SUNUCU- Dim TV’den iyi akşamlar değerli seyirciler. Mübarek Ramazan ayını
bitirdiğimiz bu mübarek gecenin arkasından biliyorsunuz Ramazan Bayramımız
başlıyor.
Ve bu akşam da Dim TV özel programıyla Alanya’mızın gururu, Antalya’mızın
gururu, Türkiye’mizin gururu, değerli Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt
Çavuşoğlu’nu ağırlıyoruz.
Sayın Bakanım, hoş geldiniz diyeyim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk Mehmet Ali Bey, iyi akşamlar.
SUNUCU- İyi akşamlar Sayın Bakanım. Öncelikle tabii bu mübarek akşamda
erkenden bayramınızı tebrik edeyim, tabii sizin de bayram mesajınız olacak
onu da biliyorum. Fazla vaktimiz de yok, programımızı 1 saatle
sınırlandırmış olduk. Tabii bu akşam biliyorum Sayın Cumhurbaşkanımız yurt
dışındaki liderleri arıyor, bayramlaşmalar var, siz de onunla birlikte
refakat etmek durumundasınız. Bu kıymetli zaman içerisinde bize de zaman
ayırdınız, çok teşekkür ediyoruz bunun için.
Sayın Bakanım, öncelikle sizin özellikle ülkemizdeki Dışişleri Bakanları
arasında görev süresi olarak, kıdem olarak çok yakın bir zamanda İhsan
Sabri Çağlayangil’in ardından en kıdemli Dışişleri Bakanlarından birisi
olduğunu biliyoruz, bununla ilgili haberler de yayınlandı. Tabii bu bilgi
ve birikim, tecrübe, ne hissediyorsunuz? Ve tabii sizin bu noktaya
gelmenizde, rahmetle anmakta bilmiyorum beis var mı, annenizin dualarının
ne kadar payı var, babanızın ne kadar emeği var, bu konudaki duygu ve
düşüncelerinizi alabilir miyim?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum Mehmet Ali Bey.
Öncelikle sizlerle beraber olmak, sizlerin aracılığıyla da Alanya’mızla ve
bizi izleyen tüm sevdiklerimizle beraber.
Zor bir soru sordunuz, duygusal bir soru sordunuz aynı zamanda. Elbette
yetişmemizde rahmetli anacığımın, özellikle bizim tüm kardeşlerimizle
beraber diyorum büyük emeği vardır. Rahmetli anacığım bize hayatla ilgili
her şeyi öğretmeye çalıştı, gelecekle ilgili hedefler de koyardı. Hatta
çocukların arasında görev dağılımları da yapardı. Sen şunu okuyacaksın, ama
onun dışında emeği çok, dualarını da, babam tabii ki eğitime de çok önem
verirdi, tüm kardeşlerimin de okumasını isterdi. Daha sonra yine her
şeyimiz de var, Allah başımızdan eksik etmesin.
Tabii tecrübe önemli Mehmet Ali Bey. Önemli olan ne kadar uzun görev
yaptığınız değil ama görev yaparken yaşadığınız her şey size tecrübe
kazandırıyor. Ayrıca, Dışişleri Bakanı olmadan önce gerek milletvekili
olarak, gerekse partide aldığım görevler, AB Bakanlığım, Avrupa Konseyinde
Meclis Başkanlığım, bunların hepsi gerçekten ciddi bir tecrübeydi. İyi ki
bu tecrübelerden sonra Dışişleri Bakanlığı nasip oldu Sayın
Cumhurbaşkanımızın uygun görmesiyle. Dolayısıyla yaklaşık 6 yıldır da
toplamda Dışişleri Bakanı olarak ülkemize hizmet etmeye çalışıyoruz. Sonuç
odaklı çalışıyoruz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, sorunları çözmek
için çaba sarf ediyoruz.
Uzlaşı kültürümüz var. Bizimle uzlaşmak isteyen, müzakere etmek isteyen
herkesle varız. Ama tabii ki ülkemizin menfaatlerini savunmak bizim
görevimiz. Bugünkü dünyada ve yaşadığımız tüm olaylara baktığımız zaman
Türkiye’nin sahada ve masada güçlü olması gerekiyor. Biz de sahada ve
masada güçlü Türkiye, güçlü diplomasi diyoruz. Diğer taraftan girişimci ve
insani dış politikayla da Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda
sulh” ilkesi, koyduğu hedef doğrultusunda dış politikamızı yürütmeye
çalışıyoruz.
Kolay mı? Hayır, her zaman zorluklar vardır. Bir de, her şey size bağlı
değil. Karşı taraftakilerin de, ülke ya da kişilerin de aynı anlayış içinde
olması lazım, orta noktada buluşabiliyorsan ne ala. Ama bizim görevimiz,
tabii milletimizin ve devletimizin çıkarlarını gözetmek, bayrağımızı
dünyanın her yerinde dalgalandırmak. Bizden yardım, medet uman herkese de
yardım elimizi büyük Türkiye olarak, Türk milleti olarak ulaştırmak, bunun
için çaba sarf ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da yükünü almaya
çalışıyoruz. Siyasete girerken de, babamdan bahsettiniz biraz önce,
kendisine fikrimi sorduğum zaman, bu ülkeyi kurtaracak adam Tayyip Erdoğan,
onun yanından ayrılma, ona yardım et demişti. Ve milletimize hizmet ederken
Cumhurbaşkanımıza yardımcı olmak ve onun yükünü almayı da kendimize şiar
edindik ve gayretlerimizi inşallah elimizden geldiği kadar bundan sonra da
sürdüreceğiz.
SUNUCU- Bununla bağlantılı bir soru sormak istiyorum Sayın Bakanım, tabii
birçok dünya lideri sizi tanıyor, siz de onları tanıyorsunuz, ama onlar da
sizi tanıyorlar, çünkü bu tecrübe, deneyimle olacak bir şey. Bunlar
içerisinde şöyle bir kabataslak düşündüğünüz zaman iletişimi en güçlü olan
hangi dünya lideri? Deneyimlerle, tecrübelerle görüp gözlemlediğiniz nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gerçekten çok sayıda Cumhurbaşkanı,
Devlet Başkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı tanıyoruz. Avrupa Konseyinde
birlikte görev yaptığımız birçok arkadaşımız Dışişleri Bakanı oldu,
Başbakan, Cumhurbaşkanı da oldu ve hepsinin farklı özellikleri var. Eğer
siz karşı tarafa o pozitif enerjiyi veriyorsanız, karakter olarak, yapı
olarak en soğuk olanları bile belli bir noktaya getirebiliyorsun. Ama Boris
Johnson’ın mesela iletişim özelliği farklı. Trump’ın iletişim özelliği
farklı. Obama’yla da aynı şekilde sadece golf konuşmuyorduk, ama birçok
konuyu sohbet ortamında değerlendiriyorduk. İşte Sırbistan Devlet Başkanı
Vucic’in ayrı bir karakteristik yapısı var, o da iletişime açık.
Balkanlar’da keza Borisov’la sık sık tercüman aracılığıyla telefonla da
görüşürüz, her zaman Cumhurbaşkanımızı rahatsız etmemek için bizi birçok
konuda arıyor. Dil bilmediği halde onunla da böyle iyi bir, onun da
iletişimi çok iyi. Avrupa’da mesela Merkel soğuk gibi görünür, ama öyle
değil aslında, esprileri de yeri geldiği zaman iyi yapar. İletişimde
zorlandığımız da oluyor, ama Japonlarla da biliyorsunuz onlar daha böyle
ciddi ve protokolü ön planda tutarlar, onlarla da iletişimimiz iyi. Sonuçta
şimdi Macaristan Başbakanı Orban’ın da iletişimi gerçekten çok farklı, açık
sözlü bir insan. Biz de açık sözlü insanları seviyoruz. Yani çok farklı
liderlerin farklı karakter yapıları var. Yani iyi veya kötü anlamında
söylemiyorum, iletişimden tutun da hitapta veya insan ilişkilerinde, tabii
epeyce bu anlamda ilginç anılarımız oldu. Ama bunları burada anlatırsak hem
doğru da olmayabilir, hem de zamanımız yetmeyebilir, belki bir gün
anlatırız.
SUNUCU- İnşallah Sayın Bakanım. Sayın Bakanım, peki Alanya’mıza, bölgemize
doğru gelelim diyelim.
Şimdi tabii yaşadığımız bir koronavirüs süreci var. Bu pandemi süreci tabii
tüm sektörleri etkilediği gibi turizm sektörünü de etkiledi ki bölgemizin
hayati sektörü. Bu konuda tabii sizden çok umutlu sektör, bu bölgede turizm
sektörünün bir numaralı umudusunuz. Ve son dönemde Alman Seyahat Acenteleri
Birliği de sizden umutlu. Yani son gelişmeleri takip ediyoruz, sizler de
takip ediyorsunuz. Onu sormak istiyorum, yani arka planını özellikle
sakıncası yoksa, yani Almanya’yla özellikle iletişim, arkasından Rusya
gelecek zannediyorum, diğer ülkelerle de temaslarınız var. Bir özet
yapabilir misiniz, neler yapıyorsunuz turizm adına. Dışişleri Bakanından
ziyade, biz Antalya’nın siyasetçisi olarak tabii bunları yapıyorsunuz, bunu
da biliyoruz. Turizm Bakanımız da katkı veriyor size. Ama nedir bu
görüşmelerin çerçevesi ve gelişmeler ne durumdadır?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Mehmet Ali Bey, şöyle söylersek daha
hakkaniyetli olur. Ben çalışmalarımla Turizm Bakanımıza destek veriyorum.
Gerçekten hem kültür ayağını, hem de turizm ayağını çok iyi bilen, sektörün
içinden gelen, hemşerimiz olduğu için söylemiyorum bunu ve vizyonu olan,
sonuç odaklı, pratik bir Kültür ve Turizm Bakanımız var, Mehmet Ersoy’dan
bahsediyorum.
SUNUCU- Evet, evet.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ve bu süreçte de gerçekten o yaptığı
çalışmaları böyle çok fazla, yani satmayı da seven bir insan da değil, ama
netice alan bir arkadaşımız. Cumhurbaşkanımız da kendisine çok güveniyor.
Tabii Dışişleri Bakanı olarak biz tüm Bakanlarımızın çalışmalarına yardımcı
olmamız lazım. Yani Ticaret Bakanımıza ticaretle ilgili, şimdi Sağlık
Bakanımıza sağlıkla turizmiyle ilgili, şimdi ekonomi diplomasisi, turizm
diplomasisi, sağlık diplomasisi, bunları yıllardır zaten ön plana
çıkıyorduk, bu dönemde daha da ön plana çıkarmak lazım, yani daha fazla
odaklanmamız lazım. Dolayısıyla Sayın Bakanımızın ortaya koyduğu vizyona
biz de destek veriyoruz hem Dışişleri Bakanı olarak, hem de Antalyalı
olarak. Antalya milletvekilli olarak da 16 yıl Antalya’mızı, Alanya’mızı,
Manavgat’ımızı, tüm turizm bölgelerini temsil ettik. Dolayısıyla
hemşerilerimizin bu anlamda da bizden beklentilerini çok iyi biliyoruz.
Sektörü de çok iyi biliyoruz. Sektörün içindeki tüm çalışanlar ya da
aktörler, otel sahibinden tur şirketine, otelde herhangi bir dükkân işleten
bir arkadaşımızdan dışarıdaki bir dükkân sahibine kadar her alanda
arkadaşlarımız var, dinliyoruz, konuşuyoruz her zaman milletvekiliyken de,
sadece bu zamanda değil, sorunları da biliyoruz. Dolayısıyla turizmin
içinde birisi olarak biz de Bakanımıza destek veriyoruz.
