim Sağlık Bakanlığımızla onların Sağlık Bakanlığını da bir araya
getireceğiz. Ayrıca, Heiko Maas’a ben söyledim, Cumhurbaşkanımız da
Merkel’e söyledi yine, kardeşim, heyetinizi gönderin, sağlıkçılarınızı
gönderin uzmanları, gelsinler görsünler bilmiyorsanız ki bilmemeleri mümkün
değil. Ayrıca, bizim bu aldığımız tedbirleri ve denetimin nasıl
yapılacağını gönderin uzmanlarınız yerinde görsün. Tatmin olmuyorsan o
zaman gönderme. Ama şimdi Türkiye’nin şartları herkesten iyiyken Türkiye’ye
turist göndermeme olumlu bir açıklama değil.
MURAT ÇELİK- Orada bir Robert Koch Enstitüsünün mü bir rolü var bu süreçte?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi onlar yeni bir açıklama yaptılar,
dediler ki, Türkiye’de hani bir rapor olursa, yani test yapılırsa biz bu
testi tanıyacağız dönüşte. Ayrıca, Almanya’nın aldığı bu kararı eyaletler
delmeye başladı, eyaletten eyalete farklı kararlar var. Şu anda 6 şehirden
Türk Hava Yolları uçmaya başladı ve dönüşte karantina yok. Ve
vatandaşlarımız, Alman seyahat acenteleri bu kararlara karşı dava açmaya
başladılar ve tüm davalar vatandaşlarımızın ve bu davayı açanların lehine
sonuçlandı. Yani seyahat özgürlüğümü sen kısıtlayamazsın Almanya’da. Yani
hukuk devletinden bahsediyoruz, hukukun üstünlüğünden bahsediyoruz. Bu
arada Almanya’nın AB Dönem Başkanlığının önceliklerinden bir tanesi de
hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi. Onlar Macaristan ve Polonya’yı hedef
alıyorlar, biliyoruz biz. Sonuçta inşallah Fransa’yı hedef alıyorlardır,
Fransa’da hukukun üstünlüğünü tesis ederler. Sonuçta gerçekten bu karar
adil bir karar değil. Ne yapacağız? Temasımızı sürdüreceğiz ve bu kararları
değiştirmek için işbirliği yapacağız. Ve en son Heiko Maas’a Kültür ve
Turizm Bakanımızla, diğer konular da var tabii, Libya var, diğer ikili
ilişkiler var, bölgesel konular var, Doğu Akdeniz vesaire onlar orada da
bir arabuluculuk yapmaya çalışıyorlar, bunları görüşmek için Kültür ve
Turizm Bakanımızla gelmek istiyoruz dedik, Cumhurbaşkanımız da bunu
Merkel’e söyledi. Her ikisi de çok memnun oluruz, bir an önce gelin
dediler, şimdi tarih belirlemeye çalışıyoruz. Bugün Kültür ve Turizm
Bakanımızla yine telefonda görüştük, hazırlıklarımız tamam. Bunları
gideceğiz anlatacağız. Onlar da göndersinler heyetlerini, yerinde
görsünler. Ve güvenli bir şekilde Alman turistler tatilini Türkiye’de
geçirsinler. Çok istiyorlar Türkiye’ye gelmeyi. Yani bu terör
saldırılarından sonra biliyorsunuz Avrupa’daki turistler farklı
destinasyonlara gittiler, o süreçte Türkiye’yi o kadar özlediler ki ve
ondan sonra Türkiye’ye gelen turist sayısında büyük bir patlama oldu,
rakamlar ortada geçtiğimiz yıl falan. Bu sene de yine 60 milyona yakın
turist bekliyorduk toplamda, ama maalesef bu korona yüzünden tüm dünyada
azaldı tabii, yüzde 60 civarında bir turist sayısında dünya genelinde bir
azalma öngörüyor Dünya Turizm Örgütü. Ama biz bu seneyi zararsız, en az
zararla kapatmak için, sezonu kurtarmak için sektörümüzle beraber
çalışıyoruz.
ZAFER ŞAHİN- Tabii siz bir Antalyalısınız, Türkiye’de turizmin başkenti.
Rusya’yla ilgili de böyle bir problem söz konusu mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Rusya’yla biz tabii oradaki duruma göre
15 Temmuz’da uçuşları başlatalım dedik. Görüyoruz, Lavrov’la da kaç defa
görüştük, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Bey muhatabıyla görüştü.