Normalleşme süreci, iç turizm ne zaman başlayacak, dışarıda uçuşlar ne
zaman açılacak? Tabii bizim uçuşları başlatmamız tek başına yetmez. Bizim
turist beklediğimiz ülkelerde normalleşme olacak mı, uçuşlara izin
verecekler mi, bize turistlerin gelmesi için vatandaşlarına izin verecekler
mi? Herkes vatandaşlarının sağlığını düşünmek zorunda. Biz de bu soruların
hepsini cevaplamamız lazım, onları ikna etmemiz lazım. Sadece uçuşları
başlatmak yetmez, içeride aldığımız tedbirler, oteller ne yapacak, nasıl
gelecek turistler? Testler, sağlık testi nasıl yapılacak, gelmeden önce
havaalanında mı yapılacak? O ülkelerde şirketlerle anlaşıp daha öncesinden
yaptıracak mıyız ya da havaalanına geldiği zaman mı yaptıracağız? Aynı
şekilde transferler nasıl olacak, uçak içinde oturum nasıl olacak? Diğer
taraftan otel içinde konseptler değişecek ve bunların hepsine, bu
çalışmaların hepsine sertifika vermemiz lazım, yani sertifikasyon çok
önemli. Tüm bu çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanımız yapıyor, biz de
destekliyoruz.
Şimdi bu çalışmalar yapılırken tabii Kabine toplantılarında da her zaman
destek veriyoruz, ama şimdi yurt dışında bunların anlatımı görevimiz.
Bakanımız 70 muhatabına mektup yazdı ve birçoğunu da aramaya başladı. Aynı
şekilde sadece turizm amaçlı ben de muhataplarımı arıyorum. Sayın
Cumhurbaşkanımız Merkel’le özellikle turizm konusu, daha sonra Dışişleri
Bakanı Heiko Maas’la görüştüm. O görüşmeden sonra yaptığı bir açıklama
vardı, güven verici bir görüşme gerçekleştirdik, bu ne demektir? Türkiye’de
bizim turizmle ilgili attığımız adımlarla, bundan sonra turizme yönelik
atacağımız adımlarla ilgili samimi ve tüm detayları paylaştığımız bir
görüşme gerçekleştirdik. Ve Alman turistlerin veya Rus turistlerin veya
Hollandalı turistlerin, Avusturyalı turistler ülkemize geldiği zaman
güvenliğinden biz sorumluyuz. Ve Alman şirketleriyle, TÜV başta olmak üzere
5 tane şirketle bu sertifikasyon işinde Bakanlığımız anlaştı ve
çalışıyorlar, dolayısıyla bunları anlatmak lazım.
Tabii Almanya’yla ilişkiler geçtiğimiz dönemde biliyorsunuz inişler
çıkışlar yaşandı ilişkilerimizde ve özellikle Sigmar Gabriel’le de bu
ilişkileri düzeltmek için çok çaba sarf ettik. Daha sonra da Heiko Maas’la
birlikte çalışıyoruz. Bu dönemde tabii Almanya kamuoyuyla da iyi kötü bir
iletişimimiz oldu. Çok mülakatlar verdik, sohbetlerimiz oldu, gittik, bazen
bize kızdılar, biz onlara kızdık, ama tüm bu karşılıklı sinirlenmeler,
kızmalar bile sonuçta bir samimiyet oluşturdu, bir sinerji oluşturdu.
Güvene dayalı adımlar da attık, ilişkilerimiz eskiye göre çok iyi. Zaten
suni, gereksiz şeylerdi, şimdi kim haklı kim haksıza girmek istemiyorum,
ama tabii ki ülkemi savunurum, ama bana göre gereksiz şeylerdi ve sonuçta
şimdi sağlıklı bir şekilde götürüyoruz. Dolayısıyla bu anlamda verdiğimiz
mesajlar da Almanya’da yer buldu. Şimdi diğer ülkelere yönelik de aynı
çalışmaları yapacağız. Bakanımız bir taraftan kendi arkadaşlarını arayacak,
biz de diğerlerini arayacağız. Geçen gün dörtlü toplantı yaptık, kiminle,
yine Alman, İngiliz ve Fransızla. O toplantının gündemlerinden bir tanesi
yine turizmdi ve Türkiye olarak neler yaptığımızı ve onlarla nasıl
işbirliği yapacağımızı anlattık. Sergey Lavrov’la sadece turizm amaçlı,
yani diğer konularda konuşuyoruz, ama iki defa görüştük ve Rus turistlerin
de Türkiye’ye gelmek istediğini biliyoruz, Ukraynalıların keza öyle, Orta
Asya’da kardeş ülkelerin, kardeşlerimizin gelmek istediğini biliyoruz.
Balkanlardaki evladı Fatihanlar değil sadece, Balkan ülkeleri, Doğu Avrupa
ülkelerinin ülkemize gelmek istediğini biliyoruz. Tüm bu ülkelere yönelik
önceliklilik listesi yaptık, yine Bakanımız yaptı, biz de destekliyoruz,
beraber çalışıyoruz, biz yardımcı oluyoruz. Yani sonuçta turizm Türkiye
için, sadece bizim şehrimiz Antalya ve Alanya için değil Türkiye için
önemli, bizim de görev önceliklerimizden bir tanesi.
Ve ben her zaman söylüyorum, kendim Dışişleri Bakanıyım ama, Kültür ve
Turizm Bakanımızın 4 Bakan Yardımcısı var, ben de 5’inci yardımcısı olarak
kendisine yardımcı olmaya çalışıyorum. Bundan sonra da birlikte
çalışacağız, inşallah bu seneyi en az hasarla geçeğiz ve ondan sonra o
hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz.
SUNUCU- Sayın Bakanım, sadece ben değil soruları soran, bir de sektörden de
kişiler var, çeşitli temsilciler. Alanya Ticaret Sanayi Odası Turizm
Komitesi Başkanı Sayın Ali Orkan var, onun bir sorusu var, o soruyu alalım,
ondan sonra devam edelim. Evet, Ali Orkan’ın sorusunu getirelim ekrana.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Buyursunlar buyursunlar, memnuniyetle.
SUNUCU- Evet, Ali Beyi dinliyoruz.
ALİ ORKAN- Sayın Bakanım, öncelikle bayramınızı kutlar, saygılar sunarım.
Tüm dünyayı saran pandemi sürecini ülkemiz başarıyla atlatmak üzeredir. Tüm
Akdeniz çanağında olduğu gibi Alanya’mız da maalesef bu süreçten büyük
zarar görmüştür. Siz çok önemli bir konumdaki Dışişleri Bakanlığı görevini
başarıyla icra ederken, teşbihte hata olmazsa, bizler sizleri adeta fahri
Turizm Bakanımız olarak da görmekteyiz. Avrupa ve Rus toplulukları
bölgemizin doluluk oranlarında ilk sıralarda yer almaktadır. Dış hat
uçuşlarının karşılıklı olarak bir an önce başlatılması hususunda sizlerin
bildiğimiz üzere ikili iyi ilişkilerinizi kullanarak baskı yapılabilir mi?
Diğer bir sorum ise, misafir potansiyeli yüksek olan Alman ve Rus
topluluklarının bazı yetkililerinden kendi vatandaşlarına yönelik
tatillerini ülke içinde geçirmelerini, dışarı çıkmamaları yönünde telkinde
bulunulmaktadır. Bu gerçekçi midir, olabilir mi? Bu vesile ile sizlere ve
Sayın Mehmet Ali Dim Beye teşekkürlerimi arz ediyorum.
SUNUCU- Buyurun Sayın Bakanım.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz de Ali Beye çok teşekkür ediyoruz.
Belki de hak etmediğimiz güzel sözlerle bizi mahcup etti, biz görevimizi
yapmaya çalışıyoruz, ülkemize, milletimize hizmet etmeye çalışıyoruz. Biraz
önce kendimi turizm ayağında tarif ettim, yani fahri Bakan değil de,
Bakanın Bakan Yardımcısı olarak bir Antalyalı olarak elimizden geleni
yapıyoruz.
Tabii dış hatlar her ülke kendi pandemiyle ilgili aldığı tedbirler
çerçevesinde ve o ülkedeki rakamlar, vaka, ölüm vesaire, tüm bu gelişmeler
neticesinde karar verecektir. Ama biz özellikle normal tarifeli uçuşlar
başlamasa bile charter uçuşlarıyla o ülkelerde Türkiye’ye gelmek isteyen
turistleri daha evinden ilk adımı attıktan sonra evine dönünceye kadar
güvenli bir şekilde getirip tatilini Türkiye’de yaptırıp tekrar evlerine
göndermek istiyoruz ve bu konuda da yaptığımız çalışmalarla ve yapacağımız
çalışmalarla o ülkelerin yetkililerini ikna etmeye çalışıyoruz. Ve yine o
ülkelerden heyetleri de Türkiye’ye davet etmeye başladık, gerek Sağlık
Bakanlığından, gerekse işte turizm veya sektörden tur şirketleri dahil,
operatörler dahil, rehberler dahil gelsinler görsünler bizim aldığımız
tedbirleri, havaalanından tutun da otele kadar servis nasıl olacak, sağlık
kapasitemiz ne, bu da önemli, geldi, örneğin pozitif vaka olabilir,
normaldir. O zaman Türkiye’nin sağlık kapasitesi tüm dünyada örnek
gösteriliyor ama, turizm destinasyonlarında da bu imkânların olduğunu da
göstermek lazım. Hem Almanya’dan, hem de Rusya’dan heyeti davet ettik,
memnuniyetle karşıladılar ve inşallah resmi yazıları da şimdi Bakanımız
gönderiyor. Sonuçta bizim görevimiz onları ikna etmek.
Elbette her yönetici böyle bir dönemde, özellikle pandeminin ekonomileri
etkilediği bir dönemde iç turizmi teşvik etmek isteyebilir, biz de teşvik
ederiz iç turizmi, bu doğaldır. Ama biz görüyoruz ki, sorunuz da gerçekçi
mi, değil mi diye sormuştunuz, biz görüyoruz ki bu gerçekçi değil. Yani bu
… (Yayın Kesintisi) … Ekran şimdi düzeldi.
SUNUCU- Teknolojinin azizliği, internetin azizliği Sayın Bakanım.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Herhalde internetten yine soruyorlar,
limiti aştınız, kabul ediyor musunuz bundan sonraki paketi diye. Şimdi
sizin sorduğunuz soruyu cevaplıyordum, gerçekçi değil. Neden gerçekçi
değil? Biz biliyoruz ki, Alman dostlarımız da, Rus dostlarımız da,
Avrupa’daki Türkiye’ye gelip de Türkiye’yi bilenler de Türkiye’ye gelmek
istiyorlar. Hele hele göreceli olarak bu pandemi konusunda da diğer
alternatif ülkelerdeki, biz öyle olmasını istemeyiz, onlara da destek
verdik ama, ülkedeki pandemi seviyesi, vaka ve diğer rakamlarla, sağlık
kapasitesiyle bizi kıyasladıkları zaman hemen Türkiye ön plana çıkıyor.
Yani biz böyle olmasını istediğimiz için değil ama, yıllardır da bunlara
yatırım yaptık tabii, özellikle sağlık alanına yatırım yaptık. Yani sonuçta
gelmek istiyorlar, gelmek istiyorsa da o zaman birlikte çalışmamız lazım ve
o insanların Türkiye’ye gelip tatil yapmasını birlikte sağlamamız lazım. Ve
o ülkelerdeki tur şirketleri dahil sektörün içinde olan herkes de kendi
yöneticilerine de baskı yapıyor, bunu da görüyoruz, kendiliğinden yapıyor,
onlar da çünkü para kazanacak bir taraftan ve Türkiye tercih ediliyor.
Dolayısıyla böyle bir piyasayı da kaybetmek istemiyorlar. O nedenle bu
ülkelerle diyaloğumuzu inşallah sürdüreceğiz ve daha fazla turistin
gelmesi, ki mümkün olduğu turistin sağlıklı bir şekilde gelip tatilini
yapması için hepimiz, sizler de sektörün içinde olan arkadaşlarımız olarak
elimizden geleni yapacağız.
SUNUCU- Sayın Bakanım, yine bu soruyla bağlantılı bir de Alanya Bakkallar
Bayiler Odası Başkanı Sayın Velittin Yenialp’in bir sorusu var, onu da
alalım devamı niteliğinde, olur mu? Evet, Velittin Bey’in sorusunu alalım
lütfen.
VELİTTİN YENİALP- Ben Velittin Yenialp, Alanya Bakkallar ve Bayiler Odası
Başkanıyım. Sayın Bakanım, öncelikle her şey için teşekkür ediyoruz.
Gerçekten Alanya’mızın Türkiye’mizin gururusunuz ve bu konuda da, yani
geçtiğimiz günlerde de yaşadık, kooperatifimizin gerek kuruluş aşamasında,
gerekse de sorunlarımız konusunda her zaman bizlere yardımcı oluyorsunuz ve
aradığımız zaman kesinlikle geri dönüyorsunuz, sorunumuzu iletebiliyoruz.
Size bir sorum olacak. Sayın Bakanım, devletimiz tarafından sicil affı
çıkarılıyor ve bu sicil affı da devlet bankaları tarafından uygulanmakta,
yani devletin 3 bankası tarafından uygulanmakta, ama özel bankalar
tarafından bu sicil affı kesinlikle uygulanmıyor. Esnaf arkadaşlarımız bu
bankalara gittikleri zaman siciliniz bozuk deniyor ve krediye ulaşmakta
zorlanıyorlar. Bu konuda bize nasıl yardımcı olacaksınız? Teşekkür ederim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Velittin Bey’e çok teşekkür ediyoruz
soruları için. Haklı bir konuyu gündeme getirdi, gerçekten biz de bundan
rahatsızız ve siciller sıfırlanıyor, temizleniyor, ama bazı özel bankalar
kendi kafasına göre diyelim ya da aldığımız kararlara göre değil de kendine
göre kararlar veriyor. Yani her bankanın riskini azaltması önemli, risk
yönetimini yapması önemli, biz bunu saygıyla karşılıyoruz. Ama diğer
taraftan alınan tedbirler var, kararlar var, dolayısıyla her insanın başına
gelebilir. İşte krizler yaşanıyor şu anda, devletimiz elinden gelen tüm
desteği veriyor. Ama normal zamanlarda, krizin olmadığı zamanlarda da
olabilir, insanların ödemesinde veya başka konularda ufak tefek problemler
olabilir, ama özellikle böyle bir dönemde bu konuda daha yapıcı olmaları
gerekiyor.
Şunu söyleyebilirim, Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak bu konuları
çok iyi biliyor, ara sıra yaptığı uyarıları da sizler de takip
ediyorsunuzdur. Dolayısıyla, bu konularda daha bir sıkı denetim yapılıyor
ve yapılacaktır, inşallah bu sorunları da hep birlikte aşarız.
SUNUCU- İnşallah. Sayın Bakanım, turizm kadar önemli bir sektör de tarım
siz de biliyorsunuz. Pandemi sürecinde tarım öne çıktı, tarım sektöründe
yatırım yapanlar daha çok kazandı, hatta turizme yatırım yapanlar ah keşke
ben de tarım yapsaydım demeye başladı. Sizin de tarıma olan ilginizi
bildiğim için soruyorum, bir de tropik tarım, son dönemde çok moda hale
geldi. Hani avokado, muzdan sonra, biliyorsunuz mango olsun, işte pasiflora
gibi diğer birçok tropik bitkiler ekilmeye başlandı. Bu konuda acaba
devletin politikasına ne gibi katkıda bulunabiliriz Alanya olarak ve
şahsınız olarak bulunabilirsiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Bildiğiniz gibi
özellikle bizim bölgemiz için önemli bir sektör olan muza ciddi bir destek
veriyoruz ve muz ithalatında da önemli kısıtlamalar var, uluslararası
örgütler, Dünya Ticaret Örgütünün en üst limitinden biliyorsunuz
vergilendirme yapılıyor neden? Sektör korunsun. Şimdi sadece eskiden
Alanya, Gazipaşa, Anamur vardı, şimdi Manavgat ön plana çıkmaya başladı,
hatta Serik tarafında diğer yerlerde de seralarda muz üretimi başladı.
Eskiden içeride tüketimimizin sadece yüzde 20’sini üretebiliyorduk, şimdi
bu rakam yüzde 50’yi geçti, yüzde 60’a doğru gidiyor dolayısıyla
desteklememiz lazım. Sizin bahsettiğiniz ürünler de aynı şekilde avokado,
mango, pasif lora, yine papaya gibi ürünler, ejder meyvesi dediğimiz
tropikal meyveler Türkiye’de üretiliyor, ben de bunların bazılarını
üretiyorum. Yurt dışına gittiğim zaman fidanlar getiriyorum bazen hem mango
hem pasiflora veya işte diğer tropikal meyvelerden gördüğüm. Onları da
deniyoruz şimdi Alanya’da evin oraya da ektik, hatta bugün biraz dolaştım,
baktım böyle gördüm görüntülerini bir tane ağaçta epeyce mango olacak, yani
10-15 tane gördüm küçük küçük inşallah olur, iki seneye ticari şeylerimize
başlarız. Şaka bir tarafa Ankara’da biliyorsunuz boş vakitte herhangi bir
fırsat bulursam hemen bahçeye gidiyorum sebze yetiştiriyoruz orada da,
meyve yetiştiriyoruz karpuz kavun dahil, neticede babamın çiftliğinde
büyüdük çiftçiyiz, çiftçi çocuğuyuz. Tabii burada biz Alanya, Antalya
olarak turizm önemli bir sektör, ama tarımı da ihmal etmememiz lazım.
Dünyanın geleceği tarım. Ve gelecekte çatışmalar tarım sektörü üzerinden
olacak, yani gıda güvenliğinden bahsediyorum. Çok şükür bu dönemde bu
pandemi döneminde sağlık güvenliği bakımından da hiçbir sıkıntımız olmadı,
dünyaya model olduk, gıda güvenliği bakımından da hiçbir sıkıntımız olmadı
Mehmet Ali Bey ve dünyaya da çok ürün ihraç ettik. Rusya’da bir ara
lojistik konusu vardı hemen onları hallettik, kotaları artırdık lojistik
konusunda. Diğer taraftan, içeride de hiçbir sıkıntımız olmadı. Ama ister
istemez tabii fiyatlarda böyle dönemde herkes evde ihtiyaçlar da oluyor,
Ramazan da geldi bir artış, arz talep dengesinde bir artış oluyor. Aracıyla
tüketici arasındaki mesafeyi kapatmak için de yine değişik modeller
üzerinde çalıştık, çalışıyoruz, yani tarım geleceğimizin de sektörü. O
nedenle hemşerilerime diyorum yani hepsi biliyor, hepsi benden akıllı, muz
konusunda da neler yaptıklarını görüyorum. Gerçekten turizm veya diğer
sektör, ticaret hepsini yapabiliriz, ama imkânımız varsa tarımdan da
vazgeçmeyelim, onu da sürdürelim. Devletimiz zaten her türlü desteği
veriyor.
SUNUCU- Sayın Bakan, bir de Alanya Kent Konseyi Başkanımız pardon Sayın
Bakanım bir şey mi söylediniz, ben kestim mi sözünüzü?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Devletimiz de zaten tarıma çok ciddi
destek veriyor bundan sonra da tarımı desteklemeye devam edeceğiz, muz
üretimine de çok ciddi teşvikler var sera vesaire biliyorsunuz diğer
sektörler de öyle, yani diğer ürünlerde de öyle dolayısıyla tarım sektörüne
devam.
SUNUCU- Bir de tropik tarıma biraz mevzuatlar, genelgeler henüz yabancı,
onları da güncellemek gerekiyor sanırım Sayın Bakanım.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette onunla ilgili yaparız. Zaten
Türkiye’de şu anda avokado tüketimi de herkes avokadoyu yeni tanımaya
başladı yaygın olarak. Her gün artıyor üretim de artıyor, ama tüketim daha
çok artıyor muz da öyle. Dolayısıyla, bununla ilgili ileride ihtiyaç
duyulduğu zaman destek, teşvik dahil ne gerekiyorsa yaparız.
SUNUCU- Evet, bu arada Alanya Kent Konseyi Başkanımız Sayın Nuran Özcan bir
sorusu var onu da alalım Sayın Bakanım unutmadan. Evet, Nuran Hanım’ı
dinliyoruz, buyurun.
NURAN ÖZCAN- Sayın Bakanım, Sayın Mehmet Ali Dim, iyi akşamlar diliyorum,
iyi yayınlar. Benim sorum, kısa çalışma ödeneği Haziran sonunda bitiyor,
konaklama acente noktasında herhangi bir önlem alınacak mı? Biliyorsunuz
personel çalıştırmak bu virüs tedbiriyle de alınan tedbirler açısından da
zorlaşıyor, herhangi bir tedbir alınacak mı diye soruyorum? Seyahat
sigortalarına koronavirüs girmiyor. Yurt dışından gelen misafirlerimiz de
tabii ki bunu düşünüyor. Burada herhangi bir hastalıkta sağlık açısından bu
ödeme yerine getirilmiyor. Acaba devletin almış olacağı bir paket var mı,
önlem paketi var mı? Bir de uçuş desteği. 2016 yılında yapılan uçuş desteği
tekrar gündeme gelebilir mi? Ben çok teşekkür ediyorum ve aynı zamanda
Ramazan Bayramınızı da kutluyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Nuran’a çok teşekkür ediyorum, çok
sevdiğimiz arkadaşımız, Nuran’ı da iyi gördüm maşallah, korona yaramış
diyeceğiz, herhalde biraz dinlenmiş, çok çalışkan bir arkadaşımız, sorular
için de ayrıca çok teşekkür ediyorum. Tabii bu pandemi başladığı zaman ne
zaman biteceğine dair kimsenin bir öngörüsü yoktu, yani tahminler vardı,
ama ne zaman bu neticede bir salgın. Dolayısıyla, bu devletimiz de bu
öngörüler çerçevesinde aldığı tedbir ve vereceği destekler için bir takvim
belirledi. Ama gelişmeye göre tabii o gün geldiği zaman yine sektörle hep
vatandaşlarımızla istişare ederek, kendi aramızda da istişare ederek
koronavirüsünün de durumunu değerlendirerek yine alacağımız tedbirleri ve
verdiğimiz destekleri devletimiz gözden geçiriyor. Devlet ne için vardır,
böylesi günlerde, zor günlerde vatandaşının yanında olmak, devletin
şefkatini ve gücünü hissettirmek için vardır. Dolayısıyla bu tedbirleri gün
geldiği zaman tekrar değerlendiririz, talep olduğu zaman da yapıcı bir
şekilde ele alırız ve Sayın Cumhurbaşkanımızın da zaten bu konularda
hassasiyeti var, birlikte değerlendireceğiz.
Diğer taraftan yine sigortayla ilgili, şimdi eskiden koronavirüs diye bir
şey yoktu, ama seyahat sigortası var, bir de sağlık sigortası var. Bundan
sonra sağlık sigortası örneğin seyahat edenler için önemli olacak, ülkeler
de isteyecek, seyahat edenler de, acenteler de isteyecek. Dolayısıyla
sağlık sigortası olduktan sonra da yine herhangi bir hastalık olursa bunun
tedavisi yapılır. Yani burada şu hastalık, bu hastalık, şudur budur diye
belki bazı çok maliyetli hastalıklar veya tedaviler hariç tutulabilir veya
onun için ilave paralar alabilirler. Sigorta sisteminde çok güçlü değilim,
detayları o kadar bilmiyorum, ama diğer taraftan sağlık sigortası varsa bu
Türkiye’deki herhangi bir yerde bu her türlü tedaviyi de elbette
kapsayacaktır.
Geçmişte de zor zamanlarda uçuş desteği, yani uçaklara destek verildi.
Özellikle iki sene önce yaşadığımız bu turizmde, üç sene önce kriz
döneminde de bu verildi. Tabii Kültür ve Turizm Bakanımız sektörün içinden
geldiği için bu konuları da yakından takip ediyor ve Cumhurbaşkanımız da
kendisine çok güveniyor. Dolayısıyla sizden gelecek buna benzer talepleri
de Bakanlığımız değerlendirir, Cumhurbaşkanımıza ya da Kabine toplantısının
gündemine getirirler ve o zaman birlikte değerlendiririz. Yani buradan
herhangi bir tabii Dışişleri Bakanı olarak vaatte bulunmuyorum, ama öyle
talep geldiği zaman mutlaka bu dikkate alınacaktır ve değerlendirilecektir.