Rusya’yla bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum. Ama tabii 15 Temmuz’a kadar
da süreci iyi takip etmemiz lazım, yani korona durumunu.
HANDE FIRAT- Bu konuda var mı, çünkü…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biraz önce söylediğim tabii sadece Alman
turistler için geçerli değil tüm Türkiye’ye gelecek turistler için geçerli,
aldığımız tedbirler, güvenlik vesaire.
HANDE FIRAT- Efendim, notlar almıştık, doğal olarak eğer müsaade ederseniz
Rusya demişken, şimdi Rusya’yla…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sizin bu klimanız yalnız mahvetti, sesim
de değişti bir taraftan.
HANDE FIRAT- Arkadaşlar, lütfen kısalım ya da kapıları kapatalım, biraz da
havadar olsun diye açıyoruz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sesim bayağı kalınlaştı, kendim bile
hissediyorum.
HANDE FIRAT- Eyvah.
ZAFER ŞAHİN- Zaten Haziran ayı Haziran gibi Haziran değil daha çok bir Mart
havası var Ankara’da.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Türkiye’ye gelecek turist
hastalanırsa masrafını kim kapsayacak, sigorta kapsar mı kapsamaz mı diye
sürekli soruyorlar. Şimdi benim sağlık sigortam da bunu karşılar mı bunu
sormam lazım.
HANDE FIRAT- Peki, şimdi Rusya deyince oradan devam edeceğim, birkaç
başlıkta merak edilen sorular var çünkü. Türkiye ile Rusya bir yandan
baktığınız da İdlib’de illa ki bir diyalog yolu bulunuyor, ama çok ciddi
böyle karşı karşıya geldi. Libya’da ciddi bir şekilde karşı karşıya geldi.
Yani siz bunu sürdürülebilir bir ilişki olarak görüyor musunuz? Yoksa bazı
ilişkilerin doğası böyledir ya, hani Türk-Rus ilişkileri mi böyle mi
diyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani sadece Türk-Rus ilişkileri olarak
bakmamak lazım buna Hande Hanım. Tüm ülkelere baktığımız zaman, deminden
beri konuşuyoruz, biz 1,5 sene öncesine kadar Suriye’de en iyi anlaştığımız
ülke kimdi biliyor musunuz? Fransa’ydı, yüzde 100 örtüşüyordu. Amerika’yı
bile eleştiriyorduk siz fazla esnek davranıyorsunuz, gevşek davranıyorsun
diye. Yüzde 100 örtüşüyordu görüşlerimiz. Şimdi ama öyle değil. Şimdi
Amerika’yla, deminden beri konuşuyoruz, farklı olduğumuz noktalar var.
Amerika’yla –onu söylemeyi unuttum- son işte İdlib’de mesela, daha önce
Suriye’nin kuzey doğusunda ilişkilerimiz bizim operasyonumuzdan sonra biraz
gerildi. Sonra Pence ve Pompeo işte ekibiyle geldiler, mutabakata vardık.
Ama İdlib’deki bizim duruşumuzda da en çok desteği Amerika’dan gördük.