Sanırım Nuran’ın sorularının hepsini cevapladım Mehmet Ali Bey değil mi?
SUNUCU- Teşekkürler. Sayın Bakanım, pandemi sürecinde tabii dijitallik,
dijital video konferans görüşmeler, dijital diplomasi, dijital eğitim,
uzaktan eğitim gibi birtakım kavramlar hayatımıza girdi, herhalde bunlar
artık hayatımızdan pek çıkmayacak gibi görünüyor. Aslında siz buna yatırım
da yaptınız bir dönem, yani dijital anlamda diplomasiye yatırım yaptınız
hatırlıyorum ben, bunun sohbetini yapmıştık.
Üniversitemiz var Alanya’da iki tane. Şimdi uzaktan eğitim devreye girince,
tabii üniversite şehri olmak istiyoruz, acaba üniversitelerin de hani
fiziki olarak küçülmesi mi söz konusu olacak bundan sonraki süreçte, ne
olacak, bu bir merak konusu.
Ayrıca, önümüzdeki dönemde Antalya bölgesinde yapmayı düşündüğünüz birçok
toplantılar vardı uluslararası nitelikte, onlarla ilgili bir gelişme var
mı, birçoğu ertelendi, ama önümüzdeki yıllarda bunlar tekrar planlanacak
mı, yoksa dijital platforma mı dönüşecek onlar da? Bunları merak ediyorum.
Bu arada yağmur gibi sorular geliyor Sayın Bakanım, onların hepsini tabii
cevaplayamayacağız ama. Mesela dilek ve temennilerden Sururi Çorabatır,
TÜROFED Başkanımız yazmış, diyor ki, sorum yok Sayın Bakana, yürekten
teşekkür ediyorum turizm sektörüne verdiği destek için diyor. Onu özellikle
söylemiş olayım, o da kendi sektörü adına böyle bir teşekkürü iletmemi
istemiş Sayın Bakanım. Buyurun.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz de Sururi kardeşimizi tebrik
ediyoruz, TÜROFED gibi çok önemli bir turizmin çatı kuruluşunun başına
geçti, Osman Ayık’tan devraldı. Osman Abi de sevdiğimiz bir dostumuz,
büyüğümüz ve başarılı bir şekilde yürütüyordu. Çıta yüksek. Tabii
Sururi’nin çalışmalarına Turizm Bakanımızın yanında biz de destek
vereceğiz.
Diğer taraftan gerçekten dünyada bir dijitalleşmeyi biz gözlemliyorduk ve
bu gelişmelerden dolayı geçen sene Büyükelçiler Konferansında Dijital
Diplomasi inisiyatifimizi açıkladık, Yeniden Asya inisiyatifimizle beraber.
Eğer gerçekleştirmiş olsaydık bu sene Mart ayının sonunda Antalya Diplomasi
Forumunun da ana teması dijital çağda diplomasi olacaktı. Gelecek sene
inşallah Mart ayında bunu gerçekleştireceğiz ve yine aynı temayla. Çünkü
bugün dijital çağda diplomasi daha da önem arz ediyor. Ve geçen gün
Uluslararası Barış Enstitüsüyle beraber “Barış için Arabuluculuk
Konferansını” da Antalya Diplomasi Forumu ilk etkinliği olarak dijital bir
ortamda gerçekleştirdi. Finlandiya Dışişleri Bakanı ve İsviçre Dışişleri
Bakanıyla birlikte katıldık, BM Genel Sekreter Yardımcısı, Afrika Birliği
Komiseri ve diğer katılımcılarla beraber. Dolayısıyla Antalya Diplomasi
Forumu gibi önemli etkinlikleri önümüzdeki süreçte Antalya’mızda
gerçekleştireceğiz. Antalya cazip bir şehir ve bugüne kadar Antalya’da G-20
Zirvesinden NATO toplantılarına kadar, Expo’dan birçok etkinliğe Antalya ev
sahipliği yapıyor, Antalya’da bunları düzenledik ve önümüzdeki süreçte de
biz bu tür etkinlikleri düzenleyeceğiz. Antalya Diplomasi Forumu tabii her
yıl geleneksel hale gelecek. Nasıl her sene Davos var, nasıl Münih Güvenlik
Konferansı, Doha var. Artık diplomasi ve dünyayla ilgili gelişmeler ve yeni
tedbirler gelecek sene Mart ayından itibaren şimdiden başladı, ama ilk
toplantıyı o zaman yapacağız, Antalya’da konuşulacak, Antalya’da
değerlendirilecek ve yeni fikirler burada inşallah yine pişecek diye
düşünüyoruz.
Tabii üniversiteler bu dönemde yine dijital olarak derslerini devam
ettirdi. Ama ben üniversitelerin küçüleceğini düşünmüyorum. Bu
zorunluluktan dolayı oldu. Birçok ders esasen sınıfta olması gerekiyor,
aynı şekilde laboratuvarda olması gerekiyor, uygulamalı olması lazım,
sahada olması gerekiyor, veterinerlik veya işte ziraat fakültelerinde
okuyanlar için söylüyorum. Buna benzer birçok bölümde okuyanlar gitmedi.
Okul ortamını hiçbir şey oluşturmaz. Yani okul ortamının havasını dijital
ortamdaki dersler dahil hiçbirisi vermez. Dolayısıyla küçülme olmaz, tam
tersine büyüme var. Neden büyüme var? Bakınız Alanya’da iki üniversitemiz
var. İkisinin de ismi çok anlamlı. Kimin ismini verdik, ecdadımızın,
Alanyalı Hamdullah Emin Paşa’nın adını vakıf üniversitesine, kendi adıyla
kurulmuş vakfın kurduğu üniversite Hamdullah Emin Paşa Üniversitemiz. Diğer
taraftan yine devlet üniversitemizin adı ne, Alaaddin Keykubat. Alanya’yı
kim fethetti, Alaaddin Keykubat. Ecdadımızın isimlerini böylelikle
yaşatıyoruz. Ve üniversitelerimiz büyüyor. Alaaddin Keykubat Üniversitesi
Cikcilli’nin üstündeki yeni kampüse inşallah başlayacak, inşaat başlayacak,
yavaş yavaş oraya taşınacak, Kestel’deki devam edecek. Yine Hamdullah Emin
Paşa Üniversitesine yeni bir yüksekokul açılma izni dün YÖK’ten çıktı.
Diğer taraftan, yine Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı Manavgat’ta yeni
fakülteler kuruluyor, yine YÖK kararı çıktı. Ve inşallah Manavgat’a da bir
üniversite açacağız, fakülte sayısı artık yeterli olmaya başladı. Devlet
üniversitesi açacağız, Manavgatlı hemşerilerimize de, bir Valimiz var
biliyorsunuz, hepsinin takibinde, hepsinin peşindeyiz.
SUNUCU- Buradan bir müjde verelim mi, onlar da müjde bekliyorlar Sayın
Bakanım, üniversite için müjde bekliyorlar.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii, şimdi Manavgat’ta bir de
biliyorsunuz bir hastane sözümüz var. Yer sıkıntımız oldu, 500 yataklı
yapacaktık, ama şu anda yerden dolayı 300 küsur, 400’e yakın inşallah
yapacağız hastanemizi, onu da hayata geçirmemiz lazım. İki tane
milletvekilimiz var Manavgat’tan da biliyorsunuz, İbrahim Bey ve Tuğba
Hanım. Tuğba Hanım da aynı zamanda hekim, ikisi de takip ediyor, onlara da
çok teşekkür ediyoruz.
Yani sonuçta üniversitelerimiz sayısal olarak da artıyor Antalya’da, 10
üniversiteye çıkma hedefimiz var ve aynı şekilde Alanya’daki
üniversitelerimiz de büyüyor. Dolayısıyla bunların küçülmesi söz konusu
değil. Desteğimiz devam edecek. Fakat her zaman sizlerle yaptığımız
toplantılarda, Alanya’ya geldiğimiz zaman yine hemşirelerimize hitap
ederken üniversiteler Alanya’yla bütünleşecek, ama Alanya’nın da
üniversitelerle bütünleşmesi gerekiyor. Yani üniversitelerimize, özellikle
de vakıf üniversitemize sahip çıkmamız lazım. Şu anda Alaaddin Keykubat
Üniversitesi’nin çok başarılı bir rektörü var ve vizyonu olan bir
arkadaşımız. Dolayısıyla vakıf üniversitesiyle de aynı şekilde destek
oluyor vizyon olarak. İnşallah vakıf üniversitemize de yeni bir rektör
atandıktan sonra iki üniversitemiz arasında dayanışma olacak, rekabet
etmeyecekler. Diğer taraftan, halkımız da, Alanyalı hemşerilerimiz de
üniversitelerimize lütfen sahip çıksınlar. Üniversitelerimizin de Alanya
ekonomisine katkısını sizler daha iyi biliyorsunuz. Eskiden kış ayları
Alanya’da karanlıktı, ışıklar yanmıyordu. Şimdi her yer ışıl ışıl, her yer
açık kış aylarında ve bu ileride daha da iyi olacak inşallah.
SUNUCU- İnşallah. Sayın Bakanım, bu arada sayın milletvekillerimiz, yani
Antalya milletvekillerimizle sürekli irtibat halindesiniz, zaman zaman
toplantılar yapıyorsunuz. Hiçbir Bakan böyle bir şey yapmıyor. Siz
Antalya’yla, Alanya’yla, yani bölgenizle bağlantınızı sürdürüyorsunuz.
Onlar üzerinden en azından, onları bir anlamda asiste ediyorsunuz. Yani
sadece bir Bakan değil bir arkadaş, bir dost, bir müttefik gibi de
davranıyorsunuz, bunun da farkındayız. Zaman zaman o toplantılara rast
gelmiş birisi olarak yakinen biliyorum, onun için söylüyorum.
Peki, son dönemde özellikle seçimden, yerel seçimden sonra değişen
Antalya’da belediye yönetimi ve yerel yönetimlerle nasıldır ilişkileriniz,
yani mesela Muhittin Böcek’le nasıldır, diğer belediye başkanlarıyla
nasıldır? Gelen talepleri nasıl karşılıyorsunuz, talepler geliyor mu ya da?
Ve tabii ki Sayın Menderes Türel’den sonra, AK Parti’nin belediye
başkanından sonra neler değişti sizin açınızdan?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, gerçekten 16 sene milletvekilliği
yaptım. Milletvekilliğinin hem onurlu bir görev olduğunu, hem de zor bir
görev olduğunu biliyorum. Burada önemli olan birlik, beraberliktir.
Parti içindeki milletvekillerin, AK Partili milletvekillerinin arasındaki
uyum da çok önemli ve bunun için çok çaba sarf ettik. Arkadaşlarımıza da,
birlikte görev yaptığımız arkadaşlarımıza çok çok teşekkür ediyorum,
gerçekten çok teşekkür ediyorum, hep birlik beraberlik içinde olduk.
Mecliste de hep gıpta edilir Antalya. Halen arkadaşlarımız bir arada
oturur. Bir konu olduğu zaman istişare ederiz, otururuz ve arkadaşlarımızı
dinleriz, arkadaşlarımızın isteği doğrultusunda biz de biraz moderatörlük
yapıyoruz. Sonuçta hepimiz ülkeye hizmet etmek için siyaset yapıyoruz. Yani
kıskançlık, fitne ve diğer böyle dinimizin de yasakladığı ve gerçekten
siyasette de çok zararlı olan olumsuz şeylere tevessül etmiyoruz, etmemiz
de lazım, bunların kimseye de faydası yok. Dolayısıyla bu uyum önemli.