Şimdi Suriye’de bak iki yerde Amerika’yla farklı tutumlar içindeyiz. Hatta
oradaki destekleri ilişkilerimizde de bir yumuşamaya sebep oldu özellikle
Kongrede vesaire. Dolayısıyla her ülkeyle belirli alanlarda işbirliği
yaparsınız, belli alanlarda görüş ayrılığınız keskin olabilir. Ama
diplomasi ne için var? Bunun için var. Farklı düşündüğünüz ya da karşı
karşıya olduğunuz noktalarda diyaloğu tercih ediyorsanız ve sorunu çözmek
için birlikte çalışma kararlılığınız varsa ve de samimiyseniz, o zaman
çözüm gelir. Biz Astana sürecini niye başlattık? İşte o Afrin’deki o
sivillerin tahliyesinde bir işbirliği yaptık Rusya’yla, baktık ki karşı
taraflardayız, ama işbirliği de yapabileceğiz, oradan başladı. Sonra İran’ı
dahil ettik işin içine. Şimdi evet İdlib’de bu oldu, karşı karşıya geldik,
çünkü onlar rejim tarafında. Biz de kararlılığımızı gösterdik. Ama daha
sonra oturduk Moskova’da bir mutabakata vardık. Şimdi Suriye’de de iki
taraf da farklı taraflarda olmanın bazı avantajlarını gördük,
dezavantajları da olabilir, aynı şey Libya’da da geçerli. Karşı taraflarda
olmanın faydasını gördük. Niye? onlar Hafter’i etkiledi. Ama şimdi
Hafter’in olmaması gerektiğine inanıyoruz ve genel anlamda hani iki tarafta
farklı taraflarda gibi olaya bakmak da istemiyoruz. Ama sahadaki duruma
baktığımız zaman da öyle bir durum var. Onlar Vagner’la ve diğer
güçleriyle, diğer ülkelerle Hafter tarafına destek verdiler, bu açık. Bu
arada iki farklı tarafta bulunan ülkeler olarak çözüm konusunda şu anda
sürdürdüğümüz çabalar bir netice getirirse, bu çabaları BM çatısı altında
da yine diğerleriyle beraber bir neticeye vardırabilirsek, o zaman farklı
taraflarda olmanın avantajı özellikle Libya için olabilir, hepimiz için
olabilir. Yani diplomaside farklı düşünebilirsin, bir konuda
anlaşamayabilirsin. Ama burada anlaşamadık diye başka yerlerde ilişkileri
kesmenin bir anlamı yok, doğru da değil. Tersinden bakarsak, biz NATO
üyesiyiz, evet Rusya’yla ticaretimiz var, bölge ülkesi, önemli bir ülke,
Suriye’de ve diğer yerlerde çalışıyoruz, bazen farklı düşünüyoruz, ama biz
Rusya’nın birçok politikasını da desteklemiyoruz, Kırım politikasını
desteklemediğimiz ortada veya Ukrayna veya Gürcistan.
MURAT ÇELİK- Hatta bence çoğunu desteklemiyor Türkiye, öyle gözüküyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani burada da çok açık net biz
söylüyoruz, şeffaf davranıyoruz. Yani Rusya’ya da yüzüne evet haklısın
deyip de arkadan konuşmuyoruz. Yüzüne de aynı şeyi söylüyoruz, NATO’da da
aynı şeyi söylüyoruz. Burada nedir? Açık, şeffaf ve samimi davranırsanız, o
zaman farklı düşündüğünüz alanlarda bile en azından diyaloğunuz olur.
ZAFER ŞAHİN- Şimdi Libya’ya dönmüşken ben bir soru sormak istiyorum.
HANDE FIRAT- İstersen şöyle yapalım mı? Başlamayalım, reklamdan sonra
başlayalım, çünkü yarıda kalacak. Hatta yarıda bile kalmayacak, iki
cümlenin sonuna ben reklam gireceğim.
ZAFER ŞAHİN- Bu arada Alanyaspor da finale çıkmış.
HANDE FIRAT- Öyle mi? Belki onunla ilgili de konuşuruz Sayın Bakanla.
MURAT ÇELİK- Trabzon-Alanya finali oldu, evet.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Trabzon-Alanya. Şimdi Alanyaspor,
Antalyaspor, ikisi de tabii şehrimizin takımı. Hangisi kazansaydı finalde
bir takımımız olacaktı. İki kardeş takım, fakat geçen İstanbul’da her
ikisinin de maçları vardı İstanbul takımlarıyla. Antalyaspor’umuz da
biliyorsunuz Beşiktaş’la karşılaştı.
MURAT ÇELİK- O detaya girmezseniz o bölüme…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Onu hatırlatmayalım Murat Bey size.
Alanyaspor’un da Başakşehir’le maçı vardı, maalesef kaybettik, aynı uçakta
gittiler. Yani bir şehrin takımlarının, hani bu derbi olabilir, maç
olabilir, ama öyle kardeş takımlar olarak aynı uçakta gitmesi diğer
takımlara da, aynı şehirde olan diğer takımlara, İstanbul takımlarına da
inşallah örnek olur. Hatta sadece İstanbul değil o takımlarla diğer
şehirlerimizin takımları. Örneğin bir Fenerbahçe ile Trabzonspor aynı
uçakta bir yere gitse güzel olmaz mı veya Galatasaray’la Fenerbahçe.
MURAT ÇELİK- O büyük haber olur, güzel olmayı geçin o çok büyük haber olur.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani olması lazım.
HANDE FIRAT- Peki, bir reklam arası veriyoruz, dönüşte beraberiz.
HANDE FIRAT- Bu, çok kısa bölümlerimizden. Biliyorsunuz bu akşamın özel
konuğu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu. Pek çok konu başlığını ele aldık,
son bölüme gireceğiz birazdan. Çok kısa bir reklam aramız daha var, sonra
Dışişleri Bakanıyla karşınızda olacağız.
HANDE FIRAT- Sevgili izleyiciler, devam ediyoruz. Son bölüme girdik,
dolayısıyla son soruları alacağım. Alacağım, ama şu Türk-Rus ilişkileri
üzerinden devam ediyorduk. Ben Sayın Bakan isterseniz bunun devamında bir
soru sorayım, ondan sonra size bırakayım sözü.
Sayın Bakan, iki farklı yorum yapan var aslında. Bir tanesi diyor ki,
mesela birileri diyor ki diyeyim, Türkiye tehlikeli bir oyun oynuyor,
Rusya’yı Amerika’yla, Amerika’yı Rusya’yla dengelemeye çalışıyor. Ama
bazılarına göre de bu stratejik bir akıl. Burada ne dersiniz?
İkincisi de, bu yine Rusya’yla bağlantılı olduğu için, son dönem gösteriyor
ki NATO’dan, AB’den, daha doğrusu batıdan uzaklaşan Türkiye tekrar batıya
dönmek durumunda kaldı. Tüm bu tespitleri siz nasıl okuyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz hiçbir zaman ne Avrupa’dan
uzaklaştık, ne batıdan uzaklaştık. Avrupa Birliği sürecimizde aksamalar
oldu, ama bu aksamaların temel sebebine baktığımız zaman, Avrupa
Birliği’nin özellikle fasılları engellemeye çalışması, bloke etmesi ve daha
sonraki süreçte yaşanan olaylar ve daha sonra darbe süreciyle beraber
yaşanan bir süreç oldu. Ama biz Avrupa’nın bir kıtasıyız, içinde olduğumuz
bir bölgeden niye uzaklaşalım? Biz hep şunu söylüyoruz: Evet, bu kıtanın
bir parçasıyız, Avrupa ile ilişkilerimiz stratejik. Sadece Avrupa Birliği
üyeliği bakımından söylemiyorum bunu. Bugün ticaretimizin yüzde 50’si
kiminle? Avrupa’yla. Ticaretimizin yüzde 50’sinin olduğu bir bölgeyle biz
niye kötü olalım veya niye uzaklaşalım.
MURAT ÇELİK- Bir de kaç milyon vatandaşımız yaşıyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, 5 milyondan fazla vatandaşımız
yaşıyor ve birçok ortak çıkarlarımız var.
Ama Avrupa şuna alışmıştı: Yani Türkiye bizden başka bir alternatifi
olmasın, biz de bekletelim. Bugün Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi, biz de
tüm dünyayla ilişkilerimizi geliştirmeye çalışıyoruz veya tüm dünyada
mevcudiyetimiz artırmaya çalışıyoruz. Yeniden Asya, neden yeniden Asya
girişimine girdik? İşte ekonomik büyümenin merkezi dedik biraz önce. Ama
sadece ekonomik çıkar açısından yaklaşırsak da, orada bütüncül bir
yaklaşımla gitmezsek de çok kalıcı olamayız, yani yer edinemeyiz. O nedenle
çalıştaylar düzenliyoruz ne yapmamız lazım? Herkesi işin içine kattık.
Sonuçta, ben NATO üyesiyim, ama Rusya’dan gaz ithal ediyorum veya nükleer
enerji santralinin inşasında en iyi teklifi Ruslardan aldım, şimdi ne
yapmam lazım? Almanya gazının yüzde 80-90’ını şimdi Rusya’dan alıyor, biz
yüzde 50’sini alıyoruz. Kim Rusya’yla daha fazla ticaret yapıyor? Almanya
bu bakımdan. Şimdi, evet, ilişkilerinde bir gerilme oldu, ama bakıyoruz
doğrudan ya da dolaylı yönden Rusya’yla çok iş tutan Avrupa ülkeleri var,
ama bizim yaptığımız şeffaf. Yani bunların sorgulanmasına karşıyız biz.
Biz niye birisini diğerine alternatif görelim? Şimdi Amerika’yla müttefikiz
diye Rusya’yla niye kötü olalım?
MURAT ÇELİK- Ya da İran.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ya da İran. İran’a yönelik yaptırımlara
biz karşıyız. Ha İran’la da anlaşamadığımız konular olmuyor mu? Oluyor.