Tabii Antalya’da diğer partilerden de milletvekilleri var, onlarla da
aramızda hep saygıya dayalı bir dostluk oldu, geçmişte de öyle, şimdi de
öyle. Hepsiyle konuşuyoruz ediyoruz. Antalya’yla ilgili bir konu olduğu
zaman istişare ediyoruz. Hep birlikte bir yemek yiyelim dedik, fakat henüz
daha onu da gerçekleştiremedik. CHP’den bir arkadaşımıza o görevi verdik,
ama henüz gerçekleştiremedik. Birlikte yemek yiyelim dedik Antalya
milletvekilleri olarak, inşallah gerçekleştiririz de…
SUNUCU- Evet, ben o olayı biliyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Diğer taraftan tabii Antalya’nın
belediye başkanları farklı partilerden, 19 belediye başkanı var, bir de
Büyükşehir Belediye Başkanı var. Dolayısıyla farklı partilerden
arkadaşlarımız var, geçmişte de öyleydi. Büyükşehir Belediye Başkanı
bizdeyken, Menderes Bey iken diğer partilerden de alt belediyeden başkanlar
vardı. İnanın samimiyetle söylüyorum, hiçbir zaman ayrım yapmadık. Bize
gelip de bir talepte bulunan, projesini getiren hiçbir arkadaşımıza hiçbir
şekilde ayrım yapmadık. Bazen şimdi değişik belediyelere araçlar da
gönderiyoruz, çünkü halka hizmet edilmesi gerekiyor. Yeter ki o belediye
gelsin bizden talepte bulunsun işbirliği içinde olsun. Bazı yerlerde
görüyoruz ki devletle rekabet etmek istiyorlar, bu doğru bir şey değil.
Yani devlete kafa tutup alternatif yapılar oluşturmaya çalışıyorlar. Bunun
kimseye faydası olmaz. Şu korana zamanında, pandemi döneminde Antalya’da
mesela geçen günde de söyledim, Büyükşehirle Valilik arasında çok iyi bir
uyum oldu, hiç tartışma olmadı. Birlikte güçlerini birleştirdiler
vatandaşlarımıza birlikte yardımlar götürdüler, bu güzel bir şey. Muhittin
Böcek bizim ata dostumuz, ta Anavatan’ın İlçe Başkanıyken kendisini
tanıyoruz, daha sonraki dönemde de. Yine milletvekilliğimiz, Bakanlığımız
döneminde kendisi Konyaaltı Belediye Başkanıyken de bizden talepleri de
olmuştur, olacaktır her belediye başkanımızın olduğu gibi. Biz de bu
talepleri yerine getirmek için her türlü desteği verdik. Olumlu şeyler
yaptığı zaman da kendisine de teşekkür ettik. Diğer ilçe belediyelerine de
teşekkür ettik. Hatta ilk başlarda diyorlardı ki teşekkür ettikten sonra,
Muhittin Bey veya şu belediye başkanı AK Parti’ye mi geçiyor, Mevlüt Bey
niye teşekkür etti? Yani illa aynı partide olmamıza gerek yok ki teşekkür
etmek için veya tebrik etmek için. Şimdi ama dostluk başka, siyaset başka.
Şimdi o noktaya geleceğiz. Şimdi Menderes Türel Büyükşehir Belediye Başkanı
iken Antalya’mıza çok hizmetleri oldu, büyük hizmetleri oldu, kendisine de
çok teşekkür ediyoruz. Ama o hizmetlerin bu dönemde olmadığını da şimdi
söylemek lazım. Dostluk başka, siyaset başka derken, yani partizanlık
yapmıyorum, gerçekleri görüyoruz, Antalya da görüyor. Yani belediyecilik de
AK Parti’nin işi işin doğrusu. Dolayısıyla geçmiş dönemde de biliyorsunuz,
ilk dönemde 2004-2009 döneminde AK Parti belediyeciliği vardı Antalya’da,
daha sonra CHP’ye geçti ve 5 sene bize en az 15 sene kaybettirdi Antalya
için. Yani sonuçta dostluklar iyi, ilişkiler iyi, ama Antalya’ya hizmeti
kim yaparsa, kim yapmayı isterse biz engel olmayız, önünü açarız, destek
oluruz, Cumhurbaşkanımızın da anlayışı bu. Çünkü Cumhurbaşkanımız İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanıyken o günkü iktidarlar tarafından hep
engellendi, hep engellendi, hep engellendi. Dolayısıyla çok çektiği için
biz hep destekliyoruz, bugüne kadar hep destekledik. Hiç parti ayrımı
yardımlarda biliyorsunuz belediyeye verilen paralarda ayrım yapılmadı. Ama
şimdi görüyoruz ki yine bazı belediyeler bu sefer devlete kafa tutarak
engelleme veya başka yollara tevessül ediyorlar. Onların da kimseye faydası
olmaz.
SUNUCU- Sayın Bakanım, bu arada tabii bizi her yerden izliyorlar.
Amerika’dan New York’tan Hakkı Hacıkadiroğlu kardeşimiz, siz de
tanıyorsunuz, Amerika’da görüşmüştünüz hatırlarsanız, hatta beraber de
görüştük üçlü.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tanıyorum. Gurur duyduğumuz çok başarılı
bir kardeşimiz, kendisiyle gurur duyuyoruz.
SUNUCU- Evet, o yazmış şimdi, diyor ki, Sayın Bakanıma çok teşekkür
ediyorum, iyi bayramlar diliyorum. Bu arada Amerika’da gururla yürüyoruz
diyor. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri sağlık sektörü sınıfta kaldı, biz
bu süreci başarıyla atlattık diyor. Onun dışında Amerika’ya sağlık yardımı
yapan bir ülkenin vatandaşı olarak ezik değiliz, gurur duyuyoruz diyor, çok
teşekkür ediyoruz diyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Mehmet Ali Bey, biz çok teşekkür
ediyoruz kardeşimize, buradan sevgilerimizi, en iyi dileklerimizi
gönderiyoruz. Lütfen sağlıklı kalsın ve başarılarının devamını diliyoruz.
Geçenlerde Los Angeles’ta görev yapan bir doktor arkadaşımla iletişim
halindeyiz, birbirimize hocam diye hitap ederiz. Ve kendisi çalıştığı
hastaneye paketler içinde Türkiye’nin yaptığı yardımların geldiğini ve
herkesin bu paketleri açarken Türkiye’yi konuştuğunu ve bundan da çok büyük
mutluluk ve gurur duyduğunu söyledi. İnsan duygulanıyor gerçekten. Yani bu
süreçte, bu tür pandemi ve salgın dönemlerinde tabii ki çok fakir ülkeler
daha fazla etkilenmiştir, ihtiyacı olmuştur. Ama kimin zengin kimin fakir
olduğunun önemi olmadı, kimin sağlık sistemi güçlü, kim hazır, kim
zamanında tedbirler aldı, öngörülü davrandı ortaya çıktı. Yani kim yaptıysa
bunu o kazandı işin doğrusu. Dolayısıyla kendisine teşekkür ediyoruz.
Tabii burada insani konularla siyasi konuları karıştırmamak lazım. Türkiye
böylesi bir dönemde ilişkilerinde soğukluk yaşadığı ülkeleri bile bununla
ilişkilerimiz çok kötü, bu insani konuları görmezden gelelim demedi, bize
de yakışmaz, insani ve girişimci dış politikamıza hele hele hiç yakışmaz.
SUNUCU- Sayın Bakanım, dış bağlantılarımız olacak, Küresel Gazeteciler
Konseyinin dış temsilcilerinden birkaç soru var birer dakikalık, çok kısa
kısa cevaplar rica ediyorum sizden.
Yavru vatandan başlıyoruz, kardeş Azerbaycan’a gideceğiz, oradan diğer
ülkelere. Şöyle çok kısa bir dünya turu gibi olacak. Evet, Sefa Karahasan
Kuzey Kıbrıs’tan, onunla başlıyoruz, buyurun.
SEFA KARAHASAN- Sefa Karahasan, Küresel Gazeteciler Konseyi Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti Temsilcisi ve Yönetim Kurulu üyesi.
Sayın Bakanım, hayırlı akşamlar diliyorum. Akdeniz’de önemli süreçler
yaşanıyor. Dışişleri Bakanı olarak da bu süreçlerde önemli bir rol
oynuyorsunuz. Kovid-19’la mücadele döneminde de Türkiye Doğu Akdeniz’de
geri durmadı, Yavuz Sondaj Gemimiz bölgede çalışmalarına devam ediyor.
Ancak buna karşın Rumların tırnak içinde söylemek gerekirse ‘şımarık’
hareketleri devam ediyor ve yandaş ülkelerle birlikte Türkiye ve Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini görmezden gelen adımlar
atmak istiyorlar. Mısır, Yunanistan, Avrupa Birliği, İsrail bir anlamda bir
cephe oluşturulmaya çalışılıyor Doğu Akdeniz’de. Türkiye olarak da bu
konuda net ve kararlı olduğunuzu görüyoruz.
Sayın Bakanım, merak edilen Doğu Akdeniz’de Kovid-19’la mücadele sonrasında
nasıl bir süreç işleyecek, açıkçası bununla ilgili olarak önemli
mesajlarınızı bekliyoruz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sefa kardeşimize çok teşekkür ediyoruz.
Sefa, biraz önce bayram mesajını da gördüm okudum, ama henüz cevap
veremedim. Dolayısıyla ben de buradan bayramını şimdiden tebrik ediyorum.
Sorun için de ayrıca çok teşekkür ediyorum.
Esasen bugünkü Doğu Akdeniz’deki tabloya baktığımız zaman, bunun
müsebbibinin kim olduğunu gayet güzel bir şekilde Sefa kardeşimiz açıkladı.
Rum tarafı Türk tarafının haklarını yok sayarak tek taraflı sondaj
çalışmalarına devam etmeseydi, bizim tavsiyelerimizi AB üzerinden,
Yunanistan üzerinden ve KKTC’nin tekliflerini dikkate alsaydı, paylaşmayı
öğrenseydi bu gerginlik olmazdı. Ama maalesef biz diplomasi dedikçe bunlar
zafiyet olarak algıladı, sonuçta biz de gemilerimizi gönderdik, sondajı
başlattık.
Bugün baktığımız zaman kim var orada? Şimdi şu dönemde yıl sonuna kadar
herkes çekildi. Kim var, bir tek Türkiye var. Bunun anlamı şudur, Rum
tarafı da KKTC’yle anlaşarak, Kıbrıs Türk halkıyla anlaşarak uzlaşıya
gitmelidir. Doğu Akdeniz etrafındaki ülkeler için de mesaj nedir, burada
Türkiye var, Türkiye’yle işbirliği yapmak durumundasınız. Aynı şekilde
Yunanistan da bizimle işbirliği yapmak yerine, diğer ülkelerle işbirliği
yaparak bizi dışlamaya çalıştılar. Ne oldu, hamlelerimizi yaptık,
sondajlarımız başlattık, dengeler değişti. Kararlıyız, önce uyarıyoruz,
dinlemiyorlarsa gerekli adımları atıyoruz, sahada ve masada güçlü Türkiye
var artık. Dolayısıyla güçlü Türkiye hem Kıbrıs Türk halkının, hem de Türk
milletinin ve devletinin çıkarlarını koruyacak güce sahip.
Dolayısıyla biz burada çalışmalarımızı elbette sürdüreceğiz. KKTC ancak
bize derse ki, biz anlaştık, benim de burada haklarım garanti alındı, artık
sondaja gerek yok derse, KKTC’nin bize ruhsat verdiği alanları veririz, o
zaman değerlendiririz. Ama bir de benim Kıbrıs’ın güney batısında kıta
sahanlığımın içinde sürdürdüğüm sondajlar var, orası benim egemenlik
alanıma giriyor dolayısıyla benim egemenlik hakkımı da kimseye
tartıştırmam. Bu konuyu gündeme getiren Avrupa Birliği olsun, bazı AB üyesi
ülkeler olsun, tabii Yunanistan sürekli AB toplantılarına taşıyor bu
konuyu, onlar da bize söylüyor, biz de bunu söylüyoruz, ikisini ayırt
edelim. Rum tarafı ve Yunanistan, diğerleri olumlu yaklaşırlarsa biz de
paylaşmaya her zaman varız, işbirliğine varız. Rum kesimi hariç biz
herkesle bu işbirliğine varız, Rum kesimi ise KKTC’ye gitmeli, Kıbrıs
Türklerine gitmeli.
SUNUCU- Bu arada Kütahya MHP milletvekili Ahmet Erbaş bizi izliyormuş, size
çok selam ediyor. Sayın Bakanımız örnek aldığımız bir siyasetçidir diyor,
başarılar diliyor, iyi bayramlar diliyor, onu da ileteyim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sağ olsun Mehmet kardeşimiz.
O da Kıbrıs’ta biliyorsunuz yatırımları da var, Kıbrıs’ı çok iyi bilen bir
arkadaşımız.
SUNUCU- Doğrudur. Bu arada Alanya Ticaret Sanayi Odası Meclis Başkanımız
Sayın Metin Atalay çok güzel bir mesaj yazmış, uzun, ama okuyamıyorum, o da
çok iyi dileklerini sunuyor, Sayın Bakanımızla gurur duyuyoruz diyor,
başarılarının devamını diliyoruz, iyi bayramlar diliyorum diyor, o da yine
söylüyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sağ olsun. Metin ağabeyimize de biz
saygılar sunuyoruz.
SUNUCU- Sağ olun.
Şimdi de Azerbaycan’a gidiyoruz Elshad Eyvazov Başkana, bizim Küresel
Gazeteciler Konseyi adına. Evet Elshad Bey, dinliyoruz.
ELSHAD EYVAZOV- Merhabalar Sayın Bakanım, ben Elshad Eyvazov, Azerbaycan
Parlamento Muhabirler Derneği Başkanı, Küresel Gazeteciler Konseyi Genel
Başkan Yardımcısı.
Bu yıl Mart’ın 31’inde Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan arazilerinde
Ermeniler sahte kondurma bir seçim yaptılar ve sahte kondurma bir
cumhurbaşkanı kendileri için seçtiler. Bugün kandırma seçimin 100 günü
tamam oldu. Yine Azerbaycan’ın işgale edilmiş Şuşa şehrinde yemin töreni
merasimi yaptılar, toplantıya Ermenistan’ın Başbakanı da katıldı Azerbaycan
insanının, Türkiye insanının tepkisine bakmayarak. Hatta hiçbir
uluslararası kaide kanunla uyuşmasa da yine Ermenistan’ın Başbakanı
toplantıya katıldı. Bugün malumdur ki Ermenistan kendi gücüne böyle bir şey
yapabilmez, yani Ermenistan’a destek olan ülkeler var.
Azerbaycan’a da Türkiye ne zaman destek olacak ki Azerbaycan kendi
topraklarını işgalden azat etsin? Bu olmayacaksa, hem Kafkaslar’da, hem
Azerbaycan’da Türkiye’ye güven zayıflamayacak mı, aynı zamanda Türkiye’nin
büyüklüğü zayıflamayacak mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, çok teşekkür ediyoruz.
Biz bir millet, iki devletiz. Son zamanlarda özellikle ortak davalarımızı
da birlikte savunuyoruz ve Ermeni meselesinde de birlikte hareket ediyoruz
ki bir milletin iki diasporası olmaz sloganıyla yurt dışında da bu şekilde
tüm lobi dahil tüm faaliyetlerimizi, bize düşmanlık yapan tüm güçlere karşı
da yine çalışmalarımızı birlikte sürdürüyoruz. Diğer taraftan, can
Azerbaycan’ın topraklarının azat edilmesi için birlikte çalışıyoruz. Ve
yedi rayon Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si Karabağ, uluslararası hukuk
temelinde ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde bu sorunun
çözülmesi gerektiğini her platformda biz de söylüyoruz, Azerbaycan da bunu
söylüyor. Ve öncelikle tabii diplomasi yoluyla bu sorunun çözülmesi için
Azerbaycan hem Cumhurbaşkanınız Aliyev, hem de Dışişleri Bakanı Elmar
Memmedyarov muhataplarıyla, Ermeni muhataplarıyla da yer yer görüşüyorlar.
Diğer taraftan, biliyorsunuz AGİT 3’lüsü var ve AGİT 3’lüsü maalesef
yıllardır burada bir çözüm getiremedi. En son bu seçimden önce, yine hiç
kimsenin tanımadığı sözde seçimden önce bu AGİT 3’lüsünü Ankara’ya davet
ettik ve kendilerine genel anlamda bu Karabağ ve Azerbaycan’ın işgal
edilmiş toprakları meselesinde düşüncelerimizi, beklentilerimizi anlattık
ve bugüne kadar bir çözüm üretemedikleri için de tabii ki endişemizi ve
yine hayal kırıklığımızı da her zaman olduğu gibi söyledik, söylüyoruz.
Ayrıca, bu seçimlerin tanınmaması gerektiğini de söyledik. Nitekim bu
seçimleri tanımadıklarını da açıkladılar, yani hiç kimse bu seçimleri
tanımadı. Gerek işte Şuşa şehrindeki bu etkinlikler, gerekse burada sözde
seçimler düzenlenmesi provokasyon.
Diğer taraftan özellikle burada Rusya önemli bir aktör. Sayın
Cumhurbaşkanımız Putin’le hemen hemen görüşmesinde bu sorunu birlikte
çözelim diye de ısrar ediyor ve bu konuda da bazı çalışmalar da oldu. Yani
bizden Azerbaycan bu konularda hangi talepte bulunursa biz o talebi
karşılarız, birlikte hareket ederiz, bu konuda hiçbir Azerbaycanlının da
şüphesi yoktur, olmaz da.
Kaldı ki, bu bölgede bu sorunlarla mücadele ederken bağlarımızı da çok
güçlendirdik. İşte şimdi Nahçıvan’a da otoban ve tren yolu çalışmalarını
hayata geçiriyoruz, en son Bakü’deki toplantıda bunun kararını aldık.
Bakü-Tiflis-Kars demir yolu, yine petrol, doğal gaz boru hatları, TANAP
boru hattı, lojistik, yine aynı şekilde Hazar Denizi’nin üzerinden yine
Ro-Ro’larla taşıma projelerimiz. Yine Orta Asya petrolünün, doğal gazının
bu projelere bağlanması. Şah Deniz Projesi Gürcistan’ın da içinde olduğu
yine aynı şekilde.
Yani bu bölgede işin doğrusu Türkiye’nin mevkisi hiçbir zaman zayıflamadı,
sorgulanmadı ve de tam tersine her zaman da güçleniyor, ama birlikte
güçleniyor tek başına değil. Önümüzdeki süreçte de Azerbaycan’ın derdi
bizim derdimizdir, Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimizdir, Azerbaycan’ın
bizden ne talebi olursa bu talebi de gerçekleştiririz. Azerbaycan’a da her
türlü desteği veririz, hangi alanda ne tür desteği ihtiyaç duyarsa Türk
Devleti olarak, Türk milleti olarak Azerbaycan’ın yanındayız, öyle olacağız
ve her zaman da birbirimizin hakkını diğerimiz orada yokken de güçlü bir
şekilde savunuyoruz, savunmaya devam edeceğiz.
SUNUCU- Evet, Azerbaycan halkına Elshad Bey bunu yarın manşetten
duyuracaktır eminim, bu desteğinizi duyuracaktır.
Evet, şu anda yine bir kardeş ülkeye bağlanacağız, Ürdün’e gideceğiz,
Ürdün’de yine Küresel Gazeteciler Konseyi temsilcimiz Majdi Beyle bir
bağlantımız var. O da çok güzel bir mesaj verdi.
Evet Majdi Bey, sizi dinliyoruz.
MAJDİ TALL- İyi akşamlar Sayın Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye Cumhuriyeti
Dışişleri Bakanı, Sayın Mehmet Bey. Ben Majdi Tall, Küresel Gazeteciler
Konsey Ürdün temsilciyim, bir sorum benim var sizin için.
Bölgeyi ve dünyayı saran korona salgını eşiğinde bu salgının üstesinden
gelmek için işbirliğini güçlendirerek bölge toplumları arasındaki
ilişkileri yeniden inşa etmek ve böylece bölgedeki tüm taraflar için tatmin
edici çözümlere ulaşmak için daha olumlu kanallar açmaya devam etmek için
uygun bir fırsat gibi görüyor musunuz? Ümit ederim ki bu sorunun cevabını
iletebilirsiniz, çünkü bence çok önemli. Bu yumuşak güç kullanmak bu
zamanlarda ve koronadan dolayı bence çok önemli bir aşama bölgemiz için
pozitif bir ulaşım arayacağız ve hedefimiz olacak. Çok sağ olun, erkenden
sizin Ramazan Bayramını kutluyorum ve iyi akşamlar.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Majdi kardeşimize teşekkür ediyoruz,
güzel bir soru sordu. Esasen bu süreçte küreselleşmeyle ilgili çok önemli
görüşler ortaya atıldı, küreselleşmenin sona ereceğini söylediler,
söyleyenler var, içe kapanmanın olacağını söyleyenler var. Çünkü küresel
sistemin bu pandemiden çok etkilenen ülkelere fakir, zengin fark etmez çok
büyük bir desteği olmadı. Diğer taraftan, içe kapanma yani kendi kendine
yeterli olma çabaları olacak, ama pratikte bu mümkün değil. O zaman ne
olacak? Bölgeselleşme olacak. Yani bölgeselleşme ne demek? Bölge ülkelerin
birbirine ihtiyacı daha da artacak dolayısıyla, bu ihtiyaç arttıkça
ilişkilerin de gelişmesi doğaldır. Diğer taraftan varsa sorunlar,
sorunların da çözülmesi yine olasıdır ya da olasılık artar. Ama pandemi
oldu birbirimize ihtiyacımız var, tüm sorunlarda, çatışmalarda her şey
kendiliğinden çözülür ya da bazı gayretlerle çözülür dersek o zaman da
aldanırız. Maalesef böyle olsa keşke, ama sahadaki gerçeklere baktığımız
zaman öyle değil. Örneğin, terör bitsin isteriz, ama gördük ki terör
örgütleri bu pandemiyi fırsat bilerek her yerde bizde de, içeride de,
dışarıda da saldırmaya başladılar diğer ülkelerde de terörün olduğu
yerlerde de görüyoruz. Diğer taraftan, bu bölgedeki sorumlusu olan
yöneticilerse rejimler ise yine burada bu zafiyeti avantaja çevirmeye
çalışarak agresifliğini de arttırdığını görüyoruz. Umarım herkes bundan
ders alır ve bu korana döneminde de biliyorsunuz sorunların en çok
yaşandığı ülkelerde çatışmaların olduğu ülkelerde testler bile yapılamadı,
yani vakanın ne olduğunu bilemiyor, belirsizlikler var. Yani ortaya çıkan
sayıların düşük olması bizleri aldatmasın. O nedenle bu ülkelerin ve
bölgenin istikrarı, huzuru, barışı ve dayanışması çok önemli. Türkiye
olarak Suriye sorununun siyasi olarak çözülmesi için de çok çalışıyoruz
terörle mücadelemizin yanında.
Diğer taraftan, Libya’da yine siyasi çözüm için de çaba sarf ediyoruz.
Bölgedeki sorunların barışçıl yoldan çözülmesi için de Türkiye her zaman en
önde olmuştur, inisiyatiflerin içinde olmuştur. Ve bundan sonra da bu
çabalarımızı sürdüreceğiz. Keşke her şey bizim çabalarımıza bağlı olsa ama
inşallah bu koronavirüsten herkes ders alır ve birlik ve dayanışmayı
özellikle de bölgesel düzeyde arttırır.
SUNUCU- Evet, teşekkür ediyorum Sayın Bakanım. Şimdi de Türkiye’de görev
yapan Diplomasi Muhabirleri Derneği var İstanbul merkez onun başkanı Alman
gazeteci Christian Feland onun bir sorusu var Sayın Bakanım onu dinleyelim.
Buyurun Christian.
CHRISTIAN FELAND- Merhaba Sayın Çavuşoğlu, eğer sakınca yoksa size iki
sorum olacaktı. Kovid-19 pandemisi dünyadaki pek çok şeyi değiştirdi, bu
durum Türkiye’deki mültecileri ne kadar etkiliyor? Ve sizce AB-Türkiye
arasındaki mülteci anlaşmasının yeniden düzenlenmesi gerekir mi? Ve
Almanlar Türkiye’de özellikle de Antalya bölgesinde tatil yapmayı çok
seviyorlar ve yaz tatillerini heyecanla bekliyorlar. Korona zamanında da
kalabalık her şey dahil oteller, güvenli ve sağlıklı bir plaj tatiliyle
ilgili vereceğiniz mesaj nedir acaba? Çok teşekkürler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, Christian’a çok teşekkür ediyoruz,
Türkçesi benim Türkçemden daha iyi tebrik ediyorum, çok gelişmiş Türkçesi.