Yani bu esasen diplomasideki akılcı adımların bir neticesi. Şimdi birisiyle
iyi ilişkiler sürdürüyorsunuz, tamam, eyvallah, ama birden sorun da
çıkabiliyor. İşte Ruslarla iyi ilişkiler sürdürürken birden uçak düşürme
hadisesi oldu, kesildi, 8 ay bir kesinti oldu. Ama biz soğuk savaş
döneminde bile o günkü Sovyetler Birliği’yle ilişkilerimizi birçok düzeyde
sürdürüyorduk en keskin dönemde ki şimdi bugün o keskin bir şekilde
kutuplaşma yok. Yani niye bunlar sorgulanıyor. Biz gidip de Rusları
Amerika’ya karşı kışkırtmıyoruz ya da Amerikalıları Ruslara karşı
kışkırtmıyoruz. Tehlikeli olan ne burada? Rusya’yla da çıkarlarımıza uygun
bir şekilde ilişkiler geliştiriyoruz, bazen oluyor, bazen olmuyor,
Amerika’yla da aynı şekilde.
Şimdi Amerika’yla bu kadar anlaşmazlık varken iki başkan niye 100 milyar
Dolarlık bir ticaret hacmi hedefi koydu? Ticaret Bakanı Ross niye geldi
Türkiye’ye, bizim Bakanımızla, arkadaşlarımızla görüştüler veya maliye
bakanları vesaire niye görüyorlar? Yani her alanda ilişkilerimiz mükemmel
olmayabilir, ama ben niye başkalarının arasında ezileyim? Ezilmek durumunda
değilim.
MURAT ÇELİK- Peki, bütüne baktığınızda Türkiye’de bir kalıp vardır ya
efendim, hani belli ölçüde de gerçeklik payı da var elbette hani, bir şey
olduğu zaman özellikle içeride, bu dış güçlerin oyunu. Ya da hep şöyle bir
kalıp vardır: Türkiye ne zaman şaha kalkmaya başlasa işte dış güçler bunu
engellemek için, bölgede güçlenmesini istediği için, bildiğimiz bu
kalıplar. Niye böyle, niye Türkiye hedef?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sadece Türkiye değil. Yani bizim gibi
ülkeler bağımsız olmaya çalıştıkça, bağımsız politikalar izlemeye
başladıkça, bu ülkeleri yöneten ülkeler, bizim gibi ülkeler derken birçok
ülkeden bahsediyorum, bunu engelleyici girişimler içinde olabiliyor,
görüyoruz bunu, Afrika’da da görüyoruz, Asya’da da görüyoruz, Avrupa’da da
görüyoruz, gördük.
MURAT ÇELİK- Tahakküm edemediği anda mı yapıyor dış güçler bunu, tırnak
içinde dış güçler?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sonuçta çok fazla…
MURAT ÇELİK- Ezber mi bozuyor Türkiye?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türkiye çok ezber bozdu, özgür ve
bağımsız bir devlet olma yolunda çok ilerledi Türkiye.
ZAFER ŞAHİN- Hande, son soru olabilir.
Şimdi Sayın Bakanım, bu Libya konusunda tezkerede daha önce hiç alışık
olmadığımız bir tablo ortaya çıktı, iki tane muhalefet partisi, CHP ve İyi
Parti Libya’ya Mehmetçiğin gönderilmesine karşı olduklarını söylediler ve
hatta işte ne işimiz Libya çöllerinde diye özetlenebilecek bir argüman
ortaya koldular ki içlerinde daha önce Türk Dışişleri’nde önemli görevler
yapmış emekli büyükelçilerimiz de vardı. Bugün gelinen noktada, aynı
zamanda sizin siyasi muhataplarınız da kendileri iç siyasette, ya hiç hani
yanlış yapmışız ya da bir özeleştiri ulaşan ya da ne bileyim bir özel
sohbetiniz var mı Libya konusunda keşke biz o zaman evet deseydik gibi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok.
HANDE FIRAT- Çok özür dileyerek bir son dakika bilgisi vereyim mi? Bütün
çocukları, velileri ilgilendiriyor.
İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin karneleri e-okul üzerinden erişime
açıldı, dolayısıyla karneler e-okul üzerinden görünebiliyor artık.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hayırlı olsun. İnşallah velilerden önce
öğrenciler görür, korona hoşgörüsü olsun. Çocuklarımız için zor bir süreçti
gerçekten, kolay değil.