Güzel sorular sordu, ikinci soru daha çok Turizm Bakanımızı ilgilendiren
soru, ama ben de ondan dinlediğim için cevaplamaya çalışacağım. Bu süreçte
gerçekten en çok etkilenenler yani koronadan etkilenenler esasen en zor
şartlarda yaşayanlar oldu. Bunların başında da mülteciler, göçmenler
geliyor. Biz G-20 Zirvesinde, yine Uluslararası Koordinasyon
toplantılarında, tüm toplantılarda buradan yardıma en çok ihtiyaç duyan
kesimlerin göçmenler, kadınlar, çocuklar dahil ihmal edilmemesi gerektiğini
söyledim, özellikle de göçmenler. Ve göçmenlere yardım eden ülkelere de
ayrıca yardım yapılması gerektiğini de söyledim. Bir de en az gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelere de yine destek vermemiz gerektiğini, G-20
toplantısında da bizzat Cumhurbaşkanımız söyledi, daha sonra Bakanlar
düzeyinde bu konular detaylı bir şekilde ele alındı. Dolayısıyla, elbette
göçmenler, mülteciler etkileniyor.
Burada önemli olan nedir? Bir, test yapma konusunda eğer bir şüphe varsa
göçmen veya göçmen değil, yerli ya da oradan, bu dinden ayrım yapılamaz.
Herkes insandır, herkesin de temel hakkı en temel hakkı yaşama hakkıdır
dolayısıyla, yaşaması için de tedavisini görmesi gerekiyor Türkiye’de biz
hiçbir şekilde bir ayrım yapmadık. Türkiye’de geçici olarak yaşayanlar da
vardı, turistler de vardı bu vaka başladığı zaman ihtiyaç duyan herkese bu
imkanı sağladık. Ama Christian kusura bakmasın ben yurt dışında çok sayıda
vatandaşımızı aradım, özellikle yakınları ölen vatandaşlarımızı aradım 550
civarında şu anda rakam en son 430’u geçmişti, ama maalesef ölümler artıyor
vatandaşımız yurt dışında öldü ve bunların cenazelerini de Türkiye’ye
getiriyoruz, hepsini de tek tek arıyorum. Maalesef yani insanlar ancak
solunum cihazı ihtiyacı duyduğu zaman ya da yoğun bakım ihtiyacı duyduğu
zaman bırakın göçmeni, mülteciyi hastaneye alıyorlar, yoksa evinde bu
süreyi geçiriyor. Ama çok şükür biz bunları Türkiye’de hiç kimseye
yaşatmadık, yaşamadı dolayısıyla göçmenleri etkiledi.
Tabii göç konusunda biliyorsunuz Yunanistan sınırına giden göçmenler vardı
pandemiden dolayı bu yavaşladı, ama pandemi bittikten sonra bunu tehdit
olsun diye söylemiyorum, mutlaka gitmek isteyeceklerdir. 2016’da bir göç
anlaşması yaptık Avrupa Birliğiyle, biz madde madde üzerimize düşeni,
yükümlülüğümüzü tam anlamıyla yerine getirdik. Ama siz yani Christian’a
buradan tavsiye ediyorum o anlaşmayı şöyle bir okuyun Avrupa Birliği neyi
yerine getirmiş, neyi yerine getirememiş kendiniz söyleyin, yani burada ben
söylemeyeyim. Siz vicdanlı bir insan olarak söyleyeceksiniz ki Türkiye’ye
çok haksızlık yapıldı. Dolayısıyla, bu anlaşmanın gözden geçirilmesi
gerekiyor. Ayrıca bunun sadece ve para vereyim göçmenler de Türkiye’de
kalsın gibi basite indirgemek de doğru değildir. Bunu son zamanlarda bugün
de telefonla kendisiyle görüştüm Yüksek Temsilci Borrell’le ve son zamanlar
da kendisi de her platformda Avrupa Parlamentosuna hitap ederken de söyledi
bu kapsamlı bir anlaşma aramızda. Dolayısıyla, biz bu zor günlerde gördük
ki, birbirimize daha fazla ihtiyacımız var, ama Avrupa Birliğinin
Türkiye’ye daha fazla ihtiyacı var. Bunu hani Türkiye’nin Dışişleri Bakanı
olarak böyle tepeden bakan bir kişi olarak söylemiyorum, gerçekten böyle.
Şu an da Avrupa Birliğinin içinde olsaydı Türkiye bu mücadelede Türkiye çok
daha güçlü olurdu. Ve pandemi konusunda da özellikle destek konusunda da
birçok AB üyesi çok ciddi eleştiriler getirdi, dayanışmada böyle bir
çatırdama oldu. Sonuçta ilişkilerimiz ne kadar iyi olursa bundan herkes
faydalanır. Göç konusu da ortak bir sorunsa burada birlikte hareket etmemiz
lazım, bu anlaşmayı gerçekten bizim güncellememiz gerekiyor, Gümrük Birliği
anlaşmasının güncellenmesi gerekiyor, vize serbestisini gelmesi gerekiyor,
terörle mücadelede daha kararlı olmamız gerekiyor, birçok ortak atacağımız
adımlar var ve bunları atmamız lazım. Ve bunun için de Borrell’le bir
çalışma başlattık Sayın Cumhurbaşkanımızın Brüksel ziyaretinden sonra o
toplantıdan sonra bizleri görevlendirdiler ve önümüzdeki süreçte inşallah
burada bir mesafe kat ederiz.
Pandemi dolayısıyla biz yavaşlamayı görüyoruz ve şu mesajı da vermek
durumunda kaldık, bugün pandemiyi bahane ederek Türkiye’yle işbirliğine
ihtiyaç yok derseniz yarın ya da ertesi gün bir gün pandemi bitecek, ama bu
göç sorunu önümüzdeki yıllarda devam edecek o zaman siz de bizim kapımızı
lütfen çalmayın mesajını da eğer yaklaşımınız buysa bizim o zaman kapımızı
çalamazsınız mesajını da kendilerine verdik. Ama bizim burada amacımız iyi
bir işbirliği ve herkesin sözünde durduğu bir işbirliğidir.
Diğer taraftan, tabii Alman turistlerle ilgili de elbette biraz önce
söyledik bu artık turizmde konseptler değişecek her şey dahil olur, olmaz
ayrı bir şey, ama mesafeler artacak, sosyal mesafelerin korunması
gerekiyor. Çalışan her personelin sağlık testlerinden geçmesi gerekiyor,
sağlıklı olması gerekiyor, odalar da keza öyle. Yine sosyal alanlardaki
düzenlemeler öyle. Tüm bu düzenlemeleri yapacak, kurallar, kriterler belli.
Tümü başta olmak üzere yine bizim TSE’de var 5 firma gelecek tabii görev
dağılımı hepsi başka yerlere gidebilir, ama 5 tane firmayla çalışacağız
Bakanlığımız Turizm Bakanlığımız çalışacak ve buna uyan oteller ve tur
şirketleri dahil hepsine sertifikasyon yapılacak ve daha sonra da
denetlenecek. O nedenle işi sıkı tutmamız lazım ve tüm bu sürecin de güven
verici olması lazım, şeffaf olması lazım. Zaten Almanya’dan heyeti davet
etmemizin de sebebi bu, yerinde görülmesi gerekiyor.
SUNUCU- Evet, Sayın Bakanım son iki sorumuz. Birisi Amerika’dan, diğeri
İngiltere’den kapatıyoruz ondan sonra izninizle.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Zamanı epeyce geçtik ama epeydir de
Alanya’ya hitap edememiştik.
SUNUCU- Biraz geçtik, ama son iki sorumuz Sayın Bakanım. Evet, önce
Amerika’dan İrfan Sapmaz Küresel Gazeteciler Konseyi Temsilcimiz, İrfan Bey
buyurun.
İRFAN SAPMAZ- Merhabalar Sayın Bakanım, İrfan Sapmaz ben Küresel
Gazeteciler Konseyi Washington DC temsilcisiyim. Sayın Bakanım, malum
Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere tüm dünya koronavirüsle
ilgili zor bir süreçten geçiyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde
ölü sayısı 100 binlere yaklaşırken Türkiye böylesi kritik bir dönemde
Amerika Birleşik Devletlerine yardım elini uzattı ve tıbbi malzemeleri
taşıyan uçakları Washington’a gönderdi, bu tabii ki son derece büyük bir
memnuniyetle karşılandı, özellikle başkentte, siyasi çevrelerde, askeri
çevrelerde. Sayın Bakanım, bildiğiniz gibi bir dönem Amerika’yla Türkiye
arasında S-400’ler konusunda da bayağı sert rüzgârlar esmişti. Zor dönemde
Türkiye’nin Amerika’ya bu yardımının ileriki dönemlerde yeni bir ivme
kazandıracağını düşünüyor musunuz iki ülke arasındaki ilişkiler açısından
baktığımızda?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Bir önceki yani
daha doğrusu bugünkü sorulardan bir tanesini cevap verirken bu yapılan
yardımların tüm sorunları çözeceğini düşünmediğimizi söyledik. Ama nedir?
Olumlu bir atmosfer oluştu. Daha önce Türkiye aleyhine konuşanlar olumlu
konuşmaya başladı. Türkiye aleyhine daha önce tasarılar sunan Kongre
üyeleri Büyükelçimize Türkiye’ye teşekkür mektupları gönderdi, aynı şekilde
halktan öyle, sahada görüyoruz bunun olumlu etkisini gördük, bunu Avrupa’da
gördük, yardım ettiğimiz ülkeler. Örneğin, bazı ülkelerde Fransa olsun,
Almanya olsun veya Avusturya olsun, değişik Avrupa ülkelerinde de orada
yaşayan vatandaşlarımıza özellikle Fransa’da bazı medya kuruluşları hep
böyle aşağılayıcı bir şekilde yaklaşıyordu, hakir görüyordu. Ama bu dönemde
gördüler ki kendilerine en çok destek olan oradaki vatandaşlarımız. Herkes
maske üretmeye başladı, tekstil sektörünün içinde olan herkes sağlık
personeline, polise, güvenlik yine personeline tüm görevlilere maske
dağıttılar, sıcak yemekler dağıttılar. İhtiyacı olan insanlara maske veya
dezenfektan veya buna benzer yardımlarda bulundular, orada yaşayan
vatandaşlarımızdan bahsediyorum. Onlarla ilgili de en olumsuz olan
gazetelerin bile, televizyonların bile çok olumlu haberler yaptığını da
gördük bu da memnuniyet verici, umarım unutulmaz. Ama şimdi bu dönemde, zor
dönemde siyaset başka, insani konular başka. Yaptığımız yardımların etkisi
oldu da, diğer taraftan tüm sorunları bu şekilde çözeriz dersek yine doğru
bir yaklaşım olmaz, gerçekçi olmamız lazım, reel politik bak ve burada
sorunlar var, bazıları da ciddi. Şimdi Amerika PKK/YPG’ye Suriye’de verdiği
desteği keserse burada önemli bir yumuşama olur. FETÖ’yle ilgili bizim
beklentilerimizi karşılarsa öyle olur. Niye S-400 aldığımızı Amerika çok
iyi anlıyor, ama bizim de onlara işte komisyon gibi tekliflerimiz var
birlikte adımlar atarsak burada yine birlikte yürürüz. Bu dönemde de
görüldü ki gerek üretimde, gerek diğer konularda Türkiye ciddi bir
alternatif. Şu andaki ürettiklerimiz konusunda vazgeçilmez, ama şimdi
birçok ülke daha güvenilir kaynak arayışına girmeye başladı, yani kaynağını
çeşitlendirmeye başladı, bir tarafa bağlı kalmak istemiyor. O zaman da ilk
akla gelen ülkelerden bir tanesi Türkiye. Dolayısıyla, bu Amerika Türkiye
için de geçerlidir, önümüzdeki süreçte de önümüzde önemli fırsatlar olacak.
Bu yaşadığımız sorunları da birbirimize saygı duyarak ve beklentilerini
anlayarak ve adım atarak biz aşabilirsek o zaman ticaretimiz de 100 milyar
Dolara ulaşır bu Cumhurbaşkanımız Erdoğan’la Başkan Trump’ın ortak
hedefidir, ortaya koydular, Bakanlarımız da bizler de çalışıyoruz ve diğer
alanlarda da işbirliğimizi geliştiririz.
SUNUCU- Evet, Sayın Bakanım son olarak İngiltere’ye bağlanacağız Alpaslan
Düven’e. Evet, Alpaslan Bey.
ALPASLAN DÜVEN- Sayın Bakanım, Londra’dan merhabalar Alpaslan Düven A
Haber, A Para ve A News Londra muhabiriyim. Aynı zamanda Küresel
Gazeteciler Konseyi İngiltere Temsilcisi ve Türk-İngiliz Gazeteciler
Birliği Başkanıyım. Efendim, Türkiye’nin dönüşen siyasi sisteminin ve dış
politik hamlelerinin Batı kamuoyunda ve İngiltere’de olumsuz algılanmasını
neye bağlıyorsunuz? Ayrıca İngiltere’nin Türkiye’nin siyasi dönüşümüne,
Libya ve Suriye’deki başarılı operasyonlarına yaklaşımı nasıl olmuştur?
İkili ilişkiler bu anlamda farklı bir boyut kazanmış mıdır? Teşekkür
ederim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Öncelikle Küresel
Gazeteciler Konseyini tebrik ediyorum, maşallah dünyanın her yerinde var ve
giderek de güçleniyor tebrik ediyorum kısa süre içinde kat ettiğiniz bu
mesafe takdire şayan. Şimdi İngiltere’ye veya Avrupa ülkelerine baktığımız
zaman özellikle İngiltere için şunu söylemek isterim, İngiliz yönetimiyle
bizim hiçbir siyasi sorunumuz da yok ve ilişkilerimiz her geçen gün daha
iyiye gidiyor. Ve bizdeki sistemin Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin de
yine İngiliz yöneticiler tarafından sorgulandığına hiç şahit olmadım,
bununla ilgili hiç soru sorulduğuna da şahit olmadım işin doğrusu. Her ülke
başkanlık sistemidir, tam parlamenter sistemidir, yarı başkanlık sistemidir
Fransa’da olduğu gibi kendisi karar verir. Ve son zamanlarda pandemi
başlamadan önce birçok arkadaşım özellikle sık sık koalisyonların yıkıldığı
ülkelerdeki Avrupa’dan bahsediyorum arkadaşım bana şunu söylediler, biz
bugün sürekli koalisyon olduğu için hükümetler değişiyor ve hükümetler
yıkılıyor, diğer partiyle kuruluyor bu bir istikrarsızlığa yol açıyor. Ve
buradan en avantajlı kim çıkıyor, Fransa dediler. Niye? Yarı başkanlık
sistemi var, 5 senede bir seçim olacak bu hiç tartışılmıyor. Önemli olan
burada demokrasinin iyi işlemesi, güçler ayrılığının tam olarak hayata
geçmesidir, bizim de zaten amacımız bu. Dolayısıyla, Türkiye’nin istikrarlı
olmasının İngiltere’ye de diğer Avrupa ülkelerine de zaten bir zararı yok.
Bahsettiğiniz medya bizim yaptığımız insani yardımları da kötüye kullandı.
Ne dedi? 400 bin adet tulum kullanılamaz dedi, bizim yaptığımız
yardımlardan bahsediyor, yani onu kastediyor. Oysa İngiltere bizim
gönderdiğimiz yardımların dışında Türkiye’de bazı firmalarla da anlaşmalar
yaptılar ve biz de bunların ihracatına İngiltere bizden rica ettiği için
izin verdik. Neden? Çünkü pandeminin boyutu gerçekten endişe verici,
dolayısıyla dost ve müttefik bir ülke olarak yardım ettik. Bunlardan bin
civarında tulum uygun olmamış parasını verip aldıkları. Şimdi bin tane
tulum için 400 bin tane tulum, böyle oldu diye yazmak, hükümet açıkladı,
yine Ankara Büyükelçileri açıkladı, bu doğru değil dedi. Olabilir, yani
medyada böyle dezenformasyon çok var maalesef, kasıtlı da yapıyorlar.
Ama onun dışında Avrupa ülkelerinin veya diğerlerinin bu ülkelerin
sistemlerini sorgulaması doğru değil. Neymiş efendim, sürekli Macaristan
Başbakanı Orban seçimleri büyük çoğunlukla kazanıyormuş, bu demokrasi için
iyi değil. Kardeşim, seçim şeffaf mı, sandık konuluyor mu ve oyların sayımı
dahil süreç şeffaf mı? Şeffaf. Peki, Macar halkının veya Polonya halkının
tercihlerini sen mi sorgulayacaksın? Yani güçlü bir iktidar, özellikle
sağda bir iktidar geldiği zaman, biraz da güçlü olduğu zaman başlıyorlar
böyle gereksiz tartışmalara, biz koalisyonlardan çok çektik.
Diğer taraftan, biz İngiltere’yle gerçekten bu korona döneminde değil, bu
Brexit tam olarak hayata geçmeden önce, şimdi artık sona doğru gidiliyor
ama, ilk başladığı dönemden de bahsediyoruz, ilk açıkladıkları zamandan bu
yana İngiltere’yle her alanda zaten ilişkilerimizi geliştiriyoruz.
Diğer taraftan, uluslararası ve bölgesel konularda da İngiltere’yle de
bizim görüşlerimiz örtüşüyor, Libya’da da görüşlerimiz örtüşüyor. Herkes
kabul ediyor ki, Libya’daki hamlelerimizle biz dengeleri değiştirdik, yoksa
bugün o savaş iç savaşa tamamen şehir içinde de dönecekti ve o zaman sokak
savaşına dönecekti ve Libya için felaket olacaktı. Bugün ateşkesten herkes
konuşuyorsa, bu Türkiye’nin hamleleri sayesinde oldu. İngiltere de aynı
şekilde meşru hükümeti destekliyor, ama aynı bizim gibi İngiltere de siyasi
süreci destekliyor, çünkü tek çözüm siyasi çözümdür Libya’da da ve
Hafter’in de bunu anlaması gerekiyor. Bu konuda İngiltere’yle bizim
görüşlerimiz her zaman örtüşüyor, bir sıkıntı yok, diğer konularda da
görüşlerimiz örtüşüyor. İngiltere’yle de, diğer ülkelerle de ilişkilerimizi
daha geliştirmek için çalışacağız.
SUNUCU- Sayın Bakanım, vaktimizi epeyce aştık, anlayışınız için, hoşgörünüz
için teşekkür ediyorum.
Küresel Gazeteciler Konseyi için söylediklerinize çok teşekkür ediyorum,
ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Zaten sağ olun süreci başından beri siz
takip ediyorsunuz, biliyorsunuz, olağanüstü bu konuda bize katkınız,
desteğiniz oldu, Allah razı olsun. Şu ana kadar 28 ülkede temsilci atadık,
daha da devam ediyoruz. 79 ilde temsilcimiz var, Ankara’da Genel Merkez,
İstanbul’da Dış Medya Meclis Başkanımız ve orada da şimdi bir şube
oluşturuyoruz inşallah. Biz, sizin de söylediğiniz gibi, size söz
verdiğimiz şeyleri kamu diplomasisi adına ülkede ve dışarıda yapmaya
çalışıyoruz, Allah izin verirse yapmaya da devam edeceğiz.
Bu arada o kadar çok soru geldi ki Sayın Bakanım, şimdi bunlara vakit yok
maalesef, sabaha kadar konuşuruz, sabaha kadar anlatırız, yazarız çizeriz.
Ben şöyle bir söz verebilir miyim sayın seyircilerimize, bunları ben size
ileteceğim yazılı olarak, siz istediklerinize cevap verirseniz eğer ben de
dönüş yapabilirim. Yani içinde dilek, temenni olanlar var, sorun var,
sıkıntı var.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Mehmet Bey, ben de onu teklif edecektim,
siz bana gönderin lütfen o soruları…
SUNUCU- Tamam, hayhay. Sayın seyircilerime söz veriyorum, ben Sayın
Bakanıma bu soruları ileteceğim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, onları gönderin lütfen, biz de
onlara bakarız ve cevabını veririz inşallah, ulaşırız bilgilerini de
gönderirseniz…
SUNUCU- Tamam Sayın Bakanım, çok teşekkür ediyorum. Sayın Bakanım, tekrar
çok teşekkür ediyorum katkı ve katılımlarınız için, vakit ayırdınız. Bu
arada size ve ailenize, sevdiklerinize mutlu bir bayram diliyorum. Hayırlı
akşamlar, hayırlı geceler diliyorum, saygılarımı sunuyorum. Sizin de son
olarak bayram mesajını almak istiyorum ve onunla kapatacağız. Buyurun Sayın
Bakanım.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Mehmet Ali Bey, ben çok teşekkür
ediyorum.
Sizler aracılığıyla sadece Alanyalı hemşerilerimize değil, görüyoruz ki
dünyanın her yerindeki takipçilerimize, dostlarımıza, vatandaşlarımıza
hitap etme fırsatı bulduk ve samimi bir ortamda düşüncelerimizi paylaşmaya
çalıştık, sorulan soruları da cevaplamaya çalıştık. Çok teşekkür ediyorum
bu fırsat için.
11 ayın sultanı Ramazan’ın sonuna geldik, bugün son iftardı ve yarın da
inşallah Ramazan Bayramını idrak edeceğiz, ben şimdiden hemşerilerimizin,
tüm vatandaşlarımızın, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın, aynı şekilde
yurt dışında soydaşlarımız var biliyorsunuz, Batı Trakya’da var,
Bulgaristan’da var, Makedonya’da var… Ben de biliyorsunuz fahri Yukarı
Banisalıyım Makedonya’da Gostivar civarı yakın yerde, aynı şekilde Ohrid’yi
de çok seviyorum. Ve yine tüm yurt dışında vatandaşlarımızın,
soydaşlarımızın yaşadığı şehirlere de mümkün olduğu kadar gittik.
Bir de akraba topluluklarımız var, önce can, sonra canan diyoruz, önce
vatandaşlarımızı, soydaşlarımızı, akrabalarımızı sayalım ve de tabii ki tüm
ümmetin mübarek Ramazan Bayramını canı gönülden tebrik ediyorum.
İnşallah bu bayram bu korona belasından kurtulmamıza vesile olur. İnşallah
dünyada zorluklar var, açlıklar var, çatışmalar var, savaşlar var ve tüm bu
olumsuzlukların da sona ermesine vesile olur ve bunun için Rabbimden tüm
sevdiklerimiz için nasıl dua ediyorsak bunun için de Rabbime dua ediyoruz
ki inşallah bu Ramazan Bayramı barışa, istikrara, huzura vesile olur.
Size de çok teşekkür ediyoruz.
Bu vesileyle sizin de ayrıca ve ailenizin bayramını tebrik ediyorum,
annenizin de ellerinden öperim.
SUNUCU- Teşekkür ederim Sayın Bakanım, anneme de ileteceğim, o çok mutlaka
mutlu olacaktır, onun da size selamları olacaktır, ben de ileteceğim
inşallah.
Evet değerli seyirciler, DİM TV’de çok özel bir akşamda Alanya’mızın medarı
iftiharı, gururumuz değerli Dışişleri Bakanımızı konuk ettik. Gerçekten çok
kıymetli açıklamalarda bulundu, hem Alanya, hem Antalya, hem bölge, hem
Türkiye, hem dünya politikasından konuştuk, inşallah sizler de memnun
kalmışsınızdır.
Hepinize iyi geceler diliyorum, iyi bayramlar diliyorum.
Bir başka İğneli Fıçı’da buluşmak üzere Allah’a ısmarladık.