Şimdi böyle bir itiraf ya da özeleştiri gelmedi, en azından bana gelmedi.
Fakat şunu samimi olarak söylüyorum: O gün hem Cumhuriyet Halk Partisi
Sayın Kılıçdaroğlu, hem de Meral Akşener İyi Partiye gittiğim zaman bugünkü
olacakların hepsini, yani tezkereyle beraber Türkiye’nin oradaki
hamleleriyle beraber bugünkü olacakların hepsini kendilerine anlattım. Ve
dengeyi değiştireceğini, Libya’nın düşmesini önleyeceğimizi, bu verdiğimiz
danışmanlık ve lojistik destekle beraber yine dengeyi sağlayarak siyasi
çözümü zorlayacağımızı, hepsini anlattım. Daha sonra bazı açıklamalarında
bu söylediklerimize inanmadıklarını ima ettiler bazıları, hatta spesifik
sorular sordular. İyi peki, yani işbirliği anlaşması da var. Peki, bizim
oradaki bu verdiğimiz danışmanlık ve diğer destekler yapılırken, bizim
oradaki askerimize ya da güvenlik mensuplarımıza yönelik bir saldırı olduğu
zaman gerekeni yapacak mısınız? Elbette yapacağız, bu tezkerenin bir
faydası o, yapmak durumundayız ve ne gerekiyorsa da onu yapacağız dedik.
Yani sonuçta o gün kendilerine samimi bir şekilde izah ettiğim, anlatmaya
çalıştığım her şey gerçekleşti, yani bu konuda son derece müsterihiz.
Neden gittik? Sayın Cumhurbaşkanımız verdi talimatı, çünkü bu bir milli
mesele. Şimdi HDP’ye gitmenin bir anlamı var mı? Yok, onlar her şartta
karşılar, niyetleri de belli maalesef. Keşke onlar da bu çizgide olsalar.
Diğer konularda da gördük Meclisteki tutumlarını. Ama o iki partiye gittim
ve milli bir meselede birlikte hareket etmek istediğinizi, bunun siyaset
üstü olduğunu da anlattım ve ne yapmak istediğinizi, neyi hedeflediğinizi,
tezkereye niye ihtiyaç duyduğumuzu söyledik ve o anlattıklarımın hepsi de
gerçekleşti.
ZAFER ŞAHİN- Henüz bir özeleştiri gelmedi diyorsunuz yani.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Siyasette maalesef bu zor, maalesef.
HANDE FIRAT- Murat, son sorun var mı?
MURAT ÇELİK- Son bir soru, Bakan Beyin memleketine bağımlılığını bildiğimiz
için, hani biz tabii Dışişleri Bakanı olarak konuşuyoruz ama, bir
siyasetçi, bir de işte Antalya Alanya. Bu son YouTube kanalında izledik
sizin Söbüçimen Yaylası, orayla ilgili belki böyle bir hani bir insani bir
anekdotla. Çünkü bir de bir cümleniz var, yani geldiği yeri unutanın…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Geldiği yeri unutanın döneceği yeri
olmaz.
MURAT ÇELİK- Döneceği yeri olmaz. Bu kime, kime demeyim de, kimlere nasıl
bir mesaj taşıyor?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Önce kendime, insan önce bu mesajı
kendisine vermesi lazım. Ara sıra kendimi test ediyorum ne kadar değiştim
diye veya samimi bulduğum insanlara da soruyorum, olabilir, mevki, makam
insanı değiştirir. Bu sadece geldiği memleketi, köyünü unutan ya da oraları
hakir gören kişilere değil, bir yere geldikten sonra fazla değişen insanlar
için de geçerli.
MURAT ÇELİK- Her meslekte.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii. Çünkü o mevki, makama kim olursa
olsun, sadece siyasette değil, geldikten sonra ya da parayı pulu gördükten
sonra değişen insanlar, sonra o koltuk gittikten sonra gerçekten döneceği
yeri olmuyor. Bir dönüyor, dostu da kalmıyor, arkadaşı da kalmıyor ve o
eski normal hayata alışamıyor. Şimdi biz yeni normal diyoruz kovid sonrası,
yeni normal de olmuyor. O yüzden sadece memleket açısından değil.
Orası bizim yaylamız, benim doğduğum yer. Yani benim kimliğimde 5 Şubat
yazıyor, ama esas benim doğum tarihim 5 Ağustos, yani beni yakından
bilenler bilir. Neden? Yaylada doğmuşum, daha sonra geldiği zaman, artık
babam mı öyle söyledi veya nüfus memuru mu öyle yazdı, orasını tam
bilmiyorum. Çünkü neden? O zaman biz göçerken yol yoktu. Benim
çocukluğumda, yani üç senesini hatırlıyorum net, develerle, atlarla
süsleyerek tam Yörük göçü, bir taraftan koyunlar keçiler, üç gece yolda
konaklardık ve dördüncü gün öğleden sonra yaylaya varırdık.
MURAT ÇELİK- Dönüşte öyle.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dönüşte de keza aynı şeklide. Sonra
belli bir yaştan sonra kamyonla böyle Konya üzerinden Beyşehir’den,
Seydişehir’den Bozkır Hadim oraya kadar gelirdik, orada bir gece
konaklardık, Büyük Hisarlık, Küçük Hisarlık vardı, oradakiler bizi böyle
iyi karşılarlardı, sabah yine aynı şekilde yarım gün süren bir göçümüz
olurdu. Şimdi araç var, elektrik gelmezse şikâyet, telefon kesilirse fırça
yeriz başta babam olmak üzere.
MURAT ÇELİK- İnternet iyi çekmiyor burada.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ya da zayıf çekiyor diye. Sonuçta, evet,
değişim oluyor ama, oralardan hiçbir zaman kopmadık. Ben kızımı da küçükken
hep gönderiyordum oraya yaylada yine kuzenleriyle beraber, yine Alanya’da
köye de gönderiyordum ki o hayatı öğrensin ve iyi de öğrendi çok şükür.
Fırsat buldukça senede bir kere en azından gitmeye çalışıyorum. Geçen sene
gittim, ondan önce iki sene gidemedim yoğunluktan dolayı. Bu sene de
özellikle erken gitmek istedim bu karlar erimeden, o sahalardaki,
arazideki, ovadaki çiçekler falan daha kurumadan gittim, bir gün orada
geçirdim babamın yanında.
MURAT ÇELİK- Ama o çok önemli bir cümle o cümle yani.
HANDE FIRAT- Ne kadar değiştim ve…
MURAT ÇELİK- Evet, yani bu özeleştiriyi görevdeyken bunu yapmak…
HANDE FIRAT- Ve koltuk gittikten sonra normal hayata dönmek.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Veya o geldiğin yeri, köyü ya da işte
yaylayı unutursan, bir daha oraya döndüğün zaman orada kimse seni hoş
karşılamaz, yani dönecek yüz bulamazsın daha doğrusu.
HANDE FIRAT- Efendim, çok teşekkür ediyoruz, dikkat çeken çok önemli
açıklamalar yaptınız, zaten bütün haber sitelerinde de şu an itibariyle
görebiliyoruz.
Dolayısıyla Gece Görüşü’ne, CNN Türk’e katıldığınız, görüşlerinizi
paylaştığını için Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu tekrar size
teşekkür ederiz. Arkadaşlar, sizlere de çok teşekkürler.
MURAT ÇELİK- Ayağınıza sağlık.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyoruz. Reklamlar da
bayağı uzun uzun oldu, aralar verdi, artık şahsıma değil de Bakanlığımıza
pay isteriz.
HANDE FIRAT- Nazar değmesin.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yeni Bakanlık hizmet binamızın inşası
olacak. Ben çok teşekkür ediyorum bu fırsat için.
Samimi bir ortam da sorularınızı cevaplamaya çalıştım. Gerçekten dış
politika zor, stresli, ama işimizi arkadaşlarımızla beraber severek
yapıyoruz. Bu dönemde de tüm çalışma arkadaşlarımızla beraber, Bakan
yardımcılarımız, tüm dünyadaki arkadaşlarımız, Ankara’daki arkadaşlarımız,
gerek tahliyeler, yurt dışındaki vatandaşlarımıza hizmetlerimiz,
bayrağımızı her yerde dalgalandırmaya çalışıyoruz. Ve önemli konularda da
sorduğumuz sorulara da cevap vermeye çalıştık. Ben çok teşekkür ediyorum.
HANDE FIRAT- Çok teşekkürler. İyi akşamlar efendim. Haftaya iyi haberlerle
Gece Görüşü’nde görüşmek dileğiyle.